๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mektubat-ı Şeyh Ahmet => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 17 Ocak 2010, 21:45:15



Konu Başlığı: Yüzonsekizinci Mektup
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 17 Ocak 2010, 21:45:15
YÜZONSEKİZİNCİ MEKTUP
 
Halifesi Molla Muhammed Latif’e, Hamidi (Mardinli Şeyh Hamid sülalesinden) Şeyh Muhammed Said oğlu Beşir, Molla Abdüllatif’in huzurunda Şeyhi’i inkâr ettiği için kıskananların bu tarikat hakkındaki inkârları, bu tarikatın hakkıyetine, doğruluğuna dair en büyük bir delil olduğu, bu durumun Peygamberler ve evliyâların durumlarına benzediği, kemaliyetin şöhreti ile kıskanma vasıfları birbirlerinden ayrılmaz iki haslet oldukları ve duruma göre Molla Abdüllatif’e yakışacak hareketin beyanı ve bu konu ile ilgili şeyler hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Kâinatta hiç bir şey yoktur ki, onu hamd ile tesbih etmesin. Salât ü selam Allah’ın yarattıklarının en hayırlısı efendimiz Muhammed’in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) bütün âl ve asbabının üzerine olsun!

Sonra, ey kardeş! Beşir bize karşı olan kalbindeki düşmanlık ve kıskanması dolayısiyle hakkımızda söylediği şeyleri işittik. Onun böyle söylemesi tarikatımızın doğruluğuna, derecemizin yüceliğine, Sadatın (Kuddise sirruh) himmetleri yalnız bu tarikata hasr olunduğuna dair en büyük delildir. Çünkü halk eskiden peygamberlerin, evliyaların hatta kainatın kayıtsız şartsız efdali olan Hazret-i Muhammed (Sallallahü alayhi ve sellem) gibi zatın zevcesi Hazret-i Aişe’nin (Radıyallahü anha) şerefleriyle oynadıkları gibi, bizi inkar eden, Beşir ve amsali de bize eziyet verip şeref imizin perdesini yırtıyorlar.

İmam-ı Gazali (Rahmetullahi aleyh) buyurdu ki: Kendisinden kıskanılmayıp iftiraya uğramayan kimse, küçük sayılır. Küfür ve sapıklıkla bilinmeyen kimse küçümsenir.

İmamı- Rabbani (Kaddesallahü sirreh) buyurdu ki, fazilet ve kemalatın şöhretleri ile hased edenlerin hasedleri (kıskanmaları), birbirlerinden ayrılmayan şahıs ve gölgesine benzerler. Şairin birisi de şöyle der:

«Eğer benden kıskanırlarsa, onları kıskanmam. Çünkü benden önce fazilet sahibi kimseler de şübhesiz kendilerinden kıskanılmışlardır.» Diğer birisi de demiş ki:
«Kişinin en kötü günü, içinde kendisini ayıplayacak ve kendisini inkar edecek bir kimsenin bulunmadığı günüdür.»  Kur’an-ı kerim de konumuza münasib olarak şöyle buyrulur:

Hakkımızdaki bu harâketlerden saha ziyâde halk, Üstadı a’zam. ve Gavs-ı mufahham, Mevlanâ Hâlid ile İmâm-ı Rabbâni’ye de (Kuddise sirruhümâ) yöneltilmiştir. Bu olay, Allah’ın kulları arasında Allah’ın câri olmuş bir âdetidir. Öyle ise üzülme, onları Allah’a ve sâdat1ara havale et! Gerçi o anda kendisine, «Bayram günü dahi bir daha senin evine ve ziyaretine gelmiyeceğiz. Çünkü hayâ imânın bir parçası olduğu halde, ‘bizden utanmazsın ki, tâziyeniz münasebetiyle üzüntülü kalbinize teselli vererek evinize geldik. Maalesef kalbinizin kinle, hasedle dolu olduğunu müşâhede ediyoruz. Kendisinden kıskandığın kimse de iyi nimet oluşuna dair bir alâmettir. Zira kıskanılan kimsede nimet olmazsa, kıskanan kimsede hased ve kin mevcud olmaz» dedikten sonra, öfkeli olarak meclisini terk etmeye hakkınız vardı.

Allah, hiç bir peygamber kendisi gibi eziyet çekmeyen efendimiz Muhammed’in, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) âl ve ashâbının üzerine salât ü selam eylesin!