๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Makale Dünyası => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 31 Temmuz 2010, 15:54:59



Konu Başlığı: Ben sonbahar
Gönderen: Sümeyye üzerinde 31 Temmuz 2010, 15:54:59
Ben Sonbahar

(http://img9.imageshack.us/img9/4803/sonbaharz.jpg)

Daha yeni Ramazandı
Bayramdı
Huzurun elleriydi ellerimizdeki sıcaklık
Şimdi bomboş günler gibi kalakaldı
Nasıl hızlı akıyor zaman ve içerisinde bizler Hızla giden trenin pencerelerinden ne kadar görülebilirse dışarısı o kadar görebiliyoruz Bizi çalıp götüren yalnızlık kaçakları, derin kuyuların karanlıkları, dal budak salmış mavi gök özlemlerimiz…

Flu resimler Puslu gök ve zamana dair kalın çizgiler
Alnımıza kalın çizgiler atılıyor ve durup düşünmek makamını elimizden kopartıyor zaman


Oysa

Şimdi dışarı çıkıp yazdan güze devrilen bir mevsime şahitlik edilebilir
Yeşil ve sarısı bir arada bir ağaca "şahidlik" nazarıyla bakabilir
Kızaran sarmaşığın yapraklarından yaklaşan ölümün soğukluğuna dalabiliriz

Oysa

Az sonra boş bir odanın içerisinde yanmakta olan hüznün lambası sönecek
Has bahçelerde kanlı düğüne duracak kelimeler
Ağıt çeşmelerinden kana kana içen hüzün susacak ki bağban ah ü zar edip inlesin
Çöldeki kumlar susuz oysa

Biz susuzuz

Ne de az düşünen insan muhataplığından çıkmanın yollarından birisi değil midir önce bilgisayar başından, tv soğukluğundan, ev darlığından dışarıya taşmak Bir mekan değişikliği, hızla giden trenin çekilen imdat freni olamaz mı? Durduramaz mıyız bayır aşağı uçmakta olanı…

Bir örümcek ağını örmekte iken
Bir tahammül mülkü daha yıkılıp modernite Hülagu Han kesilmiş iken
Bütün sevgililere Allahaısmarladık dediğimiz açık kapılar kilitlenirken

Bulutlar daha kara ve daha ağır
Rüzgarlar daha sert ve daha acı
Güneş daha az ve daha uzak
Geceler daha yalnız ve daha soğuk
Modern yürekler hep tek ve hep şaşkın ve hep unutan

Her bir ağacın altında gözyaşları
Koparılış ve bakiye yalnızlık
Üç beş dökülen saçımız kadar ilgi kuramıyorsak dışarıdaki değişimle hızla gidişindendir trenin
Hızla giden tren kadar sımsıkı kapattığımız gözlerimizdendir karanlığımız

Daha Ramazanın sıcaklığı vardı teravihle terleyen sırtımızda
Babalarımız, dedelerimiz gibi gidiverdi ve biz yetimliğimizle üzerine basılıp geçilen ve feryad eden kuru yaprak kadar bihaberiz kapımız önündeki ibret levhalarından


Kâni Çınar