Konu Başlığı: 42.bölüm Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 10 Mayıs 2011, 11:10:47 42.BÖLÜM BEŞİNCİ BÖLÜM Beden uzuvlarındaki şekillerin hikmetini, kıyafetlerin farklılığı hasebiyle muhtelif olan canın vasıflarını, insan uzuvlarının seğrimesinin bükümlerini sekiz madde ile hakîmâne açıklar. Birinci Madde Baş uzuv şekillerinin hikmetini bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Cihanın yaratıcısı, insan bedenini kâmil bir güzellik üzere en latif cisimler ve en güzel şekiller kılmıştır. Onun uzuvlarının uygunluğu bir mertebe letafet, nezaket ve melahat olmuştur ki, onun vasıflarında nutuk ve açıklama âciz kalmıştır. Onun pâk ruhu, anlayış ve ferasetle, ilim ve hikmetle öyle dolmuştur ki, sonsuz bir deniz olmuştur. Güzel suret ve olgun siretle güzel bahçe ve fasih lehçe ile cihana benzersiz gelmiştir. Güzel yürüyüş, şirin söz, güzel eda ve latif sada ile âlemin aklını almıştır. Çekici güzellik ve tatlı can ile cihanın sevgilisi, irfan ehlinin rağbet edileni olmuştur. Onda âşıklara nice hâlet gelmiştir. BEYT Serv-i kadlerde olan şive-i reftarındır Gonca-i femlerde olan lezzet-i güftarındır. (Servi boylarda olan gidişinin şivesidir. Gonca ağızlarda olan sözlerinin lezzetidir.) O halde imdi, nimet verici ve şekil verici ALLAH, insan bedeninde olan dört karışımın dumanından, şerefli başına latif saçlar ihsan edip, iki yumurta dumanından erkeklerin yüz ve göğsünde kıllar ortaya çıkarmıştır. Ta ki saç ile kadınlar süslenmiş ve sakalı erkekler belirlenmiştir. Kaşlar ile de hepsi ünvanlanmış olsun. Saçın siyah olması, dumanın çokluğundandır. Sarı olması balgamın çokluğundandır. Beyaz olması, tabiî hararetin zayıflığındandır. Hararetin za'fı, çok inzalden, çok cimadanve şiddetli gamdandır. Alnın nuru, gönüller sürûrudur. İki kaş, gözlere gölge olup, bir dolunay üzerinde iki hilal olmuştur. Gözlerin yeri kaşlar ve buruna arasında olduğu, çarpmalardan korunmuş olmasına yarar. İki gözün önde yaratıldığı, cismin öne alacağı işlerde ona görücü olmak içindir. Göz kapakları, mekruhlara bakmaktan mâni olup, uyku hâlinde perde olmaktır. Kirpikler, ebru gibi gözü süsleyip, toplandığına gözleri toz ve dumandan korumuştur Aralarından bakan, yoluna doğru gitmiştir. göz bebeğinin siyah, gözün beyaz olduğu, süs içindir. İnsanın başının yuvarlak olduğu, çarpmalardan emniyet bulmak içindir. Ve dimağ azasına geniş mekan olmak içindir. büyüklüğü bu miktar olduğu uygun olmak içindir. İnsan yüzünün yuvarlak olduğu, güzellikle güneş ve aya benzemek içindir. Dudakların kırmızı, dişlerin beyaz inci olduğu, zinet ve letafet içindir. Burnun iki delikli olduğu, biri teneffüs ve biri temizlik içindir. Kıkırdak olduğu, hafiflik ve çarpmalardan ihtiyat içindir. Burun kanatlarının geniş olduğu, fazla hava almak içindir. Bu yapıya bulunduğu, fazlalıkların inmesi ve nezle içindir. Dişlerin dar olanları, kesmek ve kırmak içindir. Genişleri, çiğneme ve öğütme içindir. Düzenli oldukları, konuşma anında sadanın cüzleri içindir. Dilin kemiksiz olduğu, lokmayı hareket ettirme ve harfleri eda içindir. ses, kelamı yükseltmek içindir. Dilin dişler ve dudaklarla haps olduğu, az kelam içindir. Dilin bir, göz ve kulağın iki olduğu, çok görme ve çok dinleme içindir. Kulakların iki tarafta oldukları, her taraftan gelen sesleri duymak içindir. Deliğinin çevresi bu yapıda olduğu, sesleri çekmekle uyanmak içindir. Kıkırdak olduğu,hafiflik, letafet ve çarpmalardan korunmak içindir. Boyun eni ve boyu bu miktar olduğu, baş ile uygunluk ve onu taşımaya metanet içindir. Tek kemik olmayıp, yedi omur olduğu, her tarafa dönme ile nezaket içindir. İnsan başının bütün azasından yüksek olduğu, şanının yüceliği ile mehabet içindir. Akıl cevherinin başında olduğu, ona tazim içindir. Bütün on hissi şerefli başında olduğu, onu şereflendirmek ve keremlendirmek içindir. Bunca aza ve kuvvetlerin birbirine topladığı, kerim ALLAH'ın kudretini ortaya çıkarma, hakim ALLAH'ın sanatını göstermek içindir. İkinci Madde İnsanın sair uzuvlarının şekillerinin hikmetini bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: bu insan türünün itidal üzere dik kılındığı ve iki ayağı ile yürür bulunduğu onu tadil ve faziletlendirmek içindir. İki omuz ve iki kolun bu şekil ve yapıda kılındığı, ahbabı sineye çekip, kabul etmek içindir. Ellerin, parmakların ve tırnakların böyle oldukları, yüzbinler menfaat ve sanat içindir. Baş parmağın kalın ve kısa olduğu, dört parmağa karşı geldiğinde mukavemet içindir. Tırnaklar büyük ve yumuşak oldukları, uzuvların derilerini kaşımak eşyayı toplamak ve yarmak içindir. Çarpmalardan korunmak içindir. gümüş sine levhası üzerinde gül ve nar gibi iki meme erkeklerde güzellik, kadınlarda zinet ve çocuklara süt içindir. Süt memesinin göğüste bulunduğu, otururken çocuğu emzirilmesi kolay olmak içindir. İnsan derisinin latif ve ince olduğu, ondan terin kolaylıkla seçilip, cisim ve can rahat bulmak içindir. Deri iç organları örtmek, dıştaki uzuvları süslemek içindir. Et, beden içini korumak ve dışını güzelleştirmek içidir. Meme ve göbek menfezlerinde çevredeki havanın beden içine ulaşması ruha ferah ermek içindir. Koltuk altlarında ve kasık gibi yerlerde kıl olduğu, menfezlerinden karışık kokuyu dışarıya vermek içindir. Aksırmak genize kaçan şeyi dimağa nüfuzdan men içindir. öksürmek,balgamın soğukluğunu yürekten atmak içindir. Gülmek, gönülde olan sevinç ve hayreti ortaya çıkarmak içindir. Ağlamak, gönülde bulunan dert ve elemi dışa vurmak içindi. Titreme, sinirlerin gevşemesindendir ki, intizam ve sağlamlık isteği içindir. Esnemek, uyku ve yemeği istemek içindir. Uyuklama, beyin damarlarının gevşemesidir ki, yemeğin buharının çıkması içindi. Uyku ise, kuvvetlerin rahatını ve gıdanın hazmını, uzuvların olgunluğunu sağlamak içindir. Omurga kemiği, tek olmayıp, omurları ile nizam bulduğu, her tarafa bükülme ve eğilme içindir. Erkeklerde, âletin dik silindir şeklinde bulunduğu, yürüme ve oturma halinde, oyluklar arasında bulunduğundan hareketi kolay olmak içindir. Cevheri kemik olmayıp, sinirler ve damarlar olduğu, yürekten damarlarla gelen şehvet rüzgârlarıyla büyüyüp, dolmak, ta ki, rahim ağzına ulaşıp, nutfeyi ona verip, ayrıldığına yine evvelki şekline gelip, kılıfına çekilip, rahat bulmak içindir. Kavga dolu başının et bulunduğu, bızırın iç etine uygun gelip, girme temasının tamamen hissedip, tam vuslat hasıl olmak içindir. Belalı başı kertek olduğu kendisinde ve bızır içinde bulunan can damarların sürtüşmesiyle meninin inmesi lezzetli olmak içindir. Şehvet,yemek şehveti ve inzal içindir. İnzal şehveti, çocukların meydana gelmesi içindir. Eğer celal sahibi olan yaratıcı ALLAH, çocukların meydana gelmesini bu lezzetler ile kayıtlı ve bağlı kılmasaydı, bu lezzetlerin sonucu evlat olmasaydı, bir kime ihtiyar ve iradesiyle bu fitne ve belalara kail ve meyilli olmazdı. Şu halde insan nesli kesilip, yer yüzünde kimse kalmazdı. Kadınlarda, ferc iki oyluk arasında bulunduğu, cebri cimadan emniyet gelip, sabit olmak içindir. Ferc rutubeti, onda âletin cevelanı kolay olmak içindir. Bızırın harareti, ona can cana katılmak içindir. Tekrar tekrar ileri geri götürme, kavuşma ve birleşme bulmak içindir. Ama bızırın uzunlamasına olduğu erkeğin emnisinin incelmesinin kolaylıkla olması içindir. Bızırın sinir ve damarları, makat hizasına gelip, ondan geri dönüp, her biri kendisine yapışma ile yine bızırın içine katlanıp, katlanma yeri hurma şeklinde akıp, zekere uygun olduğu erkek aleti gibi rahim ağzına yakın gelip, nutfenin tabiatı bozulmadan onu selametle rahimine sokmak içindi. Rahim ağzının iki çeşme arasıda bulunduğu ondan doğan mütevazi olmak içindir. Erkeklerde yumurtaların dışarıda bulunduğu, büyük ve sert olmak içindir. Büyük oldukları, sahibi yiğit olup, cesaret bulmak içindir. Sert olmaları ,nutfe cevherine sertlik verip, kırmızı iken beyaz kılmak içindir. nitekim, meme eti ona gelen kırmızı kanı beyaz süt etmek içindir. Kadınların yumurtaları küçük ve yumuşak olduğundan, kendileri çekingen olup, nutfeleri sarı ve sıvı bulunmuştur. İki bulunmaları, mühim olan birleşme işinde ihtimam olunmak içindir. Eğer birine âfet isabete dese, biri selamet kalıp, nesli baki bulunmak içindir. Yumurta zarfının geniş bulunduğu, oyluklar arasında sıkıldığında zarfı içinde genişliğe erip, selamet bulmak içindir. Kadınlarda, tenasül uzuvlarının bızır içinde bulunduğu, tam vuslata imkan bulunmak içindir. Ama iki yumurta onlarda daha küçük ve daha yumuşak olduğu, yüz ve sineleri tüysüz, parlak, taze, temiz, güzel ve öpmeye layık olmak içindir. Derileri ince ve nazik olduğu, erkekler onlara meyil ve muhabbet kılmak içindir. Oyluklar, etli olduğu, oturma durumunda yumuşak döşek gibi makat halkasını korumak içindir. Zarta yani kavara (yellenme) geldiği midede gıdadan hasıl olup, kalbe ve karna ağırlık veren kötü rüzgâr çıkıp gitmek içindir. Oyluk adalelerinin kalın olması, ayaklara mukavemet verip, derece derece incelip, alttaki uzuvlar ve öteki uzuvları uygun kılmak içidir. Diz kapakları ve topuklar bu şekil üzere bulundukları, türlü yürüme ve oturma mümkün olmak içindir. Ayakların ön tarafa uzun olup, ayak parmakları bu yapılarında yaratıldığı dört ayaklılar gibi, ayakta durmak mümkün olup, yürüme bir karar üzere bulunmak içindir. Açıklanan insan vücudu uzuvlarının hikmetinde mevcut olan fayda ve menfatalerin azının azıdır. Bütün cisimlerin en güzel duranı, en tamı, en önemlisi, en doğrusu, en güzeli, en sağlamı, en olgunu ve en güzeli insanın bedeninin olduğunun delili: İnsan, Rabbin binasıdır. Onu yıkan mel'undur,) Hadis-i Şerifi bürhan ve delildir. Nitekim Hak Taâlâ Kitab,ı Kadîm'inde: "Gerçekten biz, insanları üstün kıldık, karada ve denizde taşıtlara yükledik ve onlara hoş rızık verdik. Kendilerini, yarattıklarımızdan çoğunun üzerine üstün kıldık," (17/70) buyurmuştur. O halde, bu insan türü bütün âlemin mahdum ve mükerremi, yaratıkların çoğunun en faziletlisi ve muhteremi olduğunu cümleye duyurmuştur. İnsanı en güzel şekilde yaratan ALLAH münezzehtir. Yaratıcıların en güzeli ALLAH, ne Yücedir. NAZM Muin etti bu mânâyı hüccet burhân Ki zübde-i dü-cihândır hazret-i insân Hezâr kerre sana bu sözü dedim tahkîk Ki kendi kadrini bil ey hülasa-yi devrân Bilinse meşreb-i irfân hayat-ı cân bulunur Ki ayn-ı âb-ı hayât oldu meşreb-i irfân (Muin olan ALLAH bu mânâyı hüccet ve bürhan etti; hazreti insan iki cihanın zübdesidir. sana bin kere bu sözü dedim; ey devranın özeti,kendi kadrini bil. İrfanın meşrebi bilinse, hayat ve can bulunur. Ab-ı hayatın gözü irfan meşrebi oldu.) Üçüncü Madde İnsan uzuvları şekillerinin kıyafetlerine anlayış ve firasetle bakmanın gönül ve cana ola emniyet ve selametini, lütuf ve kerametini bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: Alemi bu kapıda yaratan ve takdir eden hakîm ve kadîr ALLAH'ın, kendi benzeri olan insan âlemini, en güzel şekil üzere olduğu surette tasvir edip; ruh üflemekle süslemiş ve nurlandırmıştır. Hayvan cinsinde bu insanı güzellik ile en güzel ve en mutedil kılıp, nutuk ve beyan ile en faziletli ve en mükemmel kılmıştır. Gerçi adem oğlunun hepsini zinet ve yaratılışta bir yaratmıştır. Lakin ademoğlu fertlerini suret ve sirette birbirine muhalif ve farklı etmiştir. Sonra lütûf ve inayetiyle hikmetinin hakikatlerini ve sanatının inceliklerini bu insan âleminde açıklayarak ortaya çıkarıp; sureti sirete,e azayı ahlâka âlamet ve nişan etmiştir. Ta ki önce insan kendi kıyafetinden kendi vasıflarını tamamıyle biip, ihtimamıyle ahlâkını güzelleştirsin. sonra akranı ve yârânı kıyafetlerine anlayış ve ferastle bakıp, her birinin zatında gizli olan durumlarına ve ahlâkına vâkıf ve muttali oldukta; onlara ya ahlâkınca rağbet ve muhabbetle muamele etsin veya aklınca iyi idare ile geçinip gitsin. Veya hepsinden uzlet edip, emniyet ve selamete, izzet ve rahata yetsin. Ne kimseden incinip, ne kimseyi incitsin. Gönül boşluğuyla tenha oturup, yatsın. NAZM Cihan bağında ey âkıl budur makbul-i ins ve cin Ne kimse senden incinsin ne sen bir kimseden incin Hadis-i şerifte: "Hayrı, güzel yüzlüler yanında arayın," buyurmuştur. Yani gökçek insandan güleç yüz ve şirin söz görülüp, işitildiğini; güzel huylar ve yahşi işler vücuda geldiğini herkese duyurmuştur. BEYT Kim ki hikmetle nâsal kıldı nazar Her işi mukteza-ı zat sezer (Hikmetle insanlara bakan, her işi atı gereğince sezer.) Hak Taâlâ kemal-i keremiyle: "De ki, herkes yaratılışına göre davranır," (17/84) vaad ve müjdesini işaret buyurmuştur. Şu halde herkese karşı gafur, halim, cevat, kerim, rauf ve rahim olduğunu lafzıyle duyurmuştur. Zira ki herkes kendi layıkını işlediğini, herkes görmüştür. Dördüncü Madde Baş ve boyun uzuvlarının kıyafetini bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: Kim ki boyudur tavil Sade dil olu cemil Kim ki boyudur kasir Hilesi vardır kesir Kim ki vasat boyludur Akıl ve hoş huyludur Kim ki saçı sert olur Akılla cür'et bulur Kim ki saçı nerm olur Ebleh ve bî şerm olur kim ki saçı sarıdır Kibr ve gazab kârıdır Kim ki saçıdır kara Sabrı var onu ara Kumral ise saç güzel Sahibidir bî bedel Saçı az olan latif Oldu ârif ü zarif Saçı çok olsa zenin Fehmi az olur anın Başı küçük aklı az Olsa ona deme raz Başı büyük olanın Aklı çok olur anın Yassı ise fark-ı ser Sahibi çekmez keder Cild-i seri berk olan Hayır eder etmez ziyan Ekra'a olma yakın Bed huy olur pek sakın Cebhesi zıyk olanın Zıyk ola hulki anın Yumru olursa cebin Sahibi zişt ve gabin Cebhesi olan ariz Bed huy olur çün mariz Mutedil olsa cebin Sahibini bil emin Cebhesi bî çîn olan Kâhil olur bîgüman Çini uzundur fehim Az ise olmuş kerim Kaş arası çîn olan Gam yüküdür ol heman Üznü kebir olsa bol Cahil ve kâhildir ol Üznü küçük uğrudur Evsat olan doğrudur İnce olan kaş ucu Fitnedir işi gücü Kaşta çok olan kılı Mükesser olur gussalı Kaşı açık doğrudur Çatma ise uğrudur İnce olan kaş ucu Fitnedir işi gücü Kaşta çok olan kılı Mükesser olur gussalı Kaşı açık doğrudur Çatma ise uğrudur İnce ka olur cemil Kibre tavili delil Kaşı mukavves olan Dilber olur her zaman Göz çukur olsa kalil Olmuş o kibre delil Çeşmi küçüktür hafif Çeşmi kızıldır şeci Gözleri göktür lebib Lik ela gözlü edib Çeşmi küçüktür hafif Çeşmi büyüktür zarif Didesi yumru hasut Evsat olandır vedût Çeşmi kıpık oldu şin Bakışı süst oldu zîn Noktalı göz ok olur Değmesi pek çok olur A'vere olma yakın Zîk bakan olmaz emin Şaşıya etme nazar Kim sana eğri bakar Çeşmi güleçtir güzel Kirpiği zîk bî bedel Vechi büyüktür alil Kibre küçüktür delil Yumru olandır bahîl Yassı olandır cemil Vechi arıktır muhil Etli olandır sakil Vechi pek uzun olan Laf ile söyler yalan Kim ki tireştir yüzü Telh olur ekser sözü Vechi müdevver gerek Bedrden enver gerek Çün mütebessim olur Anı gören kâm alır Benzi kızıldır edib Esmer olandır lebib Benzi sarıdı alil Esvede mâil muhil Gözleri gök ışkırak Olsa ol ondan ırak Levni olan mutedil Hem ak olur hem kızıl Enf eğer olursa dıraz Sahibidir fehmi az Enf eğer olsa kasir Havf olur onda kesir Enf ucu ger ola top Sahibi olur turup Enf ucu ağza yakın Olan adamdan sakın Sükbe-i enf olsa bol Kibr ve haset dolmuş ol Olsa kulkul-i kanat Cem' ola kah ve inat Enfi kim olsa ariz Şehvet iledir mariz Enfi o kim eğridir Himmeto nun fikridir Ağzı küçüktür güzel Lakin olur pür vecel Ağzı büyüktür şeci' Eğri olandır şeni' Ağzı gibidir zenin Hey4et-i bız'ı onun Gunneli söz olsa ger Kibirden oldur haber Savt dakik er kişi Şehvet-i zendir işi Er kişi sesli zenan Ekseri söyler yalan Sözde kim olsa seri Fehmidir onun refi Kim ki sesidir kaba Himmeti var merhaba Ses çatal olsa o can Halka eder bed güman Handesi çok olsa ha Umma sen onda haya Yüz güleç ve söz leziz Olsa o candır aziz Yufka ve ahmerdudak Sahibi anlar sebak Şefe galiz olsa bil Sahibi muğzip sakil Dişleri iri olan İşler ol ekser yaman Mutedil olan dişi Sıdk ve safadır işi Nükheti hoş olanın Hulki de hoştur onun İnce zekanlı herif Aklı da onun hafif Ger zekan enli olur Sahibi gılzat bulur Mutedil olsa zekan Akıl olur hem hasan Lihye tavil olsa ger Sahibidir bî hüner Lihyesi sıktır sakil Sohbeti eyler tavil Riş i siyah ve kalil Oldu zekaya delil köse ki hiç rişi yok Onun olur mekri çok Olsa değirmi sakal Sahibidir pür kemal Olsa kafası ariz Ahmak iledir ol mariz Boynu olan çok dıraz Rüştü onun olur az İnce ki gerdan olur Sahibi nâdan olur Boynu galiz olsa ol Ruz ve şeb olur ekül Boynu olursa kasir Cümlesi olur kesir Boynu olan mutedil Hayr iledir müşteğil Her yeri evsat olan Dilber olur bî güman (Boyu uzun olan güzel ve sâde dil olur. Boyu kısa olanın çok hilesi vardır. Boyu orta olan, akıllı ve hoş huylu olur. Saçı sert olan akıllı ve atılgan olur. Saçı yumuşak olan, ebleh ve arsız olur. Saçı sarı olan, kibirli gazalı olur. Saçı kara olan, sabırlıdır, onu ara. Saçı kumral ise güzeldir ve sahibi bedelsizdir. Sazı az olan lütüfkâr, bilgili ve nazik olur. Saçı çok olan kadın, anlayışsız olur. Başı küçük olanın aklı azdır. ona sır söyleme. Başı büyük olanın, aklı çok olur. Başının tepesi yassı ise, sahibi kede çekmez. Başının derisi parlak olan, hayır yapar, ziyan vermez. kele yaklaşma sakın, kötü huylu olur alnı dar olanın ahlakı da dar olur Alnı yumru olan,kötü ve aldatıcı olur. Alnı normal olanı, emin olarak bil. Alnı kırışıksız olan, mutlaka tembel olur. alnı uzun olan anlayışlı, az ise cömert olur. Kaş arası kırışık olan, her zaman gam yüklüdür. Kulağı uzun ve bol olan, cahil ve tembeldir. Küçük kulaklı olan uğursuz; orta olan doğrudur. Kaş ucu ince olanın işi gücü fitnedir. Kaşının kılı çok olan, kırık ve gussalıdır. Kaşı açık olan doğrudur, çatma olan uğursuzdur. İnce kaş güzel olur; uzunu kibre delildir. Kaşı kavisli olan, her zaman dilber olur. Göz çukuru az ise, o kibre delil olmuştur. siyah gözlü olan itaatli, kızıl gözlü olan cesurdur. Gök gözlü olan zeki, ela gözlü olan edîb olur. Küçük gözlü olan, hafif; büyük gözlü olan zarif olur. Gözü yumru olan hasetçi, orta olan dost olur. Kıpık gözlü olan, yaramazdır; bakışı tembeldir. Noktalı göz ok olur, demesi pek çok olur. Tek gözlüye yakın olma,sık bakan olmaz emin. Şaşıya bakma, çünkü sana eğri bakar. Güleç gözlü lan güzeldir, kirpiği sık olansa bedelsizdir. Büyük yüzlü olan illetlidir; küçük yüz kibre delildir. Yumru yülü olan cimridir, yassı olan güzeldir. Arık yüzlü olan borcuna sadık değildir; kalın ve etli yüzlü sevimsizdir. Uzun yüzlü olan,lafla yalan söyler. yüzü sert olanın, çoğu sözü acı olur. Yuvarlak yüzlü olan, aydan daha nurlu olsa gerektir. Çünkü böyleleri mütebessim olur ve onu gören kâm alır. Benzi kızıl olan edib, esmer olan zeki olur. Benzi sarı olan hastalıklı, siyahımsı olan tevekkeli olur. Gözleri gök ve mavi olsa, ondan ırak ol. Rengi normal olan hem ak, hem kızıl olur. Burun eğer uzun olsa, sahibinin anlayışı kıttır. Burnu kısa olan, çok korkak olur. Burun ucu top olan, neşeli olur. Burun ucu ağza yakın olan adamdan sakın. Burun deliği bol olsa, o, kibir ve haset dolmuştur. Burun kanatları hareketli olanda kahır ve inat toplanmıştır. Burnu geniş olan, şehvet düşkünüdür. Burnu eğri olanın fikri himmettir. Küçük ağızlı olan güzel, fakat çok korkak olur. Ağzı büyük olan cesur, küçük olan kötü olur. Kadının tenasül uzvunun yapısı ağzı gibidir. Genizden gelen söz, kibirden olsa gerek. İnce sesli erkek, kadına düşkündür. Erkek seli kadınlar çoğunca yalan söyler. sözü seri olanın anlayışı yüksektir. Kaba sesli olanın himmeti vardır. Çatal sesli olan, sürekli halktan kuşkulanır. Gülmesi çok olandan haya umma. Yüz güleç, söz lezzetli olan, candır, azizdir. Yufka ve kırmızı dudaklı olan dersi iyi anlar. Kalın dudaklıların muzipliği ağırdır. İri dişli olan, çoğunca yaman işler yapar. Mutedil dişli olanın işi hoş ve doğrudur. Ağız kokusu hoş olanın, ahlakı da hoştur. İnce çeneli olanın aklı hafiftir. Enli çeneli olan, kaba olur. Çenesi normal olan, akıllı ve güzel olur. Uzun sakallı olan, hünersiz olur. Sık sakallı olan kabadır ve sohbeti uzatır. Siyah ve az sakal, zekaya delildir. Hiç kılı olmaya kösenin hilesi çok olur. Değirmi sakallının olgunluğu çoktur. Enli kafalı olan, ahmaktır. Boynu çok uzun olanın olguluğu azdır. Boynu ince olan, nâdân olur. Boynu kalın olan, gece gündüz obur olur. Boynu kısa olanın hilesi çok olur. boynu orta olanın işi hayır yapmaktır. Her yeri orta olan, şüphesiz dilber olur.) RUBAİ Cehd eyle bir ârif-i dânâyı bul Ya bir sanem-i latif ü ra'nâyı bul Bu ikisinin biri nasib olmazsa Evkatını zâyi etme tenhayı bul (Çalış, bilgin bir ârif bul. Ya bir latif sevgili ve güzel sözlüyü bul. Bu ikisinin biri nasib olmazsa, vaktini zayi etme, tenhayı bul.) Beşinci Madde Kalan beden uzuvlarının kıyafetini bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: Omuzu sivri olan Düzd olur işler yaman Eğri omuzlu kişi Eğrilik olur işi Kısa omuz eblehin Düşkün omuz esfehin Mutedil olan omuz Sahibi anlar rumuz Saidi eğri kasir Olsa olur ol şerir Rusgi olura dıraz Bahşiş eder bî niyaz Ger küçük olduysa el Bî bedel oldur güzel Üsbuu olan uzun Ehl-i Hüner zü fünun Üsbuu yumuşak olan Zeyrek olur î güman Züfri ariz olmasa Sev onu süb ve mesa Tırnağı yumru çizik Olsa o bilmez yazık Tırnağı yassı ve düz Olsa olur desti uz Sadrı çıkık olanın Hulki de beddir onun Sadrı eğer olsa dar Gam yer ol leyi ve nehar Sine ariz olsa o Gönlü hiç olmaz melül Sadr ve omuzdaki kıl Cür'ete olmuş delil Sedy-i zen olsa kebir Şehveti olur kesir Sedy-i ger olsa tavil Onda lebendir kalil Sedy-i zen olsa sağır Şîr olur onda kesir Südü memeli velüt Zevcinedir ol vedüt Mutedil olsa meme Zevci hem onu eme Lahmi mülayim olan Tende olur lütf-i can Lahmi olan hoş latif Oldu arîf ve zarîf Lahmi olan pek katı Oldu kavi gılzatı Arkası yassı kişi Oldu sefahet işi arkası güzek âdem Züşt olur ahlakı hem Zahri arîz olanın Kuvveti çoktur oun Ger beli ince olur Şekli yerince olur Arkada bittiyse kıl Şehvete olmuş delil Batnı büyüktür gabi Batnı küçük çelebi Batnı büyük hem akisr Bed huy olur pek asir Anede bitmezse kıl Vahşi olur tabı bil Oyluğu enli olan Tenbel olur bî güman Aleti olan sagir Oldu reşit ve habir Aleti olan tavil Humkuna olmuş delil Ger zeker olsa azim Malikidir pek leim Olsa küçük ünsiyan Sahibi olmuş ceban Olsa büyük husyetan Hamilidir pehlivan Bız'ı olsa sagir Sahibesidir hatîr Olsa mülehhem kebir Şehvet-i zendir kesir Fahzi olan pek tavil Şehveti olur kalil A'raç olan bir kıçı Kibir ve hasettir içi rukbesi olan büyük Yüklenir o hayli yük sakı galiz olanın Olmaya lütfu onun ka'bı mülehhem zeni Şiveli addet onu Ökçesi yufka olan Dilber olur bî güman Ökçesi kalın o mert Oldu şecaatte fert Ayağı enli kişi Cevr ü cefadır işi Ger uzun olursa pa Sahibidir pür hâya Ubuu olan uzun Fehm ileir pür fünun Hatvesi dar olanın Cünbüşü hoştur onun Çünkü hıraman olur Akıl ona hayran olur BEYT Ademi öldürür o reftarı Mürde ihya eder o güftarı (Omuzu sivri olan hırsız ve işleri yaman olur. Eğri omuzlu kişinin, işi eğri olur. Kısa omuz eblehin, düşkün omuz, efilindir. Mutedil olan omuz sahibi, rumuz anlar. Kolu eğri ve kısa olsa, o şerli olur. Bileği uzun olursa, istemeden bahşiş verir. eğer küçük olduysa el, o misilsiz ve güzeldir. Parmağı uzun olan, bilgi sahibi ve hüner ehlidir. Parmağı yumuşak olan, şüphesiz zeyrek olur. Tırnağı geniş olmasa, akşam sabah sev onu. Tırnağı yumru ve çizik olsa, o bilmez yazık. Tırnağı yassı ve düz olsa, olur eli uz. Göğsü çıkık olanın ahlakı da kötüdür. Göğsü eğer dar olsa, gece gündüz o, gam yer. Geniş olsa, onun gönlü hiç melûl olmaz. Göğüs ve omuzdaki kıl, cür'ete delil olmuştur. Kadının göğsü büyük olsa, şehveti çok olur. Göğsü uzun olsa onda süt az olur. Kadının göğsü küçük olsa, süt onda çok olur. Sütlü memeli ve doğurgan kadın, eşine dosttur. Orta memeli olanın memesini eşi emer. Eti yumuşak olan tende, can ve lütuf olur. Eti hoş ve latif olan,bilgili ve zarif olur. Eti pek katı olanın kabalığı katı oldu. Arkası yassı kişinin işi, sefahet oldu. Arkası kambur adamın huyu da kötü olur. Sırtı geniş olanın,kuvveti çoktur. Eğer beli ince olursa, şekli yerince olur. Arkada kıl bittiyse, şehvete delil olmuştur. Karnı büyük olan gabidir. Karnı küçük olan çelebidir. Karnı hem büyük hem kısa olursa, kötü huylu ve zorlu olur. Kasıkta kıl bitmezse, tabiati vahşi olur. Oyluğu enli olan, şüphesiz tembel olur. Aleti küçük olan, olgu ve bilgili oldu. Aleti uzun olan, ahmaklığına delildir. Eğer aleti büyük olsa, çok kötülük sahibidir. Husyeler küçük olsa sahibi korkak oldu. Husyeler büyük olsa, o kişi pehlivandı. Ferci eğer küçük olsa, o kadın tehlikelidir. Eğer etli büyük olsa, kadının şehveti çoktur. Oyluğu pek uzun olanın şehveti az olur. Bir kıçı eğri olanın içi kibir ve hasettir. Dizi büyük olan, hayli yük yüklenir. Baldırı kalın olanın, lütfu olmaz. topuğu etli kadını, şiveli say. ökçesi yufka olan, şüphesiz dilber olur. Ökçesi kalın olan mert, şecaatte tek oldu. Ayağı enli kişinin, cevr ve cefadır işi. Eğer ökçe uzun olursa, sahibi çok hâyâlıdır. Parmağı uzun olan, anlayışla bilgi doludur. Adımı dar olanın cünbüşü hoştur Çünkü salınarak yürür, akıl ona hayran olur.) (Adamı öldürür o güzel yürüyüşü, ölüyü diriltir o güzel sözleri.) Altıncı Madde Kadınların güzellik alâmetlerini ve güzellik çizgilerinin delillerini bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar, kadın uzuvları kıyafeti konusunda demişlerdir ki: Hüsn-ü zenane delil Otuziki resm bil Dört yeri lazım siyah Saç kaş kirpik gö âh dört yeri ak ola zeyn Levn ve diş ve zufr ve ayn Dört yeri lazım kızıl Had ve leb ve lisse dil Dört yeri vâsi gerek Kaş göz ve sine göbek Dört yeri ziyk ola derc Enf ve simah ıbt ve ferc Dördü kebir ola niz Sedy ve serin bız' ve diz dördü küçük olmalı Enf ağız ayağ eli Savt beli ince hem Şekli de bir nice hem Lahmi semin ve tari Olmalı kıldan beri Böyle kıyafetli ten Olsa güzeldir ol zen böyle ki zen Hûb olur Hulki de mahbub olur (Kadının güzelliğine delil olarak otuziki resim bil. Dört yeri siyah lazım: Saç, kaş, kirpik ve göz. Dört yeri ak ola: Renk, diş, tırnak ve göz. Dört yeri kızıl lazım: Yanak, dudak, dişeti ve dil. Dört yeri geniş gerek: Kaş, göz, göğüs ve göbek. Dört yeri dar olmalı: Burun, kulak, koltukaltı ve ferç. Dördü de büyük olmalı: Göğüs, kasık, bız've diz. Dördü küçük olmalı: Burun, ağız, ayak ve el. Sesi ve beli ince, şekli de nice! Eti dolgun ve tazi olmalı, kıldan da beri olmalı. Böyle kıyafetli ten olsa, güzeldir o kadın. Böyle kadın güzel olur. Ahlakı da sevimli olur.) Nitekim Hamdi-i Sirin, kadınların güzellik belirtilerini, hazreti Züleyha'nın şanında şöyle açıklamıştır: NAZM Greçi hüsnü beyana sığmaz idi Nitekim aşkı cana sığmaz idi Lik bir harf işit kitabından Diye ben zerre âfitabıdan Kameti serv-ü bağ-ı rağmet idi Berk ü bârı safa ve lezzet idi Ab-ı lütfiyle buldu nemâ Hıl'at olmuş idi letafet ona Dam-ı akl idi farkının mûyi Fark olunmazda miskten bûyi İnce kıl yardı şâe sa'y ile cüst Farkı nâzın kodu miyane dürüst İki dîçür-i târ zülfeyni Leyl içinde nehar mabeyni alnını levh-i ur edip ALLAH Sebk-i hüsn alırdı ondan mâh Kaşı ol safha-i sürur üzre Nurdan san yazıldı nur üzre Nunu altında any ü sad misal ikisinden göründü nass-ı cemal gözleri ehl-i mekrin ellisidir Ay yüzünün güneş zevallisidir Lale haddinde hâl,i anberveş Güyiya gülistanda tıfl-ı Habeş Elif-i ünf ve safer nokta-i ha! Cem' oup bir iken on oldu cemal Arızı cennete ümune idi Gülleri anda gûne gûne idi diheni sığmadı onun suhane Bir suhan sığmaz ien ol dihene Ne denilsin leb-i zülalinden Sulanırken dihen hhayalinden Diheni dürr-ü feşan tekellümde Lebleri kuvvet-i can tebessümle Gülse nur akıtır süreyyadan Sözü lezzetli kand ü helvadan Gülse lutfile lal-i handanı Ukde-i dil açardı dendanı Dürr-i dendan la'l-i handandan Görünür nur-u hak gibi candan zenhan kıldı Hak şekerden sîb Hüsna ıdeyne verdi zinet ü zîb Şeker-i sîb iken zehandanı Çâh âsib olurdu endanı Nice dili can verirdi ol sîbe Düşer idi o çâh-ı âsîbe Zehanı sîbinin halaveti can Gabgabı siminin zekat-ı cihan Gabgabı kim muallak-ı âb idi Sanki ter şişede gülab idi Boynu olmuşdu zülf ile mestur Birisi kâfir ve biri kâfur Gün gibi doğru çün o sîmin ber Bildi noksanını kul oldu kamer Bir gümüş levh idi o sine hemen Ol gümüş levha nakşibend cihan İki nakş eylemiş turunca gibi Bir gül üstünde iki gonca gibi İki said idi sebîke-i sim Umar ondan ekatı dürr-ü yetim Hüsnü i'cazına onun bürhan Yed-i beyzası kâfi idi heman Kâfi uşşaka rahat'ül-ervah Parmağı dil kilidine miftah Hüsnün ol dilberin kim ede ıyan Ki beyanında âciz idi beyan Lakin ondan yazılsa bir parmak Kaleme şu kadar gelir ancak Kim onun parmağın gören âdem Oldu divane ref' olundu kalem Kollarını güher koçardı heman İnce belin kemer koçardı heman Öyle hûb idi beli kim onu Kılca kalırdı görenin canı Seyr eden ol hümayı tâkından Bir kebuter sanırdı sakından Alem-i hüsn ona musahhar idi Mehr ile mah keniz ü çaker idi Yoğ iken zib ü zivere hâcet Eyledi meyl ziver ü zinet Zamane kadınları, merhametli olmayıp, başa kakıcı oldukları için, olgunluk ve güzelliğ emâlik olanın bile tatlı kavuşmasından ise, güzelliğini hayal etmek bin kat daha lezzetli ve evladır. BEYT Tahayyül eylesem anı gönül huzuru bulur Tezekküründe visali kadar telezzüz olur (Onu hayale etsem, gönül huzuru bulur; onu düşünmek, kavuşmak kadar lezzetli olur.) BEYT Bana biganedir dilber hayali cana mahremdir Enisim munisim yarim odur kim dilde hemdem olur. (bana yabancı olan dilberin hayali, cana mahremdir. Enisim, munisim ve yarim sürekli gönülde olandır.) Gerçi dilberdir hoş âyindir kadın Nakısat-ül-akl ve ve'd-dindir inan Zinhar ey merd-i âkıl zinhar Kâmil isen nâkıs ile olma yâr Hiç olur mu lâyık ehl-i kemal Sahra-i her âkıs olmak mah ü sal Nefs eline verme bu can yakasın Şehvet oduyle niçin can yakasın Nutfe tende mâye-i canbahştır Şensüvar ruha çabu rahştır Etme onu râh-ı Hak'da lenk ü lük Edemezsin çünkü ybî merkeb sülük Çü hayal-i dilbere an eyl eder Ol per ile semt-i a'lâya gider Per ü bâl can olur hubb-ı hayal Nutfeden peyda olur ol per ü bâl Per ü bâl-i ruhu kesr eyler cima' Halk ise za eyler onu intifa' Arzu-yu mert ü zendir ittihat Uşşaka enden tahayyüldür murat Kıble-i suretperest oduysa zen Kıble-i ashab-ı dildir zül-menen Ham= ü bunekkeh şuşu; âyineni Eyle mir'ât-ı meâni sineni Ta derunun nur-u Hak'dan ola pür Derc-i ruhun marifette doladür (Gerçi kadın, dilberdir ve hoş resimdir, fakat inan ki, onda akıl ve din eksiktir. Zinhar, ey akıllı kişi zinhar! Olgun isen eksikle yâr olma. Ay ve yıl eksiğin büyüsüne tutulmak hiç olgunlara layık olur mu? Bu can yakasını nefs eline verme. Şehvet ateşiyle niçin can yakasın? Nutfe, tende can behşeden sudur iyi binici, cevelanı çabuk attır. Onu Hak yolunda topal etme. Çünkü bineksiz süluk, edemezsin. Ne zaman ki dilber hayaline can meyleder; o kanaty ile en yüksek semte gider. Canın kanatları hayal sevgisi olur. O kanat, nutfeden peyda olur. Ruhun kanatlarına cima kırar. Halk ise onu faydalanma sanır. Kadın ve erkeğin arzusu birleşmedir. Aşıklara kadından murat hayal etmedir. Kadın, suretpereste kıble olduysa; Gönül ashabının kıblesi, ihsan verici ALLAH'dır. Suret nakşından aynanı uyup; sineni mânâların aynası eyle. Ta için hak nurundan dopdolu ola. Ruh kutun, onun marifetinden inci dola.) Yedinci Madde Uzuvların kıyafet tadilinin zıt delillerini ve nefslerin ihtilafıyla olan hükümlerini bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: Uzuvların kıyafetinde anılan zıt deliller, bir şahısta toplansalar, hepsini itidal üzere mamur ve şen eyler. Mesela kösenin boyu uzun olsa,o kösedir diye ona ta'n olunmaz. Zira ki itidal bulmuştur. Eğer yüzü de nurânî olduysa, görenler artık onu nur anlar. Şu halde bir kimsede hangi tarafın delilleri çok bulunduysa, o kimse o tarafta bilinmiştir. Eğer bir kimseye Hak'kın nuru göz olsa, onun feraseti, adı geçen delillerden müstağni bulunmuştur. Zira ki haberde, Habib- i Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem hazretlerinden: "Mü'minin ferasetinden sakının, çünkü o ALLAH'ın nuruyla bakar," naklolunmuştur. Çünkü anılan alâmetlerin hepsi, hayvanî nefsin ahlakv e vasıflarının delilleridir. şu halde eğer insanî nefs, emmâre ise,o nefs, hayvanîye esiri olduğundan, onun hükmünün içindedir ki, zulüm ve zulmetten, cehil ve bulanıklıktan vasıfları arınmış değildir. Kâh şeytan sıfatlı, kâh yırtıcı hayvan sıfatlı, kâh hayvan sıftalı bulunmuştur. Halbuki sureta insan görünmüştür. Eğer insanî nefs, levvâme ise, kâh hayvanî nefsin mağlûbu olup, kâh ona galip olduğundan; bu nefs, kâh hayvan sıfatlı, kâh insan sıfatlı bilinmiştir. Eğer insanî nefs, mülhime ise, hayvanînin üzerine galip olup; mutmainne olduysa cengi sulha ve nizayı rızaya döndürüp, şerler ona hayır olur. bu hayır ve şer onun kaydı olmayı, nefsi, mutlak ruh olur. Bütün varını terk ettiğinden, ağyarı ona yâr olur. Kendinde nişan ve alâmet kalmaz. Onun vasfı, beyana gelmez. Gel ey Hakkı, unu halkı Bu benlikten geçip, kendini toprak eyle ve nazargâhı Hüda olan kalbini, mâsivadan pak eyle. Ondan onun kalblerin enisi olduğunu idrak eyle. Muhabetiyle âdeti yırtıp, çâk eyle. Kim ki isterse üns-i dildârın Vermesin mâsivaya dildârın (Sevgilinin ünsiyetini isteyen, sevgilisini mâsivaya vermesin.) KITA Zamane halkını fehm eyle olma sen mağrur Gönülde dostu buup her nazardan ol mestur Ne lütfu var bir alay kalbi hasta bestelerin Koy ehl,i gaflet ve cehli sen eyle dilde huzur Çü nâsa nâsdır âfet bu nâsı ol nâsi Ki Rabb-i nâs ile bulsun dil üns olup huzur (Zamane halkını anla, sen mağrur olma. Gönülde dostu bulup, he bakıştan örtünmüş ol. Kalbi hasta ve bağlı olanların ne lütfu var? Gafilleri ve cahilleri bırak, gönülde huzur eyle. Çünkü insanlara insanlardır yâfet, bu insanları unut ki, insanların Rabbi ile gönül ünsiyet bulsun.) Sekizinci Madde İnsan bedeninde damarlar içinde akan kanın sebebiyle deri üzerinde görünen uzuvların ihtilacını (seğrime ve titreme gibi hareketleri hükümleriyle bildirir. Ey aziz, malûm olsun ki, filozoflar demişlerdir ki: ihtilac-ı far-ı ser Cahden verir habir İhtilac-ı piş-i ser Oldu devlete eser İhtilac-ı cenb-i ser Sağ ve solu hayr eder ihtilac-ı cebhe ter Sağ iyş ve sol haber İhtilac-ı hHacib ol Dostluk oldu sağ ve sol Evsat ederse ger Sağı zevk sol keder İhtilac etse enb Sağı hüzn ve sol tareb İhtilac-ı zahr-ı ayn Sağda levm ve solda zeyn ihtilac-ı beyt-i nur Sağı renc ve sol sürur ihtilac-ı dünbal Sağda mehrve solda mal İhtilac-ı zir-i çeşm Sağda mihrve solda hışm ihtilac-ı rahda dal Sağda hayr ve solda mal İhtilac-ı enfe rah Sağda kahrve solda câh ihtilac-ı fek-i leb Sağda rızk ve solda tareb Usbu-u sâni eder Sağda solda hoş haber Usbu-u vustadan al Sağda ve solda cidal Usbu-u binsır bulur Sağda cedl ve ysol sürur Usbu-u hınsırda kal Sağ ü solu rızk ü mal Muhtelic olsa eğer Bir yerin eyle nazar Bunda kim ahkâmı yâd Şüphesiz et itimad Kim dmar oynar neden Hak'dır onu debreden Anla işârâtını Bekle beşarâtını (Başın tepesinin seğrimesi, makamdan haber verir. Başın önünün seğrimesi, devlete yeser oldu. Başın yan tarafının seğrimesi, gerek sağ ve gerek sol, hayırdır. Alın seğrimesinde; sağ iyş, sol haberdir Kaş seğrimesinde; sağ ve sol dostluktur. Kaşların ortası seğrirse; sağı zevk, solu kederdir. Dil seğrirse; sağı hüzün, solu şenliktir. Gözün dışının seğrimesinde; sağda kötüleme, soldazinettir. göz bebeği seğrimesinde; Sağı ağrı, solu sürurdur. Göz kuyruğu seğrimesinde; sağda sevinç, solda maldır. Göz altı seğrimesinde; sağda sevinç, solda hışımdır. Yanak seğrimesinde; sağda hayır solda maldır. Burun kaşınması yoldur: Sağda kahır, solda mevkidir. Dudak üstü seğrimesinde; sağda rızık, solda şenliktir. Dudak ucu seğrimesinde; sağda zarar, solda şenliktir. Dudak altı seğirmesi; sağ ve solda yahşidi. Seğriyen çene; sağda iyş, solda güzelliktir. Kulak seğrir; sağ ve solda hoş haberdir. Boğaz da kulakla seğirirse; sağda mal, solda gamdır. Döş seğrirse; sağda hüzün, solda kederdir. Pazu ve el seğrimesi; sağda rızık, solda maldır. Dirsek seğirir; sağda ve solda hoş haberdir. Kolların seğrimesi; sağda kötüleme, solda manevî ayıptır. Bilek seğrimesi; sağda mal, olda meşakkattir. el üstü seğirmesinde; sağda hüzün solda şereftir. El seğirmesi; sağ ve sola rızık ve maldı. Başparmak seğrimesine; sağda yük, solda kâmdır. Şahadet parmağı titrerse; sağda ve solda sebeblerdir. Orta parmak; sağda hüzün, solda şenliktir. Serçe parmak seğrimesi; sağda mevki, solda gamdır. Yüzük parmağı seğrimesi; solda hayır, sağda maldır. Göğüs seğrimesi olur; ağı hüzün, solu sürurdur. Meme seğrimesi; sağda mevki, solda şenliktir. Karının tam seğrimesi; sağda birleşme, solda kâmdır. Göbek seğrimesi; sağda hüzün, solda sürurdur Bedenin bir yanının seğrimesi; sağı sevinç, solu maldı. Böğür seğrimesi, solu rızık, sağı mevkidir. oyluk seğrimesi; sağı mihr, solu oğuldur. Kasık seğrimesi; sağ cima, sol seferdir Husye seğrimesi; sağda çocuk, solda gamdır. Makat seğrimesi, solda yol, sağda maldır. Baldır seğrimesi; sağ iyş, sol seferdir. Diz seğrimesi; sağda hüzün, solda sürurdur. Diz alı seğrimesi; sağda yol, solda kaderdir. Bacak seğrimesi; sağda mal, solda mevkidir ve yolculuktur. Bacak dışı seğrimesi; sağda yol, solda erzaktır Bacak içi seğrimesi; sağda mal, solda ayrılıktır. Topuk seğrimesi; sağda kavuşma, solda seferdir. Ayak arkası seğrimesi; sağda hüzün, solda safadır. Topuk ve el seğrimesi; sağda yürüme, solda maldır. Taban seğrirse; sağda yürüme, solda şereftir. Başparmak seğrimesi; sağda mal, solda kâmdır. İkinci parmak seğrimesi; sağa ve solda hoş haberdir. Orta parmak; sağda ve solda cidaldir. Serçe parmak seğrimesi; sağda cidal, solda sürurdur. Serçe parmak yanındakinin seğrimesi; sağ ve solu rızık ve maldır. Eğer bir yerin seğrise, bak, burada hükümleri hatırla ve şüphesiz itimat et. Damar neden oynar? Hak'dır onu depreten O an işaretlerini anla ve müjdelerini bekle.) BEYT Her ne can kim duyar işâretten Hürrem olsun dili beşaretten Anatomi ve bedenle canın özgürlüğünün faydaları ve menfaatleri; azanın kuvvetlerinin ayrıntılı olarak anlatılması uzun olup, bizim maksadımız olan Hak'kı tanımaya bunca temsil ve teshille bu özetleme dahi yardımcı ve delil olmakla, beden durumlarının açıklanması, insanlık âleminde uzatılmadan kısa söz ile meramın elde edilmesi, izamın düzenlenmesi ve makamın tamamlanması olmuştur. Zira ki en güzel biçimde yaratılan ve iki cihanı toplamış bulunan insanın şerefi bedeninin, her bir latif uzvunda oln yaratıcı ve bâri ALLAH'ın ince kanatlarına hayretle bakıp, ibretle seyir ve temaşa kılınıp, düşünme ve fikretmeyle hayal olundukta; anlayış ve idrakte, akıllar âciz ve kısa kalıp, vasıf ve beyanında şaşkın bulunmuştur. insanı en güzel şekilde yaratan, benzersiz hakîm, şekil verici bâri ve yaratıcı olan ALLAH münezzehtir.O, ne güzel mevla, ne güzel yardımcıdır. Yaratıcıların en güzeli olan ALLAH yücedir. TEFVİZNAME Dilden gami dûr eyle Rabbınla huzûr eyle Tefvîz-i umûr eyle Mevlâ görelim neyler Neylerse güzl eyler Sen adli zulüm sanma Teslim ol oda yanma Sabret sakın usanma Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Deme şu, niçin şöyle Yerincedir o, öyle Bak sonuna sabreyle Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Hiç kimseye hor bakma İncitme gönül yıkma Sen efsine yan çıkma Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Mümin işi renk olmaz åkıl huyu, cenk olmaz årif dili tenk olmaz Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Hoş sabr-ı cemilimdir Takdir, kefilimdir ALLAH ki vekilimdir Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Her dilde ânın adı Her canda ânın yâdı Her kuladır imdâdı Mevla görelim neyler Neylerse güzel eyler Nâçar kalacak yerde Nagâh açar ol perde Dermân eder ol derde Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler TEFHİZNAME Her kuluna her anda Geh kahr-u geh ihsanda Her anda o bir şanda Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Geh mu'ti-u geh mâni Geh dar-u gehi nafi Geh hâfız-u geh râfi Mevla görelim neyler Neylerse güzel eyler Geh abdin eder ârif Geh eymen-u geh hâif her kalbi odur sârif Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Geh kalbini boş eyler Geh hulkunu hoş eyler Geh aşka duş eyler Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Geh sade ve geh rengin Geh tabın eder sengin Geh hürrem-u geh gamgin Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Az ye az uyu az iç Ten mezbelesinden geç Dil gülşenine gel göç Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Bu nas ile yorulma Nefsine dahi kalma Kalbinden irağ olma Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler Geçmişle geri kalma Müstakbele hem dülma Hal ile dahi olma Mevlâ görelim neyler Neylerse güzel eyler |