Ey Dünya Müslümanları Nereye Gidiyoruz

Ey Dünya Müslümanları Nereye Gidiyoruz !!!

İslam ümmeti bugün, dünya düzenini bozan ve insanların birliğini dağıtan çetin savaşlar ile karşı karşıyadır. Hiçbir mü'mine acımayan, kâfir, facir, hain, düzenbaz ve hilekâr bir kavmin yürüttüğü çirkin savaşlarla karşı karşıyadır bu gün dünya Müslümanları. Bütün bunlar yetmezmiş gibi işte Filistin’deki, Irak’taki fitne ateşi. Kim kimi niçin, kimin menfaatine vuruyor belli değil. İnsanlar kan ağlıyor, dünya Müslümanları Müslümanların içine düşürülmüş oldukları arenayı sadece seyretmekten başka hiçbir şey yapmamaktadırlar. Filistin’de, Irak’ta tüm dünyanın gözleri önünde sabah-akşam felaket acıları ve facia sancısı, trajedi görüntüleri ve çile manzaraları, Müslümanların hem de aynı ırk, aynı millet ve aynı dinden olmalarına rağmen birbirlerine silahlar sıkmaları ve birbirlerini katletmeleri. Kadınların ve küçüklerin bağrışmaları, işkence ve kuşatma çığlıkları, dul kadınların kederleri ve yetimlerin inlemeleri, genç kızların tecavüz sahneleri bütün dünya Müslümanları bunları izleyerek yaşamakta. Filistinli ve ıraklı Müslümanlar Peş peşe kefenlenmiş insan safları arasında sabahlayıp- akşamlamakta ve günlerini cenazeleri defnetmekle geçirmektedirler. Gün yoktur ki, Irak’ta yüzlerce ceset gömülmemiş olsun, şu sıralarda da Filistin’de de İsrail’in yaptığı katliamlar yetmezmiş gibi Filistinli ve Irak’lı guruplar bir birlerini kırıp geçirmektedirler. Irak’ta evler yıkılmış, camilerin kutsallığı çiğnenmiş. Kalpleri yaralayan, ciğerleri parçalayan ve dehşetiyle yürek ürperten büyük olaylar!..
Müslümanlara seslenen, onları savaşa ve yardım çağıran olaylar...
Bu çağrıya katılan yok mu?..
Bu çağrıyı duyan yok mu?..
Bu kanın, akan gözyaşlarının durdurulması için Müslümanlar bir şeyler yapamayacak kadar aciz midirler?
O kanlar ve cesetler için bir şeyler yapan yok mu?..
Sayı bakımından Yahudilerden daha çok, kendi topraklarına dünyanın öbür tarafındaki ABD’nin gelip yerleşmesine yardım eden ve kaynak bakımından dünyanın en zenginleri oldukları halde kardeşlerini; bu zalimlerin tanklarına ve zırhlı araçlarına, füzelerine ve uçaklarına hedef olarak; kafirlere ve zalimlere lokma olarak sunan sapıklık çetesine, kukla yönetimlere, zalim ve işgalci Yahudilere, azgın nefislere ve uluyan kurtlara teslim etmek Müslümanlara yakışır mı?..
Bu olaylar ve görüntüler; Müslümanların durumlarını görmeleri, ibret almaları ve uyanmaları için bir fırsattır. Yaşadıkları üzücü olaylardan dersler ve ibretler çıkarmalılar. Filistin halkının oylarıyla başa gelen HAMAS hükümetini başarısız kılmak için ABD, AB ülkeleri ve İsrail ambargolar uygulayarak zayıf duruma düşürmek istemişlerdi. Ancak şimdi aynı seçimle milletvekili olmuş başka isimler Filistin devlet başkanı tarafından görevlendirilince ambargo koyan ülkeler hemen ambargolarını kaldırdıklarını ve her türlü yardıma hazır olduklarını söylemeye başladılar, bütün bunlar Müslümanların uyanmaları için yeterli değilmidir?....
Şu anda Yahudi İsrail devletine ve Hıristiyan ABD, AB ülkelerine güvenerek kendi halkalarını katletmekte olan ve onların katledilmeleri için İsrail devletiyle işbirliği yapan işbirlikçiler nasıl bir sonla sonlanacaklarını bilmiyorlar mı? Acaba Müslümanlar o kadar akılsız mıdırlar ki, bu oyunların farkına varamamışlardır?.. Birbirlerini hala katletmeye devam etmektedirler. Peygamberler diyarı, insanlık medeniyetlerinin temellerinin atıldığı topraklarda adeta bir kanser uru gibi varlığını zorbalığıyla sürdüren Yahudi İsrail devletiyle işbirliği yaparak Filistin halkını parçalayanlar kendi halklarını katledilmesine sebep olmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar. Filistin halkı tek halk ve Müslüman, ama içlerine öyle bir fitne ateşi sokuldu ki ve artık her kes sadece kendisini ve taraftarlarını düşünür duruma getirildi. Gazze’ye ambargo uygulayan azılı düşman ABD ve İsrail, Filistin devlet başkanı Mahmud Abbas’ın kurdurmuş olduğu kukla hükümet nedeniyle batı Şeria’ya her türlü yardımı yapacaklarını açıkladılar. Oysaki İsrail ve ABD’yle dostluk kurmak ayıyla aynı inde yatmaya benzer. Çünkü onlara hiçbir şekilde güvenilmez, onlara sevgi beslenilmez. “Ey iman edenler, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkâr etmişler, Rabbiniz olan ALLAH'a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp-çıkarmışlardır. Eğer siz, Benim yolumda cihad etmek ve Benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hâlâ sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa, artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur. (Mümtehine:1)”
İslam ümmeti bilmelidir ki, kendisine isabet eden bütün fitne ve belalar ancak, Hükümdarlar Hükümdarı ALLAH'a karşı kusurları nedeniyledir. Şeriatıyla hükmetmeme, hükümlerine ve öğretilerine saygı duymama, sınırlarını aşma gibi konulardaki ihmalleri nedeniyledir. Ümmeti içinden kemiren, genç erkeklerini ve genç kızlarını yiyip bitiren kötülük rüzgârlarına ve batılılaştırma çabalarına karşı koymaması nedeniyledir. İslam ümmeti; kendisine emanet edilen en büyük ve en değerli emanete; dinin muhafazasına ve batılılaştırmaya direnme görevine ihanet ettiğinden beri, yeni yetişen nesilleri arasında yoldan sapma çığlıkları duyar olmuştur. Olaylara kur-an’ın ve sünnetin penceresinden bakanlar; İslam'ın ilkeleri ve değerleri ile Müslümanların bugünkü hali arasındaki büyük farkı görür. Şunu açıkça ifade etmek gerekir ki; ümmet, hem bugününü hem de yarınını etkileyen büyük kusurunu ve tehlikeli ihmalini görmedikçe, durumunu gözden geçirme ve düzeltme görevini yerine getirmedikçe; işgal edilen topraklarını ve gasp edilen mallarını geri almaktan bahsetmek, saldırılar zincirinin önüne geçmekten bahsetmek, hayale kapılmaktan ve ümmetin üzerinde sonu gelmeyen kötü etkiler bırakacak bir kandırmacadan öte bir şey olamaz!.. Dünyadaki Müslümanlar birbirlerinin dertleriyle dertlenmedikçe gerçekten iman etmiş olamayacaklarını Resulün(sav) “iman etmedikçe cennete girmeyeceksiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız” hadisi doğrultusunda değerlendirirsek daha iyi anlayabiliriz.
Neler oluyor Ortadoğu da?..
Neler oluyor Irak’ta?..
Neler oluyor Müslüman topraklarında?.. İslam ümmeti şayet ALLAH'ın yardımını ve desteğini istiyorsa, olayların akışına yeniden etki etmeyi istiyorsa; İslam ülkelerindeki yaşam şeklini İslam dinine göre yeniden düzenlemelidir. Dünyayı din ile idare etmeli, bozguncuların etkisini silmeli, şer kaynaklarını kurutmalı ve fesat araçlarını yok etmelidir. Hedeflerini gerçekleştirmek, gücünü kurmak ve hazırlamak için çalışmalı; akide ve ahlak yönünden, toplumsal ve ekonomik açıdan durumunu kapsamlı bir şekilde düzeltmeye gayret etmelidir ki; meydan okumalar ve entrikalar karşısındaki direnişi, zillet ve bozgunlar zincirine dönüşmesin!..
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.

Abdulhelim ALMALI

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın