>
Forum
>
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
>
Tasavvuf Eserleri
>
Kutul Kulub
>
Korku Makamının Şerhi
Sayfa: [
1
]
2
Aşağı git
« önceki
sonraki »
Yazdır
Gönderen
Konu: Korku Makamının Şerhi (Okunma Sayısı 3117 defa)
01 Ocak 2010, 18:43:44
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Korku Makamının Şerhi
«
:
01 Ocak 2010, 18:43:44 »
Korku Makamının Şerhi Ve Korku Ehlinin Sıfatları Hakkındadır
Bu makam, yakin makamlarının beşincisidir.
Allah Teala buyurdu ki
: "Onları ancak ilim sahipleri akledebilir". (Ankebut/43)
Allah Teala, bu buyruğu ile aklı ilmin üstüne çıkarmış ve korkuyu da ilimde bir makam kılarak şöyle buyurmuştur:
"Kulları arasında Allah´dan ancak ilim sahipleri (hakkıyla) korkar". (Fatır/28) Allah Teala ayette geçen ´Haşyet korku, endişe´ halini, ilimde bir makam kılmış ve onun ancak ilimle hakikat bulacağını bildirmiştir.
Haşyet, korku makamının hallerinden biridir. Korku ´Havf ise, takva hakikati için konulmuş bir isimdir. Takva da, ibadet ve kulluğun bütününü içeren bir kavramdır. Takva, Allah Teala´nm öncekiler ve sonrakiler için hazırladığı bir rahmettir.
Bu iki anlamı Allah Teala´nm şu buyrukları düzenlemektedir
: "Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin. Umulur ki takvaya erersiniz". (Bakara/21); "Biz, sizden önce kendilerine Kitab verilenlere ve size tavsiye ettik ki, Allah´tan korkun (takva sahibi olun)". (Nisa/131)
Özellikle bu sonuncu ayet-i kerime, Kur´an´ın kutbu ve üzerinde döndüğü yörüngesi mesabesindedir. Takva öyle bir sebeptir ki Allah Teala onun kıymetini göstermek için Zatına izafe etmiştir. O, öyle ulvi bir manadır ki, onu Kendine bağlamıştır. Takvanın şanını yücelterek kullarına da onun sayesinde ikramda bulunmayı va-adetmiştir. Allah Teala bu meyanda şöyle buyurmuştur:
"Onların etleri ve kanları kesinlikle Allah´a ulaşmaz. Ancak O´nu sizden takva ulaşır". (Hacc/37)
Yine O, şöyle buyurmuştur:
"Muhakkak ki Allah katında en değerliniz, O´na karşı en çok takva sahibi olamnmzdır". (Hucurat/13)
Bir hadis-i şerifte ise Allah Resulü´nün (sav) şu buyruğu rivayet edilmiştir:
"Allah Teala öncekileri ve sonrakileri malum günde topladığı zaman en uzaktakinin de, en yakmdakinin de işitebileceği bir sesle şöyle nida edecektir: ´Ey insanlar, sizi yarattığımdan şu güne kadar hep Ben sizi dinledim. Bugün de siz Beni dinleyin. Bugün size sadece yaptığınız ameller geri verilecektir. Ben sizler için bir ölçü koydum. Siz de bir ölçü koydunuz ve Benim ölçümü kaldırarak kendi ölçünüzü yükselttiniz. Ben dedim ki, Allah katında en değerliniz, takva bakımından en ileri olanmızdır. Siz ise, bunu kabul etmeyerek, ´Falan oğlu falan, falandan daha zengindir´ dediniz.
Ben de bugün sizin ölçünüzü kaldırıyor ve kendi ölçümü yükseltiyorum:
Takva sahipleri neredeler? Bunun üzerine takva sahibi müttakiler için bir sancak dikilir ve takva ehli bu sancağın altına giderler. Allah Teala da hiç hesaba çekmeksizin onları cennetteki makamlarına gönderir".
Korku ´Havf, ilim makamından bir haldir. Allah Teala, korku ehli için, müminlere dağıtarak verdiklerini birleştirmiştir. O´nun dağıtarak verdiği nimetler, hidayet, rahmet, ilim ve rızadır. Bunlar da, cennet ehlinin cümlesinin makamlarıdır.
Allah Teala şöyle buyurmaktadır:
"Rablerinden korkan o kimseler için hidayet ve rahmet vardır". (A´raf/154) Yine O, başka bir ayetinde de "Kulları arasında Allah´dan ancak ilim sahipleri (hakkıyla) korkar". (Fatır/28) buyurmaktadır. O, korku ehlinden rızasıyla ilgili de şöyle buyurmaktadır: "Allah onlardan razı oldu. Onlar da Allah´dan razı oldular. İşte bu, Rabbinden korkan içindir". (Beyyi-ne/8)
Musa (as) ile ilgili haberler arasında da şu ifade yer almaktadır
: "Korku ehline gelince, onlara Reflk-i Ala vardır ve hiçkimse orayı onlarla paylaşamaz".
Görüldüğü gibi Allah Teala, Refik-i Ala´yı kimseyle paylaşmak-sızın yalnız onlara hasretmiştir. Dünyada da onları tasdik şahitliğinin hakikatma ulaştırmıştır. Bu da nübüvvet makamlarından biridir. Korku ehli, bu meziyetleriyle peygamberlerin yanında yeral-maktadırlar. Ayrıca onlar peygamberlerin varisleridir. Çünkü gerçek alimler onlardır.[54]
Allah Teala korku ehli hakkında şöyle buyurmaktadır:
"İşte onlar, Allah´ın nimetlendirdiği peygamberler ve sıddıklarla beraberdirler". (Nisa/69) Yine O korku ehlinin derecelerini vasfederken de şöyle buyurmaktadır: "İşte onlar refiki güzel olanlardır". (Nisa/69) Yani refakatçılar bakımından. Allah Teala burada onların topluluğunu fert sigasıyla ifade etmiştir. Zira onlar Allah Teala´mn nezdin-de tek bir vücut gibidirler.
Ayette geçen ´Refik´ ifadesi, illiyyunun bulunduğu cennet makamlarından biri için de kullanılmış olabilir. Bunu da Allah Resu-lü´nün (sav) vefatı esnasında söylediğinden anlamaktayız. "Vefatı yaklaştığında, dünyada kalmakla Allah´a kavuşmak arasında serbest bırakılmıştı. Rabbine şöyle dua etti: ´Sen´den Refîk-i A´la´yı niyaz ediyorum"[55]
Musa (as) ile ilgili anlatılanlar arasında şu ifadeye yer verilmektedir
: "İşte onlar için Refik-i A´la vardır". Bu da, korku ehlinin peygamberlerle beraber olacaklarını göstermektedir. Çünkü Allah Resulü´nün (sav) bu ifadeyle ilgili açıklaması bu yöndedir. Korku ehlinin makamlarının şeref ve itibarı her makamın üstündedir. Çünkü Allah Resulü de (sav) Rabbinden bu makamı niyaz etmiştir.
Korku, asıl itibarıyla imanın hakikatini ihtiva eden bir kavramdır. Korku, varlık ve yakin bilgisidir. O, bütün kötülüklerden sakınmanın sebebidir. Her emrin anahtarı da odur. Nefislerin şehvetlerini yoketme ve nefsi afetlerin izlerini silme noktasında hiçbir şey korku makamı kadar etkili değildir.
Ebu Muhammed Sehl (ra) şöyle derdi:
İmanın kemali, ilimdir. İlmin kemali ise korkudur.
Yine o, bir defasında şöyle demişti
: İlim, imanın kazancıdır. Korku ise marifetin kazancıdır. Ebu´-Feyz el-Mısri şöyle demiştir: Aşık, ancak korku kalbini iyice olgunlaştırdıktan sonra aşk kadehinden içebilir.
Başka bir sözü ise şöyledir:
Allah´tan ayrı kalma korkusu, cehennem korkusunun yanında, dalgalı denize düşen bir damla gibidir.
Allah Teala´ya inanan her mümin, O´ndan korkar. Ama bu korkusu, O´na yakınlığına göredir. İslam korkusu ise, Allah Teala´nın izzet ve ceberutuna inanmak, kudret ve gücü yalnız O´na teslim etmek, azabı hakkında haber verdikleriyle cezasına dair tehditlerini tasdik etmek şeklinde olur.
Fudayl b. İyaz şöyle demiştir:
Sana ´Allah´tan korkuyor musun?´ denildiğinde sus. Çünkü ´Hayır dediğinde küfre düşmüş olursun. ´Evet´ dediğinde ise, bu sıfatın Allah Teala´dan korkanların sıfatı olmaz.
Bir vaiz, hikmet ehlinden birine yakınarak şöyle dedi:
Şu insanlara bak, ben kendilerine vaaz ediyor hatırlatıyorum ama hiç kulak asmıyorlar.
Bunun üzerine hikmet sahibi zat şöyle dedi
: Kalbinde Allah korkusu olmayana vaaz ne fayda eder?
Allah Teala bunu tasdik ederek şöyle buyurmuştur:
"(Allah´tan) içi titreyerek korkacak olan, öğüt alır. Bedbaht olan da ondan kaçınır". (A´la/10-11) Yani bedbaht olanlar, öğüt ve vaazdan kaçınırlar. Bedbaht, korku duymadığı için behbahtlığa yönelmiş, Allah Teala da onu öğüt almaktan mahrum etmiştir.
Müminlerin avamının korkusu, kalbin zahiri vasıtasıyla akli bilginin batınında olur. Müminlerin havassmm yani yakin ehlinin korkusu ise, kalbin batını vasıtasıyla vecdî bilginin batınında olur.
Yakin sahibinin korkusuna gelince, o Allah Teala´nın korkutucu sıfatlarına imanın müşahedesi noktasında irfan sahibi olan arifler zümresinin sıddıklanna mahsustur.
Bir hadiste şöyle buyrulmak-tadır
: "Kul, mezara girdiği zaman Allah Teala dışında korkacak hiçbir şey kalmaz. Bu yüzden kul için en güzeli Kıyamet gününe dek yalnız O´ndan korkmak ve O´nun için titremektir".
Yukarıda anlatılan ve müminler arasında vasfedilenlerin sıfatı olan yakin sahibinin korkusunun ilk seviyesi, sürekli nefs muhasebesi ve her an Allah Teala´nın murakabe ve gözetilme sidir. Yakini olmayan ilimlerde şüpheli olan şeylere yönelme hususunda vera´ sahibi olmak ve fıkhi bilgisi olmayan amellerden çekinmek de bu korkunun kapsamına girer. Musa (as) ile ilgili bir haberde şu ifade geçmektedir: "Vera´ sahiplerine gelince, onlar dışında herkesle hesap konusunda münakaşa eder, yaptıklarım tek tek incelerim. Vera´ sahiplerine gelince, onlardan haya ederim ve onlara kendilerini hesap için önümde tutmayacak kadar değer veririm".
Bu durumda Vera´ da korkunun hallerinden biri olmaktadır. Sonra uzuvları şüpheli hususlardan uzak tutmak gelir. Allah korkusu ve kalp huşû´u ile helalin fuzuli olan kısımlarından uzak durmak da böyledir.
Ali (kv) şöyle demiştir:
Kim cenneti özlerse, şehvetleri unutur. Kim de cehennemden korkarsa haramlardan geri durur.
