> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Hastanın söyleyemedikleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hastanın söyleyemedikleri  (Okunma Sayısı 591 defa)
28 Temmuz 2010, 16:31:10
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 28 Temmuz 2010, 16:31:10 »



Hastanın Söyleyemedikleri

Ne zordur birilerine muhtaç olmak, onlara bağımlı yaşamak...

Bir kaş çatılması, bir dudak büküş, bir yüz yıkış, bir ters bakış, nasıl da tonlarca ağırlığın altında bırakır ruhu...

Çaresizlik hücrelerine kadar girer, dermansız bırakır hastayı.

Hep içe dönük yaşar. Utanır, mahcup olur. Ama isyan etmez. Vardır bir sebeb - i hikmeti diye bekler. Bir ömür bekleyecektir belki. Bilir. Ama duruşunu değiştirmez. Zordur kahredicidir üzüntü hüzün, damarları kurutucudur.
Bekler yine de...

Bekler ki rahmet ne zaman gelir...

Beni bu insanların insafından ne zaman kurtaracak yaradan diye bekler.

Ya şifa gelecektir arkasından ya ölüm...

Sıcak bir gülümseyişten başka bir şey değildir isteği. Ne duygu gülleri açacaktır bir gülümseyişle iç aleminde. Kimse bilmez...

Yapmak istediklerini yapamaz çoğu kez istememek için. Zorunlu hallerde ise, söylemeden başlar kalp sızıları. Hızlanır atışlar. Baş döner hafif hafif. İsteme halleridir bunlar kimse fark etmez...

Ya reddederse...

Yapılamayış değil de reddediliş vuracaktır onu bir kez daha tamiri imkânsız sayısız yerlerinden... Ağlamak gelir içinden, sesi çıkmaz. Bıktılar düşüncesi aç bir hayvan gibi iliklerine kadar kemirir onu. Duyan olmaz. Damarları titrer ellerinin içinde. Gören olmaz...

İç çekişleri gizli, hayal kırıkları gizli, gözyaşları gizlidir. Gurur, acizlik, çaresizlik üçgeninde bir çekişme vardır içinde.

Bir anlayışlı bakış, milyonlarca güneş değerindedir onun için.

İçe akar gözyaşları görmez insanlar. Kapanmayacak yaralarla doldurmuştur her bir gözeneğini kırıcı söz ve davranışlar. Bilmez insanlar. Bir değildir, bin değil. Ne kadar sinir, hücre, kas varsa hepsi ağrır, hepsi acır, hepsi sancır...

Þimşekler düşer yüreğine. Boranlar, fırtınalar, kasırgalar yaşar duyguları. Dışa vurmaz...

Yıpranır...

Hakaretlere ve imalara katlanır sessizce. Eli kolu bağlıdır. Kendi yaşamını kuramaz. Çaresizlik, en kalın zincirlerden daha bağlayıcı ve acı vericidir. İstenmediğini bilmek, derin ve onmaz bir yaradır ruhunda. Bedensel değil ruhi acılar çökertir onu. Keskin, vurucu, yıkıcı, yakıcı acılar, kangren olmuştur yüreğinde.

En zoru, insanlara güvenilemeyeceğini idrâk ettiği boyuttur. Acı yığılır yüreğine. Nefes alamaz duruma gelir...

Esas sorun onları sevmekten vazgeçememesidir...

Öyle acı duyar ki, yıkılmaz dediği kalelerin surları bir bir üstüne düşünce. Kalbi durur bir müddet. Atmaz olur.

Ne bahaneler bulur olumsuzluklara, sevdikleri lehine. Durduramaz yine de asırlık çınarların devrilişine benzeyen yıkımı... Kıyımı...

Vücudunun değil kalbinin sızısıdır onu yere vuran. Zonklar iç yaraları. Beyni çatlama noktasında durur düşüncelerinin ağırlığından.

Tonlarca ağırlık oturur yüreğe. Nasıl nefes alınır o iç cehenneminde bilinmez...

Bir güç vardır ona yardım eden. Rahmet altındadır her an...

En küçük bir esintide ferahlar yürekleri. Öylesine açtırlar sevgiye, şefkate, ilgiye...

Unuturlar hemen yaşadıklarını, yapılanları... İki taraf için de rahmet vardır bu unutuşta.

Rahatlamıştır hasta...

Affedilmiştir kusurlu olan...

Ama, tekrar tekrar aynı yıkımı yaşatır insanlar ona. Hiç bitmeyecek iç yangınlarında geçer ömrü...


Her iki tarafa da kazanç sağlayacaktır hastalıklar, eğer nefisler aşılabilirse. Hasta şikâyet etmediği için. Yakınları hastaya baktıkları için, ihtiyaçlarını gördükleri için.


Allah’ın kullarına rahmet olarak gönderdiği evliyalarından biri, hasta düşmüştür. Uzun süren hastalık onu zorlamakta, yakınlarına ve talebelerine sınırsız üzüntüler yaşatmaktadır.

Evliya şikâyetsiz rıza gösterir...

Talebelerinden biri bir gün dayanamaz.

“Hocam,” der. “Sizin dualarınız yanınıza gelen her hastaya şifa oldu. Kendiniz için de dua etseniz.”

Evliya cevap verir:

“Ey çocuk, Allah’a nasıl, ben senin gönderdiğini istemiyorum geri al diyeyim...”


Bir hediyedir hastalıklar, bir nimettir... Gelme sebepleri vardır. Ve mutlaka hayırlıdır. Onları bir bela, bir dert olarak algılamak bilgisizlik sebebiyledir.


Yaradan, hastaları belirli bir müddet için, başkalarına muhtaç ve bağımlı kılmıştır. Herkes bilir bunu.


Bilinmeyen, Sağlıklı İnsanların, Onların Rızasına ve Duasına Muhtaç Kılınmış Oluşudur...



Emine Fikriye
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hastanın söyleyemedikleri
« Posted on: 25 Nisan 2024, 17:01:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hastanın söyleyemedikleri rüya tabiri,Hastanın söyleyemedikleri mekke canlı, Hastanın söyleyemedikleri kabe canlı yayın, Hastanın söyleyemedikleri Üç boyutlu kuran oku Hastanın söyleyemedikleri kuran ı kerim, Hastanın söyleyemedikleri peygamber kıssaları,Hastanın söyleyemedikleri ilitam ders soruları, Hastanın söyleyemedikleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes