> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Zamana damga vuranlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zamana damga vuranlar  (Okunma Sayısı 1173 defa)
04 Aralık 2010, 16:09:30
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 04 Aralık 2010, 16:09:30 »



       
  Zamana Damga Vuranlar


Zamanı kuşatanlardan olmak…  Zamana damga vuranlardan…  Bazen hesaplaşmak kendisiyle… Bazen sorgulamak olup bitenleri… Ama asla zamana teslim olmamak… Aksine, zamanı kendisine benzetmeye çalışmak… Tüm beşeri değerleri, onların uzantılarını, aldatıcı görüntülerini reddedip vahyin limanına sığınmak… Bundandır bazılarının güçlü olmaları, güçlü kalmaları.
            Bir duruş sergilemek zamana karşı, zamanın içinde, zamanında, tam o anda… O an fıtri yeteneklerin yönlerini çevirdiği andır. Ruhlar âleminden berzah âlemine uzanan tüm zamanı kuşatan tercihlerin yapıldığı andır bu duruş. Bu duruş rabbanidir; sınırlanamaz zamanla, mekânla. Öyle ki, tarihin derinliklerinde kalmış, yeniden yaşanması mümkün olmayan bir olgu da değildir asla. Aksine her zaman hep yeni başlangıçlarla varlığını gösteren bir eylem biçimidir. Onurlu, kötülüklere meydan okuyucu, kendisiyle ve etrafındakilerle barışık, evrenle ahenk içerisinde bir duruş… Tüm zamanlara yayılır rabbani duruş, ancak bu duruşla kendini bulabilir insanlık. Varlığın nedenleri o zaman idrak edilecektir ancak. Zira, zamana mahkum olmakla değil zamana hâkim olmakla mümkündür varlığın nedenlerini idrak etmek. İşte o takdirde istikamet üzere olmaktan söz edilebilir. Hem zaten insan için en önemlisi istikamet üzere olmak değil midir? İstikamet üzere olmak için de zamanı kuşatmak gerekmiyor mu?
           Onlar zamanın emzirdikleri gibi yalnızca büyülendikleri pencereden bakmazlar eşyaya, insanlara, olaylara. Hele hayatın seyircisi hiç olmazlar. Önce kendileri koyarlar taşın altına ellerini. Zamanın tutsağı olmayı reddedip zamanı tutsak alırlar. Kendileri doldurur, biçimlendirir, yönlendirir zamanı. Geleceğe dört gözle, ümitle, özlemle bakarlar. Çünkü yarınlar yeni armağanlarıyla gelecektir onlara göre. Zorluklardan kaçmazlar, başkalarını suçlamak yerine kendi rollerinin ne olduğunu bilir ve onu yerine getirmeye çalışırlar. Gelecekten kaynaklanan bir huzursuzluğu yaşamaz onlar. Zamanı fırsat görüp toprağı hep kendilerine doğru eşelemezler.
            Başkaları gibi algılamazlar zamanı. “Dün tahta, yarın kül, yalnızca bugün ateş parlak yanıyor.” Eskimo atasözünün aksine, yalnızca bugüne değil tüm zamana gereken önemi verirler. Geçmişten aldıkları doğrularla yollarına devam edip geleceklerini bugünden biçimlendirirler.
            Anlık düşünüp anlık yaşamaz zamanı kuşatanlar. Hayatı, eşyayı, insanları, olayları, zamanı ve mekânı bir bütün olarak görebilme ve onların en küçük parçalarını dahi bu bütün içerisinde değerlendirebilme bakış açısına ve yeteneğine sahiptirler.  Zamanın da kendine göre bir ruhunun olduğunu kabul ederler  onlar.
            Dünyayı ve insanı sömürü hedefi olarak gören uygarlıklara bakıldığında onların ebediyetle bağlarının bulunmadığı görülecektir. Zamanın yalnızca kendi ömürleriyle sınırlı olduğunu düşünürler o uygarlıkların insanları. Her şey sınırlı, öncesi ve sonrası olmayan bir ömre bağlı onlar için.  Zaman anlayışı böyle olunca da her türlü sömürü, talan, çalıp çırpma kaçınılmaz olacaktır.  Hayatı yalnızca bu dünyadan ibaret görenlerin “Bir daha dünyaya gelmeyeceğim.” düşüncesiyle hiçbir sınır tanımamaları, her şeyi kendileri için mubah görmeleri bundan kaynaklanmaktadır. Her şey bir ömrün sınırları içerisine hapsedilir; yaşanacaklar, elde edilecekler, kazanılacaklar. Bu nedenle değil midir ki, güçlü olabilmek uğruna hemen her şeyin meşru sayılması. Güçlü olabilmek için ise başka insanların, başka coğrafyaların ne kadar zenginliği varsa hepsini kendi hayatlarına aktarmak isterler. Ancak tüm bu çabalar onları tutsağı olmaktan kurtaramaz zamanın. Öyle ki onların gençleri serseri ve vahşi, yaşlıları ise inatçı, çekilemez ve çirkin olurlar.
            Zamanın kuşatamadığı; aksine, zamanı kuşatan insanlar da vardır. Zaman öncesiz, sonrasızdır onlar için. O’ndan gelip yine O’na dönülen süreçtir onlara göre zaman.  Yok olan ve sonu belli bir çizgi değil. Onların uygarlıklarında her şey Yaratan’ın mesajıyla biçimlenir. Sosyal hayat, sanat, edebiyat, ticaret, dostluklar, sevgiler… Ömür emanet edilmiştir onlara. Ömür sermayesi çoğaltılır, bereketlendirilir, hep en güzele ulaşmanın vesilesi olur. Onlar her anın kazanıldığının ya da yitirildiğinin bilincindedirler. Ömrün yitirilmesinin ebediyetin yitirilmesi anlamına geldiğinin idrakindedirler. Onun için de hep kazananlardan olmak isterler. Alınan her nefesin muhasebesini yaparlar onlar. Zamanın mahkûmu olmak yerine zamana hâkim olmak için mücadele ederler.
            Zamanı çoğaltabilmek için yarışır zamana hâkim olanlar. Harcamak, bitirmek, heba etmek yerine kazanmak, çoğaltmak ve hayatı daha da güzelleştirmek asıl düşünceleridir. İyiliklerle, güzelliklerle, dostluklarla çoğaltırlar zamanı. Öldükten sonraki âlemde fazlasıyla karşılık alabilmek için yaşadıkları her anı birer kilim gibi işlerler. Zamana ve mekâna meydan okurlar adeta; umut olurlar, göz kırparlar ezilmişlere, horlanmışlara.
           Asr suresinden esinlenirler yaşadıkları hayatın her diliminde. Çünkü zamana yemin etmiştir Yaratan. Ziyanda olduklarını bilirler iman etmeyenlerin, salih amel işlemeyenlerin, hakkı ve sabrı önermeyenlerin. Öyle ki, Asr suresinde zamanı kuşatmanın, çoğaltmanın yollarını öğrenirler zamanı yaratandan. Onun için de yolların özü olarak görürler bu süreyi.
            Bu uygarlığın gençleri, gençlik zamanlarını, anlık tatminlerle heder etmeyip iyi işler yapabilmek için bir fırsat olarak görürler.  Ne saldırgan olurlar, ne hayattan bezgin, ne de serseri. Tebessümlüdür yüzleri onların. Cihad emrinin gelmesini beklerler özlemle. Bu uygarlığın yaşlıları ise bir yok oluş kaygısı taşımazlar; kendilerini ebediyete açılan kapının eşiğinde görür, O’na ulaşabilmenin coşkusunu yaşarlar. Yüzlerine bakıldığında dolu dolu geçirilmiş zamanların huzuru, güzellikleri, anıları okunur. Zamanlarını nasıl geçirdiklerini öğrenebilmek için belki de yüzlerindeki derin çizgilere bakmak gerekecek. Onlar bir yok oluş olarak değil mutlak varlığa dönüş olarak görürler ölümü. Sevinçli ve ümitli oluşları ondandır. O’na ulaşabilmenin heyecanıyla bir hazırlık içerisindedirler. Saç ve sakallarına düşen aklara uzaklardan gelen gümüş renkli ışığın yansıması olarak bakarlar. Aynalara niçin düşman olsunlar ki onlar?  Olgunlaşmış meyve gibidirler yaz güneşinde.  Yüzleri güleçtir, dilleri tatlıdır, gönülleri engindir, uyarıları etkilidir ve onların her biri sığınılacak bir liman gibidir. Zamana tutsak olmakla zamanı tutsak almak bir olur mu hiç!
            Yukarıdan aşağıya bırakılan bir taşın hızının gittikçe artması gibi zaman da kıyamete yaklaştıkça hızlanmakta adeta. Zamanın yetersizliğinden yakınmanın nedeni de bu olsa gerek. Zorunlu olarak içinde yaşanılan zamanın zihnen, kalben dışına çıkıp olaylara vahyin penceresinden bakılmadıkça bu yakınmaların sayısının ve yoğunluğunun artacağı kuşkusuzdur.   

 

Altan Murat Ünal

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zamana damga vuranlar
« Posted on: 26 Nisan 2024, 11:57:27 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zamana damga vuranlar rüya tabiri,Zamana damga vuranlar mekke canlı, Zamana damga vuranlar kabe canlı yayın, Zamana damga vuranlar Üç boyutlu kuran oku Zamana damga vuranlar kuran ı kerim, Zamana damga vuranlar peygamber kıssaları,Zamana damga vuranlar ilitam ders soruları, Zamana damga vuranlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes