๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Makale Dünyası => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 24 Temmuz 2010, 13:40:00



Konu Başlığı: Geçmişe takılmayın
Gönderen: Zehibe üzerinde 24 Temmuz 2010, 13:40:00
Geçmişe takılmayın

 İnsanların geçmişteki yaşantılarında elbette ki bir takım söz kesme, nişanlılık, hatta evlilik gibi hadiseler olmuş olabilir. Yeni evlilerin bunları anlayışla karşılamaları gerekir. Yanlış olan, bu hadiseleri, yerli yersiz gündeme getirmek suretiyle karşı tarafın kıskanmasına ve kuşkulanmasına yol açmaktır.

Ayrıca, her tartışma sonrası, yaptığınız evlikten pişmanlık göstermeniz, “Ah! Keşke, bugünkü aklım olsaydı” gibi sendromlara girmek sorunları daha da artırır. Evlilik hayatını elbette ki olumsuz etkiler.

Aile içinde nezaket bildiren kelimeleri sık sık kullanın. “Özür dilerim, afedersin, teşekkür ederim” v.s. tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır derler.
Eskiler, kızlarını gelin olurken, “kızım yeni yuvanda eşinle ve büyüklerinle konuşurken ağzından bal damlasın”, diye yolcu ederlerdi. Bunu söylerken gelin olan kızlarının koca evindeki olumlu davranışlarının, kendilerine artı puan olarak geri döneceğini biliyorlardı.

Eşiniz melek değildir, siz de değilsiniz. Ancak eşler birbirine açık olmadıkları takdirde, ardı ardına hata yapıyorlar. Ondan sonra da hatadan dönme erdemliliğini gösteremiyorlar. Bunun sebebi ise yanlışlardan ders alma gibi bir alışkanlığımızın gelişmemiş olmasıdır.

Mevcut problemlerinizle beraberinizde taşıyarak veya erteleyerek evliliğinizi yürütemezsiniz, onları çözerek ancak yolunuza devam edebilirsiniz.

Eşler arası tartışmaların önemli bir kısmı, genç evlilerin kayınpeder ve kayınvalideyle oturmak zorunda kalmalarındandır. Ancak ekonomik şartlar müsaade ettiği ölçüde aile mahremiyeti için ayrı ev gerekli. Çünkü yeni evliler kendi başlarına kaldıklarında, ayaklarının üstünde durmayı öğrenebilirler. Bu durum büyüklerden tamamen irtibatı kesmek anlamına gelmez. Büyükler her zaman bir denge unsurudur, gençler çoğu zaman onların hakemliğine ihtiyaç duyacaklardır.


Bizler şark toplumu olduğumuzdan şarkın karakteristik özelliklerinin çoğu bizde de vardır. Sahip olduğumuz eşimizi yönetmek, düşünce sistemimizi ben merkezli egolarımızı erkek olsun, kadın olsun karşımızdakine empoze etmek isteriz. Ancak unutmamak gerekir ki, eşlerinize sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla, zira onların kendi düşünceleri vardır. Atalarımız, “yarla hoş geçinen kimse yarsız kalmaz” demişler.

Mevlana Hazretleri, asırlar ötesinden şöyle söylüyor; Gül o güzel kokuları dikenle iyi geçindiği için kazandı.

Hasan Tanrıverdi


Konu Başlığı: Ynt: Geçmişe takılmayın
Gönderen: Hadice üzerinde 24 Temmuz 2010, 13:51:53
yaaa yine ne güzel bi konu paylaşmışsınız kardeşim “yarla hoş geçinen kimse yarsız kalmaz” Rabbim razı olsun bizleri aydınlattığınız için