Allah Teala´nm Kitabı´nda yer vermediği, Resulü´nün (sav) sünnetinde zikretmediği veya selef imamlarından hiçbirinin söylemediği bir şeyin Allah´ın dinine karışmaması için kelamı saklayıp dili hapsetmek de korku kapsamına girer. Çünkü bunlar, Kitab ve sünnette aslı ve esası bulunmadığı gibi ismi bilinen ilimler arasında da açıkça geçmeyen hususlardır. Yakin sahibi mümin bütün bunlardan sakınır.
Zira Allah Teala şöyle buyurmaktadır:
"Hakkında ilmin olmayan şeyin ardına düşme". (İsra/36) Bu buyruğa göre, hakkında ilim bulunmayan şeyleri ısrarla sormaktan da korkmak gerekir.
Kul. ne kalbine giren heva kıvılcımıyla, ne de dünya lezzetlerinin büyüklerini tatmak için bu yola tevessül etmemelidir. Nefsine Allah Teala için öğütte bulunması çok daha hayırlıdır. Çünkü nefsi,...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Müslüman
Anahtar Kelime
Pasif
Mesajlar: 132.042
Re: Korku Makamının Şerhi
«
Posted on:
24 Nisan 2024, 16:06:11 »
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.
Anahtar Kelimeler:
Korku Makamının Şerhi rüya tabiri,Korku Makamının Şerhi mekke canlı, Korku Makamının Şerhi kabe canlı yayın, Korku Makamının Şerhi Üç boyutlu kuran oku Korku Makamının Şerhi kuran ı kerim, Korku Makamının Şerhi peygamber kıssaları,Korku Makamının Şerhi ilitam ders soruları, Korku Makamının Şerhiönlisans arapça,
Logged
01 Ocak 2010, 18:49:37
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Korku Makamının Şerhi
«
Yanıtla #1 :
01 Ocak 2010, 18:49:37 »
Zahidlerin imamı Abdülvahid b. Zeyd yukarıdaki iki ariften daha önce şöyle demiştir:
Cehenneme girmeyeceğini sanan hiçbir korku sahibi samimi değildir. Cehenneme gireceğini düşünen kimse de ondan ebediyen çıkamamaktan korkandır.
Hepsinden önce alimlerin imamı Hasan el-Basri (ra) şöyle demiştir
: Bir adam da cehennemden bin yıl sonra çıkar. Keşke o adam ben olsaydım. Çünkü o, ebedi cehenneme mahkum olmaktan korkmaktaydı. Kendisi şöyle derdi: Cehennemden bir süre sonra çık-abilsem, gerisini hiç umursamam.
Şeytan, ariflere tevhidde ilhad, imanda teşbih ve Allah Tea-la´nın sıfatlarında vesvese telkin ederek girer. Müridlere ise nefsi afetler ve şehvetler yoluyla musallat olur. İşte bu nedenle ariflerin korkusu çok daha büyüktür. Düşman, sade kullara da niyetleri va-1 sıtasıyla girer. Tıpkı onlara şehvetleri süslediği gibi. Ruhları ise, sabıkalarına yani ilk kayıtlarına bağlıdır. Onlar için Levh-i Mah- \ fuz´da yazılı olan sabıka nedir? Orada onların müşahedesi sözkonu-sudur. Sonra endişeleri sözkonusu olur. Acaba Rableri katında kendileri için ihlas ve samimiyet mi yazılmıştı!´? Böylelikle sadıkları bekleyen mutlu sonlarına nail olacak ve Allah Teala´nın haklarında "Ama Biz´den kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar, işte onlar ondan uzaklaştırılmış olanlardır" (Enbiya/101) buyurduğu kullardan olacaklaradır.
Onlar, haklarında azap kelimesinin kesinleştiği kimseler olmaktan ve Allah Resulü´nün (sav) "Allah Teala buyurur ki:
İşte onlar cehennemdedirler ve Ben umursamam. Onlara ne bir şefaatçinin şefaati fayda eder, ne de güçlü biri onları ateşten çıkarabilir" buyurduğu kimselerden olmaktan korkarlar.
Allah Teala başka bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır:
"Azab sözü kendisi üzerinde hak olmuş kimse mi (onlarla bir tutulur)? Ateşte olanı artık sen mi kurtaracaksın?" (Zümer/19)
Başka bir ayet-i kerimede ise şöyle buyurmaktadır:
"Fakat Ben´den, ´Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan tamamıyla dolduracağım´ sözü hak olmuştur". (Secde/13) Bu ayet ve diğerleri, basiret sahiplerinin korkuya çağrılması anlamındadır.
Hasan el-Basri (ra) "Yalnız Ben´den korkun" (Bakara/41) ayetinin tefsirinde umumiyet olduğunu ifade etmektedir.
Buna göre ayetin anlamı şu şekilde olmaktadır
: Menettiğim şeyler hususunda Allah´tan korkun.
Allah Teala diğer bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
"Yalnız Ben´den korkun" (Bakara/40) yani sabıkanız hakkında endişe edin. Bu ise hususiyet ifade etmektedir.
Ariflerden bir zat, müminlerin korkularını iki türe ayırarak şöyle demiştir
: Birr ehlinin (=Ebrâr) kalpleri sona ´Hatime´ bağlıdır ve onlar şöyle derler: Bizim için nasıl bir son yazıldığını keşke bilseydik.
Mukarrebunun kalpleri ise geçmişe ´sabıka´ bağlıdır ve onlar da şöyle derler: Keşke bizim için geçmişte ne yazıldığını (=sabıka) bil-ebilseydik. Bu iki makam, farklı iki müşahededen kaynaklanmaktadır.
Bunlardan biri, diğerinden daha üstün ve daha etkili olup iki ayrı halden kaynaklanmaktadırlar. Bu hallerden biri diğerinden daha tam ve daha olgundur.
Bunu şu ifadeden de çıkartmaktayız
: "Mukarrebunun günahları, birr ehlinin sevapları hükmündedir". Yani birr ehli nezdinde fazilet görülerek rağbet edilen şeyler, mu-karrebun tarafından iltifat edilmeyen hususlar ve perdeler olarak görülebilir.
Hakkında azap kelimesi kesinleşen ve Rabbi tarafından kendisine kötü son yazılan kimseye hiçbir şey fayda etmez. Böyle biri karşılık olmaksızın boşa çalışan işçi gibidir. Allah Teala ona, uzaklık (=bu´d) bakışıyla bakmaktadır. Yaptığı ameller de, onun uzaklığını arttırmaktan başka işe yaramam akta dır.
Kötü son, ömrün ortasında da olabilir. Kişi bunun için ömrünün son anını beklememiş olur. Burada kişinin işlediği bir günah, kötü sonun sebebi olarak ortaya çıkar ve onun sonu hükmüne girer. Allah Teala için zaman sözkonusu olmadığından ortasında veya sonunda olması farketmez. Böyle bir durumda ´Hatime´ dediğimiz son, kişi için ´Fatiha´ başlangıç olacaktır. Her iki vakit de aslında birdir. Eceller bitip ameller sona erdiğinde bu kişiler Allah Teala´dan sonsuza dek uzaklaşmış ve ´Darü´bu´d´ dediğimiz uzaklık diyarı cehennemdeki yerlerini almış olurlar.
Bir hadis-i şerifte Allah Resulü (sav) şöyle buyurmaktadır:
"Allah´a yemin ederim ki O, bidat sahibinin amelini asla kabul etmez. Çünkü o, Allah Teala´nın sünnetlerini reddetmiş, Allah Teala da onun amelini reddetmiştir. Böyle birinin amelleri arttıkça, Allah Teala´dan uzaklığı da artar".
Hikmet ehlinden bir zat da bir beytinde şöyle demiş
tir:
Boğazı düğümleneni su içirerek tedavi ederler de iyileşir, Peki ya boğazı suyla tıkanana ne yapılır? Ya sahibi tarafından kovulmuş bir köle ne yapar"? Tabiblerin devaları, verir mi ona bir yarar?!
Bu esasın müşahedesi hakkında şunu zikredebiliriz: Hasan el-Basri (ra) Allah Teala´nın yaptığını umursamayacağını iyi bildiği için çok korkmakta ve hüzünlenmekteydi. O, ceberûti sıfatları sebebiyle O´nun umursamazlık dairesine düşmekten korkardı. Kendisini, arkadaşları için bir ceza ve tabakası için bir ibret kılmasından endişe ederdi. Hasan el-Basri´nin (ra) kırk yıl boyunca hiç gülmediği söylenmiştir.
Bunu söyleyen şahıs şunları da anlatmıştır
: Onu otururken gördüğümde, sanki boynu uçurulacak bir köle gibiydi. Konuşurken, sanki ahireti görür gibiydi ve onun müşahedesinden haber verirdi. Sükut anlarında, gözleri ateşte yamyormuş gibi olurdu. Sanki üzüntüsünün doruğunda azarlanmış gibi dururdu.
O şöyle derdi
: Allah Teala´nın bende hoşgörmediği birtakım amellerime muttali olarak bana hiddetlenmesi ve ´Git! seni bağışlamadım´ buyurma-masmdan asla emin olamam. Çünkü ben yerli yerinde amel etmi-yorumdur. Hasan el-Basri (ra) böyle olunca, bu korku ve hassasiyet bizler için çok daha elzem olmaktadır.
Şunu belirtmek gerekir ki korku, günahların çokluğundan dolayı olmaz. Öyle olsaydı, bizim Hasan el-Basri´den daha büyük bir korkuya sahip olmamız gerekirdi. Korku, ancak kalp duruluğu ve Allah Teala´yı aşırı ta´zimin sonucudur. Ala´ b. Ziyad el-Adevi cennetle müjdelenmişti. Kendisi, abid zatlardan biriydi. Bu müjde üzerine yedi gün kapısını kapalı tuttu ve bu süre zarfında hiç yemek yemeyerek sürekli ağladı. Devamlı ´Ben uzun bir rüyadayım´ diyordu. Nihayet, Hasan el-Basri (ra) yanma gitti ve aşırı korkusu ve ağlamasından dolayı onu kınamaya başladı. Kendisine şöyle dedi: Ey kardeşim, Allah´ın izniyle cennete gideceksin. Böyle yaparak kendini öldürmek mi istiyorsun? Korku hususunda Hasan el-Basri (ra) tarafından kınanan biri hakkında ne düşünürsünüz?
Korku meselesinde Tabiun´un öncesinde yaşayan Sahabe de farklı davranmamışlardır. Sahabe´nin ileri gelenleri de, insan olarak yaratılmamış olmayı temenni ederlerdi. Halbuki onlardan birçoğu, sayısız hadiste bildirildiği üzere yakinen cennetle müjdelenmişler di, Mesela Ebu Bekir (ra) bir kuşa bakarak, "Keşke senin gibi bir kuş olsaydım, bir insan olarak yaratılırı as aydım" demiştir. Ömer (ra) de, "Ailemin konukları için boğazlanan bir koç olmayı ne kadar da çok isterdim" demiştir.
Ebu Zerr (ra) ise şöyle derdi:
"Kesilen bir ağaç olmayı ne kadar da çok isterdim".
Talha ve Zübeyr (ra) de şöyle demişlerdir:
"Hiç yaratılmamış olmayı ne kadar da isterdik". Osman (ra) ise şöyle derdi: "Öldüğüm zaman bir daha diriltilmemeyi çok isterdimT
Âişe annemiz (ra) de şöyle derdi:
"Unutulmuş ve unutturulmuş ol-ı mayı çok isterdim".
İbni Mesud (ra) ise şöyle derdi:
"Keşke bir kum tanesi olsaydım".
Ondan yapılan başka bir nakilde ise şöyle dediği bildirilmiştir:
"Keşke bir yük devesi olaydım. Keşke sayıları hayli çok olan bir tabakada bir hiç olsaydım. Halbuki bizler sürekli büyük günahlar işlemekte ve nefislerimize yüksek derecelerden, sidret-i mün-tehadan sözetmekte ve babamız Adem´in (as) sadece tek bir günahtan dolayı cennetten çıkarıldığını unutmaktayız. Cenneti görmüş bile de-ğiliz. Bütün yaptığımız soğuk demir dövmekten ibarettir".
Konuyla ilgili rivayet edilen bir hadis-i şerif şöyledir
: "Suffe ehlinden bir adam şehit düşmüştü. Annesi, ´Tebrikler sana, artık cennet serçelerinden bir serçesin. Allah Resulü´ne (sav) hicret ettin ve Allah Teala´nın yolunda şehit oldun´ dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu: ´Cennete gittiğim nereden biliyorsun? Belki kendini ilgilendirmeyen konularda konuşur ve (cimriliğinden) kendisine zarar vermeyeni menederdi".[56]
Diğer bir hadiste de buna benzer bir olay anlatılmaktadır:
"Allah Resulü (sav) ashabından hasta olan birini ziyarete gitmişti. Annesinin,.´Cennet sana kutlu olsun´ dediğini duydu ve ´Kim bu Allah Teala´ya hüküm dayatan?´ diye sordu. Sahabi de, ´O annemdir ey Allah Resulü´ dedi.
Bunun üzerine Allah Resulü (sav) şöyle buyurdu
: ´Ne biliyorsun? Belki o kendisini ilgilendirmeyen şeyleri konuşur ve kendisini müstağni kılmayacak şeylerde cimrilik ederdi".
Benzer anlamda rivayet edilen diğer bir hadis de şudur
: "Allah Resulü (sav) yeni doğmuş bir çocuk için dua etti. -Bir diğer rivayette şu ifade eklenmiştir-:
Allah Resulü´nün (sav) çocuk için şöyle dediği duyulmuştur
: Allahım, onu kabir azabından ve cehennem aza...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
01 Ocak 2010, 18:54:04
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Korku Makamının Şerhi
«
Yanıtla #2 :
01 Ocak 2010, 18:54:04 »
Bu hususlarda kıstas, ancak o makama yerleştirilen kimselerin sorularıyla ve basiret ehlinden isteyenlere açıklanmasıdır ki bu da, bilginin kalpten kalbe nakliyle olur. O an, buna şahid olan onu okur veya gaybleri bilen Allah Teala, ilham yoluyla kalplerin sırlarını açığa çıkarır ve onu hidayet nuruyla belli kişilere yerleştirir. Allah Teala, kullarından dilediğini murad ettiği ilme muvaffak kılar. O, herşeyi Açan ve herşeyi Bilen´dir. Kalbi açtığı zaman onu bilir ve onu yakiniyle aydınlattığı zaman da ona ilhamda bulunur.
Ariflerin korkularının bir türü de, Allah Teala´mn aşağıdakilere ceza ve ibret olmak üzere dilediği üstün kullarım korkuttuğunu bilmeleridir. Yine O, hüküm ve hikmeti icabı havasdan kullarım cezalandırmak suretiyle kullarının avamını korkutabilir. Korku ehlinin bilgilerine göre Allah Teala, salihlerden bir zümreyi diğer müminlere ibret olmak üzere, yine şehitlerden bir zümreyi de salihle-re ibret olmaları için cezalandırmıştır. Allah Teala diğerlerini korkutmak için böyle yapmaktadır. Bumırı ardındaki hikmetleri ise ancak O bilir.
O, meleklerden bir topluluğu da çıkararak onlarla peygamberlere öğütte bulunmuştur. Peygamberleri yakın kılman meleklerle korkutmuştur. Sonuç itibarıyla her makamın ehlinden alttakiler için bir ibret, yine onlardan üsttekiler için de bir öğüt çıkarmıştır. Bütün bunlarda görenler için bir korkutma ve tehdit mevcuttur.
Bu husus, Allah Teala´mn şu buyruğunun tefsirinin kapsamına girmektedir:
"Onlara kendisine ayetlerimizi verdiğimiz kişinin haberini anlat, O bundan sıyrılıp uzaklaşmıştır." (A´raf/175)
Tefsir ehlinden bir alim, Bel´am b. Baura´nın hayatıyla ilgili olarak şunu nakletmiştir:
Ona peygamberlik verilmişti. Meşhur rivayete göre ise, ona en büyük isim verilmişti. Helak sebebi ise, onun sıfatlarından biriydi. Bu sıfatı, ilim ve amellerden açıklanan hususlara ilgi göstermemesiydi. Bu noktada değişik makam sahiplerinden hiçbiri huzurlu olamamış ve değişik hal sahiplerinden hiçbiri de kendisi için belli bir hali sürekli görememiştir.
Allah Teala´yı bilen hiçbir kul da, hiçbir halde O´nun tuzağından emin olmamıştır. O´nun "Şüphesiz Rablerinin azabından emin olunamaz" (Mearic/28) buyruğunu işittikten sonra nasıl emin olabilirler ki? İnsanların en cahili, emniyette değilken kendini emniyette hisseden, en alimi ise emniyette iken dahi korku yurdu olan dünyadan ahirete göçünceye kadar korkan kimsedir.
İşte bu, karşısında hiçbir şeyin duramayacağı bir korku, hiçbir makam ve amelin denkleşemeyeceği bir makamdır. Allah Teala onu rica ve ümide denk tutmuş olmasaydı, kulu ümitsizliğe sevkederdi. Yine onu hüsnüzandan dolayı ünsiyet sevinciyle rah ati atmasaydı, ümitsizliğe dahil ederdi. Ama dengeyi koyan ve rahatlatan O olduğuna göre, korku ve ümit nasıl denk olmaz, sıkıntı ve rahatlık nasıl kaynaşmaz ki? Kuşkusuz bu, sabık bir ilme ve akıp giden bir kadere dayanan tam bir hikmet ve müessir bir hükümdür. Allah Teala diledikçe de böyle olacaktır. Allah Teala dışında hiçbir kuvvet kaynağı yoktur.
Zikrettiğimiz bu hususların şahitliğinde, ona şahit kılınan kimsenin tevhidinin müşahedesi hakkında bir ilim vardır. Bu ilmin, korku ehli için en asgari faydası, amellerine gıptayla bakmaya son vermeleri ve ilimlerine güvenmemeleri, her hallerinde Allah Tea-la´ya muhtariyetlerini samimiyetle ifade ederek bütün kaygılarını bu yönde toplamaları ve her durumda nefse aşağılayarak yaklaşmalarıdır.
Bu makamlara sahip olan bir kavim için, bu halleri böyle vakalardan kurtuluş vesileleri olabilir. Çünkü Allah Teala korkuyu sürprizler için bir emniyet kılmıştır. Yine onu, bu elbiseye bürünenler için bir şefkat ve merhamet sebebi kılmıştır. O´nun "Artık kötülükleri kurup duranlar, Allah´ın kendilerini yerin dibine geçirmeye-ceğinden emin midirler?" (Nahl/45) buyruğunun iki anlamından biri de bu yöndedir.
Allah Teala daha sonra da şöyle buyurmuştur:
"Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden mi (emindirler?) Öyleyse Rabbin gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir". (Nahl/47)
Gerek son (=Hatime), gerekse geçmiş yazıyla (=Sabıka) ilgili korkuların sırrını açıklamamız da uygun düşmez. Çünkü bu, Zat-ı îlahi´nin hakikatmdan doğan sıfatların manalarının hakikatleri üzerine olur. Fiillerdeki bedî´iliği ve varılacak yerin inceliklerini ortaya koyan da bunlardır. Hükümleri, onları açığa çıkarana kadar döndüren de bunlardır. Haklarında kelimeler kesinleşenlere bu hükümler uygulanır ve sıfatlarla ilgili sırların manalanndaki paylar da verilir. Bu da bizi sıfatların batınını açıklamaya götürür. Oysa bu, ne emredilmiş bir şeydir, ne de buna izin verilmiştir. Çünkü Allah Teala bu bilgileri farz kılmadığı için bunlan emretmemiş, mubah kılmadığı için de izin vermemiştir.
Bu, kaderin sırlanndandır. Birden fazla hadiste de bunlann açıklanması menedilmiştir. Allah Teala velilerini buna muttali kılmamış olsaydı, "Onlan ifşa etmeyin" yasağı dile getirilmezdi. Allah Teala bu müşahede makamına yerleştirdiği bir kulu, ihbarla öğrenme halinden ve rivayetleri aktarmaktan müstağni kılar. O, herşeyi Bilen Allah Teala´nm öğreticisi olduğu faydalı ilimdir. İşte bu, Ya-ratan´m müessiri olduğu gerekli eserdir: "Kim Allah´tan korkarsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir ve onu hesaba katmadığı bir yönden de rızıklandırır. Kim de Allah´a tevekkül ederse, O ona yeter". (Talak/2-3)
Asla silinmeyen Kitab, O´nun nurundan olandır. Asla gizlenip kaybolmayan göz de O´ndandır. Çünkü o, O´nun varlığıyla hayat bulur. Nuru da asla sönmeyen nurdur. Çünkü bu nur, O´nun ru-hundandır. O´nun ruhunda ise hiçbir sıkıntı yoktur. Çünkü O´nun ruhu saadetindendir. Asla kesilmeyen güç de O´nun ruhundandır. O yazmış ve pekiştirmiştir. Elle yazılan her kitab yaratılmıştır ve korunmaz. Dolayısıyla da kaybolabilir. O´nun ruhundan güç almayan her el de kesilir. Sâni´ olan Allah Teala´nm sağlam bir kalbe sun´uyla yazdığı ise kalıcı ve sağlamdır.
Zeyd b. Eşlem, Allah Teala´nm "O levh-i mahfuzdadır" (Bu-ruc/22) buyruğunu açıklarken, "Müminin kalbi" demiştir. Başka biri ise, Allah Teala´nm "Ma´mur eve" (Tur/4) buyruğunu açıklarken "Müminin kalbine" demiştir. Marifet ehlinden bir zat ise, Allah Teala´nm "Allah´ın yüceltilmesine izin verdiği evlerdedir" (Nur/36)
buyruğu hakkında şöyle demiştir
: Buralarda mukarrebunun kalpleri yükseltilir ve yaratılmışların zikri noktasında Yaratan´m sıfatına çıkanlırlar. Bu evlerde Allah Teala´nm ismi, vahdaniyetin "eha-diyet şahitliğinden tecrid edilmesiyle tevhid ile zikredilir.
Ebu Muhammed Sehl (ra) şöyle derdi
: Sine Kürsü, kalp ise Arş-´tır. Allah Teala ululuk ve celalini ona koymuştur. Allah Teala lütfü ve yakınlığıyla şahit olunmuştur. Müminin sinesinin, başı samedi-yet sonu ruhaniyet, ortası ise rububiyetten ibarettir. Dolayısıyla mümin, hem samedi, hem ruhani, hem de rabbanidir.
