> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mektubat-ı Şeyh Hazret > Otuzbeşinci Mektup
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Otuzbeşinci Mektup  (Okunma Sayısı 695 defa)
20 Ocak 2010, 17:07:27
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 20 Ocak 2010, 17:07:27 »



OTUZBEŞİNCİ MEKTUP

Arvaslı Molla Abdülhakim’e. Nikâh hakkında Şâfiî olan bir kimse, Ebû hanife, Allah ona rahmet eylesin! Mezhebini taklid etmesi (uyması) câiz olup olmadığı, nikâh akdi hüküm ve ifta verme kabilinden olup olmadığı, bir kimse hüküm ve iftade taklit eylediği imamın mezhebinden başka bir mezheb imamını taklit etmesinin, tamtlit etmeden her dört mezheb ile amel etmesinin câiz olup olmadığı konular ve bunlarla ilgili mes’elelerin beyanı hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Bu mektûb, Arvas’ın yüce kapı eşiğinin (Allah onun yüce sâdâtının rûhlarını kutlasın!) hizmetkârı olan Muhammed Ziyâuddin’den, en şerefli kardeşi, en saâdetli dost, zekâ ve temiz kalb sahibi, kendinde güzellikler ve dirayeti toplayan, sâlih âlimlerin bakiyesi Molla Abdülhakîm’edir. Allah, onu doğru ve sağlam yolda sülûk etmeye muvaffak eylesin! Size selâmdan, dünya ve âhirette saâdetinize, âfetlerden selâmetinize duâ ettikten ve sizden duâ taleb eyledikten sonra, size şunu bildireyim ki, din mes’eleleri ile, onları kabul edip kâmil âlimler nezdinde kabule lâyık olan doğru ilmî mes’eleleri idrak ve kabul etmenize dair ondan gayret kokusu yayılan mektûbunuz bize ulaştı. Mektûb dört mes’eleden bahs etmektedir.

A) Şâfiî olan bir kimse, nikâh için, Ebû Hanife’nin (Rahimehullah) mezhebini taklid etmesi câiz olup, olmadığı.
B) Böyle bir akdin, hüküm ve ifta kabilinden olup olmadığı.
C) Âlim bir kimse, kendi mezheb imamından başka diğer bir mezheb imamının hüküm ve iftasıyla hüküm ve iftası câiz olup olmadığı.
D) Fıkıh kitablarında yazıldığına göre, avm tabakasından olan kimseye muayyen bir mezheb olmadığına binâen herhangi bir imamın mezhebini taklid etmeden, her dört mezheble amel etmek câiz olup olmadığı.

Biz: Tevfik ancak Allah’tan, tahkik yolları ancak kudretinin elinde olduğu halde, sorulan bu
suallerin cevabında, deriz ki: birinci mes’elenin cevabı: Mustuluhat-u İbni Hacer, (Ahmed Bin Hacer’in te’lifi hakkındaki ıstılâh terimlerine mahsus) adlı, te’lif sahibi El-Şeyh Muhammed demiş ki: altı şartla mezheb imamlarından, herhangi birisinin mezhebinin taklid edilmesi, câizdir.

1) Kendisine taklid olunan imamın mezhebi, müteferrik olmayıp, derli toplu olması.
2) Bir mes’ele için mezhebinden başka bir mezheb imamını taklid eden kimse, o mes’eleye ait olan şartları ezbere bilmesi.
3) Taklid eylediği mes’elede kızının hükmü, iptal olunmaması.
4) Ruhsatları kast ederek araştırmaması yani bir mezhebden yalnız en kolay fetve ile amel etmek için araştırmaması.
5) Bir mes’ele hakkında bir fetva ile amel ettikten sonra, aynı mesele hakkında, zıddına delâlet eden kavil ile, amel etmemesi.
6) Yapılan taklid de telfik olmaması.

Bâzı âlimler, taklid edebilmesi için, yedinci bir şart koymuştur. Şöyle ki: Bir imamın mezhebini taklid eden kimse, o imamın mezhebini diğer imamın mezhebine tercih etmesi veya hiç olmazsa, ona müsavi olduğuna itikad etmesidir. İbni Hacer, mezkûr bâzı âlimlerden bu yedinci şartı nakil ettikten sonra, demiş ki: Lâkin Şeyhayn (Nevevî ile Rafiî) ilimde üstün olan bir imamın mezhebi bulunmakla beraber mafdulun (ilimce berikinden aşağı olan) mezhebinin taklid edilmesinin cevazını tercih etmişlerdir. Burada hülâsa olarak Şeyh Muhammed’in dedikleri sözleri sona erdi.

