๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Makale Dünyası => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 31 Temmuz 2010, 15:49:53



Konu Başlığı: Kopyala yapıştırı yok bu hayatın
Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Temmuz 2010, 15:49:53
"Kopyala Yapıştır"ı Yok Bu Hayatın...

Bir sevda uğruna çoğu zaman, kapılır gideriz bir insanın peşinden... Ona uymaya, tamamlamaya çalışırız..
Bir elmanın diğer yarısı sanıp, gözü kapalı hayatımıza alırız...
İlk zamanlar güzeldir hep... Tamam hayatımızın anlamı deriz.. Yaşadıkça değişik huylarıyla karşılaşırız...
"Kopyala Yapıştır" bir hayattır bu...

Yani önceleri "neyse, olur, düzelir, önemli değil" desek de, daha sona bizi yıpratmaya başlar..
"Kopyala Yapıştır" hayattan uzaklaştırır, soğutur... Ayrılık da kaçınılmazdır...
Geçen bir süre içerisinde kendi benliğimize döneriz.. Hatalardan ders alarak, daha emin adımlar atmaya çalışırız.
Gençken insanın gözü karadır.. Yaş ilerledikçe seçici olmaya başlar...

Elbette insanların kusurları olacaktır.. Kendine göre olmazsa olmazları...
Bir özür dilemenin, susmayı bilmenin yeri ayrıdır.
Kurtarıcı unsurlardır bunlar... Bir gönül alma, tatlı bir söz karşısında hangi insan katılığını sürdürebilir.
Kişi haddini bildikçe, saygı duydukça, anlayışla uzun sürer birliktelikler...

Kimse, karşısındakini kendisine benzetemez... Değiştiremez...
"Kopyala Yapıştır"ı yok bu hayatın, bu insanların...
Değişen değerlerle birlikte insanların karakterleri, istekleri de yönleniyor.

Eskiden boyun eğen insanlar, artık "hayır" demeyi öğreniyor..
Özellikle kadınlarımız...
Eli ekmek tutan, ayakları üzerinde durabilen çalışan kadınlarımız, istemedikleri davranışlar karşısında direnebiliyor.
Çocuklarımıza bakın.. Gelişen teknoloji ile birlikte daha küçüçük yaşlarda sanki koca bir birey edasıyla nasıl da kafa tutuyorlar...
Hayat bir kere dostlar... Tekrarı yok...

Çağa, mahalleye, aileye uygun kararlarla dik durmayı bilen insanoğlu, artık "önce ben" demeyi öğreniyor.
Her ne kadar arada bir çizgi dışına çıkılsa da -ki adına çılgınlık diyoruz- bu küçük olgular hayatımıza renk katıyor.
Eşlerimizin de hayatlarına yapışırız...

Çok farklı kişiliklerin oluşturduğu birliktelikleri sürdürmek kolay değil elbette...
Hayatımıza aldığımız her insandan bir parça taşıyoruz... Kopyalayıp yapıştırıyoruz kendimize...
Olgunluk çerçevesinde puzzle parçaları gibi birleşiyor... Ortaya değişen kişilikler çıkıyor.

Yapılan hatalar, kırılan kalpler, unutulmayan sözler... Karşılıklı özveriler... Verilen ama bir türlü tutulmayan sözler... İhanetler, yalanlar...
Her yaşanan tecrübedir insana..
Hep daha iyiyi, daha güzeli bulma hırsı, geçen ömür içinde paydaları oluşturur.
"Kopyala Yapıştır" hayatlardan bahsederken, çocuklarımızı unutmamak gerekir...

Hep kendimiz gibi olmalarını isteriz... Bizim istediğimiz gibi giyinsinler, bizim müziğimizi dinlesinler, bizim yemeklerimizi sevsinler... Saçlarını, kıyafetlerini, arkadaşlarını beğenmeyiz... Mükemmel olmaları için karıştıkça karışırız hayatlarına... Kendi kopyamızı yapıştırırız onlara...

Unuturuz ki, onlar bizim parçamız... İki insanın karmaşığıdır çocuklar... Birinin hırsını, diğerinin inadını alır... Bir tarafın gözlerini, diğer tarafın saç rengini taşır...

Ama kişilik olarak kendimizi yapıştıramayız.
Unutulmamalı ki her birey ayrı bir dünyadır.
Ayrı dünyalara dalın, ama "kopyalayıp yapıştırmak" yok...

Nevriye Uğurluel