Cehennem

Cehennem

Dünyada hepimizin çektiği ve katlanmak zorunda olduğu bazı acılar vardır. Bu acılar elbette bizim adam olmamızı ve adam gibi yaşamasını öğrenmemizi sağlayan etkenlerdir. Zira adam olabilmemiz için elbette ki bazı denemelerden geçmemiz gerekmektedir. Bu denemelerin ölçüsü ise bizim taşkınlık boyutumuza göre değişmektedir. Yani biz ne kadar isyankâr ya da şükürsüz bir hayat yaşıyorsak; Allah da, bize ona göre acı vermektedir. Ama tam manasıyla düşündüğümüz zaman bu sıkıntılar bile bizim iyiliğimiz içindir.

Dünyada her insanın kesinlikle belli başlı sıkıntıları vardır. Bu sıkıntıların neden ve sonuç ilişkilerini iyi irdelemek gerekmektedir ki bunu da elbette her insanın kendisi daha iyi yapacaktır. Her ne kadar çoğu sıkıntılar insan olarak kendi yaptığımız yanlışlar nedeniyle bize Allahın verdiği bir ceza olsa da, bazı sıkıntılar da bizim cennetimizi hazırlayan etkenlerdir. Zira yani başınızdaki her felaketi, asla bir cehennem olarak görmemeniz gerekmektedir. Belki onun sebebiyle büyük bir cennet kazanacaksınızdır da, siz bunun farkına sonradan varırsınız. O nedenle dünyada başınıza gelen her felakete sabredin ve Allah’tan hayırlısını temenni edin.

Allah’ın yeryüzündeki en nadide kulları diye bildiğimiz peygamberler bile dünyada cehennemi yaşamış ve buna sabredip o üstün mertebeye erişmişlerdir. İlahi kitaplarda bu konu açıkça belirtilmiştir. Ama maalesef ki insanlar bu meseleyi tam olarak algılayamadıkları için peygamberlerin dahi öldükten sonra cehennem azabını tadacağı şeklinde yorum yapmışlardır ki, bu kesinlikle yanlış bir hükümdür. Zaten Allah’ın adaletine de böyle bir şey asla yakışmaz. Öyle ki onlar; dünyada cehennem azabını tatmış, Allah’ın yazgısını anlamış ve ona göre de hayatına yön vermiş insanlardır. Öyle ki şüphesiz onların hepsi de, Allah’ın hakikatini yeryüzüne ikame ettirmek için çaba sarf etmiş cesur yiğitlerdir. Böyle olunca da Allah, kendisi uğrunda çalışan insanları cezalandırır mı hiç? Bu kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir.

Zira bir insanın başına gelen her hangi bir sıkıntı, o insanın Allah’ı hatırlaması içindir. Allah, insanların onu unutmaması ve dolayısıyla unutup yanlış yollara sapmaması için böyle bir sistem var etmiştir. Çevrenizi dikkatle gözlemlediğiniz zaman şunu görürsünüz ki, ekonomik anlamda durumu iyi olan herhangi bir insana, Allah sıhhat bakımından bir eksiklik vermiştir. Ya da hiçbir yönden sıkıntısı olmayan başka birine, bambaşka bir açıdan her hangi bir sorun var edivermiştir. Dahası Allah, insanlara her halükarda kendisini hatırlamaları ve de asla unutmamaları için belli başlı ibareler var etmiştir. Bu durum insanlık için bir eksik değil aksine onu sürekli olarak hatırlamaları açısından ibret verici bir durumdur.

Özetle şunu belirtelim ki, insanların yanlışlarına istinaden ceza olması açısından dünya hayatında da, ahiret hayatında da cehennem kesinlikle vardır. Dünyadaki cehennem azabı dediğimiz belli başlı sıkıntılarsa, insanın Allah’ı tanıması ve doğru yolu bulabilmesi içindir. Böylesi bir azap ile Allah’ı kavrayıp, onun hakikatini benimseyenlerin bu durum için şükretmesi bile gerekir. Fakat her şeye rağmen dünyada Allah’ı tanımayan ve ilahlığını kabullenmeyenlerin diğer âlem dediğimiz ahiret hayatındaki cehennemde nasıl büyük bir pişmanlıkla dövüneceklerini ise hiç kimse tahmin bile edemez. Nitekim orda ki cehennem azabına benzer bir şekildeki acıyla son demlerinde, Allah’ın varlığını hisseden Firavun bile her ne kadar o anda Allah’a inandığını avazı çıktığı kadarıyla haykırsa da, zira iş işten geçmiştir. Ve hesap görülmüştür. Nitekim cehennem çukuruna düşen bir insanın, tıpkı Firavun misali o gayya kuyusunda Allah’ın ilahlığını kabullenmesinin hiçbir faydası olmayacaktır. Çünkü hesap çoktan görülmüş ve öyleleri kesinlikle kaybedenlerden olmuştur.

O nedenle hali hazırda hayatta olan ve hala nefes alıp veren siz ey insanlar, yalvarırcasına size sesleniyor ve diyorum ki; en öncelikli hedefiniz dünyayı değil, kesinlikle ama kesinlikle ahireti kazanmak olsun. Ve lütfen bu uğurda elinizden gelen her şeyi yapın. Çünkü bu dünya geçici, ahiret hayatı ise ebedidir. Zira aklı olan her insan, dünyanın tüm şatafatına rağmen öncelikle ebedi hayatı kazanmanın ne kadar doğru bir seçim olduğunu elbette ki bilir.

ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın