Konu Başlığı: Altmışdördüncü Mektup Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 15 Ocak 2010, 16:08:27 ALTMIŞDÖRDÜNCÜ MEKTUP
Molla Cüneyd’e bir mazerete binâen tevbe guslüne bedel olarak teyemmüm caiz olduğu, halkın tarikata dahil olmaları vaktinin tayini, tarikata girnıenin adâbı, sekiz adâbın yapılmaları, dahil olanlara râbıta, evrâd ve Hâcegân hatmesinin öğretilmesi, her mülâkatta el öpme değil, müsafaha (selâm ve sevgi maksadıyla el sıkma) nın sünnet oluşu, «bir mürid mürşidine niçin demesiyle, yaptığı amelde başarısız olacağı ve bir talebe ise, hocasından ders alırken, bu niçin böyledir? diye sebebini sormadan geçerse, hakiki bir talebe olamaz» diyen kimsenin iki sözünüıı açıklamasının beyanı ve bu konu ile ilgili mesele hakkındadır. ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM Hamd, âlemin Rabbine olsun! Salatü selâm Peygamberlerin efendisinin (Sallâllahu aleyhi ve sellem) ve temiz olan âlinin üzerine olsun! Sonra, bu mektüb, kendisine ni’met veren zâtın, şükrünün edâsına kusurlu köleden, Allah yolundaki kardeşi ve dostu Molla Cüneyd’edir. Allah onu kendine yakın olanlardan eylesin! iki mektübunuz bu köleye ulaştı. Bir hikmete binâen cevabı gecikti. Çünkü eşyalar, ezelden (Allah’tan) kendilerine tahsis edilldiği vakitlerin rehineleridirler (onlarda hâsıl olurlar). Öyleyse cevabın gecikmesi kınanmaz. Daha sonra, size şu arz edilir ki: Fıkıh kitablarında mezkür sebeblerden birisinin vücüda gelmesiyle, tevbe guslüne bedel olarak teyemmüm câizdir. Mümkün olduğu kadar, örf ve âdete göre, halkın tarikata dahil olmaları, onlara o husustaki talimatları geceleyin olsun! Mümkün değilse, gündüzün olup diğer sekiz adab gecede olsunlar. Halka rabıta virdlerin, hatmenin talimatı da teveccüh vaktinde olması layıktı. 0 vakitte mümkün değilse, imkan dahilinde tehir edilmeden güneşin doğuşundan sonra olsun! Müsafaha (el sıkma) ise her mülakatta sünnettir. Üstad-ı azam (Rahmetullahi aleyh) bııyurdular ki: «Çok el öpmeyin, çünkü bid’attir. Sahabelerin (Allah hepsinden razı olsun) adetleri, el sıkmaktı. ilk mülakatta, ayrılma ve veda zamanlarından başka el öpmek layık değildir.» Halk, her mülakat ve ayrılmalarında Üstad-ı a’zamın. (Rahmetullahi aleyh) elini öpmeyi adet edinmislerdi. Bunun üzerine halifesi olan Molla ibrahim’e: «Halk ile arkadaşlık yap; fakat onlara bu kötü adeti terk etmelerini emret» diye buyurdu. Tarikata dahil olanara, daha mükemmel bir şekilde ezberlemeleri için, tarikat adab ve talimatının yazılması caizdir Risale kitabının sahibi, «rnürşidin’e bu niçin böyledir diyen mürid ile derste hocasına (Bu nedendir?) sormayıp geçen talebe, işlerinde başarıya ulaşamazlar!» diye söylediği kavlinin hakkınızdaki sualinizin cevabı, her iki şahsın arasında açıkça bir fark vardır. Zira, müridin hakkı, mürşidini taklit etmektir. Ona karşı terbiyeli olmaktır. Ona yapacağı itiraz bu iki şey’e muhaliftir. Talebenin üstadına karşı, terbiyeli olmaktan başka kendisinden iztifade etmesi’dir. Süküt etmesi buna aykırıdır. Size ve ev hakınıza selam edip, size. dua ederiz. Bütün dostlara, Muhammed Dervani’ye, Said El-Fatih’e, Muhammed Ali, Yasin’e de selam edip onları unutmuyoruz. Senaların kafilesi ile bir çok selamları, şerefli kardeşlere, Şeyh Muhammed Cezü, Hac Abdülcelile, Molla Ramazan, Molla Abdülmecid’e hediye eder ,onlara dua edip hallerinden sorduktan sonra dualarını dileriz. Hacı Yusufun eşine gönderilen mektubu emin bir kimse vasıtasiyle kendisine teslim ediniz! Sonra şunu derim ki, benden bedel olarak İmamı Nevevi’nin. (Rahmetullahi aleyh) türbesini ziyaretle bu fakir için iztimdad edip, ona ve evladına dua etmeniz emelimizdir. Allah, efendimiz Muhammed’in (Sallallahü aleyhi ve sellem) al ve sahabesinin üzerine salat ü selam eylesin. |