> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası > Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri..
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri..  (Okunma Sayısı 831 defa)
16 Kasım 2009, 00:47:43
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 16 Kasım 2009, 00:47:43 »



DİNLERARASI DİYALOG VE MİSYONERLİK FAALİYETLERİ
 

Ebubekir SİFİL




Özellikle son yıllarda ülkemizin değişmez gündem maddeleri arasında kendisine sağlam bir yer edinen dinlerarası diyalog ve misyonerlik faaliyetleri, orta ve uzun vadede ülkenin geleceği üzerinde kalıcı ciddi etkiler yapabilecek tabiatı dolayısıyla, karşı karşıya bulunduğumuz handikaplar listesinin başlarına, hatta en başına yerleştirilmelidir.

Zira söz konusu faaliyetler, ülkemizi ve insanımızı "din" ve "kültür" gibi temel varoluş alanlarında zayıflatmayı, kuşatmayı ve son tahlilde teslim almayı hedeflemekte, bu hedefe ulaşabilmek için başta siyaset ve ekonomi olmak üzere birçok enstrümanı etkin biçimde kullanmaktadır.


Bu bakımdan dinlerarası diyalog ve misyonerlik faaliyetleri yürütülürken ön plana çıkarılan "hoşgörü, barış, çoğulculuk, farklılıklara tahammül, İbrahimî dinlerin birliği..." gibi kavramsal gücü olan "masum" ve "sivil" tabirlerin, bu meyanda yalnızca birer "maske" işlevi gördüğünü tesbit etmek durumundayız.


Elbette bu kanaatimiz sadece bu iki faaliyetin AB süreci ile birlikte büyük bir ivme kazandığı vakıasından kaynaklanmıyor. Bu faaliyetlerin maksadına, yürütülüş biçimine, aralarındaki ilişkiye ve yürütenlerine atfedilecek yüzeysel bir nazar bile, özellikli bir tarihin ve özellikli bir coğrafyanın çocukları olarak bizleri bu faaliyetler hakkında başkalarından daha hassas olmaya icbar ediyor.


İlerleyen paragraflarda ilgili dokümanlardan iktibasen göreceğimiz gibi "diyalog" ve "misyon(erlik)", en azından Vatikan için birbirinden ayrı ve bağımsız düşünülemeyecek iki kavramdır. Vatikan için bir yerde diyalog varsa, orada perde gerisinde misyon(erlik) vardır ve bir yerde misyon(erlik) varsa orası daha önce diyalog faaliyetleri tarafından "uygun zemin" haline getirilmiş demektir. Bu, en azından II. Vatikan Konsili'nden sonra kesin olarak böyledir.


Bu itibarla bu tebliğde dinlerarası diyalog faaliyetleri ile misyonerlik faaliyetleri birbirinden bağımsız olarak ele alınmamış, bu iki olguya aynı bağlamın birbirini bütünleyen cüzleri olarak itibar edilmiştir.


Diyalog faaliyetlerinin tarihî arkaplanı


Dinlerarası diyalog faaliyetlerine ülkemizden iştirak edenler tarafından geliştirilen, "diyaloğun yeni değil, insanlık tarihi kadar eski olduğu, zira insanın bulunduğu yerde mutlaka diyaloğun da mevcut olacağı, İslam'ın da başından beri diyaloğu fiilen gerçekleştirmiş bir din olduğu"... gibi, aslında "anakronizm"den başka bir şey olmayan söylem tarzı, diyaloğun bir kavram olarak ne ifade ettiği konusunda serapa manipülatiftir.

Zira Vatikan tarafından ortaya atılana kadar "diyalog"un en azından kavramsal ölçekte bu yaygınlıkta kullanımda olmadığı açıktır. Şu halde bu kavram hakkında objektif olabilmek için onu teori ve pratiğiyle ortaya koyan II. Vatikan Konsili'ne bakmak durumundayız.

Vatikan'ın 1962-1965 yılları arasında düzenlediği "II. Vatikan Konsili"nin diğer konsillerden[1] farkı sadece katılımın en yoğun olduğu konsil olması değildi şüphesiz. Diğer Hristiyan mezhepleri ve özellikle de diğer dinlere karşı o zamana kadar görülmemiş bir açılımı öngörmesi, bu konsili diğerlerinden ayıran en önemli unsurdur.

Hristiyan dünyanın bölünmüşlüğü sebebiyle Kilise'nin kendi görevlerini yapmada yaşadığı sıkıntılar bu konsilin toplanmasındaki önemli etkenlerden biri ise de, asıl temel etken, modern dünyada Kilise'nin, misyonunu arzu edilen seviyede gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyduğu açılımlar olarak tesbit edilebilir. Dolayısıyla II. Vatikan Konsili, Katolik Kilisesi'nin, klasik misyon anlayışını terk ederek diğer din mensuplarıyla, hatta diğer Hristiyan mezheplerle diyalog suretiyle iletişim kurma talebini, misyonu bu iletişim zemini üzerinden gerçekleştirme öngörüsünü ve bunun teolojik temelini ifade ettiği bir konsildir.

Nitekim açış konuşmasında Papa XXIII. John'un kullandığı "aggironamento" kelimesi, Konsil'in hedef ve amaçlarını ifadede anahtar konumundadır ve "Kilise'yi günümüze taşımak ve onu, çağdaş misyonunu yerine getirmede daha etkili hale getirmek" anlamına gelmektedir.[2]

Bu konsil sürecinde alınan kararlar hemen her dereceden dokümanda ifade edilmiştir:

- Kilise hakkındaki dogmatik yasa (Lumen Gentium),


- Kilise hakkındaki pastoral yasa (Gaudium et Spes),


- Nostra Aetate, Ad Gentes, Diginitatis Humanae gibi deklarasyon ve kararlar,


- Eclesiam Suam isimli genelge bunlardan başlıcalarıdır.



Burada dikkat çekici olan, Konsil öncesi diğer din mensupları ve bilhassa Müslümanlar, kategorik olarak "kötü" iken, Konsil sonrası bir tavır değişikliğine gidilmiş ve "kötü"ler, bu yeni süreçte "Hristiyanlığa aday" olarak tavsif edilmiştir.


Hemen belirtelim ki Katolik Kilisesi'nin bu konsilde aldığı kararlar ne Kilise dogmalarına aykırı, ne de geleneklere tersdir. Kilise'nin burada bütün yaptığı, dünya çapında hızla yayılmakta olan Kilise'den uzaklaşma tavrına karşı ve Kilise'nin kaybetmekte olduğu prestij, nüfuz ve etkinlik alanlarını yeniden kazanabilmek adına yöntem ve söylem belirlemekten ibarettir.


II. Vatikan Konsili'nde Katoliklik dışındaki Hristiyan mezhepleriyle diyalog konusunda alınan kararlar ilgi alanımızın dışında olduğu için, burada diğer dinlerle ve bu arada İslam'la ilgili olarak Konsil sırasında ve sonrasında Kilise resmî dokümanlarına geçen hususlara kısaca değineceğiz.


İlgili kavramlar



1. Diyalog


Katolik Kilisesi, diğer dinler hakkındaki görüşünü ve bu dinlerin mensuplarıyla diyaloğa girme isteğini Konsil'in "Nostra Aetate" isimli deklarasyonunda ifade etmiştir. Bu deklarasyon, Kilise'nin, diğer dinlerle ilişkisi konusunda müstakil olarak hazırlanmış bir belge olması dolayısıyla son derece önemlidir.


Deklarasyon, Katolik Kilisesi'nin diğer dinlerle diyaloğa girme isteğini şöyle ifade etmektedir:

"… Bu yüzden Kilise, evlatlarını, diğer dinlerin mensuplarıyla basiret ve yardımseverlik içinde görüşmeye ve işbirliğine davet eder."[3]


Esasen Nostra Aetate'de mevcut, diğer dinlerle diyaloğu öngören ifadeler, diğer Konsil dokümanlarına göre üslupta bir farklılık arz etse de, teolojik temeller açısından aralarında herhangi bir uyumsuzluk söz konusu değildir. "Lumen Gentium" isimli dogmatik yasa, Kilise'nin diğer dinlerle ilişkisini belirlerken, diğer din ve kültürlerle bunların mensuplarında, düzensiz ve bütünlük arz etmekten uzak olsa da bir takım iyi unsurlar bulunduğuna işaret etmektedir. Bu "iyi unsurlar" onların sadece kalp ve düşüncelerinde değil, ayin ve geleneklerinde de mevcuttur. Bu unsurlar, Kilise'nin misyoner faaliyetleri vasıtasıyla sadece muhafaza edilmekle kalmayacak, aynı zamanda saflaşacak, yücelecek ve mükemmel hale gelecektir.[4]


"Nostra Aetate"de de bu husus teyit edilir ve şöyle denir:


"Katolik Kilisesi, bu dinlerdeki (Hristiyanlık dışındaki dinler) gerçek ve kutsal olan hiçbir şeyi reddetmez. Kendi öğretisinden birçok yönden farklı olmakla birlikte, bütün insanlığı aydınlatan ilahî gerçeğe ait bir parça ışık yansıtan doktrin, ahlakî kural, hareket ve hayat tarzlarına büyük saygı duyar. Yine de Kilise, gerçek yol, ilahî hakikat ve doğru hayat olan Mesih'i ilan etmeye mecburdur."[5]



Burada, "Acaba bu "iyi unsurlar" Hristiyanlık dışındaki dinlerde nasıl olup da yer bulabilmiştir?" gibi bir soru akla gelebilir. Bu soruya da II. Vatikan Konsili'nin misyoner faaliyetleri hakkındaki "Ad Gentes" isimli kararı cevap vermektedir. Bu kararda, söz konusu "iyi unsurlar"ın Kutsal Ruh tarafından onlara saçıldığı ve bunların adeta Hristiyanlığa dönüşün zeminini teşkil eden birer "nüve" olarak görüldüğü dikkat çekmektedir.[6]

Öyle de olsa, diğer dinlerdeki bu "gerçek" ve "kutsal" şeyler, müntesiplerini kurtuluşa götürmek için yeterli olamaz mı?


Cevap yine "Ad Gentes"den: "Tanrı'nın insanlığı kurtarma planı, bir tür gizlilik içinde sadece bir kişinin ruhunda gerçekleşmez. Sadece insanların Tanrı'yı bulmak için körü körüne araması ve çok yönlü çabalarla gerçekleşmez. Çünkü bu teşebbüsler, İlahî İnayet'in müşfik çalışmaları vasıtasıyla aydınlatılmaya ve saflaştırılmaya muhtaçtır. Bu teşebbüs veya iyi unsurlar zaman zaman gerçek Tanrı hakkında bir eğitim veya İncil'e bir hazırlık olarak hizmet edebilirler."[7]


Yukarıda zikredilen "Nostra Aetate" isimli deklarasyon, Katolik Kilisesi bakımından diğer dinlerin konumunu şöyle belirlemektedir:


Hristiyanlar'la özel bir bağı olan Yahudiler Katolik Kilisesi'ne en yakın olan kimselerdir. İkinci sırada, monoteist bir inanca sahip olan ve Hz. İbrahim'i örnek alan Müslümanlar vardır. Daha sonra münzevi yaşantı, derin meditasyon ve Tanrı'ya güven ve sevgiyle yönelmek suretiyle kurtuluşu arayan Hindular ve kendilerine özgü çabalarla aynı amaca yönelmiş bulunan Budistler gelmektedir.[8] Bunlar dışındaki dinlerden ise genel olarak bahsedilmiştir.

Burada Yahudiler'e tanınan ayrıcalıklı konum hemen dikkat çekmektedir. Bu durum Yüce Kitabımız'ın "Ehl-i Kitap" diye kategorize ederek aralarındaki "özel" yakınlığa dikkat çektiği[9] bu iki kesim hakkındaki haberlerine ve vakıaya da mutabıktır. Burada Papa XXIII. John'un Yahudiler'e olan özel ilgisi ile Yahudiler'in II. Vatikan Konsili resmî dokümanlarına girebilmek için kullandığı bireysel ve kurumsal her türlü inisiyatifin etkisi açıktır.[10]

Hatta Hristiyan olmayan dinlerle ilişkiler hakkındaki "Nostra Aetate" isimli genelge, sözünü ettiğim ilgi ve etki sebebiyle başlangıçta sadece Yahudiler'le ilişkile...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri..
« Posted on: 25 Nisan 2024, 22:49:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri.. rüya tabiri,Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri.. mekke canlı, Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri.. kabe canlı yayın, Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri.. Üç boyutlu kuran oku Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri.. kuran ı kerim, Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri.. peygamber kıssaları,Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri.. ilitam ders soruları, Dinler Arasi Diyalog ve Misyonerlik Faliyetleri..önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes