> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Reenkarnasyon Tartismasi..
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Reenkarnasyon Tartismasi..  (Okunma Sayısı 982 defa)
04 Kasım 2009, 23:16:11
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 04 Kasım 2009, 23:16:11 »



EBUBEKİR SİFİL

Bismillâhirrahmânirrahîm


İslam adına herkesin, aklına geleni söyleme özgürlüğüne (!) sahip olduğu günümüz Türkiye’sinde, Akait’ten Fıkh’a, Tasavvu’tan Hadis/Sünnet’e kadar her konuda ortaya atılan bir yığın iddia, beyinleri ve kalpleri allak bullak ediyor. Ne gariptir ki, müsbet ilimler konusunda yaşanan uzmanlık alanları ayrışması ve bu alanda genel çerçevede bilgi ve formasyon sahibi olanların dahi, uzmanlık isteyen noktalarda “bu benim saham değil” diyerek geri çekilmesi vakıası, nedense İslamî konular söz konusu olduğunda birden kaybolmakta ve herkes uzman kesilmektedir.

 

Hal böyle olunca, İslam adına ortaya konduğu söylenen birbiriyle taban tabana zıt yığınla iddia ve tezin dolaşması kaçınılmaz hale gelmektedir. Ehil kimselerin sürekli olarak susmayı tercih etmesi ya da sesini yeterince yükseltmemesi sonucunda halk, rüzgârın önündeki kuru ve korumasız yapraklar misali bir oyana, bir buyana savrulmaktan kurtulamamaktadır.

İslam adına ortaya atılan iddialardan birisi de, bir özel televizyon kanalının, ülkemizin güney bölgelerinde yaptığı çekimlerden oluşan bir seri yayınından sonra bugünlerde gündeme iyice yerleştiği görülen reenkarnasyon teorisidir. Sözünü ettiğimiz programda, sadece reenkarne olduğu söylenen kimseler değil, “konunun uzmanları” da konuşturuldu. Bu uzmanlar da birbiriyle uzlaşmaz tavırlar sergileyince, neticede ortada kalan, koca bir soru işareti oldu.

Hatta yakın bir zaman önce, yine bir özel televizyon kanalında, yanılmıyorsam Psikoloji alanında uzman olan bir Doçent, reenkarnasyon meselesinde İslam’ın ne dediğine bir türlü karar veremediğini söyledi ve programa kendisi gibi konuk olarak katılmış olan Prof. Dr. Süleyman Ateş’e hitaben,

– “Gerçekten bu konuda teologlar bir kanaate varsalar çok rahatlayacak ve İslam’ın konu hakkındaki görüşünü kabul edeceğim. Lütfen siz teologlar bu konuda İslam’ın görüşünü artık ortaya koyun” anlamında hafif sitem yollu bir söz söyledi.

Gerçekten de, acaba İslam Dini reenkarnasyon konusunda ne diyor? Bu teoriyi bir inanç esası olarak kabul etmenin İslamî açıdan herhangi bir sakıncası var mıdır? Kur’an ve Sünnet’te bu teoriye inanmamızı engelleyen hususlar var mıdır? gibi sorular, konu hakkında yeterli bilgisi olmayan kamuoyunun aklını iyiden iyiye kurcalamaya başladı.

Biz, “Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi” adıyla neşredilen seri çalışmamızı I. cildinde[1] Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün konuyla ilgili iddia ve yaklaşımlarını ayrıntılı olarak ele almış ve meseleyi Kur’an ayetleri çerçevesinde geniş bir şekilde incelemiştik. Öztürk’ün reenkarnasyon yaklaşımını ve bizim bu yaklaşıma getirdiğimiz eleştirileri merak edenlerin, bu çalışmamızı okumalarını tavsiye ederiz.

Bu yazıda ise daha ziyade Prof. Dr. Süleyman Ateş’in konuyla ilgili olarak söyledikleri üzerinde duracak ve perspektifimizi biraz daha değişik tutacak, zaman zaman da mezkûr çalışmamızda yer verdiğimiz bir kısım noktaları –zorunlu olarak– burada da zikredeceğiz.


Reenkarnasyon nedir?

Reenkarnasyon kısaca, bir insanın ölümünden sonra ruhun, başka bir insan bedenine girmesi, ikinci beden öldükten sonra üçüncü, o öldükten sonra dördüncü… bedenlere girerek dünyadaki hayatına devam etmesi ve bunun böylece sürüp gitmesidir. Yaygın olarak Hinduizm’den geldiği sanılmakla birlikte, aslında Eski Yunan’a kadar giden Tenasuh inancı ile sık sık karıştırılmaktadır.[2]

Bu düşünce daha sonra Hinduizm’e geçmiş ve kadim Hint düşüncesindeki “Karma” inancının temelini oluşturmuştur.

Esasen Hinduizm’de “Avatara” diye ifade edilen “hulûl/tenasuh” inancına göre tanrı Vişnu, insan şeklinde cisimleşir ve kurtarıcı sıfatıyla yeryüzüne gelir. Nitekim Hinduizm’de temel bir yeri olan Rama ve Krişna, aslında tanrı Vişu’nun iki “avatara”sından ibarettir.[3]

Yine “Karma” inancına göre göre ruh, sonu olmayan bir tenasuh zinciri içerisinde gidip gelir. Ölüm bir son değil, bir halden diğerine geçiştir. Her ölümden sonra, kendi derecesine göre yüksek veya alçak olarak yeniden doğar. Bir önceki hayatında iyilik özellikleri ağır basmış ise, daha sonraki hayatında tanrı olarak bile dünyaya gelebilir. Bu onun mükâfatıdır. Ancak daha önceki hayatı kötülüklerle geçmişse, sonraki hayatlarında bitki veya hayvan olarak dünyaya gelir. Bu da onun cezasıdır.[4]

Zaman içinde farklı kültür ve inanç havzalarında değişik inanış biçimleri ve tezahürler ile kendisini gösteren –örneğin eski Mısır’da ölülerin mumyalanmasının sebebi, ruhun, eski bedenine yeniden döneceği inancıdır– reenkarnasyon düşüncesi, modern zamanlarda farklı tez ve iddialarla dile getirilmeye başlamıştır.

Burada şunu da zikretmeliyiz ki, reenkarnasyon ile tenasuh, birbirinden farklı şeylerdir. Tenasuh, insan ruhunun, insanlara geçebileceği gibi –kişinin hayattayken yaşadığı hayat tarzına bağlı olarak– hayvanlara, hatta bitkilere dahi geçtiğini kabul eden inancın adıdır. Buna “transmigration” (ruh göçü) de denir.

Reenkarnasyonda ise insan ruhunun, insandan başka varlıklara geçmesi sözkonusu değildir. Tenasuh inancı ile reenkarnasyonun ortak yanı, her iki inanışta da ruhun, bir beden öldükten sonra başka bir bedene geçtiğinin kabul edilmesidir. Ancak reenkarnasyonda ruh, sadece insanlarda reenkarne olur; insan dışındaki varlıklarda bedenlenmez.

Tıpkı tenasuh inancı gibi, özellikle ahiret inancı olmayan kültür ve inanış biçimlerinde kendisine yer bulan reenkarnasyon; düşüncesi ve bu düşüncenin niteliği konusunda ileri sürülen tezlerin kendi içinde taşıdığı tutarsızlık, çatışma ve bağdaşmazlığın, bu tezin ciddiye alınma şansını kendiliğinden sıfıra indirdiği vakıası bir yana, bu tezin savunucularının cevaplandırması gereken ve fakat şu ana kadar tatminkâr bir biçimde cevaplandırılamamış olan pek çok sorunun hâlâ ortada bırakılması ilgi çekici bir husustur.

Reenkarnasyona ilişkin olarak bu teoriyi savunanlar arasındaki görüş ayrılıkları, neticede şu paradoksal manzarayı ortaya koymaktadır:

Kimilerine göre bir beşer varlığı, değişmez biçimde hep aynı cinsiyette bedenlenirken diğerlerine göre bu konuda herhangi bir kural yoktur ve ruh, kimi kez erkek, kimi kez de dişi olarak bedenlenebilir.

Yine kimilerine göre bu erkek ve dişi olarak bedenlenmelerde az ya da çok muntazamlık arz eden bir dönüşümlülük vardır. Bazıları insanın sürekli olarak yeryüzünde reenkarne olduğunu söylerken, diğer bazıları insanın güneş sisteminin diğer gezegenlerinde ve hatta herhangi bir yıldızda da bedenlenebileceğini söylemektedirler. Yine bazıları, başka bir gezegene geçmeden önce, yeterince tekâmül etmek için yeryüzünde ardarda pek çok kez bedenlenildiğini kabul ederler.

Kimilerine göre yeryüzündeki bedenlenmelerin son derece uzun bir süre boyunca gerçekleşmesi söz konusudur; bir beşer ırkı bu devreyi tamamladıktan sonra başka bir kürede yeni bir “bedenlenmeler dizi”sine başlar ve bu böylece devam edip gider.

Yine kimileri, yeniden bedenlenmenin hemen ya da çok kısa bir süre sonra gerçekleştiğini söylerken; kimileri de bedenlenmeler arasında çok uzun süreler bulunması gerektiği kanatindedirler. Bir kısım teorisyenler ise önceleri bu sürenin on iki ile on beş yüzyıl arasında değiştiğini ileri sürerken, daha sonraları görüş değiştirerek bu rakamları önemli ölçüde küçültmüşler ve bu bağlamda kişilerin tekâmül sürelerine göre ayrım yapmayı daha uygun bulmuşlardır. Bazılarına göre ise bir ruh, çocukken ölme, ani ölüm gibi istisnaî durumlar dışında ancak yaklaşık onbeş yüzyıl sonra reenkarne olabilir.[5]

Yine reenkarnasyon teorisini benimseyenler arasında şu nokta da ihtilaflıdır: Daha önceki bir bedende yaşamış olan bir ruhun, o beden öldükten sonraki bedenlenmelerinde, aynı anda birden fazla kişide bedenlenmemesi bir kural mıdır, yoksa aynı anda birden fazla bedende enkarne olabilir mi? Nitekim Batı’da, bundan önceki hayatında Marie Antoinette olduğunu söyleyen aynı anda en az oniki kadına, Maria Stuart olduğunu söyleyen altı ya da yeti tane kadına ve İskender ve Sezar olduğunu söyleyen yirmiye yakın kişiye, hatta Hz. İsa olduğunu iddia eden pek çok kimseye rastlanmıştır. Bunların hepsi de aynı anda hayatta olan kimselerdir.[6]

Bu ve benzeri çelişkili görüşler arasında tercih yapmak ve “doğrusu budur” demek şu ana kadar mümkün olmadığı gibi, bundan sonra da mümkün olmayacaktır. Zira konu tamamen teorik planda tartışılmaya mahkûmdur ve reenkarnasyona inanan farklı görüş sahiplerinden hiç birisinin, sölediklerinin doğruluğunu ispatlama şansı mevcut değildir.

Zira reenkarnasyon inancının, reenkarne olduğunu söyleyen insanların iddialarından başka bir delili yoktur. Bu iddialar ise hiçbir zaman birbiriyle bağdaştırılması mümkün olmayan vehim, hayal, halisünasyon ve zanlardan ibarettir. Bu demektir ki, aslında reenkarnasyon teorisinin esasen hiçbir delili yoktur.

Modern zamanlarda bu inanca teorik bir temel oluşturulmaya çalışılmış, hatta Tevrat ve İnciller’deki kimi ifadelerden yola çıkılarak, Yahudilik ve Hristiyanlığın temel metinlerinde de bu inancın mevcut olduğunu gösteren deliller bulunduğu ileri sürülmüştür.[7]

Reenkarnasyon inancının teorik temeli, insanlar arasında maddî, fiziksel ve ahlakî bakımdan eşit bir olgunluk seviyesi bulunması gerektiği düşüncesine dayanmaktadır.

Modern anlamda reenkarnasyon düşüncesinin savunucularından Allan Kardec bu konuda şunları söyler:

“Ruhlar doğuştan ya eşittirler, ya da eşit değildirler, bu hususta kuşkuya gerek yoktur. Şayet (doğuştan) eşit iseler, bu çeşitli eğilimler niçin?Eşet değilseler, o zaman da onları Tanrı öyle yaratmış demektir, fakat niçin bazılarına doğuştan bir üstünlük verilmiştir? Böyle taraf tutmak, onun adaletine ve tüm yarattıklarına karşı duyduğu eşit sevgiye yakışır mı? Tersine, tekâmüle yön...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Reenkarnasyon Tartismasi..
« Posted on: 24 Nisan 2024, 19:25:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Reenkarnasyon Tartismasi.. rüya tabiri,Reenkarnasyon Tartismasi.. mekke canlı, Reenkarnasyon Tartismasi.. kabe canlı yayın, Reenkarnasyon Tartismasi.. Üç boyutlu kuran oku Reenkarnasyon Tartismasi.. kuran ı kerim, Reenkarnasyon Tartismasi.. peygamber kıssaları,Reenkarnasyon Tartismasi.. ilitam ders soruları, Reenkarnasyon Tartismasi..önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes