> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm  (Okunma Sayısı 486 defa)
06 Eylül 2010, 20:17:44
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 06 Eylül 2010, 20:17:44 »



Hz. Peygamber (S.A.S)'e Salât ü Selâm

Doç. Dr. Muhittin Akgül

Yüce Yaratıcımız, insanlığın başlangıcıyla birlikte değişik dönemlerde yeryüzüne kendi mesajlarını ulaştıracak peygamberler göndermiş, rahmeti ve hikmeti gereği bu peygamberleri insanlar içinden seçmiştir. Ancak bu seçim alelâde bir seçim olmayıp, inceden inceye araştırma, süzme ve titizce ayıklama anlamına gelen bir seçmedir. Dolayısıyla bu göreve seçilen peygamberlerin, insanlardan farklı bir konumda olmaları garipsenmemelidir. Hattâ yeryüzünün bu değerli görevlileri, kendi aralarında bile Cenâb"ı Hakk tarafından farklı derecelerde kılınmışlardır. "İşte şimdiye kadar zikrettiğimiz resullerden kimini kimine üstün kıldık. Allah onlardan bazısına hitap buyurdu, bazısını birçok derecelerle yükseltti..."1, "..Biz nebîlerden bazısını bazısına üstün kıldık..."2 beyanları da bu gerçeği göstermektedir.


Hz. Peygamber'e Has Hususiyetler

Yeryüzüne gönderilen son peygamberin, üstünlük bakımından farklı bir konumda olduğunu, Kur'ân'ın ifadelerinden anlıyoruz. Ona, diğer hiçbir peygambere verilmeyen birtakım özellikler verilmiştir. Son peygamber olması,3 risâletinin evrenselliği,4 risâletinin cinleri de kapsaması,5 hanımlarının mü'minlerin anneleri olması,6 geçmiş"gelecek günahlarının affedilmesi,7 kendisine inanılması noktasında peygamberlerden söz alınması,8 Kevser'in verilmesi,9 ganimetlerin helal kılınması,10 âlemlere rahmet olması,11 özelliklerinin ehl"i kitap tarafından bilinmesi,12 getirdiği dinin korunması teminatının verilmesi,13 İsrâ ve Mi'rac'ın ona has olması,14 çeşitli zamanlarda meleklerin yardım etmesi,15 ismiyle hitap edilmemesi,16 kendisine soru sorma kasdıyla görüşmeden önce sadaka verilmesi,17 kendisine itaatın aynı zamanda Allah'a itaat olması,18 âhirette şahit olması,19 kendisine Makam"ı Mahmûd'un verilmesi,20 ümmetinin en hayırlı ümmet olması,21 hayatına ve beldesine yemin edilmesi,22 bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi'nin lutfedilmesi23 gibi hususlar bunlardan bazılarıdır.

Âlemlere rahmet olarak yeryüzünü şereflendiren Hz. Peygamber, insanî niteliklerin yanısıra, aynı zamanda kendisine vahiy gelen bir elçidir. Bu sebeple Cenâb-ı Hakk ona Kendisi ve ümmetiyle olan ilişkilerinde farklı bir konum takdir buyurmuştur. Kur'ân da bu gerçeği beyan etmiştir. Buna göre, inananların söz ve davranışlarında ileri gidip de onun önüne geçmemeleri,24 seslerini Resûlullâh'ın sesinden fazlaca yükseltmemeleri ve insanların birbirlerine hitap ettikleri gibi ona hitapta bulunmamaları,25 aksi takdirde bütün amellerinin zâyi olacağı26 belirtilmiş, Hz. Peygamber'in huzurunda seslerini ayarlamak suretiyle, gerekli saygıyı gösterenlerin, takva noktasında imtihanı başardıkları, dolayısıyla mağfiret ve büyük bir mükafata nâil olacakları27 vurgulanmıştır. Hattâ o kadar ki, Cenâb-ı Hakk, Kur'ân-ı Kerîm'de diğer peygamberlere kendi isimleriyle hitap etmesine mukabil, Hz. Muhammed (sas)'e "Ey Resûl!.. Ey Nebi!" gibi sıfatlarla hitapta bulunmuştur. Böylece inananların, birbirlerine seslendikleri gibi Resûlullâh'a seslenmemeleri, "Ey Muhammed!.. Ey Ebe'l-Kâsım!" gibi isim zikrederek hitapta bulunmamaları, ancak Yâ Resûlullah! Yâ Nebiyyullâh! gibi saygı ifade eden kelimeler kullanmaları gerektiği belirtilmiştir. Aynı zamanda böyle bir davranış, İlâhî ahlâk gereğidir. Allah'ın ona verdiği değeri ümmetinin de vermesi, yerine getirilmesi gerekli olan bir vecîbe olsa gerektir.

Bu bağlamda Cenâb-ı Hakk'a karşı birtakım görevlerimiz olduğu gibi, O'nun elçisi Hz. Muhammed'e karşı da bazı görevlerimiz vardır. Kur'ân-ı Kerîm bu görevleri, ona inanmak,28 itaat etmek,29 onu gereği gibi sevmek30 ve ona salât u selâm getirmek31 şeklinde ifade etmektedir.


Salât u Selâm'ın Mânâsı

Bu yazıda, Hz. Peygamber'e karşı olan görevlerimizden, salât"selâm getirme konusu üzerinde durulacaktır. "Salât" kelimesi; istîğfâr, mağfiret, duâ, bereket, övgü, namaz32 gibi anlamlara gelmektedir. "Salât", Allah tarafından olunca rahmet,33 meleklerden olunca Allah'ın mağfiretini istemek, mü'minler tarafından söylenince de 'hayır duâ etmek' mânâlarına gelmektedir.34

"Selâm" kelimesi ise selâmet, esenlik, emniyet anlamlarınadır ki "selâmet ve emniyet senin üzerine olsun." demektir. Selâm aynı zamanda Allah'ın bir ismidir. Selâm'ın Allah'tan olması ise "Allah seni korumayı, gözetmeyi üzerine almıştır, kefildir." demektir. Selâmın bir de itâat etme ve sulh içerisinde bulunma anlamı vardır.35

Bu hususla ilgili olan âyet-i kerime meâlen şöyledir: "Muhakkak ki Allah ve melekleri, Peygambere hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin."36 Bu âyet, Hz. Peygamber'e salavât getirmenin farz olduğunu göstermektedir.37 Âyet"i kerîmenin bu sîga ile gelmesi, Resûlullâh'a salavâtın sürekli yenileneceğini ve devamlı tekrar edileceğini belirtmektedir. Âyetteki "salavât getirirler" ifadesi devamlılığa işâret etmektedir.38

Hz. Peygamber'e salât ve selâm getirmenin önemini vurgulayan pek çok hadîs rivâyet edilmiştir. Bu cümleden olarak Resûlullah: "Yanında adım zikrolunup da bana salavât getirmeyen kimsenin burnu sürtülsün."39 buyurmuşlardır. "Burnu sürtülsün" ifadesi, bunu yerine getirmeyen kişinin böyle olacağını haber verme anlamına gelebileceği gibi, Hz. Peygamber'in bu kişilere bir bedduası anlamına da gelebilir. Her iki durum da son derece tehlikelidir. Zira bu bir ihbarsa, zaten böyle bir durum olacaktır demektir. Şayet bir beddua ise, Peygamberin duası Cenâb"ı Hakk tarafından reddedilmeyeceğine göre, yine olacaktır demektir. Diğer bir rivâyette: "Allah benim için iki melek görevlendirmiştir. Ben bir müslümanın yanında anıldım da bana salavât getirdi mi, mutlaka o iki melek ona: "Allah seni bağışlasın" derler. Allah Teâlâ ve diğer melekleri de o iki meleğe cevap olarak: "Amîn" derler. Bir müslümanın yanında adım zikrolunduğunda da bana salavât getirmedi mi, mutlaka o iki melek: "Allah seni bağışlamasın." der. Yüce Allah ve öteki melekler de o iki meleğe cevaben: "Amîn" derler."40 buyurmuşlardır.

Konuyla ilgili diğer bir hadîslerinde de şöyle der:

"Kim bana bir defa salât getirirse, Allah da ona on salât getirir ve on günahını affeder; on derece yükseltir."41 Hadîsin devamında: Bir gün Resûlullah sevinçli olarak geldi. Kendisine: "Sizi sevinçli görüyoruz!" denilince, şöyle buyurmuşlardır: "Bana melek geldi ve şu müjdeyi verdi: "Ey Muhammed! Rabb'in diyor ki: "Sana salât eden herkese benim on rahmette bulunmam, selâm eden herkese de benim on selâm etmem sana (ikram olarak) yetmez mi?"42

"Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salavât edendir."43

"Gerçek cimri, yanında anıldığım hâlde bana salavât etmeyendir."44

"Yeryüzünde Allah'ın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetimin selâmını (anında) bana ulaştırırlar."45

İbn Ebî Leylâ'nın rivayet ettiğine göre bir defasında Ka'b b. Aceze ile karşılaşmıştık. Bana şöyle dedi: Sana bir hediye vereyim mi? Bir gün Hz. Peygamber yanımıza geldi ve ona sorduk: Ey Allâh'ın Resûlü, size nasıl selâm vereceğimizi bize öğrettiniz. Peki ama size sana nasıl salavât getireceğiz, bunu da öğret." Buyurdular ki: şöyle deyin: "Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ İbrâhîm'e ve alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd. Allâhümme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ bârekte alâ İbrâhime ve alâ âli İbrâhîm, inneke hamîdün mecîd."46

İslâm âlimlerine göre Resûlullâh'ın ismi zikredilince bir defa salât ve selâm getirmek vâcip,47 isminin tekrar edilişi sayısınca getirmek ise müstehap sayılmıştır.48 Keza namazda, tahiyyattan sonra onun isminin geçtiği ve yazıldığı yerlerde, ezan okunduğunda, cuma günlerinde, camiye girildiğinde, cenaze namazı kılınırken, kabri ziyaret edildiğinde salâ u selâm okumak müstehap olarak kabul edilmiştir.49

alât u selâm'ın iki yönü vardır: Mü'minlerin Resûlullâh (sas) için getirdiği salavât, Allah Teâlâ'nın, peygamberinin kendi katındaki değerini artırması içîn bir duâ niteliği taşımaktadır. Salavatın mü'minlere bakan yönü de kulu Allah'a yakınlaştıran vesilelerden birisi olmasıdır.

Resûlullâh'a (sas) yapılan salât, onun aslında salâta olan ihtiyacından dolayı değildir. Aksi halde, peygambere Allah salât-selâm edince, meleklerin de salâtına ihtiyaç kalmazdı. Bu, ancak ona duyulan saygıyı ifade etmek içindir. Nitekim Yüce Yaratıcı da, kendisinin aslâ ihtiyacı olmadığı hâlde bize, kendini anmamızı farz kılmıştır. Bu, ancak Cenâb-ı Hakk'ın bize bundan dolayı mükâfat vermesi, bize şefkat ve merhamet göstermesi ve bizlerden Hz. Peygamber'e saygımızı ortaya koymamız içindir.50 İşte bundan dolayıdır ki, Hz. Peygamber de: "Kim bana tek bir defa salât u selâm getirirse, Allâh da ona on defa salât eder."51 buyurmuşlardır. Allah Teâlâ, Peygamberini, ümmetinin kendisine getirmiş olduğu salât u selâmın minneti altında bırakmamıştır. Çünkü buna bedel, Peygamber'in de ümmetine salâtta bulunmasını emrederek, mukâbele etmesini sağlamıştır:52 Nitekim bu husus Kur'ân-ı Kerîm'in âyetiyle beyan edilmiştir: "..Onlara duâ et. Çünkü senin salâtın (duân), onların kalplerini yatıştırır."53

Yukarıda geçtiği üzere 'salavât'ın bir mânâsı, rahmettir. Rahmet duası olan salavât ise, Rahmetenlil-Âlemîn'in vusûlüne vesiledir. Öyle ise salavâtı kendimiz için Âlemlere rahmet Hz. Muhammed'e (sas) ulaşmaya bir vesile yapmalı ve o Zâtı da rahmet"i Rahman'a nâil olmaya vesile kılmalıyız.

Teşehhüdde Hz. Peygambere bütün mahlukatın salavât ve selâmlarını kendi hesabına Yüce Rabb'imize hediye edip, Resul-i Ekrem'e selâm etmekle, ona karşı olan bağlılığımızı yenilemiş ve aynı zamanda onun bize olan emirlerine itaatımızı izhar etmiş oluyoruz. Yine Asr-ı Saâdet'ten günümüze kadar bütün ümmetin salâtları, Resûlullâh'ın duasına devamlı surette bir âmîn demektir ve bir umumî iştirakti...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm
« Posted on: 29 Mart 2024, 03:27:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm rüya tabiri,Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm mekke canlı, Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm kabe canlı yayın, Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm Üç boyutlu kuran oku Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm kuran ı kerim, Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm peygamber kıssaları,Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâm ilitam ders soruları, Hz. Peygamber (S.A.S)e Salât ü Selâmönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes