๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Denemeler => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 23 Eylül 2010, 15:22:14



Konu Başlığı: Gönle tercüman gözyaşı damlaları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 23 Eylül 2010, 15:22:14
Gönle tercüman gözyaşı damlaları


Gözyaşı yürekte birikenleri bazen en iyi  dile getiren, bazense senin arkdaşın, dostun olan yegâne sırdaşın..

Öyleki bazen sevindiğinde gelir sevincini paylaşmak adına, bazen de hüzünlendiğinde gelir küçük elleri ile ellerini tutar, inşirah yüklü sadâları ile gönlünde sükûnet limanlarına ulaştırır seni...İnsan ilk doğumundan bu yana hep bir gözyaşı mayası ile yoğrulur olmuştur...

Gözyaşıdır ki küçükken en çabuk sığındığımız limanlarımızdı belki ...Büyüdük ve kaybettik onu büyümüşlüğün hoyrat bir esintisinde...

Kimi zaman gözyaşı içten, gönülden akan teslimiyettir aslında...

 

"Peygamber Efendimiz SallALLAHu Aleyhi Vesellem, oğlu İbrâhim'in hastalığı ağırlaşınca onu kucağına almış ve bağrına basıp öpmüştü. Bu sırada merhamet dolu gözyaşlarını tutamayarak ,"ALLAH'ın takdiri karşısında elden ne gelir ey İbrahim!" demişti.

İbrahim, ruhunu teslim ettiğinde Peygamber Efendimiz SallALLAHu Aleyhi Vesellem gözleri yaşlı şöyle diyordu:

"Göz yaşarır, kalb mahzun olur, biz, ALLAH'ın rızâsına uygun olmayan bir söz söylemeyiz.

Ey İbrahim! Senin ölümün sebebiyle derin bir üzüntü içindeyiz. Bu ALLAH'ın emri olmasaydı, sonra gelenler öncekilere kavuşmayacak olsaydı, senin ölümüne daha çok üzülürdük oğlum!

Bunu gören ashab, ölenlere "Ağlamanın kendilerine yasaklanmış olduğunu" hatırlatınca da şöyle buyurdu:

"Ben üzülmeyi yasaklamış değilim; bağıra, çağıra, feryad ederek, dövünerek ağlamayı yasakladım.

Bende gördüğünüz gözyaşları, kalpdeki şefkat ver merhametin eseridir."

 

Gözyaşı, yürek devletinin kurak kalmış çöllerine hayattır...
Gönlün seması karabulutlarla örtülmüşken, içindekileri, yüreğinde biriktirdiklerinin bir anda sağnaklar halinde yağmasıdır ferahlamak isteyen gönüle tercüman olmak istercesine...

Kimi zaman gözyaşı, dilin söyleyemediği, elin yazamadığı, gözün göremediğidir...

Bazense kendini en yalnız, en ıssız, en çaresiz hissettiiğinde uzatmaktır duaları dilsiz sözlerinle...

Gözlerden akan yağmurlardır yürek sancılarının yegâne devası belkide...

Geldiğinde sormaz ki insana?

Hani nasıl ki yağmur gelecekken haber vermez, yağar bir anda çorak topraklara bazen baharında muştusunu taşıyarak ellerinde...

Yağmurun küçücük elleri dokunurken tabiatın herbir köşesine milim milim hisseder toprak kokusunu her bir zerre yüreğinde...

Gözyaşının ise elleri daha bir naiftir, şefkatle, rikkatle kucaklar sahibini...

Hiç kimselerin olmadığı anlarda yegane sırdaşınızdır...


Gözyaşı, lisan-ı hâl ile yapılan en güzel duadır..

Gözyaşı, yürek devletinin tercümanı, elçisi, ayrılmaz parçasıdır...

Yürek, gönül olalı beri hep gözyaşının o bereketi ile münbit toprakları baharın muştusuna taşımıştır...

Ne mutlu gözde merhamet tohumu misal damlaları taşıyan yüreklere...

 

Reşhâ Sahradaesinti