> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > FIkhus Sunne'' Uzerine..
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: FIkhus Sunne'' Uzerine..  (Okunma Sayısı 870 defa)
13 Kasım 2009, 19:43:00
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 13 Kasım 2009, 19:43:00 »



FIKHUS SÜNNE" ÜZERİNE

 

Ebubekir SİFİL

     KİTAP DERGİSİ - Kasım 1986



 

Son yıllarda Türkiye’de ve diğer memleketlerde gündeme gelen ve “Kaynaklara Dönüş, Selefî Metod, Kur’an ve Sünnetle Amel...” gibi ilk bakışta gerçekten cazip başlıklarla takdim edilen bir faaliyet ve bu meyanda gerçekleştirilen bir çalışma olan “Fıkh-us Sünne” adlı eserin tercüme ve yayınını duyuran yazı dolayısıyla, bu yazıyı kaleme almayı ve söz konusu yazıda değinilen bir kaç noktayı ele almayı bir zorunluluk olarak addettik. Allah’tan (cc) bizlere doğru olana bağlanıp, ondan ayrılmadan, taviz vermeden ihlasla yürümeyi nasip etmesini bütün kalbimizle niyaz ediyoruz.

 

Eserin giriş bölümünden yapılan bir alıntıda yazar şu ifadeleriyle “Taklid” konusuna değiniyor. Ve yanlış anlamıyorsak -ki aksini iddia etmek oldukça zordur- Taklid’i zemmediyor, kabul etmiyor: “... bunlar, olanca gayretleriyle insanlara dinlerini öğretmeye çalıştılar. İnsanların, kendilerini taklit etmelerini istemedikleri gibi, onları kaynaklara yönelttiler.”

 


Ahmed b. Hanbel’in sözü:

 

“Ne beni, Ne Malik’i, ne Şafiî’yi ne Evzâî’yi ne de Sevrî’yi taklit edin. Aldıkları yerden alın”

 

Ebu Hanife de şöyle diyordu:

 

“Bizim nereden aldığımızı bilmeden, bir kimsenin, sözümüzü alması caiz değildir.”

 

“Hepsi de mezheplerinin sahih hadis olduğunu ısrarla belirttiler...”

 

Önce, yazarın, bir kaç satır yukarıda kendi kendisiyle nasıl çeliştiğini şu ifadeleriyle görelim ve daha sonrada Taklit konusuna geçelim. Taklid’i kabul etmeyen yazar bir kaç satır yukarıda şöyle diyor:

 

“Ashab ve onlara en güzel biçimde tabii olan sonraki nesiller, Kur’an ve Sünnet çığırında yürüyüp ihtilaflarını Allah ve Rasülüne döndürerek, sapmadan, dosdoğru yolda ilerlediler. Farklı müracaat kaynaklarına sahip olmak ve bazısının bildiğini diğerinin bilmemesi gibi bir kaç mesele dışında aralarında ihtilaf olmadı. Kitap ve Sünnnetle alakalarını kesmedikleri için, sarih konularda doğrudan doğruya ayet ve hadislerle amel ediyorlar, bilmedikleri konularda ise, bir alimin görüşüne baş vuruyorlardı. Bu fazilet sahibi müctehit alimler, kendilerine ( halk tarafından - bu ifade, cümlenin sonunda yeralan ‘halk’ kelimesine ait olduğunu belirtmek için tarafımızdan eklendi-) soruların konuları, delilleriyle birlikte ortaya koyuyorlar ve görüşlerini bildiriyorlardı. Halk da bu delillerle amel ediyordu.”

 


Şimdi soruyoruz: Eğer iddia edildiği gibi, Taklid caiz değilse, yazarın, selef’in tutumu hakkında kullandığı, “Bilmedikleri konularda ise bir alimin görüşüne baş vuruyorlardı” cümlesi ne anlama gelmektedir? Selef’in fiilen başvurduğu bir yolu tıkamaya kimin hakkı ve yetkisi olabilir.


Eğer Taklid caiz’dir demek gerekirse, o zaman yazar’ın yukarıda alıntıladığımız ifadelerini nasıl anlamamız gerekmektedir?

 

Taklid, bilindiği gibi, delilini bilmeden bir İmam’ın sözüne uymak olarak tarif bulmuştur. Doğrusu, Müctehitlerin, -ancak zarurî hallerde- bir diğer müctehid’i taklit etmesinin caiz olduğudur.[1] Yukarıda altı çizili ifade de bunun anlatımıdır. Yani, mutlak müctehitlere bile -ancak zarurî hallere mahsus olmak üzere- taklit caizken, delilleri bilmesi mümkün olmayan ve zaten buna gerek de bulunmayan, avam’a niçin caiz olmasın?

 

Şimdi özellikle günümüzde taklid’i zemmedenlerin durumuna bir göz atalım:

 

Bu kimseler, Mezhep imamlarının yukarıda alıntılanan sözlerini de mesned yaparak, kendilerinin, içtihad’a yetkili ve kadir olduklarını, hatta bunun “Kur’an ve Sünnet’in rehberliğini kaybetmemek için” bir zaruret olduğunu ısrarla savunmaktadırlar. Mideleri ağrısa hemen doktora koşan bu insanlar Allah’ın dini hususunda neden aynı titizliği gösterememekte, herkesin nasslardan hüküm çıkarabileceğini savunarak, sonunda heva ve heveslerin yönlendirdiği milyonlarca ağızdan yine en az o sayıda İslam sudur etmesine kapı aralamaktadırlar. Herkesin malumudur ki Müctehid İmamlar yukarıdaki sözleri ve benzerlerini, delillere bakmaya ve hüküm istinbat etmeye muktedir olanlara söylemişlerdir.

 

“Bilmiyorsanız zikir ehlinden sorunuz” ayetinin, emir bildirdiğini hatırlatıyor ve diyoruz ki:


Şah Veliyullah Dehlevî’nin sözü bu konuda bize yeter:

 

“Burada bir gerçeğe işaret etmeden geçmenin doğru olmayacağı kanaatindeyim. Bu gerçekte, günümüze gelene kadar, bütün ümmetin caiz olarak kabul etmiş olduğu dört mezhep imamın görüşlerini taklid etmek meselesidir. Bu meselede bir çok kimse yanılmış, doğru ve hak yoldan ayrılmışlardır. Bu sahada ayakları kayanlar ve kalemlerini ters oynatanlar da bulunmuştur. Hanefî, Şafiî, Hanbelî ve Malikî olarak kabul edilen bu dört mezhebin görüşlerini taklid etmenin caiz olduğunu söyleyenler, ümmetin bu hususta icma ettiğini ileri sürerler. Şüphesiz, ümmetin günümüze kadar bu dört mezhebin görüşleri etrafında toplanmasının gizli ve açık pek çok yararları olmuştur. Özellikle bu son zamanlarda herkesin sadece kendi görüşünü beğenmesi, nefsî ve şahsî duygularına kapılması ve bütün ilmi çalışma ve araştırmaların yapılmadığı, bölünme parçalanmaların baş gösterdiği bir ortamda bu dört mezhepten birine bağlanmanın ve onların görüşlerini taklid etmenin inkar edilmez maslahatı ve faydası vardır”[2] Daha sonra Dehlevî İbn-i Hazm’ın yazarınkine benzer iddialarını zikrediyor ve bu hususta serdedilen ayetlerin ve diğer dayanakların, “tek bir meselede bile olsa, içtihad yapacak ilmi selahiyet ve kabiliyete sahip olanlar için” geçerli olduğunu belirtiyor.[3]

 

Burada işaret edilmesi gereken bir nokta daha vardır: Taklidi inkar edenlerin, hadislerin asıllarıyla amel edebilmeleri, bugün için imkansızdır. Hadisler için “zayıf, hasen, sahih, amel edilebilir veya edilemez” gibi hükümler öne sürerken bu kimseler, kendilerinden öncekilerin sözlerini ve hükümlerini taklid etmiş olmuyorlar mı? Bu çeşit taklid de sonunda ahkâmda taklide götürmektedir. Sonuç olarak Muhaddisleri taklid haram olmuyor da Fakihleri taklid neden haram oluyor? Hadisler arasında şu zayıftır, bu sahihtir şeklindeki ayrım, içtihadi bir keyfiyettir. Bir Muhaddise göre sahih olan bir hadis, bir diğerine göre pekala zayıf olabilmektedir. İçtihadi olan bu durum karşısında bir müctehidi taklid caiz olurken diğerini taklidin mezmum olduğu düşünülemez. [4]

 

Daha sonra yazar “Taklid Çağı” bölümünde şöyle bir ifade kullanıyor: “ Her topluluk ...imamının görüşünü neredeyse Allah’ın sözü mertebesine çıkarmak gibi bir duruma düştü.

 

“İmamları öylesine yücelttiler ki, Kerhî “Mezhebimizin görüşüne ters düşen her ayet ve hadis, ya te’vil edilmiştir, ya da mensuhtur.” diyecek dereceye geldi ”

 

Şimdi soruyoruz, İslam tarihinde rastlanmış bir hadise midir ki, sünnî bir topluluk (bu dört mezhep saliklerini zikretmeye gerek yok) çıkıp da “ey ahali bilmelisiniz ki, bizim imamımızın sözleri bizim için Allah’ın kelamı mesabesindedir. O’nun kadar hatadan münezzehtir ve mutlaktır!” demiş olsun?.. Aksine onlar ve bugün onların yolundan gidenler şöyle derler: “Bizim mezhebimiz, yanlış olması ihtimaliyle doğrudur, bizim dışımızdaki mezhepler de doğru olmaları ihtimaliyle yanlıştır.” Acaba birisi Seyyid Sabık’ın söz konusu eserindeki bir hüküm eleştirilecek olsaydı, müellif kendisini savunmayacak mıydı? Yahut onun görüşlerini beğenmeyen (ki, “bir konuda -kendisine göre: bu ibareyi de biz ekledik- sahih bir delil yoksa, “bu konuda söylenenlerin hepsi batıl olup, hiç bir delile dayanmamaktadır.” diye hüküm vermektedir.) birisinin eleştirileri karşısında beğenenler ve onu görüşlerini tercih edenler, “doğruyu savunmak gayesiyle buna cevap vermeyecekler midir? Bunu yapanların Allah (cc) ve Resulünün (s.a.v) bildirdiklerini müdafaa etme iddiaları ne kadar doğru ise, söz konusu mezhep saliklerinin, kendi mezheplerini savunmaları da o derece doğrudur.

 

Kerhî’nin “Mezhebimizin görüşüne ters düşen her ayet ve hadis, ya te’vil edilmiştir, ya da mensuhtur.” sözüne gelince;[5]

 

Bilindiği gibi her müctehid imamın, naslardan hüküm çıkarırken takip ettiği bir “usul”ü vardır. Bu usul de içtihadi olarak belirlenir. Dolayısıyla Müçtehidin kendi vardığı sonucun, doğrusu olduğuna inanmasında ve avamın da bu müçtehidi o konuda ve diğer konularda doğruyu bulduğuna inanarak taklid etmesinde şaşılacak ne vardır? Hele Ebu’l Hasen Kerhî gibi, mezhepte bir mevki elde etmiş bir şahsiyetin bu tutumunda yadırganacak bir taraf göremiyoruz.

 


Bu konuda İbn-i Teymiyye şöyle diyor:

 

“Bil ki bütün ümmetin kabulüne mazhar olan makbul imamlardan hiçbirinin, Hz. Peaygamber’in (A.S.) en ufak bir sünnetine muhalefeti asla düşünülemez Fakat onlardan birisinde sahih bir hadise muhalefet eden bir söze rastlanırsa, onun bu hadisi terkinde mutlaka meşru bir özrü vardır.”[6]

 

Esasen hiç kimse, hadislerin hepsiyle amel etme iddiasında bulunamaz. Herkes bir kısmıyla amel eder, bir kısmını terkeder. Terkedişi, ya nazarında zayıf olmasından, veya nassa veya meşhur ve mütevatir hadise muhalif düşmesinden, yahut şaz, muallel, mensuh veya herkesin anlayamayacağı bir manaya müevvel olmasından vs. ileri gelmiştir.[7]

 


İbn-i Abdilberr de şöyle diyor:

 

“Bu ümmetin alimlerinden hiç birisi kesin olarak Hz. Peygamber (sa.v) den bildiği bir hadisi, ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: FIkhus Sunne'' Uzerine..
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:44:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: FIkhus Sunne'' Uzerine.. rüya tabiri,FIkhus Sunne'' Uzerine.. mekke canlı, FIkhus Sunne'' Uzerine.. kabe canlı yayın, FIkhus Sunne'' Uzerine.. Üç boyutlu kuran oku FIkhus Sunne'' Uzerine.. kuran ı kerim, FIkhus Sunne'' Uzerine.. peygamber kıssaları,FIkhus Sunne'' Uzerine.. ilitam ders soruları, FIkhus Sunne'' Uzerine..önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes