๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mektubat-ı Şeyh Ahmet => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 15 Ocak 2010, 17:47:56



Konu Başlığı: Yetmişsekizinci Mektup
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 15 Ocak 2010, 17:47:56
YETMİŞSEKİZİNCİ MEKTUP

Üstad-ı Azam (El-Şeyh Abdurrahman El-Tahinin) torunu Molla Muhammed Ma’şuk’a Ramazan-ı şerif ayının fazileti ve o ayda yapılan ibâdete teşviki, Allahü teala bu ayda ibadet yapmasına başardığı bir kimseyi, senenin sonuna kadar ibadete başarılı olacağı, ramazanda bütün sünnetlerin müebbed oldukları, tasavvufun adâb ve zikirlerinin yapılması için kendisine emir eylediği konular ile buna benzer meseleler hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Kâinatta hiç bir şey yok ki onu hamd ile tesbih etmesin. Salât ü selam, efendimiz Muhammed’in (Sallallahü aleyhi ve sellem) bütün âl ve ashabının üzerine olsun!

Bundan sonra, bu mektub Seyda’ya (El-Şeyh Abdurrahman El-Tahiye)  mensub yüce kapı eşiğinin hizmetçisinden gözünün nuru, kalbinin sevgilisi Ma’şuk’adır.

Şerefli pederinizden iki mektııb bize ulaştı. tkincisinde matlubunu zun bahsi vardır. Dolayısiyle her iki mektub ile sevinerek pederinize gayet teşekkür etti. Çünkü kendisinin bu fakire karşı olan iltifatı en büyük nimetlerdendir. İmam-ı Rabbâni (Kuddise sirruh) Mektübatında buyurdu ki: Ramazan ayının büyük bir ay olduğu bilinmesi lazımdır. Bu ayın sünnetlerinden olan zikir, sadaka, salâvat gibi ibadetlerin sevabları diğer ayların günlerindeki farz ibadetlerin sevabına eşittir. Bunda edâ, edilen bir farz namaz, diğer aylarda eda edilen yetmiş farzlara eşittir. Bu ayda, aklını ve fikrini, Allah’ın manevi huzurunda bulunmasıyla meşgul edip Allahü teâlâ onda kendisini sâlih amellere, hayır ve bereketlerine başaran kimse, bu ayın, senesinin hepsine manevi huzura muvaffak olup, içindeki hayır ve bereketleriyle muzaffer olacaktır. Şayet, bu ayı gaflet ile geçirse, senenin tamamında da gaflete düşecektir. öyle ise, mümkün olduğu kadar Allah’tan başka muhtelif düşüncelerden kalbin kurtarılmasına, Allah’ın manevi huzıırunda bulundurmasına, sâlih amellerini yapılmasına çalışılması gerekir. Zira dünya ve ahiret saadetleri, bunlara bağlıdır. Bilhassa bu ayda... Çünkü bu, ayın fazileti hakkında birçok hadisler rivayet edilmistir. Peygamber (Sallallahü aleyhi ve sellem)

«Onda (ramazan ayında) dört şey’i bol bol yapın! Ki, bu dört şeyden ikisi ile Rabbinizi hoşnud eder, diğer ikisinden de hiç bir zaman vazgeçemezsiniz. Rabbinizi hoşnud edecek iki şey: Şehadet kelimesini bol bol söylemek, diğeri, Allah’tan af, mağfiret dilemenizdir. Vazgeçemiyeceğiniz diğer iki şey ise, Allah’tan cenneti dileyip, cehennemden kendisine sığınmanızdır»  diye buyurmuştur.

Üstad-ı azam, bu ayda teravih namazı kılınması, Kur’an hatmedilmesi sünnet-i müekkede olup onların yapılması, birçok faydalar sağlamaktadır. Akıllı kimse, gevşeklik etmeyip bu ayı ibadetle yüceltmesi lazımdır.

Bu ayda, mekkedde olsun veya olmasın sünnetlerin terk edilmemesi, oruç açmak veya sahur zamanlarında doyarcasına yememesi, öğle namazmdan sonra rabıta için göz kapanması, huzur içinde Kur’an okuması, tamamiyle gafleti terk ederek bayram gününe kadar bütün letaif üzerinde vird çekmesi, bu ayın son gününün gecelerini ibadetle ihya etmesi orucun sünnetlerinden olan sahur yemeğinin te’hiri, akşam olur olmaz acele ederek orucun açılması mümkün ise hurma ile iftarın edilmesi, sizin gibilere yakışır.

Pederinizin ayaklarından öper, duasını dilerim. Molla Muhammed Baki , üstad evladırını hepsinin ellerinden, gözlerinden öper, hepinizden dua taleb ederim. Allah efendimiz Muhammed’in (Sallallahü aleyhi ve sellem), al ve ashâbının üzerine salat ü selâm eylesin! Allah bilicidir.