İbni Hacer’in (El-Fetavel Fıkhiyye) kitabının nikâh bâbında özet olarak şu vardır: Nikâh mes’elesinde (Şâfiî olan bir kimse), diğer bir mezhebi taklid etmek için kendisinden sorulunca, şu cevabı verdi: Ebu Hanife (Rahmetullahi aleyh) ile diğer mezheb imamlarına,tezvic (nikâh akdi) hususunda, o mezhebin sika (itimad edilir) âlimlerden olan bir zâta müracaat edip o mezhebdeki nikâhta muteber olan bütün hükümleri kendisinden sormak şartıyla taklid etmesi câizdir. Mutlak (kayıtsız şartsız) olarak taklid câiz değildir diyen kimse, gerçekten yanılmıştır. Burada mezkûr kitabın ibaresinin meâli sona erdi.

İkinci sorunuzun cevabı ise, nikâh akdi, hüküm ve ifta kabilinden değildir. Çünkü onad âkîd (akid eden kimseye) ya kadını isteyen erkek veya istenilen kadındır. Halbuki onların bu akidleri ne hüküm ne de fetve olduğu âşikârdır. Nikâhları başkaları tarafından yapılsa, ya vekâlet veya tahkim 8birisini hakem tayin etmek) suretiyle yapılır. Yani evlenecek eşler, her ikisi de, beldede zaruri kaldı (fâsık olup, yetkili zat tarafından tayin olunan kadı) da olsa, aralarında nikâh akdini kıymak işini yetkili kadıya, bulunmazsa, veya yetkili kadı bulunup da eşlerin nikâhları kıymak için maddâ durumlarından fazla ücret alırsa, nikâh işlerini kadıdan başka adâletle, kadılığa ehlil olan kimseye havale ederler. Mezkûr âdil kişinin akdi eşler tarafından kendisine tevdi edilmesi, vekâlet cihetindense, yaptığı o akid, ne hüküm ne de fetva olmadığı yine açık bir hakîkattir. Çünkü Nihayet El-Muhtaç kitabının (Faslün men yâkıdünnikâha ve mayet be ûhû) nikâhı kıyan kimse ile o konuyla ilgili mesele hakkındaki fasıl ile ona tâbi olan mes’eleden anlaşıldığına göre, bir akdin vekili sırf sefirden (elçiden) başka bir şey değildir.

Şayet vekil ile muhakkem (hakem edilen kimse) manâ itibariyle bir sayılır denirse, hayır ikisi bir değildir deriz. Nitekim İbni Hacer, El-Fetava El-Fıkhiyye’de nikâh bâbında, az anlayışlı olan kimsede, tahkim ile vekâlet mes’elsi bir olmadığını açıkça anlar demiştir. Burada İbni Hacer’in sözleri sona erdi.

Şayet kendisine tevdi edilen nikâh kıyma işi, tahkim yoluyla olsa, muhakkemin tasarrufu, hüküm değildir. nitekim Nihayet El-Muhtaç mezkûr faslın hemen evvelinde geniş bir açıklamadan sonra, hâkim, nikâhımı kıyacak kadın, kendisine izin verdiği sabit olmadıkça, onu tezviç edemez. Çünkü hâkim, nikâh akdine hüküm cihetinden sahib olduğu için, müstenedi (kadının izin vermesi) sabit dlması vâcibdir, diye İbni Abdüsselâm ile Bulkînînin dedikleri sözleri reddetmek izin, onu sarih olarak söylemiş ve İbni Abdüsselâm ile Bulkînînin mezkûr bahisleri hakkında demiş ki, Onların bu dedikleri, hâkimin tasarrufu, hüküm olduğuna binaendir. Halbuki sahih olan şey bunun hilâfınadır. Hanefî fıkıh kitablarından olan İbni Âbidîn Edebülkada bahsinde demiş ki, Hâkimin tasarrufu, vilâyet (velilik) cihetindense, hükümdür. Vekâlet cihetindense, hüküm değildir. burada İbni âbidînin dedikleri sona erdi.
Üçüncü sorunun Faslün fi ma yaktadî inîzalelkadı (kadının azli icab eden şeyler hakkında bir kısımdır.)

tabirlerinden hemen az önceki Edebülkada bahsinde demişler ki: Nevevî Rafiînin kelâmlarından anlaşıldığına göre, bir mezheb imamını taklid eden kimse, mukalledinin (ona taklid eylediği imamın) dediklerinden başka bir hüküm vermez. Remli, İbni Hacer’den ziyade “Bu böyledir” demiş, sonra her ikisi de, bunda, onlara muhalefet edenleri red etmişlerdir.

