> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V)
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V)  (Okunma Sayısı 568 defa)
06 Eylül 2010, 20:11:31
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 06 Eylül 2010, 20:11:31 »



Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V)

Doç. Dr. Ayhan Tekineş

Onsekizinci yüzyılda Avrupa kültürünün dünyevileştirici öğelerinden türeyen modern şarkiyatçılık ile birlikte1, Batı’da İslâm’a ve Hz. Muhammed’e (sallallahü aleyhi ve sellem) bakış değişmeye başlamıştır. Ortaçağda Hz. Peygamber hakkındaki bilgiler birtakım hurafelere ve batıl inançlara dayanmaktaydı. On sekizinci yüz yıldan itibaren ise ilmi esaslara dayalı, tarafsız olmak iddiasındaki çalışmalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Ondokuzuncu yüzyılda Reinhart Dozy (1820-1883) ve William Muir (1819-1905) gibi yazarlar tarafından kaleme alınan İslam tarihi ile ilgili çalışmalar, kabul edilmesi gerekir ki ciddi bir emek ürünüdür. Ancak bu yazarlarda Doğu’ya ve İslam’a karşı çarpıcı bir nefret gözlenir. Bu tür çalışmalarla şarkiyatçıların yapmak istedikleri şey, Hz. Muhammed hakkında söylenmedik bir şey bırakmayarak, Onu soğuk bir ışık altında hem engin dini kudretinden hem de Avrupalı’yı ürküten açıklanmamış güçlerinden soyulmuş haliyle göstermektir.2 Bu dönem şarkiyatçıları Hz. Muhammed’i dünyevileştirmek, Onun gerçekte bir peygamber değil dünyevi bir lider olduğunu ortaya koyabilmek için büyük çaba sarf etmişlerdir. Nitekim ünlü müsteşriklerden Caussin, "İslam’ın temelde siyasal bir sözleşme olduğunu, kesinlikle tinsel bir sözleşme olmadığını" iddia eder.3 Yine aynı dönemde İslam konusunda objektif olmaya çalışan bazı şarkiyatçılar, Hz. Muhammed’i "Avrupayı etkilemiş, görüşleri berrak, kendinden emin bir kahraman" gibi seküler niteliklerini ön plana çıkararak tanımlamışlardır.4

Hz. Peygamber hakkında Batı’da kaleme alınan, geçmiş dönemlerdeki benzerlerine göre de nispeten tarafsız gibi görünen söz konusu biyografiler, Müslüman aydınlar üzerinde de etkili olmuştur. Yine aynı dönemde şarkiyatçıların etkilendiği fikri akımlar, yeni yeni ortaya çıkmaya başlayan ilmî disiplinler de Müslüman düşünürleri etkisi altına almıştır. Bunun sonucunda Batı’da yapılmış İslâm tarihiyle ilgili çalışmalar İslâm ülkelerinin bazı aydınları tarafından beğeniyle karşılanmış; bir kısmının hemen tercümeleri yapılırken,5 bir kısım Müslüman aydınlar da benzer metotlarla Hz. Peygamber’in hayatına dair eserler kaleme alınmıştır. Hatta Arap yazarlardan bazıları, Batı’lı yazarlardan etkilenerek, açıkça Onun peygamberliğini inkar ettikleri halde, dehası, siyasi ve askeri başarılarıyla büyük bir insan olduğunu söylemişlerdir. Şibli Şümeyyil (ö.1917) adlı ünlü bir Arap doktor, Reşid Rıza’ya yazdığı mektupta "Allah’a ve vahye inanmayan, Onu peygamber olarak tanımayan biri olarak bana göre, Muhammed, senin Onu Allah Rasulü olarak gördüğünden daha büyüktür" demiştir.6 Mısır’da Ferid Vecdi, Doktor Zeki Mübarek, Abbas Mahmud el-Akkad7 ve Heykel Paşa gibi aydınlar, Hz. Peygamber hakkında kaleme aldıkları yazılarında kevni mucizelere yer vermemiş, kahramanlığını ve dehasını (Abkariyye) anlattıkları ölçüde Nübüvvetin manevi boyutu üzerinde durmamışlardır. Bu nedenle Mustafa Sabri Efendi (ö.1954) adı geçen zevatı "nübüvvetin yerine dehayı ikame etmeye çalışmakla" suçlamıştır.8 Hatta o, kevni mucizelerin inkarının ve nübüvvetin gaybi boyutunun ihmal edilmesinin bazı müsteşriklerin dile getirdiği "Hz. Muhammed, Peygamber şeklinde ortaya çıkmış bir kahramandan ibarettir" iddiasının kabulünü netice vereceğini söylemiştir.9 Mustafa Sabri Efendi, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin dehasından bahsedilmesine karşı değildir. Ona göre peygamberlik makamının ayrılmaz özelliği mucizedir. Söz konusu yazarlar ise kevnî mucizelerin yerine dehayı ikame ederek dehayı peygamberliğin ayrılmaz mucizesi şeklinde göstermek istemektedirler. Peygamberlik makamına bağlı olarak Onun dehasının anlatılmasının ise bir mahzuru yoktur.10

Batı düşüncesine ve ilim mahfillerine maddeci dünya görüşünün hakim olmasının yanında, Hristiyanlığın mistik karakteri de Hıristiyan müelliflerin Hz. Muhammed konusundaki görüşlerinin şekillenmesinde etkili olmuştur. Hz. Peygamber’in hayatını yazan bazı Müslüman yazarlar, Onu dünyevî ve Hristiyanlık karşıtı bir bakış açısıyla ele alırken, Hıristiyanlar ise, en iyi durumlarda bile bir tür psikolojik yukardan bakma ile Onu "mazur görmek" istemişlerdir.11 Zira onlar için peygamber prototipi dünya işlerine karışmamış som mistik Hz. İsa’dır. Hıristiyan yazarlar, sürekli Hz. Peygamber’in Hz. İsa’dan farklı olan dünyevî yönüne işaret ederek, "Muhammed, İsa ve öteki din kurucularından, aynı zamanda hem bir inancın yaratıcısı, hem de bir devletin temellerini atan kimse oluşuyla farklılık gösterir"12 tezini işlemişlerdir. Zira onlara göre Hz. Muhammed, öncelikle hem bir ideoloji hem de bir devlet kurucusudur.13 Bu yüzden Hz. Muhammed’in manevî boyutunun bulunmadığını, Hz. İsa ile kıyaslanamayacağını, belki Beni İsrail peygamberleri ile mukayese edilebileceğini öne sürerler. Nitekim Hitti, "İslâm, İncil’in ortaya koyduğu Hıristiyanlıktan ziyade Tevrat’ın vazettiği Yahudiliğe yakındır" der.14 Hz. İsa konusunda sahip oldukları kanaatten dolayı Hıristiyan yazarların Hz. Peygamber’in manevî önemini, ruhî ve dinî hayatın prototipi olarak rolünü kavraması oldukça güçtür.15 Modern Fransız şarkiyatçıların belki de en ünlüsü, en etkilisi olan Louis Massignon’a göre İslam, "Tanrı’nın İsa’da vücut bulmasına yönelik sistemli bir reddiyedir". Bu nedenle ona göre İslam’ın en büyük kahramanı Hz. Muhammed değil, Tanrıyı kişileştirme cüretini göstermiş Müslüman ermiş Hallac-ı Mansur’dur. Böylece Massignon., Hz. İsa’nın figürü olduğu düşüncesiyle Hallac’ı ön plana çıkarmıştır. Burada oryantalistlerin Şark’ı zorlama ile de olsa Batı’nın terimleriyle düzenleme isteğinin bir örneğini görmek mümkündür.16

Hz. Peygamber’in ısrarla dünyevi nitelikleri üzerinde durularak, manevi yönünün ihmal edilmesinin nedenlerinden birisi de içinde yaşanılan sosyal ve kültürel çevredir. Modern dünyada din hayatın diğer alanlarından ayrıldığı için Hz. Peygamber’in siyasi dehası hitabet gücü ve devlet adamlığının yanında, insanlara dini ve manevi alanda kılavuz olması, zühd ve takvayı arzu edenlere hayatının model teşkil etmesi anlaşılamamıştır. Bugünün bir çok insanı, manevi bir şahsiyetin sosyal ve politik alandaki başarılarını anlamakta güçlük çekmektedir.17 Zira Hıristiyan Batı’da, özellikle de modern zamanlarda siyasi ve toplumsal başarılar kazanmış liderlerin aynı zamanda manevi kişiliğinin bulunması oldukça az rastlanan bir durumdur. Bu nedenle Batılı yazarlar, Hz. Peygamber’in kişiliğini kavramakta zorluk çekerler. Batı’da yazılmış Hz. Peygamber ile ilgili eserlerde Onun manevi yönünün sürekli ihmal edilmesinin sebeplerinden birisi de bu husustur. Hatta Batılılarca İslam’ın temel ilkeleri hakkında en az bilinen, Hz. Peygamber’in gerçek mahiyetidir.18

Hz. Peygamber’in manevi yönünün görmezden gelinmesinin psikolojik nedenleri de vardır. Bunların en önemlilerinden birisi empati eksikliğidir. Hz. Peygamber’in gerçek önemini anlamak için hayatıyla ilgili metinleri dıştan incelemek yeterli değildir. Onu İslami bakış açısından değerlendirmek ve Müslümanların dini şuurunda işgal ettiği mevkii kavramağa çalışmak da gerekir.19 Bu eksiklikten dolayı Hz. Peygamber’le ilgili birçok Batılı eser, okuyucu için sağladıkları tarihsel ayrıntıların zenginliği yanında Onun gerçek kişiliğinin anlaşılması açısından faydasızdırlar.20

Peygamber Efendimiz’in, toplumsal ve siyasi başarıları yanında evlilikleri ve savaşları da Onun hayatının yalnızca dünyevi açıdan yorumlanmasına sebep olan hususlardır. Peygamberimiz evlilikleri ile dünyevi-toplumsal alanın içine girmiştir. Onun evlilikleri, "vücud"a karşı zaafını göstermez. Aksine kolektif beşeri alanın manevi alanla fiilen bütünleşmesinin sembolüdürler.21 Hz. Peygamber’in savaşlardaki kahramanlığı üzerinde yalnızca oryantalistler durmamış, bu konu Müslüman yazarların da dikkatini çekmiştir. Onlar, modern insana Hz. Peygamber’i daha kolay anlatabilmek için, Onun kahramanlığından bahsetme gereği duymuşlardır. Nitekim inanmayanlara da hitap etmek zaruretinden dolayı eserine Hz. Peygamber’in kahramanlığını anlatarak başlayan Abdurrahman Azzam, "O büyük Peygamber’e kahraman demek ve Onu kahramanlar içinde anlatmak bana ağır geldi" der.22 Ali Şeriati’ye göre Hz. Muhammed, sadece askeri başarıları dikkate alınarak değerlendirilmiş olsaydı bile tarihin gördüğü büyük kahramanlardan sayılırdı. Ancak Onun askeri fetihleri, diğer niteliklerinin yanında İslam’ın en önemsiz saydığı hususlardan birisidir.23 Bu konuda o, "Hz. Muhammed, halkın sadece düşünceleriyle ilgilenen birisi değildi. O, siyaset, savaş, güç (otorite) adamı olduğu halde maneviyat, takva, sevgi kendinde daha çok belirgindi" der.24 Seyyid Hüseyin Nasr da, Hz. Muhammed’in yaratılıştan yalnızlığa ve tefekküre düşkün bir insan olduğuna dikkat çekerek, Hz. Peygamber’i savaşı seven bir insan olarak tasvir eden modern tetkiklerin Onun gerçek kişiliğini tersine çevirdiğini söylemiştir.25

Hz. Peygamber’in manevi yönünü tanımlama güçlüğü yalnızca Batılı yazarlar için geçerli olan bir durum değildir. Müslüman yazarlar için de aynı zorluk söz konusudur. Nitekim ünlü sosyolog ve düşünür Ali Şeriati, bu zorluğu "İnsanı sadece hayatındaki olayları bilmekle tanımak mümkün değildir" sözleriyle dile getirir. Sıradan ölçütlerle Hz. Peygamber’in anlaşılmasının çok güç olduğunu belirten Şeriati, Muhammed’i Tanıyalım adlı eserindeki gayesini "Bu yüce Ruh’a yaklaşabilme çabası" şeklinde ifade eder.26 Zaman zaman psikolojik çözümlemelere yer vermekle birlikte Hz. Peygamber’in hayatını genelde sosyolojik açıdan tahlil eden Şeriati, Resul-i Ekrem’i "O, insanlığın karşısına yeni bir yol ve çığır açmış; okulları kapatıp yeni bir okul açmış; bütün kalıpları kırıp yeni bir kalıp oluşturmuş; beyinlerden eski düşünceleri silip yeni düşüncelerin temelini atmıştır"27 sözleriyle anlatır. Öte yandan Onun (s.a), en belirgin vasfının derin bir vicdan olduğunu vurgular ve şöyle devam eder "Onun ruhunun derin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V)
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:46:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V) rüya tabiri,Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V) mekke canlı, Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V) kabe canlı yayın, Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V) Üç boyutlu kuran oku Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V) kuran ı kerim, Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V) peygamber kıssaları,Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V) ilitam ders soruları, Modern Dünyada Hz. Muhammed (S.A.V)önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes