๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Makale Dünyası => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 03 Temmuz 2011, 17:20:33



Konu Başlığı: Duâda makbul haller
Gönderen: Zehibe üzerinde 03 Temmuz 2011, 17:20:33
Duâda makbul haller




Süleyman KÖSMENE



S.A. rumuzlu okuyucumuz: “Mesnevî-i Nûriye’nin 202. sayfasında Üstad Hazretlerinin, “keşfettim, ama teşhis edemedim” dediği latîfe nedir?”


Bahsettiğiniz bölümde, Üstad Hazretleri: “İnsanda öyle bir lâtîfe, öyle bir hâlet vardır ki, o lâtîfe lisânıyla her ne suâl edilse –velev ki fâsık da olsun- Cenâb-ı Hak, o lâtîfeye hürmeten o matlûbu yerine getirir. O lâtîfe pek uzaktan bana göründü ise de, teşhis edemedim”1 diyerek, fâsık da olsa insanda duâların makbul olmasına vesîle olan bir “lâtîfe ve hal lisanının” bulunduğundan bahseder. 
Hazret-i Üstad duânın sırları ile ilgili telif ettiği Yirmi Dördüncü Mektûbun Birinci Zeylinde ise, duâ nevilerini nazara veriyor.
Burada Bediüzzaman, duâların;
1- İztırar ve çâresizlik derecesine gelmesi halinde,
2- Fıtrî ihtiyaca tam uygun olması halinde,
3- İstidat ve kabiliyet lisânı ile istenilmesi halinde,
4- Sâfî ve hâlis kalbin lisânıyla yalvarılması halinde “ekseriyet-i mutlak ile makbul” olduğunu beyan eder.
Bedîüzzaman, medeniyet hârikaları denilen teknolojik gelişmeleri de, bu nev'î duâların makbûliyetine misal gösteriyor.2
Yine Sözler’de aynı duâ lisanlarına “hal dilini” de ekleyerek, bu lisanlarla yapılan duâlar için, “Cevad-ı Mutlak’ın isim ve unvânına müteveccih olduğundan, kabûle mazhariyeti ekseriyet-i mutlakadır” der.3   
Demek Hazret-i Üstad Mesnevî-i Nûriye’de çekirdek halinde bahsettiği duâ ile ilgili lâtîfeyi, Mektûbât’ta ve Sözler’de; 1- Çâresizlik lisânı,  2- Gerçek ihtiyaç lisânı, 3- Kabiliyet lisânı, 4-  Hal lisânı ve, 5- Sâfî kalp lisânı olarak beş ayrı lisan şeklinde açmış bulunmaktadır.
***

KERAHET VAKİTLERİ

‘Merak’ rumuzlu okuyucumuz: “Kerahet vakitleri hangi vakitlerdir? Akşam namazına 45 dakika varken ikindi namazı kılınır mı?”

Ukbe ibn-i Âmir el-Cuhenî anlatıyor: “Üç saat vardır ki, Resûlullah Efendimiz (asm) bizleri o saatlerde namaz kılmaktan ve ölülerimizi kabre koymaktan nehiy buyurdu: 1- Güneş doğmaya başladığından (bir mızrak boyu) yükselinceye kadar geçen zaman. (40-50 dakikalık bir zaman dilimi) 2- Güneş tam ortada iken ayakta duranın ne doğusunda, ne batısında hiçbir gölgenin kalmadığı vakitten itibaren güneş biraz meyledinceye kadar geçen zaman. 3- Güneş batmaya meylettiği vakitten itibaren tamamen batıncaya kadar geçen zaman.” 4
Kerahet vakitlerinde nafile namaz kılınmaz ve ölü kabre konulmaz. Fakat Kur’ân okunabilir, duâ yapılabilir, tesbihât yapılabilir, dînî kitap okunabilir. Şâfiîlere göre kazâ namazı kılınabilir.
Sabah ve ikindi namazlarını bilerek kerahet vakitlerine kadar geciktirmek mekruhtur. Bununla berâber, her ne sebeple olursa olsun geciktirilmişse namaz tamamlanır.
Ebû Hüreyre (ra) ve İbn-i Abbas (ra), Peygamber Efendimiz’in (asm) şöyle buyurduğunu bildirmişlerdir: “Her kim sabah namazında bir rek’âti güneş doğmadan evvel yetiştirirse sabah namazına yetişmiştir. Her kim de ikindi namazında bir rek’âti güneş batmadan evvel yetiştirirse ikindi namazına yetişmiştir.” 5
Hazret-i Âişe’nin (ra) rivâyeti de şöyledir: Resûlullah Efendimiz (asm), “Her kim ikindi namazının bir secdesini güneş batmadan evvel yetiştirirse, yahut sabah namazının bir secdesini güneş doğmadan evvel yetiştirirse bu iki namazı kılmış olur” 6  buyurmuştur.
Sabah namazını kılarken güneş doğmuş olsa, yeni bir vakit girmediğinden, Hanefîler, yukarıya aldığımız birinci hadisteki nehiyden hareketle namazın bozulacağına hükmetmişler; fakat ikindi namazını kılarken güneşin batması halinde namazın bozulmadığını bildirmişlerdir. Çünkü ikindi vaktinde güneş battıktan hemen sonra yeni bir namaz vakti girmektedir.
Netice olarak denilebilir ki, ikindi namazı eğer kılınmamışsa, güneş batarken de –sadece farz olarak- kılınabilir.

DUÂ

Ey Feyyaz-ı Rahim! Bizi müstecap duâya, makbul ibadete, meşkûr sa’ye, mağfur amele ulaştır! Bizi faydasız ilimden, yararsız amelden, şükrü unutturan nimetten, sabrı alıp giden musîbetten, aklı mahkûm eden duygulardan, kalbi yaralayan his ve hevesatın şiddetinden mahfuz kıl! Bizi rububiyetinden memnun kıl! Âmin!
 
Dipnotlar: 1- Mesnevî-i Nûriye, s. 202. 2- Mektûbât, s. 290. 3- Sözler, s. 287, 288. 4- Müslim, Salâti’l-Misâfirîn, 293. 5- Müslim, 608, 6- Müslim, 609.


Konu Başlığı: Ynt: Duâda makbul haller
Gönderen: Selvihale üzerinde 03 Temmuz 2011, 23:24:08
Amin amin amin rabbim razı olsun reyyan ablacım çok güzel bi paylaşım..Rabbim ilme döştürsün inaşlah...muhabbetle selamtle inşalh..


Konu Başlığı: Ynt: Duâda makbul haller
Gönderen: Ceren üzerinde 24 Ocak 2018, 16:49:27
Esselamu aleyküm.Allaha tevekkül eden,nefsi ile ,bedeni ile,ruhu ile ibadet eden,inanan ve  kalben dua edip ve Allahdan her haliyle duasının hayrını isteyen ve feyzine kavuşan kullardan olalım inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Duâda makbul haller
Gönderen: Eminegül üzerinde 03 Kasım 2018, 07:17:56
Amin inşallah Rabbim duamızı makbul eylesin 🙌 Bizi kendine kul peygamberimize hakiki ümmet eylesin


Konu Başlığı: Ynt: Duâda makbul haller
Gönderen: Nur-u Yehma üzerinde 03 Kasım 2018, 07:56:58
Rabbim dualarımızda samimiyet, ihlas, teslimiyet ihsan eyle. Rabbimiz den bişey istersen gönülden isteyen, yalvaran, bunun in sürekli dua eden kullardan olalım inşallah


Konu Başlığı: Ynt: Duâda makbul haller
Gönderen: Ceren üzerinde 03 Kasım 2018, 16:20:23
Esselamu aleyküm. Duasını tevekkül içinde hakkıyla ve ısrarla Allaha yönelerek eden ve rabbim den hayrı bularak duasına ulaşan kullardan olalım insallah..


Konu Başlığı: Ynt: Duâda makbul haller
Gönderen: Mehmed. üzerinde 03 Kasım 2018, 16:58:45
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri her daim duadan ayrılmayan kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun