> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Mektubat-ı Rabbani > Üçyüzaltıncı Mektub
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Üçyüzaltıncı Mektub  (Okunma Sayısı 3056 defa)
18 Şubat 2010, 15:56:20
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 18 Şubat 2010, 15:56:20 »



Üçyüzaltıncı Mektub

Bu mektûb, mevlânâ Sâlihe gönderilmişdir. Hakîkatleri bilen, ma’rifetlerin kaynağı olan büyük oğlu hâce Muhammed Sâdık “aleyhirrahme” hazretlerinin ve iki küçük oğlu merhûm Muhammed Ferrûh ve Muhammed Îsâ “rahmetullahi aleyhimâ” hazretlerinin kemâllerinden ve iyiliklerinden birkaçını bildirmekde ve Vilâyet sâhiblerinin Fenâsını ve nübüvvet yolunda Fenâ lâzım olmadığını bildirmekdedir:

Allahü teâlânın ni’metlerine hamd olsun ve Onun seçdiği kullarına selâm olsun! Kardeşim molla Sâlih! Serhendde bulunanların başına gelenleri dinle! Büyük oğlum “radıyallahü anh” iki küçük kardeşi Muhammed Ferrûh ve Muhammed Îsâ ile birlikde âhırete gitdiler. İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn. Allahü teâlâya sonsuz hamd olsun ki, önce geride kalanlara sabr etmek gücünü ihsân eyledi. Bundan sonra, bu belâdan râzı olmağı nasîb eyledi. Fârisî beyt tercemesi:

Beni ne kadar incitsen, dönmem senden yine,
Dayanmak tatlı olur sevgili elemine.


Merhûm oğlum, Hak teâlânın âyetlerinden bir âyet idi. Rabbül’âlemînin rahmetlerinden bir rahmet idi. Yirmidört yaşında iken, öyle şeylere kavuşdu ki, az kimseye nasîb olur. Mevleviyyet mertebesine ve naklî ve aklî ilmlerin profesörlüğüne yükselmişdi. Öyle olmuşdu ki, yetişdirdiği gençler (Beydâvî) tefsîrini, (Şerh-ı mevâkıf) ve benzeri yüksek kitâbları okutuyorlardı. Ma’rifet ve irfânını anlatmak ve şühûdünü, küşûfünü yazmak başarılacak şey değildir. Bildiğiniz gibi, dahâ sekiz yaşında iken, kendisini öyle hâl kaplamışdı ki, hocamız “kuddise sirruh” hazretleri, hâlini yumuşatmak için, pazarların şübheli olan yemeklerini ona yidirirlerdi. (Muhammed Sâdıkı “rahmetullahi teâlâ aleyhi ve alâ ebîhi”, sevdiğim gibi, hiçbir kimseyi sevmiyorum. Kendisi de, bizi sevdiği kadar kimseyi sevmiyor) buyururlardı. Onun büyüklüğünü bu sözden anlamalıdır. (Vilâyet-i Mûseviyye)yi son noktasına ulaşdırmışdı. Bu vilâyetin işitilmemiş, şaşılacak şeylerini anlatırdı. Allah korkusundan her ân yüreği titrer, edebi gözetirdi. Ona sığınır, Ona yalvarır, Ona boyun büker ve Onun huzûrunda eğilirdi. (Evliyâdan herbiri, Hak teâlâdan birşey istemişdir. Ben, Ona sığınmağı ve Ona yalvarmağı istedim) buyururdu.

Muhammed Ferrûhdan ne yazayım ki, onbir yaşında ilm talebesi idi “rahmetullahi teâlâ aleyhi ve alâ ebîhi”. Kâfiye okuyordu. Tam anlıyarak ders görüyordu. Dâimâ âhıret azâbından korkar ve titrerdi. Çocuk iken, bu dünyâdan ayrılmak için ve böylece, âhıret azâbından kurtulmak için düâ ederdi. Ölüm yatağında iken, kendisine hizmet edenler, hiç işitilmemiş ve şaşılacak şeylerini gördüler.

Sekiz yaşında vefât eden ve bu yaşda çok kerâmet ve hârikaları görünen Muhammed Îsâdan ne yazayım “rahmetullahi teâlâ aleyh”.

Oğullarımın her üçü de, nefîs birer cevher idiler “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”. Bize emânet verilmişdiler. Allahü teâlâya hamd ve şükr olsun ki, bu emânetleri râzı olarak sâhibine teslîm eyledik. Yâ Rabbî! Peygamberlerin efendisi hurmetine “aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” bizi onların sevâbından mahrûm bırakma! Onlardan sonra, bizleri fitneye düşürme! Fârisî mısra’ tercemesi:

Her ne olursa olsun, dostdan konuşmak dahâ tatlı!

(Fenâ), Hak teâlânın mâ-sivâsını, [ya’nî bütün mahlûkları] unutmak demekdir. Fenâ, Hak teâlâdan başka şeylerin sevgisinden kurtulmak içindir. Çünki, Allahü teâlâdan başka herşeyin kendileri ve sıfatları ve işleri görünmez ve bilinmez olunca, onları sevmek, onlara bağlanmak da, kendiliğinden yok olur. Vilâyet yolunda, Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmekden, onlara tutulmakdan kurtulmak için mâ-sivâyı unutmakdan başka çâre yokdur. Nübüvvet yolunda ilerlerken, mahlûklara gönül bağlamakdan kurtulmak için, bunları unutmak hiç lâzım değildir. Çünki, Nübüvvet yolunda, güzel ve tatlı olan asla bağlılık o kadar çokdur ki, her bakımdan çirkin ve kötü olan mahlûklara gönül bağlanamaz. Mahlûklar unutulsa da olur, unutulmasa da olur. Çünki, eşyâyı bilmek, eşyâya bağlanmağa yol açdığı için kötü olmuşdur. Eşyâya bağlanmak da, Allahü teâlâdan yüz çevirmeğe sebeb olur. Nübüvvet yolunda, eşyâya bağlılık kalmadığı için, eşyâyı bilmek kötü olmaz. Eşyâyı bilmek, nasıl kötü olabilir? Hak teâlâ, herşeyi bilmekdedir. Bunları bilmek, kâmil sıfatlardan biridir.

Süâl: Hak teâlâdan başka olan şeyleri bilmek ile, Hak teâlâyı bilmek, bir arada nasıl olabilir? Hak teâlâyı bilmek için başka şeyleri unutmak lâzım gelmez mi?

Cevâb: Hak teâlâdan başka şeyleri bilmek, (İlm-i husûlî) gibi bir bilgi ile olur. Hak teâlâyı bilmek ise, (İlm-i huzûrî)ye benzeyen bir bilgi ile olur. Bu iki ilm, bir ânda, bir arada bulunabilir. Sakınacak birşey olmaz. Her ikisi de (İlm-i husûlî) olsaydı, o zemân, ikisi bir arada bulunamazdı. İlm-i husûlî ve ilm-i huzûrî gibi dedik. Çünki o makâmda, ne hâsıl olmak, ne de hâzır olmak yokdur. Hak teâlânın eşyâyı bilmesi, (İlm-i husûlî) ile değildir. Çünki Hak teâlâda ve Onun sıfatlarında hiçbir şey hâsıl olmaz ve hulûl etmez. Bu ârifin bilmesi de, o ilm-i huzûrîden bir ışıkdır. Hak teâlâyı bilmeğe, ilm-i huzûrî de denemez. Çünki, Hak teâlâ insanın (Müdrike)sine [ya’nî beyindeki anlama yerine], bu müdrikenin kendisinden dahâ yakındır. Allahü teâlânın ilmi yanında ilm-i huzûrî, ilm-i huzûrînin yanında, ilm-i husûlî gibidir. Bu ma’rifet, aklın ve düşüncenin varacağı, kavrıyacağı şey değildir. Tatmıyan anlıyamaz. Görülüyor ki, ârifin Hak teâlâdan başka olan şeyleri bilmesi, başka bir ilm iledir. Hak teâlâyı bilmesi de, başka bir ilm iledir. Bu iki ilm bir arada bulunabilir. Bundan dolayı, Hak teâlâyı bilmek için, mahlûkları unutmak lâzım gelmez. Vilâyet yolunda ise, böyle değildir. Orada eşyâyı sevmekden, onlara bağlanmakdan kurtulmak için, onları unutmak lâzımdır. Çünki Vilâyetde gönül, zıllere bağlanmakdadır. Zıllere bağlanmak, o kadar kuvvetli değildir ki, eşyâ bilinirken bunlara bağlanmayı yok edebilsin. İşte bunun için, Vilâyet yolunda, kalbin eşyâya bağlanmasından kurtulmak için, önce eşyâyı unutmak lâzımdır. Bu ma’rifeti Hak teâlâ yalnız bu fakîre ihsân eyledi. Başka hiç kimse bunu söylemedi. Bu ma’rifeti bize ihsân eden Allahü teâlâya hamd olsun! O bize bildirmeseydi, kendimiz hiç bulamazdık. Rabbimizin Peygamberleri “salevâtullahi teâlâ vetteslîmâtü aleyhim ecma’în” doğru olarak gönderilmişlerdir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Üçyüzaltıncı Mektub
« Posted on: 28 Mart 2024, 21:17:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Üçyüzaltıncı Mektub rüya tabiri,Üçyüzaltıncı Mektub mekke canlı, Üçyüzaltıncı Mektub kabe canlı yayın, Üçyüzaltıncı Mektub Üç boyutlu kuran oku Üçyüzaltıncı Mektub kuran ı kerim, Üçyüzaltıncı Mektub peygamber kıssaları,Üçyüzaltıncı Mektub ilitam ders soruları, Üçyüzaltıncı Mektub önlisans arapça,
Logged
31 Ekim 2018, 08:29:31
Fatma Ylmz
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 325


« Yanıtla #1 : 31 Ekim 2018, 08:29:31 »

 Rabbim bizlerede bu güzel insanların sınırsız teslimiyetini versin olaylara onların baktığı pencereden bakabilme mertebesine bizleri ulaştırsın hakkı bilip haktan başka olan her şeyi unuta bilmeyi bizlere başarttırsın.  Bu güzel kişilerin yazdıklarını okuyoruz fakat hayatımıza geçirmek biraz zor gibi.  Rabbim bize bu zor olanları daha kolay eylesin amin Allah razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
19 Aralık 2018, 00:42:57
Ayşegül Yıldırım koü
Dost Üye
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 149


« Yanıtla #2 : 19 Aralık 2018, 00:42:57 »

Sevgili Rasülümüz (sav) "Birçok küçük kuvvetlerin, büyük ordulara sabır ile galip oldukları muhakkaktır. Allah, sabırlılar ile beraberdir. Ayrı­lık zahmetine sabır tahammül gösteren de bir gün olur hasretine kavuşur."

Hakiki cennetine girenlerden oluruz inşallah. Emeği geçen hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum. Her birinizden Rabbim razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
19 Aralık 2018, 01:40:23
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #3 : 19 Aralık 2018, 01:40:23 »

Rabbim bizleri herdaim rızasına uygun olarak yaşıyabilmemizi nasip etsin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

19 Aralık 2018, 14:47:18
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #4 : 19 Aralık 2018, 14:47:18 »

Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes