> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Edebiyat Eserleri > Makale Dünyası >  Allah müslümanlara zeval vermeyecektir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah müslümanlara zeval vermeyecektir  (Okunma Sayısı 510 defa)
29 Temmuz 2010, 15:15:13
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 29 Temmuz 2010, 15:15:13 »



Allah Müslümanlara Zeval Vermeyecektir

“… Allah, Müminler aleyhinde kâfirlere asla yol/fırsat vermeyecektir!” (Nisa: 141)

Allah (cc) kesin ifade kullanarak, kâfirlerin, Müminlere çok ciddi manada zarar vermelerine ve büyük hezimetler yaşatmalarına fırsat vermeyeceğinin beyan buyurmuştur Rabbimizin bu sağlam va’di, Müslümanlar için büyük bir ilahi lütuf ve muhafaza altında olduklarına dair güçlü bir güvencedir Eğer Rabbimizin İslam ümmeti üzerindeki himayesi ve muhafazası olmasaydı, ta ilk günden itibaren küfür ve şirk güçleri, İslam’ın sesini boğmuş ve başta Hz Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem olmak üzere Müslümanları tümüyle imha etmiş olacaklardı Müslümanların en zayıf oldukları dönemde bile müşrikler, kâfir olan Yahudi, Hıristiyanlar ve münafıklar, onlara karşı güç birliği yapmış ve büyük ordular hazırlamışlardı Fakat her seferinde Allah (cc)’ın mukadderatı devreye girmiş ve onların tüm hesap ve planlarını boşa çıkarmıştır
Tarihi gerçekler zaviyesinde meseleye bakıp değerlendirmeye çalıştığımızda, şöyle bir hakikat karşımıza çıkmıyor da değil… Müslümanlar, zaman zaman düşmanları karşısında hezimetler yaşamış, büyük kıyımlara uğramış ve hatta kurmuş oldukları medeniyet ve umranlarının yerinde sam yelleri esmiştir O muhteşem yapıtlarından eser bile kalmamıştır Endülüs ve benzeri medeniyetlerden söz ediyorum Kuşkusuz bunlar da tarihi gerçeklerimiz ve yaşadığımız ciddi travmalarımızdır O zaman bu tarihi gerçeklerimizi bu yüce ayetin neresine koymamız gerekecektir?

Bu sualimizin cevabını, bu tarihi acımızın travmasını birebir yaşamış olan Kurtubalı Ebu Abdillah Muhammed b Ahmed el-Ensari el-Kurtubi’den alalım İmam Kurtubi diyor ki: “Allah (cc), Müminler aleyhinde kâfirlere herhangi bir yol ve bir fırsat vermez; ancak Müslümanlar birbirlerine batılı tavsiye eder, birbirlerini münkerattan alıkoymaz ve tevbeyi de bırakırlarsa ayrı; bu durum, düşmanın onlara musallat olmasına sebeptir Nitekim Rabbimiz: ‘Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi elinizle işledikleriniz yüzündendir’(Şura: 30) diye buyurmaktadır”
Bu ayet-i celileyi teyid babında Sevban’dan rivayet edilen bir hadiste Hz Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Ben Rabbimden, ümmetimi kıtlıkla helak etmemesini ve onlara düşman musallat edip yok etmemesini diledim Bunun üzerine rabbim buyurdu ki: ‘Ey Muhammed! Ben hükmümü vermişim ve o geri de çevrilmez Ben ümmetini kıtlıkla helak etmeyeceğim, onlara düşman musallat edip yok etmeyeceğim Bu yöndeki talebini sana verdimAncak onların birbirlerini helak etmeleri ve birbirlerinin esir almaları durumu hariç!”(Müslim, fiten bölümü)
Hadiste belirtilen durum bugün Müslümanlar arasında büyük bir fitne olarak kendini göstermiş, kâfirlerin gücü ve kuvveti arttıkça artmış ve Müslümanların memleketlerini bir bir istila etmişlerdir Öyle ki İslam’dan cılız bir halden başka geride bir şey kalmamıştır Allah (cc)’tan bizi bağışlamasını, lütuf ve yardımıyla bizi başarılı kılmasını ve eski satvetimize kavuşturmasını niyaz ediyoruz (Kurtubi Tefsiri: 3/363)

