Konu Başlığı: Süleymannameler Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 20 Mayıs 2010, 14:17:48 Süleymannâmeler
Süleymannâme, Türk edebiyatının çok yaygın olmayan türlerinden biridir. Bu tür, edebiyatımızda iki farklı muhtevâ ile karşımıza çıkmaktadır. Hazret-i Süleyman'ın mûcizevî hayatını, kıssalarını ele alan eserler ve Kanûnî Sultan Süleyman'ın [1494-1566] Kefe valiliğinden başlayarak padişahlık dönemini, yaptığı savaşları, kazandığı zaferleri konu edinen eserler. Hem Süleyman Peygamber hem de Kanûnî Sultan Süleyman'dan bahseden eserlerin pek çoğunun Süleymannâme adıyla anılması, ismi aynı olan bu iki şahsiyetin cihâna hükmeden bir saltanat sürmüş olmalarına bağlanabilir. Hazret-i Süleyman'dan Bahseden Süleymannâmeler Türkler İslâmiyet'i kabul ettikten sonra bu dinin îmân ve ibâdet esasları çerçevesinde hayatlarını şekillendirmişlerdir. Edebiyatta da esmâ-i hüsnâ, siyer-i nebî, fıkıh, akâid, Kâbe, menâsik-i hac gibi dinî konulara eğilmiş, tasavvûfî ve ahlâkî muhtevâyı işleyen eserler kaleme almaya başlamışlardır. Dinî edebiyatımızda kısas-ı enbiyâ da teferruatlı bir şekilde ele alınan konuların başında gelir. Temeli Kur'ân-ı Kerîm'e dayanmakla beraber, kısas-ı enbiyâların muhtevâsını Tevrat ve İncil'den, İsrâiliyâttan ve İslâm'ın yayıldığı memleketlerdeki eski kültürlerden pek çok unsur şekillendirmiştir. Böylece bu tür eserler çok zengin ve teferruatlı metinler hâline gelmişlerdir. Şâirler manzum kısas-ı enbiyâları bazen her bölümde bir peygamberin hayatını işleyerek bir bütün hâlinde tertib etmişler, bazen da Halîlnâme, Süleymannâme gibi sadece bir peygamberi konu edinen müstakil eserler hâlinde kaleme almışlardır. Bunların yanısıra edebiyatımızda esmâ-i enbiyâ türleri, tâdâd-ı enbiyâ, enbiyânâme, Yûsuf u Züleyhâ, Musâ vü Hızır nevinden mesnevîler de bir hayli yer tutar. Hazret-i Süleyman aşağıda sıralanacak birçok özelliği ve mûcizeleri ile başta İran ve Türk edebiyatı olmak üzere doğudaki birçok milletin, bilhassa Müslüman milletlerin edebiyatında Yûsuf u Züleyhâ, Leylâ vü Mecnûn mesnevîleri gibi ortak bir konu olarak ele alınmışır. Hazret-i Süleyman'ın bilgeliği, hikmeti ve âdaleti ile yalnız doğu edebiyatlarında değil batı edebiyat ve sanatında da pek çok esere mâlzeme teşkil ettiği bilinmektedir. Fuad Köprülü'ye göre XIV. yüzyıldan itibaren kışlalarda, kahvelerde ve halk toplantılarında Ebû Müslim, Hamzanâme, Battal Gâzi, Süleymannâme gibi mesnevîler büyük bir alâka ile dinleniyordu. Bugünkü bilgilere göre Türk edebiyatında XV. yüzyıl şâirlerinden Serezli Sa'dî'nin 3500 beyitlik mesnevîsi Türk edebiyatında Hazret-i Süleyman kıssasını müstakil olarak ele alan ilk eserdir. Henüz bir nüshasına ulaşılamayan bu eserin varlığını Uzun Firdevsî Süleymannâme-i Kebîr adlı eserinin mukaddimesinde haber vermektedir. Uzun Firdevsî'nin [Firdevsî-i Rûmî] adı geçen eseri Süleyman Peygamber'in menkıbevî hayatını ve mûcizelerini hâvî, mensur ve yer yer manzum bölümlerden oluşan hacimli bir eserdir. XV. asırda kaleme alınmış olan bu eser, müellifin ifâdesine göre 366 cilt, 1830 meclis olarak planlanmıştır. Muhtelif kütüphanelerde 81 cildi bulunan eserin tamamına ulaşılamamıştır. Firdevsî Târîh-i Beyzavî, Târîh-i Taberî, Târîh-i İbn Kesîr gibi kitaplardani Tevrat ve İncil'deki peygamber kıssalarından ve halk arasında dolaşan rivayetlerden istifâde ederek eserini hazırlamıştır. Eserin esas mevzuu Hazret-i Süleyman olmakla beraber diğer peygamberlerin kıssaları, İranlılar'ın efsanevî şahsiyetleri, şarka ait mitolojik pek çok kahramanın destânî ve menkıbevî hayatları teferruatlı şekilde anlatılmıştır. Fridevsî'nin eserinde pek çok efsane, hikâye, hendese, ilm-i nücûm, felsefe ve hekimliğe dair malumat bir araya getirilmiştir. Firdevsî bu eseri Sultân II. Bâyezid'e takdim etmiş, fakat padişah bunu çok hacimli bularak kısaltılmasını emretmiş, böylece eser muhatasar hâle getirilmiştir. Eserin muhtasar nüshaları İÜ. Ktp., TY, nr. 75, Millet Ktp., Tarih Blm., nr. 316'da bulunmaktadır. XVI. yüzyılda Hazret-i Süleyman'ın kıssalarını konu edinen Süleymannâme olarak bugüne ulaşabilmiş yegâne mesnevî Şemseddin Sivâsî'nin Süleymaniyye'sidir. 1556'da Zile'de telif edilen 1595 beyitlik bu eserde şâir konuyu doğrudan doğruya Kur'ân'dan almış, tefsir, kısas-ı enbiyâ vs. kitaplardan naklettiği rivâyetlerle vakayı zenginleştirmiştir. Süleymaniyye dinî ve didaktik mâhiyette, yer yer temsîlî özellikler taşıyan, mefâîlün mefâîlün feûlün ve fâilâtün fâilâtün fâilün şeklinde aruzun iki ayrı kalıbı ile ve sade bir dille kaleme alınmış bir eserdir. Hüseyin Akkaya bununla ilgili yüksek lisans tezi yapmıştır.1 XVI. yüzyılda Vizeli Bihiştî Ramazan Efendi tarafından bir Süleymannâme yazıldığı söyleniyorsa da bugüne kadar bir nüshasına rastlanmamıştır. Bu yüzden Bihiştî'nin Hazret-i Süleyman'dan mı Kanûnî'den mi bahsettiği bilinmemektedir. XVII. yüzyıldan itibaren müellifi bilinmeyen Menâkıb-ı Süleyman bin Dâvûd, Kısâs-ı Süleyman Peygamber Aleyhisselâm gibi menkıbevî mahiyette mensur eserler dışında Hazret-i Süleyman ile alâkalı müstakil telifât mevcut değildir. Ancak Hazret-i Süleyman eski edebiyatımızda gerek sözlü gerek yazılı mahsullerde bir motif olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla baştanbaşa onun hayatı ve mûcizelerini konu edinen eserler fazla bulunmasa da bazı mensur eserlerde, mesnevîlerde, efsânelerde, halk hikâyelerinde, Dâsitân-ı Hâtem-i Tâî, Hümâyunnâme vb. kitaplarda, atasözlerinde, dîvân şiirinin bazı beyitlerinde Hazret-i Süleyman'a dair zengin mâlzeme bulunmaktadır. Hazret-i Süleyman'dan bahsedilen eserlerde genel olarak onunla ilgili şu hususiyetler bütün teferruatıyla ve birbiriyle irtibat içerisinde ele alınır: 1) Peygamber oluşu 2) Sultanlığı 3) Tahtı 4) Hüdhüd 5) Veziri Âsaf 6) Zenginliği 7) Haşmeti 8) Adâleti 9) Başta kuşlar; bütün mahlukâtın dilini bilmesi 10) Cinlerle ve devlerle ilişkisi 11) Dîvân kurması 12) Rüzgâr ve cin tâifesi başta olmak üzere bütün varlıkların emrine musahhar kılınması 13) Atları 14) Karınca hikâyesi 15) Mührü 16) Asâsı 17) İhtişamlı yapılar yaptırması 18) Savaşları Kanûnî Sultan Süleyman'dan Bahseden Süleymannâmeler Genellikle manzum ve hamâsî olan bu tür Süleymannâmelerde ağırlıklı olarak Kanûnî'nin büyüklüğü, ihtişamı, cesareti, cömertlik ve fazileti savaşlara paralel bir şekilde konu edilir. Esâsında bu eserler müstakil bir tür olmaktan ziyade gazavatnâme ve fetihnâme içerisinde değerlendirilebilecek eserlerdir. Zira bunlardaki temel konu Kanûnî'nin savaşlarıdır. Diğer mevzular bu temel çerçevesinde gelişir. XVI. yüzyıldan itibaren Türk edebiyatında görülmeye başlanan Süleymannâmelerin manzum olanlarına Baharî'nin Fetihnâme-i Üngürüs'ünü, Futuhî Hüseyin Çelebî'nin Enîsü'l-Guzât'ını, Eyyûbî'nin Menâkıb-ı Sultân Süleyman Hân'ını,2 Merâhî'nin Fetihnâme-i Sefer-i Sigetvâr'ını, Senâyî, Ârif Fethullah, Mahremî ve Hâkî'nin Süleymaniyye'lerini örnek verebiliriz. Celâlzâde Salih'in Budin Fetihnâmesi, Matrakçı Nasûh'un Sefer-i Irâkeyn-i Kanûnî ile Fetihnâme-i Kara Boğdan'ı, Karaçelebizâde Abdülazîz Efendi'nin Süleymannâme'si, Feridûn Bey'in Nüzheti'l-Esrâri'l-Ahyâr der Ahbâr-ı Sefer-i Sigetvâr'ı, Bostan Kazasker Mustafa'nın Gazavât-ı Sultân Süleyman'ı3 ise mensur eserlerin en mühimlerindendir. Bunların dışında, Kanûnî devrinde yazılmış, yazarları bilinmeyen veya yazarları bilindiği hâlde nüshaları tesbit edilemeyen pek çok Süleymannâme vardır. Kanûnî Sultan Süleyman ile ilgili yazılmış olan Süleymannâme nüshaları, ciltleri, tezhipleri ve devrin önde gelen nakkaşlarına çizdirilen minyatürleri ile sanat tarihi açısından da büyük bir ehemmiyete sahiptirler. Kanûnî'den bahseden Süleymannâmelerin muhtevâsına örnek olarak Eyyûbî'nin Menâkıb-ı Sultân Süleyman Hân adlı eserinin tevhid, münâcât, na't ve sebeb-i te'liften sonra gelen bâb başlıklarını şöyle sıralayabiliriz: Der Medh-i Pâdişâh-ı Âlem-penâh Der Şecâat-i Sultân Süleyman Hân Der Feth-i Belgrad Der Feth-i Rodos Der Muhârebe-i Küffâr ve Feth-i Boğdan Der Sefer-i Peç Der Sefer-i Alaman Der Feth-i Bağdâd Der Sefer-i Körföz ve Gayruhum Sefer-i Boğdan Sefer-i Istabor Der Feth-i Ustûnî Belgrâd Der Feth-i Kal'a-yı Van Sefer-i Nahşüvân Der Beyân-ı Adâlet-i Hazret-i Sultân Süleyman Der Beyân-ı Fesâhat ve Belâgat-ı Hazret-i Sultân Süleyman Der Hayrât-ı Ka'betullâh Hazret-i Sultân Süleyman Der Sehâvet-i Sultân Süleyman Der Hayrât-ı Medîne-i Münevvere Hazret-i Sultân Süleyman Der Hayrât-ı Kuds-i Şerîf Hazret-i Sultân Süleyman Der Şâm-ı Şerîf Hayrât-ı Sultân Süleyman Der Hayrât-ı Bî-nihâye Der Memâlik-i Sultân Der Medh-i Câmi-i Kebîr-i Hazret-i Sultân Süleyman Der Medh-i Medâris-i Hazret-i Sultân Süleyman Der İmâret-i Hazret-i Sultân Süleyman Der Dârü'ş-şifâ-yı Hazret-i Sultân Süleyman Der Hayrât-ı Su Yolı Hikâyet Der Kazâ-yı Yezdân Harab-şoden-i Kemer-i Âb-ı Revân Tefekkür-i Hazret-i Sultân Süleyman Der Ta'mîr-i Kemer-i Âb-ı Revân Sifâreş-kerden-i Der Hizmet-i Kapudan Paşa Der Şurû-ı Hazret-i Ağa İnhidâm-ı Binâ ve Pâk-kerden-i Temeli Seyr-kerden-i Pâdişâh-ı Âlem-penâh Binâ-râ Sifâreş-kerden-i Cümle Binâ-râ be Ali Ağa Şurû Kerden-i Kâr-ı Binâ-yı Kemer Temel-kerden-i Binâ-râ Seng-keşîden-i Hammâlân Âmeden-i Seyl u Pür-şoden-i Hendek-i Temel Sitâyiş-kerden-i Ağa be-Yeniçeriyân Reften-i Ali Çelebî Âmeden-i Hasan Çelebî Kâtib-i Hazret-i Ağa Der Beyân-ı Fevk-i Kemer Der Beyân-ı Dolâb-ı Seng Der Beyân-ı Kemer-i İbtidâ Der Kemer-i Mükerrer-i Âb-ı Revân Der Beyân-ı Uzunkemer Der Beyân-ı Çeşmehâ-yı Şehr-i İstanbul İhsân-ı Sultân be-Yeniçeriyân Der Beyân-ı Cisr-i Çekmece-i Kebîr Zikr-i Taksîrât ve Aded-kerden-i Dergâh-ı Bârî Der Menâkıb-ı Hazret-i Ebâ Eyyûb-ı Ensârî Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Türk İslâm Edebiyatı Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Kaynaklar Akkaya, Hüseyin - Kara, İsmail, “Süleymannâme”, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, İstanbul 1998, VIII, 72-74. Akkaya, Hüseyin, Osmanlı Türk Edebiyatında Süleyman Peygamber ve Şemseddin Sivâsî'nin Süleymaniyyesi, I-II, Harvard University 1997. Çelebioğlu, Âmil, Kanûnî Sultân Süleyman Devri Türk Edebiyatı, İstanbul 1994. Eyyûbî, Menâkıb-ı Sultân Süleyman (haz. Mehmed Akkuş), Ankara 1991. Levend, Agâh Sırrı, Gazavatnâmeler ve Mihaloğlu Ali Bey'in Gazavâtnâmesi, Ankara 1956. Yurdaydın, Hüseyin Gazi, “Bostan'ın Süleymannâmesi”, TTK Belleten, XIX/74 (1955), s. 137-202. Dipnotlar 1. Akkaya, Hüseyin, Şemsseddin Sivâsî'nin Süleymâniyye'si, MÜSBE, 1988. 2. Bu eser Mehmet Akkuş tarafından neşredilmiştir. [Ankara 1991] 3. Eser, Hüseyin Gazi Yurdaydın tarafından neşredilmiştir. TTK Belleten, XIX/74 [1955], s. 137-202. Ahmet Karataş |