๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Makale Dünyası => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 29 Temmuz 2010, 15:16:48



Konu Başlığı: Örümcek ağına sığınanlar
Gönderen: Sümeyye üzerinde 29 Temmuz 2010, 15:16:48
ÖRÜMCEK AĞINA SIĞINANLAR!

Şu gerçek hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır ki, yegâne güç ve kuvvet sahibi sadece Allah'tır Eğer O sizin hakkınızda hayır murad etmişse, o hayrın varıp size ulaşmasına artık hiç kimse engel olamaz Yine O, sizin hakkınızda bir zarar murad etmişse, o zararın dokunmasına kimse engel olamaz, O'ndan başka da o zararı sizden kaldıracak ve giderecek yoktur
O, dilediğini var eder, dilediği kıvamda yaratır, annelerinizin rahminde size dilediği sureti verir Dilediğine erkek verir, dilediğine kız verir, dilediğini kısır bırakır, dilediğini henüz çocukken öldürür, dilediğini gençliğine ulaştırır, dilediğini ömrün en rezil dönemine kadar yaşatır, dilediğini dilediği yaşta öldürür ve bütün bunlardan dolayı kimse kendisine soru soramaz, bilakis O'dur herkesi sorguya çekecek olan Hep O'nun dediği olur ve olmaktadır…

Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir Size şah damarınızdan daha yakındır Üç kişi fısıldaşmaya görsün, dördüncüsü Allah' dır Beş kişi fısıldaşmaya görsün, altıncıları Allah'tır Bundan az, bundan çok, ne kadar olurlarsa olsunlar, nerede bulunurlarsa bulunsunlar, O mutlaka onlarla beraberdir O, gözlerin hain bakışlarını, sinelerin gizlediklerini bilir O'nun bilgisinin dışında bir tek yaprak bile kıpırdamaz Yerin karanlıklarına gömülen bir dane, yaş veya kuru hiç bir şey yoktur ki, apaçık bir kitapta yazılı olmasın
Yerlerin ve göklerin hâkimiyeti O'nun elindedir, O mülkün yegâne sahibidir Mülkü ve iktidarı dilediğine verir ve dilediğinden çekip alır Dilediğini azîz eyler, onurlandırır, dilediğini alçaltır zelil eyler İyilik O'nun elindedir, O her şeye kadirdir
Gerçekten O'nun tutuşu, yakalayışı çok şiddetlidir Cebbar olan O'dur Kahhar olan O'dur Evvel O'dur, ahir O'dur Güldüren O'dur, ağlatan O'dur, öldüren O'dur, dirilten O'dur Diriltecek olan da O'dur Bütün insanlığı yaratmak, bir kişiyi yaratmak gibidir O, bir şeyin olmasını dilediği zaman ona sadece "ol" der, o da oluverir
Allah, iman edenlerin velîsidir, mevlâsıdır, yardımcısıdır, destekçisidir Eğer Allah size yardım ederse, size galip gelecek yoktur Eğer sizi yalnız bırakırsa, söyleyin O'ndan başka kimdir size yardım edecek?

Gerçek böyleyken, Allah Azze ve Celle'nin yarattığı bu kâinat içerisinde, bir iğnenin ucu kadar bile büyüklüğü olmayan bir dünya üzerindeki insanların güçlerinin kuvvetlerinin, zenginliklerinin toplamı ne olabilir ki?
Bütün bu vasıflara sahip olan bir Allah'ı bırakıp da, kendi iktidarlarına güvenenler, elde ettikleri geçici hâkimiyetlerine dayanarak diğer insanlar üzerinde ilahlığa yeltenenler, bir daha kendileri için asla yıkılış yok zannedenler, zevâllerinin gelmeyeceğine inananlar! Söyleyin şimdi, sizin bütün bu gücününüz ve kuvvetiniz bir örümcek yuvasından daha çürük değil midir?
Evladının ve emvalinin çokluğuna güvenenler, dünyanın geçici zenginliğine dayanarak ve bütün bunların kendilerini ölümsüzleştireceğini, ebedileştireceğini zannedenler! Söyleyin şimdi, sizin bütün bu çokluğunuz ve zenginliğiniz bir örümceğin ağından daha basit ve ucuz ve daha kısa ömürlü değil midir?
Ya bir de kendileri şu saydığımız dünyevi iktidarlara, zenginliklere, mallara ve evlatlara bile sahip olmadıkları halde, başkalarının iktidarlarına, zenginliklerine ve güçlerine dayanıp güvenen insanlar! Firavunlara, Kârunlara sırtlarını dayayıp kendilerinin böylece sağlam bir kulpa tutunduklarını, yıkılmaz bir duvara yaslandıklarını zanneden acizler! Yani, başkalarının örümcek ağına sığınan zavallılar!
Gelelim durumları bundan da acı olanlara!
Müslüman oldukları halde, hatta Allah'ın dinini bildikleri halde, her biri bulunduğu yerde bir âlim konumunda olduğu halde bir türlü Allah'a dayanamayanlar, güvenemeyenler ve Allah ile beraber olamadıklarından resûllerin yerde yatan sancağını bir türlü tutup kaldıramayanlar, onların bıraktığı mirası bir türlü sahiplenemeyenler
Üzerinde durulması gereken önemli bir konudur bu
Bugün halkı Müslüman olan ülkelerde bilgi birikimi açısından yeterli düzeyde oldukları halde, bu insanların bir türlü Rasûlullah'a (sav) varis olamamalarının en önemli sebeplerinden birisi, bir türlü Allah'a güvenememiş, dayanamamış olmalarından değil midir? Bir takım sebepler daha eklenebilir fakat bu seviyedeki insanımızın Allah Teâlâ'ya tevekkül edemeyişleri, onları yakından izleyen, onlardan hep bir beklenti içinde olan gayretli müminlerin ortak tespitleridir bu

Allah Teâlâ, "Hem bu misaller yok mu, biz bunları insanlar için getiriyoruz Mâmafih âlimlerden başkasının aklı ermez!" Hangi misaller? Nûh'a karşı koyanların, İbrahim'i ateşe atanların, Lût ile edepsizlik savaşına tutuşanların, Âd, Semûd, Kârun, Firavun ve Hâmân'ın ve onlara dayananların bir örümcek ağı kadar güçlerinin ve cüsselerinin olmadığı misalleri
Sorumluluk taşıyan bir ilim adamının en önemli görevi, içerisinde bulunduğu topluma gerçek güç ve kuvvet sahibinin kim olduğunu, kime dayanılması ve güvenilmesi gerektiğini net bir şekilde göstermek olmalı değil midir?
Yani gerçek güç ve kuvvetin kendilerinde olduğunu zannedenlerin, bu güçleriyle yeryüzüne ve özellikle Allah'ın kullarına egemen olduklarını vehmedenlerin, birer örümcekten farksız olduğunu halka göstermek değil midir âlimlerin görevi?
Ve İslam ulemasının bundan daha öncelikli görevi hangisidir? İnsanlığın Allah'ın kapısından başka kapıların önünde yığın yığın öbekleştiği, güvence adına, dayanak adına beşeriyetin dört bir yana savrulduğu bir dünyada, Müslüman âlim bütün bunların birer örümcek ağına tekabül ettiğini, kapı olarak bir tek Allah'ın kapısı olduğunu pratize etmeli ve insanlığa bizzat göstermeli değil midir?




Mehmed Göktaş