İmam Kurtubi bugün yaşamış olsaydı Allah (cc) bilir nasıl feveran etmiş olacaktı Allah (cc)’ın, ayetteki va’dinin “hakiki Müminler” için geçerli olduğunu unutmamak gerekir! İman ve akidelerinin muhafaza eden, imanlarına şirkin zerresini bulaştırmayan, imanlarının gereğinin en kâmil manada hayatlarında iktidarlarında, yönetimlerinde ve hükümlerinde uygulayan gerçek Müminler için Mevla’mızın bu güvencesi söz konusudur Kuru kalabalıkların ve boş gürültülerin Allah (cc) katında hiçbir kıymet ve değer ifade etmediği malumunuzdur O zaman içine düştüğümüz halin sebebini kendimizden aramamız ve bu halimize sebep olan esbabı inanç, ibadet ve muamelatımızdan söküp atmamız ve mabeynimizi ıslah etmemiz gerekir Evet, mahkûm olduğumuz tüm başarısızlıkların ve içine düştüğümüz derin zilletin müsebbipleri kuşkusuz biz Müslümanlarız Değilse bu denli büyük bir nüfusa ve geniş bir coğrafyaya sahip olan Müslümanlar, bu hale düşerler miydi?
Hakiki imana sahip oldukları halde, rablerine gerçek manada teslimiyet gösteren Müslümanlar, tarih boyunca ciddi başarılar elde etmiş ve büyük zaferler kazanmışlardır İlk dönem Müslümanları, en kısa zamanda Arabistan Yarımadasını teslim almış, o günün iki büyük süper gücü olan Bizans ve Kisra’yı, hâkimiyetleri altına almayı başarmışlardır Daha irili ufaklı pek çok beldeyi de aynı şekilde İslam’ın topraklarına katmışlardır En dikkat çekici yanı, fethettikleri bütün bu bölgeler, İslam’a girmiş ve İslamlarına da sadık kalmışlardır Şüphesiz bütün bu başarıların ve fetihlerin sırrı, bu ve benzeri ayetlerden va’dedilen ilahi müjdeden meknundur…

Müslümanların bu başarı öyküleri, yalnız mazide kalmış, tarih sayfalarına kaydedilmiş ve oracıkta kalmış değildir Rabbe şükür bugün bile Müslümanlar imani ve İslami sorumluluklarını yerine getirdiklerinde, aynı va’d-i ilahinin tekrar tecelli edip, Müslümanların aziz, kâfirlerin de zelil olduğuna şahid oluyoruz Bugün Afganistan, otuz altı ülkenin orduları tarafından en gelişmiş silah ve teçhizatlarla işgal edilmesine ve yıllardır Müslümanlar üzerine en öldürücü ve imha edici bombalar, füzeler yağdırılmasına rağmen, rabbe şükür hiçbir ilerleme kaydedilmemiş ve Allah (cc)’ın izniyle en kısa zamanda –toplayabilseler- pıllarını pırtılarını toplayıp, en sarsıcı hezimeti yaşayarak memleketlerine döneceklerdir Bu, şer güçlerin ve batıl ehlinin değişmez mukadderatı ve silinmez yazgılarıdır Onlar bilmezler ki: “Şüphesiz Rabbinin yakalaması çok şiddetlidir”(Buruc: 12)
Üstad’ın da şu güzel ve veciz sözüyle dediği gibi: “Takdir-i Hüda, kuvve-i bâzu ile dönmez Bir şem’a ki, Mevla yaka, üflemekle sönmez!”
Bu ayet-i celilenin diğer bir tecelliyatını, kahraman Gazze’de görmekteyiz Allah (cc)’ın lanet ve gazabını ebede kadar üzerlerinde taşıyacak olan Yahudiler, sapıklığın ve dalaletin en diplerinde tepinen Hıristiyanlar, diğer batıl dinlere mensup olanlar, münafıklar, uşaklar ve rezil kırıntılarla en acımasız bir şekilde Gazze’ye saldırmalarına, en ağır silahlarla, bombalarla, füzelerle adeta taş üstünde taş bırakmamalarına rağmen, Allah (cc)’ın yardımı, muhafazası ve bir avuç Müslüman’ın direnişi karşısında hezimete uğrayıp inlerine dönmek zorunda kaldılar Onca gürültü, patırtı ve dezenformasyona rağmen, bütün plan, desise ve tuzakları başlarına dönüp boyunlarına dolanmıştır İslam ümmetinin, zaferin en küçük bir esintisine hasret kaldıkları bu karanlık dönemde, Rabbimiz Müslümanların gönüllerini ferahlattı, az da olsa rahat bir nefes almalarını sağladı, “Zafer ancak Allah katındadır!” hakikatini bütün dünyaya ilan etti ve “İzzet sadece Allah’ın, O’nun Resulünün ve müminlerindir!” gerçeğini, bir daha bütün insanlığın gözleri önüne serdi… Ve bir daha iman, tüm haşmet ve satvetiyle küfre galip geldi ve küfür zir-u zeber oldu Gazzeli İslam kahramanları, başta Müslümanlara ve tüm insanlığa, “Müslüman’ın kim olduğunu, İslami izzetin ne manaya geldiğinin ve Allah (cc)’ın hizbinin mutlak galip olduğunu!” öğretmiş oldular O kahramanlara gıpta etmemek ve onların İslam ümmetine armağan ettikleri zaferler iftihar etmemek mümkün müdür? Allah (cc)’ın izniyle onların yolu bizim yolumuz ve direnişleri de nişanımızdır Onların çektikleri acı ve ıstıraplar, yüreklerimizin en derinliklerinden hissediyor ve aziz şehitlerimizin hatıratına halel getirmeyeceğimize ahdediyoruz Gerçekten, zamanın bu kesitinde Ali’nin, Ebu Talha’nın, Hamza’nın, Ebu Düccane’nin, Sa’d b Ebi Vakkas’ın, Halit’in kahramanlıklarına yeniden tanık olduk El Hamdu lillah İnşallah bu zafer öyküleri birkaç yerle sınırlı kalmayacak, her yerde bütün İslam beldelerinde ve peşi sıra tüm yerkürede zafer marşlarıyla insanlık, rahmetle kuşatılmış bir güne doğacaktır
İslam ümmeti için mukadder olan büyük zaferlerin gecikmemesi ve tez gerçekleşmesi için, Müslümanlar olarak her türlü masiyet ve münkerattan arınmamız, ibadet taat ve tasadduklarımızı artırmamız ve “muhlisine lehüddin/dini sadece O’na tahsis etmemiz” gerekir
Abdullah b Mübarek ne güzel söylemiş:
“Günahların kalpleri öldürdüğünü, onları çokça yapmanın zillete sürükleyip kötülüklere mirasçı kıldığını gördüm
Günahları terk etmenin kalpleri dirilttiğini, rest çekmenin ise nefsin için fayda verdiğini gördüm!”



Faruk Hamza
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah müslümanlara zeval vermeyecektir
« Posted on: 20 Nisan 2024, 04:50:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah müslümanlara zeval vermeyecektir rüya tabiri, Allah müslümanlara zeval vermeyecektir mekke canlı, Allah müslümanlara zeval vermeyecektir kabe canlı yayın, Allah müslümanlara zeval vermeyecektir Üç boyutlu kuran oku Allah müslümanlara zeval vermeyecektir kuran ı kerim, Allah müslümanlara zeval vermeyecektir peygamber kıssaları, Allah müslümanlara zeval vermeyecektir ilitam ders soruları, Allah müslümanlara zeval vermeyecektirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes