Konu Başlığı: Büyük gözaltı Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Temmuz 2010, 15:17:22 Büyük Gözaltı Hayattan geçiyoruz sadece bir kere Büyük bir “merasim geçişi” değil mi hepimiz için hayat Tek tek geçmiyor muyuz hayatın içinden Ne yaptığımıza, ne biriktirdiğimize, nasıl yaşadığımıza bakılmıyor mu sıramız geldiğinde Yüzümüze yansımıyor mu hayatımızın özeti Orada yürüyüşümüzü, adımlarımızı etkilemiyor mu gerçek yükümüz Adım adım, an an yaklaşıyoruz o geçiş noktasına Oraya varmadan da biliriz ki hepimiz gerçekte her an “büyük gözaltındayız” Gizli ve kayıtsız, bilinmez tek bir karemiz, karanlıkta kalmış tek bir anımız yok Bilmesi gereken bilir bizi Herkese açamayız halimizi, O dilerse affeder, dilerse hesaba çeker bizi Sığınağımız niyetimizdir, pişmanlıklarımızdır, idrak seviyemizi zorlayan gayretimizdir… Sığınağımız; Aczimizdir, fakrımızdır, cehaletimizdir ve her şeye rağmen şükrümüzdür, dualarımızdır… Sığınağımız; Sevgimizdir, muhabbetimizdir, aşkımızdır… Sığınağımız; Faniden kaçışımızdır, baki olana dönük yüzümüzdür… Sığınağımız; “Vermeyi dilemeseydi istemeyi vermezdi” sözünde karşılığını bulan ümidimizdir İnsanın varlığı bir şeye delalet etmeli… İnsanca var olmak, insanca yaşamak ve o merasim alanından insanca geçmek istiyoruz Şimdi vakit kendimizi “insanca yaşamaya” ayarlama vaktidir İnsan bir misafirdir ve fakat üzerinde memuriyet vardır, sorumluluk taşır, mükellefiyetleri, mesuliyetleri yüklenmiştir Herşeyin geçici, daha keskin bir ifadeyle, “fani” olduğu dünya hayatında “geçicilik idraki” önemlidir Ebediyeti isteyen ve ebed için yaratılmış olan insanın, -kalıcı hüsrana uğramamak için- yüzü ebede dönüktür İnsanın huzuru; hikmet-i âlemin tılsımını anlamak ve hilkat-i insanın muammasını çözmek ve o “anlamlı çözüm” üzerine hayat sürmekten geçer Halet-i ruhiyesine göre, İnsan küçük şeylerle mutlu olur, kazanır İnsan küçük şeylerle mutsuz olur, kaybeder İnsan için kazanç ve kayıp, zarar ve kar, iyi ve kötü hep ayrıntıdadır İnsanın büyük imtihanı küçük şeylerdedir İnsan çoğu zaman dağları aşar ama küçük bir çakıl taşına takılıp düşer, denizleri geçer ama dizlerine gelmeyen suda boğulur… Küçük şey yoktur, imtihan gerçeği vardır ve bu kadar nimetlerle donatılmış insan kaybetmemek için; zaaf içinde aczini, ihtiyaç içinde fakrını ilân edip ubûdiyet ve onun hülasası olan vecibelerle mukabele etmelidir İnsana sermâye-i ömür ve cihâzât-ı insâniye kaybetmesi için verilmiş değil ki… İnsan bütün kâinatla alâkadardır, fakat bu alakadarlık bir savrulma oluşturtmamalı, bu alakadarlık bir idrak inşa etmeli Her şey insan içindir Her şey insanın iyiliği içindir Her şey insanın ebedi huzuru kazanması içindir Fıtratı bozulmamış insan hakikatte iyilikten haz duyar İnsan iyilikten beslenir İnsan olan insan anlar bunu Şükrü de sabrı da o öğretir bizlere… Zevalsiz ve nihayetsiz rahmetin iltifatına iltica edip de insanca yaşayan bir insanın elinden nice güzellikler, iyilikler, hayırlar gelir İçimizden hali, dili ve kalbi çok temiz olanların varlığı hepimiz için dünyayı temiz tutar… İnsanın dayanağı, sığındığı melce sağlam olmalı Ancak böyle olursa, hakikî bir teselli-i kalp olur insanda Dayanağı sağlam olmayanın iyilikleri uçar, gider, halet-i ruhiyesini de hiçbir zaman toparlayamaz İnsan neden kıymetsizliğe razı olsun ki… İnsan rızayla razı ve hoşnut olmalı Kalbini boş şeylere kaptırmamalı, hayat-ı ömrünü beyhude, zayi etmemeli… İnsan aklına başına almalı, düşünüp taşınmalı ve yeniden karar vermeli, suretini de siretini de güzelleştirmeli, akıbet endişesi taşımalı Ey insan; Akıllı ol, elindeki ömür sermayesi bitiyor, nefsine uyup gaflete dalma, hayatın gayesini ve hayatın mahiyetin bil Ey insan; Unutma ki, vücuduna yerleştirilen cihazat ve duygular bir terâzidir ve sana da bol bol verilmiş olan Rahmet-i İlâhiyye'nin hazînelerini tartmaya ve böylelikle külli şükre yararlar Ey insan; Elindeki nimetleri idrak edersen, Esmâ-i Kudsiyye-i İlahiyye'nin gizli defineleri sana açılır Ey insan; Bütün korkulardan kurtulmak istiyorsan, ebede namzetsen, hiç tereddüt etme, lisân-ı hâl ve kalinle Hâlikının Dergâh-ı Rububiyyeti karşısında ubûdiyyetini ilân et… Ey insan; Eşrefi mahlukat olduğunu bil, ayinadarlık yaptığın Esma-i İlahiye'nin tecellilerini hayatında ulvi birer nişan olarak taşı… Ey insan; Senden sana verilmiş olanla münasip bir hayat tezahürü bekleniyor, bunun için dua, tefekkür ve müşahede yolunu seç… Ey insan; Sana verilen cüz'î ilim, kudret, irâde ve sıfatları kıyas yoluyla Hâlık-ı Zülcelâl'in sıfât-ı mutlakasını bilmeye ayarla Kendini aşamazsan bilmen gerekeni bilemez Bulman gerekeni de bulamazsın Ey insan; Sen hem şahit, hem de dellalsın Sen söylenileni bilip ahladığın gibi, istersen söylenilmeyeni de duyar ve anlarsın… Ey insan; Sen nihayetsiz aczin ve fakrınla, nihayetsiz kudret sahibi olan Allah'ı bilmeye ve Onu anlamaya, dost olmaya layık bir surette yaratıldın, donatıldın Ey insan; Tevhitte kolaylık vardır, kulluk yolu kolaylık yoludur, kulluk yolu özgürlük yoludur Değer görmek istiyorsan kulluğa değer ver Ey insan Hüsran yaşamak istemiyorsan, kendini aldatan olmak istemiyorsan; ebedi muhabbet edilmeye layık olanı bul ve kendinden geç… İnsan bu alemin bir fihristidir ve insanca yaşadığı sürece iyidir, çünkü koruma altındadır “Korunan insan” için en kötü durumda bile yapacak iyi şeyler vardır Her durumda iyilik gelir olun elinden… Dünya insana, insanca yaşayışlara, iyilere ve iyiliğe muhtaç… Biliyoruz ki insanlığın kemalatı insanın kemalatından geçer… Hepimiz insandan ve insanlıktan sorumluyuz… Bu kadar ağır sorumluluğun altından kalkabilmek için de “makbul insan” olmak gerek… Çünkü; Dünya ve içindekiler, Ve insan insana emanet İyi olup, kötülüğün önüne geçmek de, iyiliği yaygınlaştırmak da insanın sorumluluğunda… Merasim geçişinde “büyük teftiş” var… Hayat bilgimiz, kalp seviyemiz ve marifet ufkumuz neyse yürüyüşümüze yansıyan da o olacak… MEHMET GÜNDEM |