๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Makale Dünyası => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 31 Ağustos 2010, 15:42:59



Konu Başlığı: Zorluğu takip eden kolaylık
Gönderen: Zehibe üzerinde 31 Ağustos 2010, 15:42:59
Zorluğu takip eden kolaylık
   



Her yokuşu bir iniş olduğu gibi her zorluğu da bir kolaylık takip eder. Bu İlâhî kanun İnşirah Sûresinde hem de peşpeşe iki defa, “Şüphesiz, zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır” 1 şeklinde ifadesini bulur. Dünyada Allah için çekilen çile ve sıkıntıların sonunda da Cennet verilmez mi?

Bu İlâhî kanun olmasaydı insanlar karşılaştıkları güçlük ve sıkıntılara nasıl göğüs gererlerdi?

Her hususta olduğu gibi bu hususta da en güzel örnek, Resûlullahtır (asm). Taif’te tebliğe gittiğinde karşılaştığı olumsuzlukları, reddedilişini, bununla da kalmayıp ayak takımı tarafından taş yağmuruna tutuluşunu, ayaklarının kanlar içerisinde kalışını, nihayet Rebia’nın oğulları Utbe ve Şeybe’nin bağına sığındığını, o anda çok duygulu bir duâ yaptığını biliyoruz. Duâsında “Allah’ım, kuvvetimin za’fa uğradığını, çâresizliğimi, halkın gözünde hor ve hakîr görüldüğümü ancak Sana arz ederim! (…) Yâ Rabbi! Eğer bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim belâ ve sıkıntılara hiç aldırmam. Fakat Senin esirgeyiciliğin bunları da göstermeyecek kadar geniştir. Allah’ım! Râzı oluncaya kadar affını diliyorum.”2

Bu duâ daha yeni bitmişti ki Cebrail Aleyhisselâm gelip kavminin yaptıklarından dolayı Allah’ın dağlar meleğini gönderdiğini, Mekke’yi altı üstüne getirebileceğini, emrini beklediğini belirttiği halde o şefkat Peygamberi (asm), “Hayır, onların ezilip yok olmalarını değil, Rabbimin bu müşriklerin sulbünden, ona hiçbir şeyi ortak kılmayan ve yalnız Allah’a ibâdet eden bir nesil meydana getirmesini istiyorum...” 3 diye duâ etmişti.

Bu duâ kabul olacak, yıllar sonra Taif halkı kendi ayaklarıyla gelip Müslüman olacaklardı.

Fakat bu zorlukları takip eden peşin mükâfatlar da vardı. Biri bağda iken efendilerinin emriyle üzüm getiren Addas isimli Hıristiyan kölenin, hemen oracıkta Peygamberimizin (asm) peygamberliğini anlar anlamaz elini, ayaklarını, yüzünü öpüp Müslüman olmasıydı. Efendilerinin kınaması üzerine de “Ey sahibim, dünyada bu adamdan daha değerli bir şey yok. Bana sadece bir Peygamberin (asm) bileceği şeyler söyledi” 4 demişti.

Kısa bir süre sonra da Nahle denilen mevkide cinler gelip Kur’ân dinlemiş ve grup hâlinde Müslüman olmuşlardı.

Dahası hemen akabinden de Mi'rac mu'cizesi gerçekleşmişti.

Demek her zorluğu bir değil, hem de birçok kolaylık takip ediyor.

Dipnotlar:

1- İnşirah Sûresi: 5-6. 2- Tecrid Tercemesi, 2/614; İbn Hişâm, 2:61. 3- A.g.e., 9: 35 (Hadis No: 1333). 4- İbn-Hişâm, Sire, 2:63.

ŞABAN DÖĞEN