> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mektubat-ı Şeyh Hazret > Onüçüncü Mektup
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Onüçüncü Mektup  (Okunma Sayısı 733 defa)
20 Ocak 2010, 10:11:48
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 20 Ocak 2010, 10:11:48 »



ONÜÇÜNCÜ MEKTUP

Nakşibendî tarikatına mensub olanların arasında malûm teveccühün âdâbı ve onda en mühim olan şey; mürşid, nefsinin hiçbir şey'e lâyık olmadığını bilmesi, feyizlerin, ancak şeyhinden geldiği ve bu konu ile ilgili şeylerin beyanı hakkında bundan daha evvelki mektûblarda def'alarla bahsi geçen Bitlisli Molla Mustafa'ya yazılmıştır.

ALLAHIN ADIYLA BAŞLARIM

Bütün hamdler, cûd sahibi olan Allah'a mahsustur. Salât ü selâm Makâm-ı Mahmûd sahibi Efendimize, kâinatta temiz rûhlu olan âline ashâbına olsun! Bundan sonra, bu mektûb, alem kutbu kaymakamının perverdesinden sıdk ve vefa sahisi., kalbiyle Allah'a müteveccih, mâsivayı terk eden, muhabbet ateşiyle yanan, sohbet ve ülhete haris, Nakşibendî nisbetinin sahibi, Seyda hazretlerinin halifesi, (huzûrlu) vakit ve safâ sahibi efendimiz Molla Mustafa'yadır. Kendisinde cezbe ve muhab betîn hâsıl olması hususunda Allah onu mütevekkil kimse eylesin!Perverdeye mektûbunuz vâsıl olmadan üç veya dört gün önce, sizi özleyip kalbî muhabbetinizin harâretiyle alevlendi. Kendisinde sabır kalmadı. Dolayısiyle, hakkınızda, vefânıza ve perverdeyi nefsinize tercih ettiğinize dair, Muhammed said ile konuştu. Mektûbunuz gelinceye kadar, bu durum kendisinde devam atti. Onunla gayet sevinerek Allah'a hamd ü şükr etti. Zira perverede, yükselmesini ve makamının artmasını, Üstad-ı a'zama (Radıyallahü anh) tâbi olanların kendisine yapacakları iltifatlarından bilir. Beyit:

"Câmî (Abdurrahman), senin meclisinde bulunmak hevesinden başka bir şey arzû etmez. Lâkin sultanın huzuruna çıkması için, fakir kimseye kim yol verir."Perverdeye makamdan bir şey yoktur. Olsa da Üstad-ı a'zam tâbîlerin nazarları ve onlarla yaptığı sohbetlerindendir. Beyit:

"Ayna sensin, (Ey sevgilim) o (Câmî) aynanın bezeyicisidir. Sen gizlisin, o aşikârdır."

"Manâyı sen böyle ifade edersin ey şeker ağızlı. Ben ise, kitab cildi, ses ve harfim."

Hülâsa perverde kusurlu da olsa, sizin gibilerin himmetinden ümidini kesmez. Kerem ve vefâ ehli olduğunuz hâlde, nüsıl ümidini keser zira kerîm kimse, dilencisini boş çevirmez.

Mektûbunuzda tevveccüh yapılmasının keyfiyetini sormuşsunuz. Efendim, perverde o hususta cevap verecek kabiliyette değil. Lâkin ya üstâd- a'zam veya şeyhimizden (Radıyallahü anhümâ)işittiğine veya anladığına göre, konuşacaktır. Üstad-ı a'zamın âdeti, teveccüh yapmadan önce, Allah'a âşık olanların yazdıkları kitablarını okumasıyla, bast ve neş'esine sebeb olacak bir kimse ile sohbet etmekle meşgul olup, konudan hariç hiçbir şey konuşmazdı. Belki sâdâtlardan bu husus, kendi mürşidinden (Radıyallahü anhüm) bahs ederdi. Teveccüh zamanı yaklaşınca, cemaate oturmalarını emr ederdi. "Şübhesiz sâdâtın nisbeti, mürşid, cemaatını otur emri eylediği zamanda, teveccüh eder" derdi. Öyle ise emr olundukları zaman, beklemeden hemen oturmaları lâzımdır. Teveccüh zamanı gelince, âdâba göre mürşid abdest alıp, abdest âzaları kurumadan önce, teveccüh yapılacak yere acele gitmelidir. Lâkin abdest, sünneti kılınacak kadar zaman geçmemesi lâzımdır. Yine teveccüh terbiye bakımından, abdestten sonra, sigara içmemesi, acele etmeden vekar ve huzur içinde yürümesi, mânen mürşidinin kendi önünde bulunduğunu düşünmesi icab eder. Teveccüh yapılacak evin kapısına, veya teveccüh yapılacak yerin yakınına ulaşınca, bütün cemaatin ferdlerinden istimdad edip, kendisinin o işe lâyık olmadığını belki boş olan bir su kabı gibi olup bu teveccüh ve irşad mertebesinden bir çok merhalelerle uzak olduğunu düşünmesi, müridlerin teveccühden istifadelerini kendinden bilmeyip belki üstaddan onu emir eylediği sebebiyle olduğunu bilmesi lâzımdır. Beyit: "Ben neyim, bir şey değilim. Benim rûh ve revanım sensin. Ben kuru bir ağacım, üzüm bağı değilim. Bağ ve bahçem sensin. Sensiz bir adım bile koşamam, duruşum, gidişim, sensin." Mürşid, bunları yaptıktan sonra, cemaatin halkasına dahil olup, ya iki re'kat düha, ya da abdest sünnetinin namazına veya mezhebine muvafık ise, her ikisine de niyet ederek iki re'kat namaz kılar, salâmdan sonra bir Fâtiha ile üç def'a İhlâs (Kulhüvallahü Ehad) sûresini okur, sonra dua etmeye başlar, (nakşî sâdâtın silsilesini okurken) tarikat reisinin bahsine gelince, yüzünü cemaatin halkasına doğru çevirir. Üstad-ı a'zamın bahsine gelince, üstadın bulunduğu cihete doğru yönelir, kendisine (tarikat sâdâtının) rûhâniyetleri zâhir olunca, hemen kalkıp, rûhâniyetler cemaat halkasının hangi tarafına giderlerse, arkalarından gitsin! Zahir olmazlarsa, istediği tarafa gidip o tarafa teveccüh eder. Bu durum, rûhâniyetlerin de o tarafa gittiklerine alâmettir. Mürşidin teveccüh yapması, üstadın rûhâniyetinde fâni olmakla olur.

Üstad-ı azam, (Radıyallahü anh) yaptığı bâzı teveccühleri hakkında buyurdular ki: "Ben maneviyatda falana giderek ondan nisbet aldıktan sonra, teveccüh saflarının aralarında dolaştım" Şeyhimiz de, (Radıyallahü anh)" Ben her bir ferde üç teveccüh yapıyorum. Yalnız bana vasıta oluşundan dolayı üstadımdan kendim için, sonra hem kendime hem de teveccühünü yapacağım kimseye, istimdad eder, daha sonra, nefsimi üstadın nefsinde fenâ (yok) edip o kimsenin teveccühünü yapıyorum." buyurdu.

Teveccüh etmeye liyâkatim yok diye uzun uzadıya yazdığın mes'elenin cevabı şudur: bu görüş, teveccüh yapana lâzım olan şartlardandır. Hattâ teveccüh eden kimse, nefsini teveccühte bulunan bütün kimselerden hattâ bütün eşyalardan daha aşağı olduğunu bilmesi lâzımdır.

Bu tarikat reisi olan Hâce Behâuddin Nakşibend (Kuddise sirruh) buyurdular ki, "Şübhesiz nefsimi her şeyle karşılaştırdım. Onu her şeyden hattâ köpeklerin artığından daha aşağı, daha hakîr, daha zelîl olduğunu gördüm."
Hâce El-Ahrar da (Radıyallahü anh), "Eğer vecd, şevk sahibi bir yoldan gidip de onda yatan bir köpeği zarûretsiz olarak uykusundan kaldırsa, buna üzülmeyip durumu değişmezse, onun bu durumu şeytandandır." buyurdu.

Teveccühü yapan mürşid, üstadının emrine imtisal etmek maksadıyla, ne için kendisine emr eylediğinin sebebini bilmeden teveccüh edecektir. O senada badest bozulup bozulmadığı zannına iltifat etmez. Bâzı müridler, Allah'ın aşkıyla müşerref olup, onlardan zâhir olan aşk, manevî yaklaşma (sâdâta) ve rûhâniyetlerinin huzûruna katılmalarındandır. Teveccühe katılan mürid, (sâdâtın) Allah'a olan muhabbet ışığından yansıtmalarından yansımış olur. O esnada kendisinde hâsıl loan korku hâletinin sebebi de budur. Zira "müridin durumu, kendisine aks eden şevk ve korku hâletinden anlaşılır." demişlerdir.

Mektûbunda yazdığın Hacı Ahmed kızının mes'elesi ve kalem ile beyan edilmeyecek kadar zuhûr eden eziyet ve hâdise hakkında, perverde, "Ebeveynine Allah'tan, en iyi sevab ve Molla Derviş'e de lâyık olduğu cezayı versin!" diye dua eder. Perverdenin zannına göre, bu musibet, ebeveynleri için yüce Allah katında makbul olmalarına ve Üstad-ı a'zama (Radıyallahü anh) karşı olan muhabbet ettikleri davalarında doğruluklarına delâlet eder. Hattâ bu, onların mezkûr davalarına bir şahid hem de kâmil bir şahidtir. Çünkü her ikisi, Molla Derviş'in Üstad-ı a'zama mensub olduğu için rızâsını kendi rızâlarının üzerine, re'yini kendi re'ylerinin üzerine tercih etmişlerdir.
Pervrede, ellerinizden öper, duanızı diler. Dünyadaki her şeyden kendisine Üstad-ı a'zamın bulunduğu mekânın komşuluğunu seçen, en doğru yoldaki halifesi Reşid de ellerinizden öper, duanızı diler.

Allah, efendimiz Muhammed'e, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) bütün âl ve ashâbına salât ü selâm eylesin!

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Onüçüncü Mektup
« Posted on: 25 Nisan 2024, 11:56:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Onüçüncü Mektup rüya tabiri,Onüçüncü Mektup mekke canlı, Onüçüncü Mektup kabe canlı yayın, Onüçüncü Mektup Üç boyutlu kuran oku Onüçüncü Mektup kuran ı kerim, Onüçüncü Mektup peygamber kıssaları,Onüçüncü Mektup ilitam ders soruları, Onüçüncü Mektup önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes