> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Marifetname > 34.bölüm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: 34.bölüm  (Okunma Sayısı 983 defa)
10 Mayıs 2011, 11:27:23
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 10 Mayıs 2011, 11:27:23 »



34.BÖLÜM

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM


İki el ve iki ayak kemiklerinin bileşik keyfiyetini, isim ve özelliklerini

yedi madde ile açıklar.

 
Birinci Madde
 

iki pazu kemiklerini bildirir.

 
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Pazu kemiği

yuvarlak şekil üzere suret bulmuştur. Ta ki âfet kabulünden uzak olmuştur.

Üst tarafı yumru olu, omuz çukuruna gevşek bir mafsalla girmiştir. Bu

mafsala gevşekliğinden, çok çıkma ârız olmuştur. Bu gevşeklikte iki fayda

vardır: biri ihtiyaçtır, biri emniyet ve selamettir.

İhtiyaç: Bütün yönlerde selamet harekettir. emniyet ise, sâbittir. Zira ki

pazu, her taraftan yana hareket etmeğe muhtaçtır. Lakin o hareket, onda çok

ve devamlı gelir. Ta ki, bağlarının kopmasından korkula. Belki pazu, çoğu

durumlarda sâkin ve sair mafsalları hareketli bulunmuştur. O mafallar

pazudan ziyade muhkem yaratılmıştır. Pazu mafsalını dört bağ tutmuştur.

Biri, enine perde gibidir ki, o mafsal, sair mafallar gbi kuşatıcı

olmuştur. İkisi sonundan inmiştir. Birinin tarafı geniş olup, pazu tarafını

çevrelemiştir. biri büyük ve sert olup, dördüncü bağ ile kargaburun

çıkıntısından inmiştir. Şekilleri geniş olup, pazuya temas etmiştir. Pazu

kemiği göğüsten yana çukur olup, boşluktan yana yumru kılınmıştır. Ta ki

üzerinde toplanmış ve tertip edilmiş olan adaleler, sinirler ve damarlar

örtülmüş olup, avuçladığı nesne gökçek ve kolay avuçlansın. iki el,

birbirinin üzerine rahat ulaşsın.

Pazunun alt tarafını üzerine iki bitişik çıkıntı bileşmiştir ki, iç

tarafında olan uzun ve inci bulunup, bir nesne ile mafsalı olmayıp, ancak

sinir ve damarları korumak için yaratılmıştır. Dış tarafında olan çıkıntı

ie ve üstte olan çukurda bulunan lokma ile dirsek mafsalı tamam olmuştur.

İkisi arasında bir yeri vardır ki, onun iki tarafında iki oyuk vardır.

Üstteki oyuk önde ve alttaki oyuk arkada vâki olmuştur. Üst oyuğun engeli

yoktur. Düzgündür. Fakat ikinci oyuk, daha büyüktür. Göğüs oyuğuna yakın

olan yeri düz olmayıp, oyuğu dahi yuvarlak bulunmayıp, duvar gibi düz

yaratılmıştır. Ta ki onda, kol çıkıntısı, boşluk tarafından yana hareket

edip, ona ulaştığında dursun. Bu iki oyuğa, iki atabe adı vermişlerdir. Bu

mafsallar, bu yapı üzere düzen tutmuştur.

 
İkinci Madde
 

Bilek kemiklerini bildirir.

 
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Bilek,

uzunlamasına iki kemikten oluşmuştur. Onlara: iki bilek kemiği derler.

Bunların başparmağa yakın ola üstteki ince olup, ona, üst bilek kemiği

derler. Küçük parmağa yakın olan alttaki, taşıyıcı olduğundan alt kemik

adını almıştır.

Üst bilek kemiğinin faydası: Onunla bileğin hareketi eğilip, bükülücü

olmaktır. Alt kemiğin faydası: Onunla bilek kavrama ve yayılmadan yana

hareket eder. Bu iki kemiğin her birinin ortası ince ve latif

yaratılmıştır. Ta ki, kalın adaleler onları sıkmasıyle ağırlık veren

kalınlıklarından kurtulmuş olalar. ama etrafı, et ve adaleden arınmış ve

bağlar ile gizlenmiş oldukları için, mafsalların hareketiyle sert

çarpmalara uğradıkları için kalın ve metin kılınmıştır. Üst kemik,

girintili-çıkıntılı olup; faydası, eğik hareketlere kabiliyeti olmak

bilinmiştir. alt kemik, yumma ve açmaya yaradığı için düz yaratılmıştır.

Dirsek mafsalı, adale ile süt ve alt kemi mafsallarındandır. Üst kemiğin

tarafında küçük bir çukur vardır ki, pazunun boşluk tarafında olan çıkıntı

onda raptedilmiştir. O çukurda, bu çıkıntının dönmesiyle eğri hareketler

hâsıl olmuştur. Alt bilek kemiğinin iki çıkıntısı vardır ki, aralarında

(sin) harfine benzer benzer bir yer bulunmuştur. Onun çukurunda olan yüzeyi

yumru kılınmıştır. Ta ki pazunun çukur tarafında olan yere girip, dirsek

mafsalı ondan bileşe. Vakta ki giren yer, çukur yer üzerinde geri ve süt

taraflarına hareket eylese, el yayılır. Kaçan çıkıntıyı haseden çukurdan

duvar eri ayrılsa; eli ziyade yayılmaktan haps ve men edip, adale ile bilek

istikametine yakın olur. Kaçan iki yer birbirinin üzerinde ön ve üst

taraflarına hareket eylese, el yumulup, bileği pazuda ön tarafa teğet

olur. İki çıkıntının aşağı tarafları, tek bir şey gibi toplanmış olup,

onlardan geniş ve ortak bir çukur meydana gelir ki, çoğunlukla alt

çıkıntıda bulunmuştur. Bu çukurdan fazla kalan âfetlerden uzak olmak için

yumru ve kaygan yaratılmıştır. Alt bilek kemiğinin çukuru gerisinde

uzunlamasına bir çıkıntı vardır ki, faydası: Korumak ve kollamaktır.

 
Üçüncü Madde

 
El ayasının kemiklerini bildirir.

 
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: El ayası, bir

çok kemiklerden meydana gelmiştir. Ta ki cüzüne erişen âfet, bütününe

erişmesin. El ayası, eli yumduğunda, o kemiklerle çukurlaşmakta ve büyük

cisimler üzerinde avucun çukur olmasıyle, kayganların tutulması mümkün

olsun. Bu kemiklerin mafsalları birbirine zaptolunmuştur, ta ki dağılmasın.

Avucun aldığı nesnelerde tutuşu zayıf olmasın. Hatta ayanın derisi soyulsa,

bu kemiklerin hepsi bitişik ve tek görünür. Bu bitişme ile bile bu

kemikleri birbirine birçok bağlar, sağlam bağlayıp; bir miktar mutavaat

vermiştir. Ta ki avucun içinde kavramaya yarayan çukurluk meydana gelsin.

Aya kemikleri yedi ve bir de fazla kemik yaratılmıştır. Ama yedi asıl

kemik, iki saf kılınmıştır. Bir safı, bilekten yanadır ki, cisimleri ince

ve sayları üç bulunmuştur. İkinci safın kemikleri, parmak taraklarından yana

bulundukları için geniş olup, sayısı dört bilinmiştir. Şu halde üçü araya

sıkıştırılıp, bileğe yakın olan tarafı ince ve gayet bitişik bulunmuştur.

Öteki safa yakın olan tarafı, geniş ve bitişiklikleri az kılınmıştır.

Sekizinci kemik ise, el ayasının iki safını düzenlemek için değil, belki

ayaya yakın olan siniri korumak içindir. üç kemiğin açlarının

birleşmesinden, onun tek ucu hâsıl olup, iki bilek kemiği uçlarından hâsıl

olan geni çukura girip, ondan mafsal yumulur ve açılır. Alt bilek kemiğinde

açıklanan çıkıntı, aya kemiklerini yakın ola kemiğin çukuruna girip, onunla

mafsal, eğik ve açık olmuştur.

Tarak kemikleri dört olup, dört parmağa mukabil gelmiştir. Bu tarak

kemikleri, ayaya yakın olan tarafta birbirine yakın olmuştur. Ta ki bitişik

gibi olan kemikleri ayaya bitişmesi gökçek olsun. Parmaklar tarafından yana

bir miktarca açık olmuştur. Ta ki kemikler, farklı açıklıklara güzel

bitişsin. İç tarafından çukur olmuştur, ta ki genişlik ve sıkışıklığa

yardımcı olsun. Aya mafsalı ile tarak kemikleri, aya etrafında olan

çukurlara, kıkırdaklara bürünmüş olan tarak kemiklerinden çıkıntılar

girişiyle telif edilmiş yaratılmıştır.

 
Dördüncü Madde
 

Parmak kemiklerini bildirir.

 
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: El parmakları

eşyayı kavramakta yardımcı âletlerdir. Parmakların eti, kemiklerden hâli

yaratılmadı. Gerçi muhtelif hareketleri sülük ve balık hareketleri gibi

mümkün idi. Lakin parmakların işleri, el titremesi gibi zayıf olmayıp,

metin ve kavi olmak için kemiklerle dolu yaratılmıştır. Bu parmaklar, birer

kemikten yaratılmayıp, müteaddit kemiklerle bulunmuştur. Ta ki işleri zor

olmasın. Her parmak üç kemikten yaratılmıştır. Zira ki, üçden ziyade olsa,

ağır eşyayı zaptetmekten âciz kalırdı. Üçten az olsa, parmakların

hareketleri eksik olurdu. Parmak kemiklerinin uçları ince, kaideleri

geniştir. Üsttekiler alttakilerden boy boy büyük yaratılmıştır. Ta ki

yüklenici ve yüklenen arasında münasebet gökçek olsun. Bu kemikler yuvarlak

kılınmıştır. Ta ki âfetlerden korunmuş kalsınlar. Boşluksuz ve iliksiz,

sertlik üzere yaratılmıştır. Ta ki çekme ve kavrama hareketlerinde

metanetleri sağlam ve kuvvetli olsun. Dışları yumru, içleri çukur

bulunmuştur, ta ki tutma ve oğma kolay olsun. Dış tarafları dahi baş parmak

ve küçük parmak gibi parmak olmayan taraflar yumru kılınmıştır; ta ki

sıkışma anında âfetlerden korunmuş olan yuvarlak şekle benzesin. İçlerinde

et az olmuştur. Ta ki onları koruyup ve örtüp, kavrama ile temas olunan

nesnelerin altında eğilici olsun. Dış tarafları etsiz kılınmıştır. Ta ki,

ağır olmayıp, hafiflik bulsun. Parmakların etrafında tırnaklar olmuştur....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 11 Mayıs 2011, 21:55:45 Gönderen: saniyenur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: 34.bölüm
« Posted on: 30 Nisan 2024, 18:46:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: 34.bölüm rüya tabiri,34.bölüm mekke canlı, 34.bölüm kabe canlı yayın, 34.bölüm Üç boyutlu kuran oku 34.bölüm kuran ı kerim, 34.bölüm peygamber kıssaları,34.bölüm ilitam ders soruları, 34.bölümönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes