๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mektubat-ı Şeyh Ahmet => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 19 Ocak 2010, 09:57:03



Konu Başlığı: Yüzkırkdokuzuncu Mektup
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 19 Ocak 2010, 09:57:03
YÜZKIRKDOKUZUNCU MEKTUP

Mazıdağı kazasına bağlı Halelan köyünden Halifesi Molla Abdürrezzak’a, kardeşinin vefatı dolayısiyle taziyesi, kul, aziz ve yüce Allah’ın yaptığı işlere razı olması, bütün insanlar, ölüme doğru gittiklerini bilmesi, bu dünyanın işlerinden daha sıkıca ahiret işleriyle uğraşmanın gerektiği hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Selam, Allah’ın bu alemden kendine seçtiği kullarına (Peygamberlerine Aleyhimüsselam) özel olarak Peygamberimizin (Sallallahü aleyhi ve sellem) sıdk ve vefa sahibleri olan al ve ashabının üzerine olsun!

Bundan sonra bu mektub, yüce kapı eşiğinin hizmetçisinden, Allah için kardeşi ve dostu Molla Abdürrazzak’adır. Allah, onu katında makbul olanlardan eylesin.

Aziz kardeşimizin vefat haberi, ona (bana) ulaştı. Dolayısiyle kendisine bedel olarak bu mektubu yazdı.
Kardeşim, Allahü tealanın Kur’an-ı kerimde: «Her canlı ölümün tadıcısıdır» kelamının tasdiki için insana ölüm lazımdır. Ömrü uzayıp da ameli çok olana ne mutlu...

Kardeşinizin vefatından ibret alıp kendi ölümünüzü düşünmeniz. Hak sübhanehü ve teatlanın razı olduğu şeylere yönelmeniz, dünya hayatının aldanma eşyasından başka bir şey saymamanız layıktır. Eğer dünyada malın kıl kadar önemi olsaydı, ondan, kafirlere hediye edilmez, şerirlere verilmez idi. Allah sübhanehü ve teala masivadan yüz çevirmeyi, kendi mükaddes cenabına yönelmeyi bize nasib eylesin!

Şeyhimiz Hazret bazı tabilerinin taziyesi hakkında buyurdular ki:

Kula layık olan durum Rabbinin (Celle ve ala) yaptığı işe razı olması ve ona seçtiği şey, kul kendine seçtiği şeyden, daha doğru ve ala ve daha kamil olduğunu bilmesidir. Hele bilhassa, Nakşibendiyye tarikatına mensub olduğunu iddia eden kimse sevgilinin (Allah)‘ın yaptığı şeylere razı olması lazımdır. Çünkü Nakşibendiyye uluları, «Mahbübun yaptığı bütün şey sevgilidir, derler.» İşte başına bir musibet gelen kimse, böyle tefekkür ile musibet üzüntüsünün acısı kendisine kolaylaşır. Bu büyük musibetimiz hatırımıza geldiğinde, Peygamberin (Sallalahü aleyhi ve sellem) vefatını düşünmemizle sabretmek de kolay olur. İşte buna ve diğer belalara karşı «Biz, Allah’ın kuluyuz ve gerçekten Allah’a döneceğiz (öleceğiz) deriz. » Rahmetliye dua ve istiğfâr etmek. (Allah’dan mağfiret dilemek), ruhuna sadaka vermek gerekir. Nitekim Peygamber (Sallâllahü aleyhi ve sellem), «Ölü, suda boğulmak üzere olan biri gibidir. Babasından, anasından, kardeşinden veya dostundan gelecek olan duayı beklemektedir. Ona bir dua gelince, nezdinde dünya ve dünyadaki şeylerden daha sevimlidir.» diye buyurdu.

Sizi, Peygamberden (Sallâllahü aleyhi ve sellem) rivâyet olunan:
«Allah ecrinizi büyültsün, mateminizi güzelleştirsin, ölünüzü afv edip size sabır ilham ederek şükretmeyi nasib eylesin.» sözleriyle tâziye ederim.

Size selâm ve dua eder, duanızı dileriz. Bütün tâbi ve dostlara, köy halkına da selâm ederiz. Allah, Muhammed’in (Sallallahü aleyhi ve sellem) âl ve ashâbının üzerine salât ü selâm eylesin!


Konu Başlığı: Ynt: Yüzkırkdokuzuncu Mektup
Gönderen: 8-D fatma zehra üzerinde 19 Nisan 2014, 18:04:52
çok güzel bir yazı olmuş allah sizden razı olsun