İbni Hacer (El-Fetavel Fıkhiyye) kitabının Edebülkada bahsinde demiş ki, amelde dört mezhebden birisini taklid eden kimse, vereceği fetvayı bilerek onu söyleyen imma izafe ettiğinde kendi mezhebine ve mezhebinin hilâfına göre de halka fetva vermesi câizdir. Zira son asırdaki ifta yolu, ancak nakil ve başkalarından rivayet etmektir. Bugünkü müftülerin fetva yolları bu olunca, müftü, ya kendi mezheb imamından veya başka mezhebin imamından hükümünü nakil etmesi arasında hiçbir fark yoktur.

Burada da İbni Hacer’in, El-fetavel Fıkhiyyedeki sözleri sona erdi. Sonra İbni Hacer, bununisbatına delil getirip, bu hususta ona muhalefet edenin sözlerini red etmiştir. Daha sonra, aynı bu fetva bahsinde demiş ki, ashâbımızın büyüklerinden bir cemaat, “mukalid tklid eylediği imamın mezhebindeki mes’eleler hakkında fetva vermesi haramdır.” Dedikleri kavlinin manâsı, İbhussılahın dediğine göre, mukalid îndî (kendi görüşüne göre) fetva vermesi, haramdır. Ama, onu taklid eylediği meshebin imamına isnad ederse, bunun hiç bir maniî yoktur demektir. Burada İbni Hacer’in dedikleri sona erdi.

İşte, bu nakillerden, müftü ile hâkimin arasındaki fark anlaşılıyor ki: Müftü mezkûr şekildeyani fetvayı bilip kendisinin taklid etmediği bir mezheb imamına göre de fetva verilebilir. Fakat vazifesi, hüküm, karar verme olan bir hâkim, kendi imamını mezhebinden başka bir imamının mezhebinegöre, dinlediği dava hakkında hüküm, karar vermesi câiz değildir.

Dördüncü sorunuzun cevabı:Şübhesiz Molla Yahya El-Muzüri., Tuhfetülmuhtaç kitabın dibecesine (ön sözüne) ait hâşiyesinde sözünün hülâsası şudur: “Fıkıh usûlü âlimlerin, avam tabakasından olan kimse için, amel bakımından herhangi muayyen bir mezhebi yoktur.”dedikleri kavlin manâsı, mezkûr kimse, bir mes’ele hakkında muteber mezheblerden birisini taklidi, diğer bir mes’elede, ondan başka yine mûteber bir mezhebi taklidi ve hakeza câiz olup devamlı olarak herhangi muayyen bir mezheble amel etmesi lâzım olmadığı, yanlış düşünülerek kendisi muteber mezheblerden hiç birisini taklid etmeksizin amel etmesi demek olduğu değildir. Burada Molla Yahya’nın dedikleri sözleri sona erdi.

Makam ve zaman daralması için, yukarıda geçen kitabların ibarelerini kısalttık. Uzun uzadıya beyanını istersen, cevablarda geçen ibarelerin bahsinde, mezkûr kitablara müracaat edip hakkıyla düşün ki size hak ve hakîkat zahir olsun! Hakka doğruya tabi ol! Çünkü hakka tabi olmak daha lâyıktır. Hidayete tabi olana, Mustafa’nın (Sallâllahü aleyhi ve sellem) (onun, âl ve ashâbına salât ü selâm olsun) mutebeatından ayrılmayana selâm olsun. 17 Nisan 1321. H.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Otuzbeşinci Mektup
« Posted on: 20 Nisan 2024, 17:37:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Otuzbeşinci Mektup rüya tabiri,Otuzbeşinci Mektup mekke canlı, Otuzbeşinci Mektup kabe canlı yayın, Otuzbeşinci Mektup Üç boyutlu kuran oku Otuzbeşinci Mektup kuran ı kerim, Otuzbeşinci Mektup peygamber kıssaları,Otuzbeşinci Mektup ilitam ders soruları, Otuzbeşinci Mektupönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes