๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Mektubat-ı Şeyh Ahmet => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 16 Ocak 2010, 14:50:32



Konu Başlığı: Doksandokuzuncu Mektup
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 16 Ocak 2010, 14:50:32
DOKSANDOKUZUNCU MEKTUP

Nusaybin Müaüsü MoIla Zade’ye mamalli lisam ile zevcesine «Ge se teraka diya mine huvâha miue fetvâ ne leardi ne li âsiman ne bi» üç telâk ile «anamdır, bacımdır, ne yerde, ne gölde fetvası olmasın» diyen kimsenin bu sözü talakın sarihi mi, yoksa kinâyesi midir? Talâkı niyyet etmediğine dair içeceği yeminiyle doğrularnr mı? diye sorulan sualin ve talak sözlerindeki sayısında temiz olan (belirten) kelimesi muteber olup temiz kelimesi talakın sarihi ise, talâk kelinıesi de sarilı, kinâye ise talâkın kinâyesi olduğu hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Kainatda hiç bir şey yok ki, onu hamd ile tesbih etmesin. Salât selâm, Allah’ın yarattıklarının en hayırlulısı. Muhammed’in (Sallâllahü aleyhi ve sellem) bütün al ve ashâbının üzerine olsun!

Bu mektub, Allah için kardeşi ve dostu olan Molla Zâde’yedir. Allah onu âfetlerden korusun! Selâmdan sonra, şunu derim ki, adamın birisi kendi mahalli tabiriyle «Arif kızı üç telak ile anamdır, bacımdır fetvâ ne yerde, ne gökte olmasın» demiş ve dediği bu sözlerinden ne talâk ne de zihârı kasdetmediğine dâir yemin etmiştir. Bu duruma göre, adamın bu tabiri talâkın sarihi mi, yoksa kinâyesi midir? Talâkı kasdetmediğine dair içtiği yemininde musaddak mıdır (doğrulanır mı?) diye sorulmuştur.

Cevâb:  Adamın söylediği bu sözlerin hepsi talakın kinâyesi olup talâka niyet etmediyse, talâkından hiç bir şey vaki olmaz ve kasdetmediği davasında yeminiyle doğrulanır. Çünkü adamın «ne yerde, ne gökte fetvâsı olmasın» dediği sözün manası: Benim için ric’at yoktur demektir. Binaenaleyh, adam tekrar zevcesini kabul ederek ricat etmesi caizdir. «Benim anamdır, bacımdır» dediği kavli ise, âlimlerin ittifakıyla talâkın kinâyesidir. «Üç telâk ile» sözü ise, iki cihetten kinayedir.

Birincisi:  Alimlerce malum olduğu üzere, (te) ile telaffuz olunan telâk talâkın kinâyesidir.

İkincisi: Üç sözcüğü mümeyyiz olan (belirtilen) kelimeye izâfe edilmesidir. Zira fukaha, talâk’ta kullanılan sayı da, temiz belirten kelime nazar-ı i’tibare alınır. Şayet temyiz talâkın sarihi ise, beraberinde zikredilen sayı da talâkın sarihi, kinâye ise esayı da kinayesi olur» diye hükmetmişlerdir.

Konumuzun cümlesindeki temyiz ;kelimesi olan «telâk» sözcüğü, (te) ile olduğu için, talakın kinâye kısmındandır.

Yukarıda halisi geçen adam bu fetva için evvela bize geldi. Müftüye git, zira kendisi fetvâ vermeye benden daha yetkilidir, dedik. İkinci def’a gelince, artık Peygamber’in (Sallâllahü aleyhi ve sellem):

«İlmi ketmeden (başkalarından esirgeyen) kimseyi, Allahü teâlâ kıyâmet gününde ateşten yapılmış bir gemle gemleyecektir» , diye buyurduğu hadis-i şerifinden korktuğum için fetvâyı vermeye mecbur kaldım.

Molla Muhammed Emin’e ve Molla Muhammed’e selâm ederiz. Allah, efendimiz Muhammed’in, (Sallâllahü aleyhi ve sellem) âl ve ashabının üzerine salât ü selam eylesin.