Kalbinin ise, başı kudret, sonu iyilik, ortası da lütuftur. Hali böyle olunca da, içinde ışık yanan camlı bir fener olmaktadır. O, dışarıdan bakıldığı zaman ışıldayan bir yıldız gibidir ki nimetler ona şahitlik eder. O; görülen, bedeni bir aynadır. Onunla zat görülür. O da onu orada bulur. Tıpkı yakin sahibi bir kalbin yakin gözüyle aynanın arkasındaki müşahedesinde gördüğü gibi görür. Sine Kürsü´-ye, kalp ise Arş´a şahit olur. Allah Teala da onun üzerindedir.
Alimlerin, amel ehlinde gördükleri kötü sonla ilgili alametleri açıklamalan da helal olmaz. Çünkü bunlann mükaşefesine sahip olanlar nezdinde bunun çok açık alametleri vardır. Bunları gören arifler nezdinde ise gizli delilleri mevcuttur. Ama bu alametler, Allah Teala´nm kulla ilgili sırlanndandır. Allah Teala bunlan nefislerin hazinelerine gizlemiştir. Bunlara muttali olanlar ise sınırlı sayıda fertlerdir.
Allah Teala, bunu gizlemiş, rahmetinin genişliği, hilm, lütuf ve yoğun örtüsüyle perdelemiş tir. Sırlann açığa döküldüğü gün bu sırlar da ortaya çıkarılacaktır. O gün, Allah Teala´nm gazap ve hiddetinin açığa çıktığı gündür. O gün kişinin hiçbir amelde bulunacak gücü olmayacaktır. Gücü olmayan bir ilim de ona yardımcı olmayacaktır. Çünkü yardım izzet demektir. Kul ise o gün zelildir. Yardımcısı da yoktur. Zira o gün yardım eden yardımı kesen, gücü veren zayıf düşürendir.
Kendine yardımı olmayacak kişinin durumu, ne kadar da kötüdür. Onun Rabbiyle olan bir sohbeti de yoktur. Eğer Allah Teala´nm onunla sohbeti olsaydı, elbette yardım da ederdi. Yardım etseydi, onu aziz kılardı. Eğer onu dost edinseydi, düşmanını ondan kaçırırdı.
Allah Teala bu noktada şöyle buyurmaktadır:
"Onların kendi nefislerine bile yardıma güçleri yetmez ve onlar Biz´den dostluk bulamazlar". (Enbiya/43); "De ki: Onu göklerde ve yerde gizli olanı bilmekte olan (Allah) indirmiştir. Kuşkusuz O, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir". (Furkan/6) Allah Teala´nın bağışlaması, O´nun hik-metindendir. O´nun kullarını örtmesi ise rahmetindendir.
Allah Teala buyurdu ki:
"Ki onlar, göklerde ve yerde saklı olanı ortaya çıkaran ve sizin gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da bilmekte olan Allah´a secde etmesinler diye". (Neml/25)
Bütün bu bilgiler, korkuların hakikatlerinin varlığını gerektirmektedir. Bunlar da, Allah Teala´nın mülkünün sırrı ve melekütu-nun gizidir. Ancak kulun ölüm anında müşahede ettiği kötü sonuyla ilgili birtakım alametleri ortaya çıkar ki bu alametler, ariflere gizli kalmaz.
Yaşayanlar için de kötü sonlarına ilişkin bir takım alametler vardır ki bunlar mükaşefe ehli tarafından bilinirler. Bu ilim de, Zat-ı İlahi´nin müşahedesindeki mükaşefe makamlarından bir makama yerleştirilen kimseye mahsus olan bir ilimdir. Bu, Allah Teala´nın kalp ehli...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
01 Ocak 2010, 19:00:13
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Korku Makamının Şerhi
«
Yanıtla #3 :
01 Ocak 2010, 19:00:13 »
İhvanımızdan biri de sadıklardan biri hakkında şunu nakletti: Bu kimse, korku ehlindendi.
Birgün yoldaşlarından birine şöyle dedi:
Bana ölüm geldiğinde başucumda otur. Beni iyice inceledikten sonra bana bak, eğer tevhid üzere öldüysem git ve bütün mallarımı satarak onunla badem ve şeker al, sonra da onları şehrin çocuklarına dağıt ve çocuklara ´Bu, bugün kurtulan zatın ziyafetidir5 de. Eğer tevhid üzere Ölmediğimi görürsen, o zaman bütün insanlara tevhid üzere ölmediğimi bildir ki cenazemi görerek aldanmasmlar. Cenazemde sadece beni basiret üzere sevenler bulunsunlar ki ardımdan riyakarlar gelmesin. Böyle yaparsan müslümanları kandırmış olurum.
Bu vasiyeti alan zat şöyle der:
Peki, senin tevhid üzere Öldüğünü nasıl bileceğim? Bunun üzerine o zat, bazı ölülerde ortaya çıkan alameti söyledi. -Bu alameti burada açıklamak istemiyoruz-. Vasiyet edilen anlatmaya devam ederek şöyle dedi: Ölüm anında onun başucunda duruyor ve ona bakıyordum. Sonunda ruhunu teslim et-
ti. Ben de emrettiği gibi onu inceledim ve mutlu son alametini gördüm. Tevhid üzere Ölmüştü. Ruhu bu şekilde feyiz bularak bedenden ayrılmıştı. Vasiyetini emrettiği şekilde yerine getirdim. Bu olaydan sadece yakın alim dostlarıma sözettim.
Görüldüğü gibi kul, hayatında ne kadar kötülük yaptıysa hepsi de kendisine ayrılık anında hatırlatılacak ve ömrünün son anında hepsini müşahede edecektir. Eğer kalbinde bu kötülükleri güzel görür ve nefsiyle onları arzulayarak onların yanında duruşa bunlar -az da olsalar- onun ameli olarak hesap edilecek ve sonu da bunlar üzere olacaktır. Aynı şekilde yaptığı iyilikler de kendisine hatırlatılacak ve müşahede etmesi sağlanacaktır. Eğer kalbi onlarla beraber olur veya bundan hoşlanırsa, amel olarak bunlar hesap edilecek ve bu da onun mutlu sonu olacak
tır.
Yukarıda sözlerini naklettiğimiz taifeden bir zat, Allah Teala´nm "O ki ölümü ve hayatı sizi sınamak için yarattı" (Mülk/2) buyruğunu tefsir ederken şöyle demiştir
: Yani O sizleri hayattayken hatırınıza günahları getirip kalplerinizi çevirmek suretiyle sınarken, ölüm anında da sizi tevhidden saptırma haliyle sınamaktadır. Her kimin ruhu tevhid üzere çıkarsa, o sınavı atlamış ve bütün belaları aşarak Rabbine kavuşmuş olur ki gerçek mümin odur.
Bu da Allah Teala´nm şu buyruğunda olduğu gibi güzel sınavdır
: "Müminleri, kendinden güzel bir sınavla sınamak için (böyle yaptı)". (EnfaI/17)
İlimlerden çıkarılan bütün bu esaslar, korku ehlinin Allah Teala´nm kendi haklarındaki bilgisinden korkmalarını gerektirmiştir. Onlar bu esasları gördükleri için kendi güzel amellerine bakmaktan vazgeçmişlerdir. Çünkü onlar Rablerini hakkıyla tanıyan kimselerdir. Onlardaki bu korku da bizatihi sevaptır. Çünkü bildiklerini iyi bilmekte ve bildiklerini istemekten uzak durmaktadırlar. Onlar ilim üzere her tür kuşku ve kusurdan uzaklaşmışlardır. Onlar, Allah Teala´nm haklarındaki ilminden korkmanın da O´nun bir nimeti olduğunu açıkça görmüşlerdir. Bu da onlar için bir makam olmuştur. Nitekim Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Korkanlar arasında olup da Allah´ın kendilerine nimet verdiği iki kişi", (Mai-de/23) Bu ayetin tefsirinde, sözkonusu nimetin korku olduğu söylenmiştir.
Ashab-ı yemin için yukarıda anlattığımız zümrenin altında başka makamlar da sözkonusudur. Suç korkusu, kazanç korkusu, azap tehdidi korkusu, cezalandırılma korkusu, emirlerde kusur etme korkusu, hadleri aşma korkusu, ziyade sevaptan mahrum edilme korkusu, uyanıklığın gafletle perdelenme korkusu, amelle geçen çalışma süresinden sonra fetret ve soğuma korkusu, kararlılıktan sonra azmin zayıflama korkusu, tevbeyi bozmak suretiyle ahdi çiğneme korkusu, tevbeye yol açan fiille tekrar sınanma korkusu, istikametten sonra tekrar eğrilme korkusu, şehvete alışma korkusu, hüccetten sonra heva ve dünya düşkünlüğüne dönme korkusu, Allah Teala´nm geçmiş günahlarına bakarak çirkin fiillerinde onları görmesiyle onlardan yüz çevirme ve gazap edilme korkusu. Bütün bunlar marifet ehlinin korkularmdandır. Bunların bir kısmı, bir kısmından daha üsttedir. Bunlardan kimileri, kimilerinden daha büyük korku sahibidirler.
Denir ki
: Arş, kainat büyüklüğünde ışıldayan bir mücevherdir. Kul için vecdin bulunduğu hallerden hiçbir hal yoktur ki onun bir benzeri kulun halinin sureti olarak Arş´a işlenmesin. Kıyamet günü gelip de kul hesaba çekilmek üzere dikildiğinde, arşın üzerindeki suret kendisine gösterilir. Orada kendisini dünyadaki hali üzere görür ve bu müşahedesiyle de yaptığı fiili hatırlar. O anda tarife sığmayacak bir haya ve titremeye kapılır.
Denir ki:
Allah Teala bir kuluna marifet verip de ona bununla muamele etmediği zaman, ondan bu marifeti çekip almış olmaz. Bilakis onu kendisinde bırakır ve kulu bu marifeti mikdannca hesaba çeker. Ama ondan bereketi kaldırarak ziyade sevabı keser.
Allah Teala kendisine bir nimet verip bu nimetle hayır işlemesini sağladığı bir kulunu hevasıyla imtihan edip de yaptığı amelle övünerek daha Önce yaptıklarını unutması ve onları tekrarlamaktan korkmaması yüzünden zemmederek şöyle buyurmuştur:
"Ve andolsun, kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattınrsak, kuşkusuz ´Kötülükler benden gidiverdi´ der. Çünkü o, çok şımarıktır, böbürlenendir". (Hud/10) Kulun korkularından biri de, nifak korkusudur. Selef-i Salih´ten olan sahabe (ra) ve Tabiu-n´un ileri gelenleri nifaktan çok korkarlardı.
Rivayete göre Huzeyfe fra) şöyle derdi
: "Allah Resulü fsav) devrinde bir kişi bir kelime söylediğinde bu yüzden Allah´ın huzuruna varıncaya kadar münafık olurdu. Oysa ben, benzeri sözleri sizden günde on kez duyuyorum".
Yine o şöyle demiştir:
"Kalbe öyle bir saat gelir ki imanla dolar ve nifak için iğne deliği kadar dahi yer kalmaz. Yine kalbe öyle bir saat gelir ki tamamen nifakla dolar ve iman için iğne deliği kadar bile yer kalmaz".
Allah Resulü´nün (sav) sahabileri, tabiilere şöyle derlerdi:
"Sizler, öyle amellerde bulunuyorsunuz ki, onları kıldan daha küçük görüyorsunuz. Bizler bu amelleri Allah Resulü (sav) devrinde büyük günahlardan sayardık". Bu ifadenin başka bir rivayetinde ´helak edicilerden=mûbikât" lafzı yeralmaktadır. Hasan el-Basri (ra) şöyle derdi: Nifaktan uzak olduğumu bilmem, bana üzerine güneşin doğduğu bütün varlıkların benim olmasından daha sevimli gelir.
Denir ki: Nifaktan ancak şu üç tabakada yeralan müminler sıyrılabilirler
: Sıddıklar, şehitler ve salihler. Bunlar; Allah Teala tarafından övülerek üzerlerindeki nimetin kemale ulaşacağı bildirilmiş ve gerek imanlarındaki kemal, gerekse hakiki yakinlerinden dolayı peygamberlerin makamlarına çıkarılacakları haber verilmiş zümrelerdir. Denildi ki: Kim nifaktan emin olduğunu düşünürse o münafıktır.
Alimlerden bir zat şöyle derdi:
Nifakın alameti, kişinin kendi yaptığı amelin benzerini başkalarının yapmasından hoşlanmaması, zorbalık tezahürlerini sevmesi, hak ve adalet tezahürlerine ise kızmasıdır. Kendinde bulunmayan bir sıfattan dolayı övüldüğünde bundan hoşlanması da nifak alametidir.
Nifakın alametleri sayılamayacak kadar çoktur. Bunların sayısının yetmiş olduğu söylenmiştir. Allah Resulü´nün (sav) hadisi bunlardan dördünü belirlemektedir ki bunlar nifakın en bariz alametleridir. Diğer alametler bunların dalları mesabesindedir.
Allah Resulü fsav) buyurdu ki
: "Dört şey vardır ki her kim bunlarda bulunursa namaz kılıp oruç tutarak müslüman olduğunu iddia etse bile katıksız münafıktır.
Onu terkedinceye kadar kendisinde nifakın bir şubesi bulunacaktır
: Konuştuğunda yalan söyler. Va-adettiğinde uymaz. Emanet verildiğinde ihanet eder. Mahkemeleş-tiğinde facirlik eder". [60] Başka bir rivayette ´Anlaştığında bozar ifadesi de bulunduğu için alametlerin sayısı beşe yükselmektedir.
Bir adam İbni Ömer´in (ra) huzuruna girerek şöyle demişti
: Bizler emirlerin meclisine gidiyor ve sözlerinde onları tasdik ediyoruz. Yanlarından çıktığımızda ise onlar aleyhinde konuşuyoruz, buna ne dersin?´ dedi.
O da şöyle dedi
: Allah Resulü (sav) devrinde bizler bunu nifak sayardık. İbni Ömer´den (ra) başka bir vasıtayla şu olay nakledilmiştir: O, bir adamın Haccac´ı tenkit ettiğini ve sövdüğünü duymuştu.
Ona şöyle dedi:
Ne dersin, Haccac şu an burada olsa, söylediklerini yine söyleyebilir miydin? Adam, ´Hayır dedi. Bunun üzerine İbni Ömer (ra), ´Allah Resulü (sav) devrinde biz bunu nifak sayardık´ dedi.
Bundan daha ağırı şu olayda görülmektedir: Bir topluluk Hu-zeyfe´nin (ra) eşiğine oturarak onu bekliyorlardı. Bu arada onunla ilgili bir şey konuşuyorlardı. Yanlarına çıktığı zaman, kendisinden haya ederek sustular. O da, ´Konuşmanıza devam edin´ dedi. Ama onlar susmaya devam ettiler. Huzeyfe (ra) bunun üzerine, ´Allah Resulü (sav) devrinde biz bunu nifak sayardık´ dedi. Daha da vahimi, Hasan el-Basri´nin (ra) görüşüdür. O nifak konusundaki görüşünü şöyle açıklardı: İç ile dışın, dil ile kalbin ve girişle çıkış hallerinin farklı olması nifak alam eti erindendir.
Nifakın incelikleri ve şirkin gizli noktaları, tevhidin eksikliğinden ve yakini imanın zayıflığındandır. Bunlar da müminler için Allah Teala´nın gazabını çekmesi bakımından endişe kaynaklan teşkil etmişlerdir. Bundan dolayı amellerin boşa çıkması da büyük bir korku kaynağıdır.
İbni Mesud (ra) bu noktada şöyle derdi
: Kişi evin...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
01 Ocak 2010, 19:03:44
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Korku Makamının Şerhi
«
Yanıtla #4 :
01 Ocak 2010, 19:03:44 »
O, ilimlerinde onlara yaklaşır, insanlara akıllarına göre konuşurdu. Dolayısıyla hepsi de O´nunla kaynaşabilir, söylediklerinden paylarını alırlardı. O´nun bu hikmetli ve hoşgörülü davranışlan sayesinde insanlann gözünde çok büyümez ve her dilediklerini O´na sorabilirler, kendisiyle kaynaşabilirlerdi. Allah Resulü´nün (sav) yaratılış özellikleri yüzünden O´nun vecdlerine bir giysi giydirilmişti. Bu O´na zorlama ve yapmacıkhk olmaksızın verilmiş ilahi bir vergi olarak herşeyi Bilen ve Hikmet Sahibi olan Allah Teala´nın bir lütfuydu.
Allah Teala işte bu sebeple O´nu Kendi ahlakıyla vasfetmiş ve bu vasfıyla övünerek "Muhakkak ki sen, çok yüce bir ahlak üzeresin" (Kalem/4) buyurmuştur. Bu ahlakın, rubûbiyet ahlakı olduğu söylenmiştir. Bir başka tefsirde ise, izafetle okunmuş, böylelikle Allah Teala´nın isminin azametinin O´nun hal ve nasibinden bir şeyi açığa çıkarmaması temin edilmiştir.
Bu O´nun metanetini ve akıl sahiplerinin faziletini ortaya koymaktaydı. Allah Resulü (sav) adaletinin hakİkatmdan dolayı ilim adına hiçbir şeyi isteyenlerden esirgemezdi. O, zühd, huşu ve teva-zusundan dolayı hiç bir şeyde gösterişe kaçmazdı. Gücünün fazlalığı, ilminin derinliği ve hikmeti, O´nu bunlara sahip olduğunu ka-nıtlarcasma davranmaya sevketmezdi. İmtihan ehli arifler de, Allah Resulü´nün (sav) sünnet ve yolu üzere vasfe dil mislerdir. Çünkü onlar, peygamberler zümresine en çok benzeyenlerdir.
Marifet ehlinden bir zat şöyle demiştir
: Halkı kendi ilmi seviyesinde görmek isteyen ve onlara kendi akli düzeyinde hitap eden kimse, onlara kendi üzerindeki haklannı esirgemiş ve Allah Teala´nın onlarla ilgili haklarını ifa etmemiş olur. Ulemadan bir zat şöyle demiştir: İnsanlara bütün bildiğini anlatan ve kendi payını onlara açıklamaya çalışan kimse imam olamaz. Yahya b. Muaz şöyle derdi: Kimseyi yoldan çıkarma ve ona ilmi olmayan şeyle hitab etme. Aksi halde onu yormuş olursun. Ona ancak kendi nehrinden su ver ve kendi bardağıyla su içir. Ulemadan bir zata ´Arif, halktan uzak durur mu?´ diye sorulduğunda şu cevabı vermiştir: ´Uzak durmaz ama soğuk olabilir. Kendisine, ´Peki ondan uzak durulur mu?´ diye sorulduğunda, ´Ariften uzak durulmaz, ancak onun heybetinden çekinilir1 dedi.
Korkunun, ilmin hakikati için konulmuş bir kavram oluşunun delili, Übey b. Ka´b´m "Onun kendilerine azgınlık ve küfür zorunu kullanmasından endişe ettik" (Kehf/80) ayetiyle ilgili kıraatidir. Onun kıraati, "Rabbin o ikisine .... korktu" şeklindedir.
Yahya b. Zi-yad en-Nahvi bu ayetin manasını şöyle vermiştir:
"Rabbin ... bildi". O şöyle demiştir: Korku, Allah Teala´nm isimlerindendir. Allah Te-ala en iyi bilendir. [61]
Korkunun Anlamı Hakkında Başka Bir Açıklama:
Korku aynı zamanda manevi isimlerdendir. Onun varlığı zıddmın yokluğunu gerektirir. Kalpte dünya halleriyle ve uhrevi hususlarla ilgili bütün emniyet hislerinin yokedilmesi durumunda, kul Allah Teala´nm tuzağından asla emin olamaz. Bu tuzak, dünyevi hükümlerin şekillendirilmesinde, kalpler, nefisler ve şehvet cazibelerinin çevrilmesinde, alışkanlıkların tahrikinde görülebilir. Kalbinde korkuyu hisseden kul, hiçbir örf ve alışkanlığa teslim olmadığı gibi hiçbir şekilde kendi kurtuluş ve beraetinden de emin olamaz. İşte bu korku halidir. Kul, bütün bu hususlarda emniyet hissini yitir-mesiyle korkan (=hâ´if) olarak adlandırılır.
Bu, Araplar´da yaygın olarak kullanılan bir isimlemedir. Arap, bir şeyden emin olamadığı zaman, ´Şundan endişe ediyorum´ der. Birşey hakkındaki bilgisi kesinleştiği zaman da ´Şundan korkuyorum´ der.
Ulemadan bir zata şöyle denir
: ´Her halinde korkan arifin durumu nedir?´ Dedi ki: ´Çünkü o, Allah Teala´nm kendisini bütün hallerinden sorumlu tutacağını bilir".
Korku ehli için bundan sonra da belli yollar, endişe verici bir korkuya, sızlamalı bir titreyişe, sıkıcı bir endişeye ve yakıcı bir titremeye yöneltme sözkonusudur. Bunlar, imamların seçilmiş ve faziletli yollarının aşırılıklarıdır. Bu yollarda, yükselme ve helak olma ihtimalleri mevcuttur. Seçkin alimler ve tanınmış zevat bunlar hakkında nakilde bulunmuşlardır. Bu yollara ancak bazı zahidler ve abidler girebilmişlerdir. Ariflerden bir kısmı için de bu yollar arzu edilmiştir.
Bu yollar, alimler hakkında faziletli görülmemiştir. Ariflere göre bu yollarda rekabet edilmez ve bunlara gıpta edilmez. Çünkü bunlar, sülük yollarından helak sebeplerine düşürebilecek hallerdir. Ariflerin bu yolları arzu etmeleri, sadece onları tanıma ve muttali olma gayesiyle sınırlıdır. Fakat bazıları, kaybolmak ve ah ü vah etmek için bu yollara yönelmişlerdir. Ancak bunlar avamın kafalarında daha meşhur, daha ilgi çekici ve umum için daha korkutucudur. [62]
Korkuların Açıklaması Hakkındadır:
Şunu bilin ki korkunun sekiz farklı taşma yeri vardır. Korku, kalpten taşarak bu sekiz noktaya ulaşır. Korku bunlardan hangisine taşarsa, istisnaları dışında korku sahibi bu taşkınla helak olur.
Kalpteki korku, merare´ye taşabilir. Merare, derinin en ince tabakası olup tenin alt kısmıdır. Korku, kalpten bu kısma taştığı zaman onu yakarak kulu öldürür. Baygınlık, şok ve çehrenin değişmesiyle Ölen bu kimseler, amel ehlinin en zayıflarını oluştururlar.
Korku, kalpten beyine sıçrayabilir. Bu durumda aklı yaktığı için kul divane haline gelir. Sonunda korku hali onu terkettiği gibi makamı da düşer.
Korku, kalpten taşarak akciğeri kaplayabilir. Bu durumda ciğeri delerek yeme, içme isteğini tamamen yokeder. Beden zayıf düşerek kansızlık başlar. Bu da aç kalan ve sararıp solanların halidir.
Korku, karaciğere de taşabilir. Bu durumda sürekli hüzün ve kedere yol açar. Bu haldeki kul, uzun düşüncelere dalar ve unutkanlık başlar. Bu halde uyku ihtiyacı biterken uykusuzluk had safhaya çıkar. Bu, korkuların en faziletli sidir. Korkunun bu türünde, ilim ve müşahede sözkonusudur. Bu korku, amel ehlinin korkusudur.
Korkunun bir türü de, omuzların üstündeki etli kısımları ´Fari-sa´ zedeler. Farisa kelimesiyle ilgili bir hadis-i şerifte, Allah Resu-lü´nün (sav) omuzlar üstündeki etten hoşlandığı belirtilmiştir. Omuzlar üstündeki et (=antrikot), hayvanın en yumuşak ve en tatlı yeridir. Korkunun bu türünde titreme ve dengesiz davranma emareleri görülür.
Korku, kalpten çıkarak aklın üzerine çökebilir. Bu durumda aklın hakimiyetine son verir. Tıpkı güneşin ortaya çıkmasıyla ay ışı- . ğının sönmesi gibi. Aslında ay ışığı da melekûtun hazinelerinden biri olarak gizli bir şekilde görünmektedir. Bu durumda kişinin akli faaliyeti zayıflar ve aklın zaafiyetinden dolayı vücut haraketleri de dengesini kaybeder. Kul, aklına yeterince hakim olamadığı için kararlı davranamaz. Çünkü vücudun organları, hikmet ve ibda gereği dağınık görünseler de aslında tek bir şeydirler. Onları toplayan, Allah Teala´mn iradesiyle harekete geçen latif kudretidir. İnsan bedenin alt kısmı, en üstüne bağlıdır. En üstü olan akıl, dengesini yitirince alt kısmı da dengeyi yitirir.
Bedenin organlarından birine dert ve derman ulaştığında diğerleri de ondan yakınır ve medet umarlar. Bu halde bulunanlar da faziletle anılmışlar ve ilim sıfatına dahil edilmişlerdir.
Korkunun bu yoluna ulemanın büyüklerinden ve kalp ehlinin ileri gelenlerinden bir çoğu girmiştir. Tabiun arasında birçok zat bunlar arasında yeralmıştır. Rebi´ b. Haysem, Üveys-i Karani, Zü-rare b. Evfa ve benzeri seçkin zevat bunlardandır.
Bu hal, Sahabe için de yadırganacak bir hal değildi. Ömer (ra) ve İbni Mesud (ra) buna örnek gösterilebilir. Mesela Ömer b. Hat-tab (ra) baygınlık geçirir ve deve gibi böğürerek yere düşerdi. Bu hal Said b. Cüzeym´de de görülürdü. Bu zat, Allah Resulünün (sav) zühd sahibi ashabından ve ordu emirlerindendi.
Ömer (ra) onu Şam´a vali olarak göndermişti. Ömer´e (ra) onun zühdü ve aşırı yoksulluğu anlatılır, o da valiyi bu aşırılığından dolayı kınardı. Kimi zaman ailesinin geçimini temin etmesi için yüz, dörtyüz dinar gönderirdi. O ise bu parayı askerlere dağıtırdı. Bu olay, uzun bir kıssada anlatılmıştır.
Bir defasında Şamlılar Ömer´e (ra) mektup göndererek valinin durumunu anlatmışlardı. Vali, meclisinde otururken kendisine baygınlık geliyordu. Şamlılar, valinin aklına bir afet gelmesinden endişe ediyorlardı. Çünkü böyle bir durumla daha önce karşılaşmamışlardı. Ömer (ra) valisiyle karşılaştığı zaman meclisinde yaşadıklarını sordu. O da, müşahedesinde bulduğu vecdi ona haber verdi. Bu vecd, ahval sahibi sufîlerin vecdlerindendi. Durumu anlayan Ömer (ra) valiyi mazur gördü. Çünkü bu, onu ancak hayır bakımmdan daha güçlendirirdi. Valisine izzet-i ikramda bulundu ve faziletini takdir etti.
Şamlılara da bir mektup yazarak şöyle dedi
: ´Onu anlayışla karşılayın ve kendi halinde bırakın´.
Güçlüler güçlüsü, en büyük hidayet rehberi ve alemlerin Rab-bi´nin elçisi Hazret-i Muhammed de (sav) kendisine vahiy inerken bayılırdı. Vahiy alma esnasındaki bu hali, akli dengesini tamamen ortadan kaldırır, bulunduğu yeri unuttururdu. Yüzü ve teninin rengi değişir, kış gününde vücudundan yağmur gibi ter boşalırdı. Ancak bu durum, sadece vahiy alma ve Ruhiilkudüs´ün ona inmesi hallerinde görülürdü. O kalbinin içini etkisi altına alırdı.
Vahiy dört şekilde gerçekleşir. Bunlardan ikisi bitişik (=Vahy-i muttasıl) ikisi de ayrık vahiy (Vahy-i munfasıl) şekildedir. Allah Resulü´ne (sav) inen vahiyler ilk iki şekilden biri gibidir. Ayrık vahiyler ise, Allah Teala´yı hakkıyla bilen, gören kalp ve hazır şahitlik ehli zatlar için sözkonusudur. Bunları açıklamak uzun sürer. Ayrıca bunları, ancak bu yola girenler, hakkıyla şahit olanlar bi...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Sayfa: [
1
]
2
Yukarı git
Yazdır
« önceki
sonraki »
Gitmek istediğiniz yer:
Gitmek istediğiniz yer:
-----------------------------
İlim Dünyası Dergisi / Akademik Çalışmalar
-----------------------------
=> İlim Dünyası Dergisi
===> Enes ALACAYAKA
===> İlim Dünyası Dergisi
-----------------------------
Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
=> Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yüce Allah (c.c) İçin Hizmet'e Niyet Et ! ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Niyet Ediyorum Allah için Hizmet Etmeye
-----------------------------
İlim Dünyası Etkinlikleri
-----------------------------
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Şiir Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Mektup Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Makale Yaz
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlik Sonuçları
=> Hz. Muhammed (s.a.v) Salavat Etkinlikleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası
===> Foruma Hoşgeldiniz
===> Duyurular - Yenilikler
===> İstek - Öneri - Şikayet
===> İlim Dünyası İrtibat & İletişim
===> Geçmiş Konu Arşivi
=> Kabe Canlı Yayın İzle
===> Kabe 24 Saat Canli Yayin
===> Mekke Canlı Yayın
===> Beytullah Canlı Yayın
===> Kabe Canlı Yayın Özel
=> Sosyal Faliyetler
===> Helalleşelim
===> Etkinlikler & Kutlamalar
===> Pakistana Yardım
===> Kayıp Aranıyor
===> Kredi Kartına Hayır
===> Tavsiye Ediyorum
===> Tavsiye Etmiyorum
=> Taziyelerimiz
===> Cenaze Taziyeleri
===> Hasta Taziyeleri
=> Güzel Web Siteler
=> İstek & Dualarımız
=> Nafile İbadetlerimiz
=> Dostluk Ve Kardeşlik
=> Gönlünce Seslen
=> Hocanın Kalemi
=> Akli ve Kalbi Kardeşlik Akımı
=> Yardım ve Hizmet Dernekleri
=> Ruhu Revani Nuru Muhammedi
=> Her Güne Bir Sahabe-i Kiram
=> Sevgili Üyemiz Lütfen Okuyunuz !
=> Sevgili Öğrencilerimiz Hoşgeldiniz
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Esmaül Hüsna
===> Her Güne Bir Esmaül Hüsna
=> Dini Konular
===> Bölüm Kuralları
===> MeKKe & MeDiNe
===> Peygamber Kıssaları
===> Evliyaların Hayatı
===> Kıssadan Hisseler
===> İslam Tarihi
===> Cuma Hutbesi
===> İz Bırakanlar
===> Nurdan Damlalar
===> Dini makale ve yazılar
===> Cuma Vaazı
=====> Vaaz Projeleri
=> Kuran-ı Kerim
===> Kuran' ın Önemi
===> Kuran Okumak
===> Kısa Sureler
===> Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim)
=> İtikat
===> İman ve Esasları
===> İtikadi Mezhepler
===> Allah' a İman
===> Meleklere İman
===> Kitaplara İman
===> Peygamberler (A.S)
===> Ahiret Günü
===> Kaza ve Kader
===> Sizden Gelenler(İtiKat)
=> Hadis-i Şerif
===> Hadisin Önemi
===> Hadis Çeşitleri
===> Seçme Hadisler
===> Hadisleri İnkar
===> Arapça Türkçe Hadis
===> Sizden Gelenler (Hadis- Şerif)
=> Fıkıh
===> Mezheplerin Doğuşu
===> Amelde Mezhepler
===> Mezhep İmamları
===> Mükellefiyetlerimiz
===> Güncel Fetvalar
===> Sizden Gelenler( FıkıH )
=> Peygamberimiz (S.A.V)
===> İlk Vahyin Gelişi
===> Savaşlar ve Hicreti
===> Mucizeleri
===> Örnek Ahlakı
===> Vefatları
===> Peygamber Sevgisi
===> Ehli Beyti ve Sahabeleri
===> Kutsal Emanetler
===> Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
===> Nur-u Muhammedi
===> Efendimizin Hayatı
=> İslam Esasları
===> Namaz Kılmak
===> Oruç Tutmak
===> Zekat Vermek
===> Sizden Gelenler( İslam Esasları )
=> Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı
===> İbadetin Önemi
===> Bedenle Yapılanlar
===> Malla Yapılanlar
===> Allaha Kulluk
===> Malla ve Bedenle
===> Dua Etmek
===> Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk)
=> Tasavvuf Nedir ?
===> Tanımı ve Önemi
===> Nakşibendilik
===> Güzel Ahlak
===> Nefs Mücadelesi
===> Nefs Hastalıkları
===> Müridin Dersleri
===> Müridin Edepleri
===> Haller ve Tevbe
===> Tasavvufu İnkar
===> Sizden Gelenler (Tasavvuf)
=====> Tasavvuf Nameleri
=======> Ertunç Demiriz
=> Aile Hayatı
===> İyi Bir Aile
===> Eşlerin Hakları
===> Anne-Baba Hakkı
===> Sizden Gelenler( Aile Hayatı )
=> Tıbb-ı Nebevi
===> Temizlik
===> Ağız ve Diş Sağlığı
===> Bal ve Çörek Otu
===> Şifalı Bitkiler
===> Sizden Gelenler ( Tıbb-ı Nebevi )
=> Güncel Meseleler
===> İnanç Konuları
===> Tasavvuf Üzerine
===> Büyü ve Cinler
===> Ahirzaman
===> Güncel Dini Haberler
===> Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
=> Biyoğrafi Dünyası
===> Peygamberler
===> Hadis Alimleri
===> Erkek Sahabeler
===> Hanım Sahabeler
===> Mezhep İmamları
===> İslam Alimleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Kuranı Kerim
===> Konularına Göre Ayetler
===> Kuran-ı Kerim Kelime Sözlüğü
===> Kuran-ı Kerim Hakkında Bilgiler
===> Kuran-ı Kerim Belagat İlmi
===> Kuran-ı Kerim Ayetleri
=====> Lügatca
===> Kuran Öyküleri
===> Kuran ve Bilim
===> Kuran Ahlakı
===> Diyanet Vakfı Meali
===> Diyanet İşleri Meali
===> Ömer N. Bilmen Meali
===> Suat Yıldırım Meali
===> Kuranda İnsan Psikolojisi
===> Kuran İlimleri
===> Kuran İlimleri Çalışmaları
===> Kıraat İlmi ve Tarihi
=> Akaid Eserleri
===> İslam Akaidi
===> İtikadname-Bağdadi
===> Kabir Alemi - Suyuti
===> Kıyamet ve Ahiret
===> Tevhid ve Kelam İlmi
===> Ateizm Gerçeği
===> Kelam İlmi
===> Cebir ve Kader Problemi
===> Tekfir Meselesi
===> Ahiret Günü
===> Müslüman Akaidi
===> Kuran-ı Kerimde Dört Terim
===> İman ve Hayat
===> Ehli Sünnet
===> Kitabüt Tevhid
===> İslam İnancının Temelleri Akaid
===> Kelam İlmi ve İslam Akaidi
===> Tahavi Şerhi
===> Ölüm Ötesi Tarihi
===> Ölüm psikolojisi
===> Rabbani Yol ve Sunnetullah
=> Risale-i Nur Külliyatı
===> Sözler
===> Lemalar
===> Mektubat
===> Şualar
===> İşaratül İcaz
===> Mesnevi-i Nuriye
===> Barla Lahikası
===> Kastamonu Lahikası
===> Muhakemat
===> Sünuhat
===> Emirdağ Lahikası
===> Sikke-i Tasdiki Gaybi
===> Tarihçe-i Hayatı
=> İslam Büyükleri
===> İslam Dini Büyükleri
===> İmam Ebu Hanife
===> İmam-ı Şafi
===> İmam-ı Malik
===> İmam-ı Zeyd
===> İmam-ı Ahmed Bin Hanbel
===> İslam Alemi Meşhur Tabiinler
=> Din ve Mezheb Eserleri
===> Dünya Dinleri
===> Fıkhi Mezhepler Tarihi
===> Siyasi - İtikadi Mezhebler
===> Dinler Tarihi
=> Hadis Eserleri
===> Kütübü Sitte
===> Hadis Tarihi
===> Hadis Kitaplığı
===> El-luluu Vel Mercan
===> Esbabu Vurudil Hadis
===> Dualar Zikirler - Nevevi
===> Ahkam Hadisleri
===> Hadis Müdafaası
===> Müntehab Ehadis
===> Camiul Ehadis
===> Edebul Mufred
===> 40 Ayet 40 Hadis
===> Cem ul Fevaid
===> Mucemüs Sağir
===> Cenaze kitabı
===> 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler
===> Sünnetin Delil Oluşu
===> Uydurma hadisleri tanıma yolları
===> el İtisam
===> Kitabüz-Zühd
===> Hadis Edebiyatı
===> Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
===> Kudsi Hadisler
===> Sünen-i Darimi
===> Hadis te Metin Tenkidi Metodları
===> Zübdetül Buhari
===> Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü
===> Mişkatul Mesabih
===> Camiul Ulum
===> Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı
===> Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
===> Müsned
===> Metalib ul Aliye
===> Mütevatir Hadisler
===> Müttefekun Aleyh Hadisler
===> Muvatta
===> Nuhbetul-Fiker Şerhi
===> Sufilerin Hadis Anlayışı
===> Sahih-i Müslim Muhtasarı
===> Süneni Tirmizi
===> Süneni Ebu Davud
===> Süneni İbni Mace
===> Süneni Nesai
===> Sünnet ve Bidat
=> İslam Fıkhı Eseleri
===> Dört Mezheb Fıkhı
===> Hanefi Fıkhı
=====> Nurul İzah
=====> Hidaye Tercümesi
=====> Fetavayi Hindiyye
===> Delilli Şafi İlmihali
===> Büyük Şafi Fıkhı
===> Fetavayı Resulullah
===> Üçbin Seçme Fetva
===> Minhacut Talibin
===> Hanımlar İlmihali
===> Nassın Uygulanışı
===> Hüccetullahil Baliğa
===> Bidayetül Müctehid
===> Hayatın İçinden Fıkıh
===> Ahkamüs Sultaniye
===> Fetvalarla Çağdaş Hayat
===> el-İhtiyar
===> Büyük Şafii İlmihali
===> Emanet ve Ehliyet
===> Namus Fitnesi Muta
===> Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları
===> Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar
===> Mükayeseli İbadetler İlmihali
=> Usulü Fıkıh Eserleri
===> İslam Hukuku - İmam Gazali
===> Hukuku İslamiye
===> Fahreddin Atar - Usul
===> Vehbe Zuhayli - Usul
===> El- Muvafakat - Şatibi
===> İslam Devletler Hukuku
===> Kıyas Istıhsan ve Istıslah
===> İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri
=> Tefsir Eserleri
===> Ömer Nasuhi Bilmen
===> Ahkam Ayetleri Tefsiri
===> Emri Maruf Nehyi Münker
=> İslam Tarihi Eserleri
===> Hazreti Muhammed a.s.v
=====> Peygamberizin Örnek Ahlakı
=====> Mucize Ve Büyük Özellikleri
=====> Son Peygamber
===> Peygamberler Tarihi
===> İslam Tarihi
===> Sahabe-i Kiram
===> Siyer-i Nebi
===> Konulu Siyer
===> Hayatüs Sahabe
===> El-Bidaye Ven Nihaye
===> Asrı Saadette İslam
===> Ashabı Kiram
===> Fıkhus Sire
===> Değişik Yönleriyle Rasulullah
===> Tabiînin Hayatından Tablolar
===> Hz.Peygamberin Savasları
===> Tarihül-İslam
===> Efendimiz
===> Fıkhus Sahabe
===> Hz.Süleyman
===> Peygamberimizin Hayatı
===> Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
===> Zadul Mead
===> Hz.Muhammedin İslam Daveti
===> Sahabe Hayatından Tablolar
===> İslami Hareketin Tarihi Seyri
===> Siret Ansiklopedisi
=> Klasik Tarih Eserleri
===> Medeniyet Tarihi
===> Ülkeler Tarihi
===> 20.Yüzyıl Tarihi
===> Türk Sultanlar ve Saray Hayatları
===> Büyük Osmanlı Tarihi
===> Osmanlı padişahları
=> İslam Kültürü
===> İslam Kültürü A-İ
===> İslam Kültürü K-Z
===> İslam Kavramları A-L
===> İslam Kavramları M-Z
===> Güncel Meseleler
===> Evrensel Hutbeler
=> Tasavvuf Eserleri
===> Kalplerin Keşfi - imam gazali
===> Adab-ı Fethullah K.S
===> İşarat - Şeyh Taği K.S
===> Kimya-ı Saadet
===> Kitabuz-zühd
===> Kutul Kulub
===> Kuşeyri Risalesi
===> Şeytanın Hileleri
===> Risalei Halidiyye
===> Tuhfetul Alaiyye
===> Reşahat
===> Mektubat-ı Rabbani
===> Mektubat-ı Şeyh Ahmet
===> Mektubat-ı Şeyh Hazret
===> İhya-u Ulumiddin 1-2
===> İhya-u Ulumiddin 3-4
===> Futuhul Gayb
===> Dualar ve Zikirler
===> İslam,Tasavvuf,Hayat
===> Yunus Emre ve Tasavvuf
===> Divanı Kebir
===> İlahi Armağan
===> Marifetname
===> Tasavvuf ve islam
===> Rabıta ve Nakşibendilik
===> Mevlana
===> Mevlana Kitaplığı
===> Mevlananın Eserleri
=====> Fihi Ma Fih
=====> Mesnevi
=======> Mesnevide Geçen Hikayeler
=> Ahlaki Eserler
===> Gıybet
===> Gençlik Ahlakı Fütüvvet
===> Takva Bilinci
===> Din Nasihattır
===> Peygamberimizin Örnek Ahlakı
=> Büyüklerden Öğütler
===> Doğruların Öyküsü
===> İbretli Kıssalar
===> İslam Büyüklerinden Öğütler
=> Kıyamet Eserleri
===> Kıyamet Alametleri
=> Edebiyat Eserleri
===> Makale Dünyası
=====> Denemeler
===> Safahat
===> Şiir Dünyası
=> Eğitim
===> Bireysel Gelişim
===> Çocuk Eğitimi
===> Ekonomi
===> Çocuklarla Başbaşa
===> Başarının Prensipleri
===> Kuranda Çocuk Eğitimi
===> Yetişkin Din Eğitimi
===> Mükafat ve Ceza
===> İslam gençliğine öğütler
===> Anne baba eğitiminde yeni teknikler
=> Çocuk Gelişim Eserleri
===> Çocuk Gelişimi
===> Çocuk Terbiyesi
===> Çocuk ve Din
===> Çocuk Eğitimin Teknikleri
===> Sünnette Çocuk Eğitimi
=> Çeşitli Konularda Eserler
===> Zaferin Yolu ve Şartları
===> Allahın Gazabı ve Rızası
===> Gayemiz
===> İslam Çağrısı
===> Güncel Meseleler 2
===> Haydi Hizmete
===> Gönüllerin Gülü
===> Sabredenler ve Şükredenler
===> Merak Ettiklerimiz
===> Diyanet Fetvaları
===> İslamda Hükümet
===> Kuran ve Sünnette Evlilik
===> İslama Göre Dost ve Düşman
===> Müslümanın evliliği
===> Evlilik ve Aile Hayatı
===> Sağlık Ansiklopedisi
===> Din Psikolojisi
===> Yaşayan Hurafeler
===> Evlenme Adabı
===> El-Akl ve Fehmül Kuran
=> Hayatını Anlatan Eserler
===> Martin Lings
===> Peygamberimizin Hayatı
===> İslam Peygamberi
-----------------------------
Diyanet İşleri Başkanlığımıza Teşekkür Ederiz.
-----------------------------
=> Sorularla Ticaret Hayatı
===> Alışveriş
===> Borçlar
===> Emanet
===> Havale
===> Kefalet
===> Kiralık
===> Hibe ve Bağış
===> Vekalet ve Komisyon
===> Güncel Ticari Meseleler
===> Ticari Hayat
=> Dini Sorular ve Cevapları
===> Akaid - İnanç Esasları
===> Dua ve Zikir
===> Helaller ve Haramlar
===> Tasavvuf ve Yaşam
===> Mezhepler
===> Dinler
=> Fıkıh Soruları ve Cevapları
===> Adak ve Yemin
===> Sorularla Taharet (Temizlik)
===> Sorularla Namaz
===> Sorularla Zekat
===> Sorularla Oruç
===> Sorularla Hac
===> Sorularla Umre
===> Sorularla Kurban
===> Sorularla Sadaka
=> Sorularla Aile Hayatı
===> Genel Aile Hayatı
===> Evlilik ( Nikah )
===> Boşanma (Talak)
===> Miras ve Vasiyet
===> Süt Emzirme
=> Sorularla İslam
=> Sorularla Hz. Muhammed (s.a.v)
=> İlmihal - Ömer Nasuhi Bilmen
===> İtikat
===> Taharet-Temizlik
=====> Taharet İlmihali - A
=====> Taharet İlmihali - B
===> Namaz
=====> Namaz İlmihali - A
=====> Namaz İlmihali - B
=====> Namaz İlmihali - c
=====> Namaz İlmihali - D
=====> Namaz İlmihali - E
===> Oruç
=====> Oruç İlmihali - A
=====> Oruç İlmihali - B
===> Zekat
===> Hac
===> Kurban Ve Av
===> Kerahet ve İhtihsan
===> İslam Ahlakı Kitabı
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi
===> Editörün Notu
===> Türkiye
===> Gündem
===> Söyleşi
===> Dosya Konusu
===> Dosya Yazıları
===> Tarih
===> Düşünce
===> Kitap
===> Edebiyat
===> Diğer Yazılar
=> Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri
===> Sunuş
===> Başyazı
===> Ayın Konusu
===> Binbir Damla
===> Tasavvuf Klasikleri
===> Hal Dili
===> Dün Bugün Yarın
===> Dünya Hali
===> Tencere
===> Kapaktakiler
===> Diğer Yazılar
===> Şiir
===> Tavan Arası
===> Kitaplık
=> Semerkand Aylık Aile Dergisi
===> Editörden
===> Başyazı
===> Haberiniz Olsun
===> Kapak Konusu
===> Değerlerimiz
===> Gençlere Sorduk
===> Evlilik - İletişim
===> Psikoloğum
===> Pedagoğum
===> Mizah
===> Sağlık
===> Yemek
===> Bizden Haberler
===> Sizden Gelenler
===> Diğer Yazılar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlmi & Erdemli Sözler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Güzel Sözler
=> Kutsal Günler
===> Beraat Kandili
===> Miraç Kandili
===> Mevlüt Kandili
===> Regaib Kandili
===> Kadir Gecesi
=> Mübarek Aylar
=> Önemli Günler
===> Ramazan Bayramı
===> Kurban Bayramı
===> Cuma Bayramı
===> Resmi Bayramlar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası İle Ramazan Ayı
===> Ramazan Ayı Yemekleri
===> Ramazan Ayı Duaları
===> Ramazan Ayı Faziletleri
===> Ramazan Ayı Günlüğüm
===> Ramazan Ayı Fıkhi Bilgileri
===> Ramazan Ayı Önemi
===> Ramazan Ayı Tavsiyeleri
===> Ramazan Ayı Galeri
===> Ramazan Ayı Nameleri
===> Ramazan Ayı Mizahları
===> Ramazan Ayı Makaleleri
===> Ramazan Ayı Kıssaları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlitam Forum
===> Ankara İlitam
===> İstanbul İlitam
===> Erzurum İlitam
===> İnönü İlitam
===> Samsun İlitam
===> İzmir İlitam
===> Diyarbakır İlitam
===> Sivas İlitam
===> Elazığ İlitam
=> İlitam Formu
===> Sistematik Kelam
=====> Sistematik Kelam Özetleri
=====> Sistematik Kelam Soruları
=====> Sistematik Kelam Dökümanlar
===> Fıkıh Usulü
=====> Fıkıh Usulü Özetleri
=====> Fıkıh Usulü Soruları
=====> Fıkıh Usulü Dökümanları
=> Sakarya İlitam
===> Ders Notları ve Özetler
=====> 5.Yarıyıl Dersleri
=======> Sistematik Kelam
=====> 6.Yarıyıl Dersleri
===> Ders Soruları
=====> 4. Sınıf Sınav Soruları
=====> 3. Sınıf Sınav Soruları
===> Sınav Deneme Soruları
=====> 3.Sınıf Deneme Soruları
=====> 4.Sınıf Deneme Soruları
===> Sesli Dersler
===> Ders Pdfleri ve Slaytları
===> Sakarya İlitam Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 3.Sınıf Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 4.Sınıf Öğrencileri
=> İlitam Arapça Sesli Ders - Özel Bölüm
=> Açık Ögretime Giriş
===> Açıköğretim Bölümleri
=> Aöf İlahiyat Programı
===> İlahiyat 1.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler
=====> Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar
=====> İslam Dininin Temel Kaynakları
=====> Temel Bilgi Teknolojileri
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Dini Esasları
===> İlahiyat 2.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Ana Konularıyla Kuran
=====> Dinler Tarihi
=====> Türk Medeniyeti Tarihi
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> Dine Yeni Yaklaşımlar
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
=====> Türk Dili
===> Arapça Dersi
=====> 1.Sınıf
=====> 2.Sınıf
=====> Pratik Arapça
=====> Sınav Soruları
=======> 1.Sınıf
=======> 2.Sınıf
=====> Fiil Çekimleri
=====> Arapça Hikayeler
=====> Arapça Deyimler
=> Dokuz Eylül İlitam
===> Kuran-ı Kerim I
===> Arapça I
===> Tefsir ve Tefsir Metinleri
===> İslam Bilimlerinde Yöntem
===> Mantık
===> İslam Tarihi ve Medeniyeti
===> Kuran-ı Kerim II
===> Arapça II
===> Hadis ve Hadis Metinleri
===> İslam Ahlak Felsefesi
===> Felsefe Tarihi
===> İslam Mezhepleri Tarihi
===> Osmanlı Türkçesi
===> Kuran-ı Kerim III
===> Sistematik Kelam
===> Fıkıh Usulü
===> İslam Felsefesi
===> Ana Konularıyla Kuran
===> Tasavvuf
===> Kuran-ı Kerim IV
===> Din Eğitimi
===> İslam Hukuku
===> Din Felsefesi
===> Dinler Tarihi
===> Din Hizmetleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kuran-Kerim Eğitim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Elif Cüzü
=> Kuran Öğretiyoruz
=> Tecvid Öğretiyoruz
=> Kuran Öğrenim Teknikleri
=> İlim Talebesinin Edepleri
=> Kuran-ı Kerim Hatmi
=> Üç Boyutlu Kuran-ı Kerim Oku
=> Kuran-ı Kerim Hatim İndir (Ücretsiz)
-----------------------------
Osmanlıca Eğitim Dünyası
-----------------------------
=> Osmanlıca Eğitimi
===> Osmanlıca Eğitim Kitabı
===> Osmanlıca Eğitim Seti
===> Osmanlıca Yazı Defteri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Setleri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Kitapları
=> Osmanlıca Klavye
=> Meb Osmanlıca Dersleri
=> Osmanlıca Yardım Bölümü
===> Osmanlıca Nasıl Öğrenilir ?
===> Osmanlıca Nasıl Öğretilir ?
-----------------------------
Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü
-----------------------------
=> 1. Sınıf Güz Dönemi
===> İlk Dönem İslam Tarihi
===> Arapça I
===> İslam Ahlak Esasları
===> Temel Bilgi Teknolojileri I
===> İslam İnanç Esasları
===> İslam İbadet Esasları
===> İslam Sanatları Tarihi
=> 1. Sınıf Bahar Dönemi
===> Arapça II
===> Hadis Tarihi ve Usulü
===> İslam Hukukuna Giriş
===> İslam Kurumları ve Medeniyeti Tarihi
===> Türk İslam Edebiyatı
===> Tefsir Tarihi ve Usulü
===> Temel Bilgi Teknolojileri II
=> 2. Sınıf Güz Dönemi
=> 2. Sınıf Bahar Dönemi
-----------------------------
Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi - DHBT
-----------------------------
=> DHBT - KPSS- ÖSYM
===> Diyanet Dhbt Sınav Duyuruları
===> Diyanet Dhbt Çıkmış Sorular
===> Diyanet Dhbt Sınav Konuları
===> Çözümlü Dhbt Sınav Soruları
===> Diyanet Dhbt Hazırlık
===> Diyanet Dhbt Sınavı
=> Dhbt Sınav Dersleri
=> Dhbt Kitap Tanıtımları
===> Dhbt Yeterlilik Kitapları
=> Diyanet Dhbt Hazırlık Sitesi
=> Dhbt Uzaktan Eğitim
===> Dhbt Lise 1.Grup
===> Dhbt Önlisans 1.Grup
===> Dhbt Lisans 1.Grup
===> Dhbt Ön Hazırlık Programı
=> Dhbt Online Dersane
===> Dhbt Kariyer Rehberlik
===> Dhbt Görsel Eğitim Setleri
===> Dhbt Online Eğitim Sitesi
=> Dhbt Sınav Testleri
=> Dhbt Mülakat Hazırlık Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Tecvid Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Siyer Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Fıkıh Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Akaid Çalışması
=> Öabt Sınavı Kitap Tanıtımları
=> Dini Cd & Dvd Eğitim Tanıtımları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Rüya Tabiri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Rüya Tabiri
===> A-Rüya Tabiri
===> B-Rüya Tabiri
===> C-Rüya Tabiri
===> Ç-Rüya Tabiri
===> D-Rüya Tabiri
===> E-Rüya Tabiri
===> F-Rüya Tabiri
===> G-Rüya Tabiri
===> H-Rüya Tabiri
===> I-Rüya Tabiri
===> İ-Rüya Tabiri
===> K-Rüya Tabiri
===> L-Rüya Tabiri
===> M-Rüya Tabiri
===> N-Rüya Tabiri
===> O-Rüya Tabiri
===> Ö-Rüya Tabiri
===> P-Rüya Tabiri
===> R-Rüya Tabiri
===> S-Rüya Tabiri
===> Ş-Rüya Tabiri
===> T-Rüya Tabiri
===> U-Rüya Tabiri
===> Ü-Rüya Tabiri
===> V-Rüya Tabiri
===> Y-Rüya Tabiri
===> Z-Rüya Tabiri
=> Rüya Dünyası
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yeni İlahiyat Önlisans Proğramı / Kredili Sistem ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlahiyat Önlisans Kredili Sistem
=> İlahiyat Önlisans 1. Sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 1. Yarıyıl
=====> İslam İnanç Esasları
=====> İslam İbadet Esasları
=====> İslam Ahlak Esasları
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Sanatları Tarihi
=====> Arapça 1
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 1
===> İlahiyat Önlisans 2. Yarıyıl
=====> Tefsir Tarihi ve Usulü
=====> Hadis Tarihi ve Usulü
=====> İslam Hukukuna Giriş
=====> İslam Kurumları ve Medeniyeti
=====> Türk İslam Edebiyatı
=====> Arapça 2
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 2
=> İlahiyat Önlisans 2. sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 3. Yarıyıl
=====> Tefsir
=====> Günümüz Fıkıh Problemleri
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> İslam Mezhepleri Tarihi
=====> Din Psikolojisi
=====> Arapça 3
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
=====> Türk Dili 1
===> İlahiyat Önlisans 4. Yarıyıl
=====> Hadis Dersi
=====> Hadis
=====> Kelama Giriş
=====> Din Sosyolojisi
=====> Yaşayan Dünya Dinleri
=====> Din Eğitimi ve Din Hizmetlerinde Rehberlik
=====> Arapça 4
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
=====> Türk Dili 2
=> İlahiyat Önlisans Sınav Soruları
=> İlahiyat Arapça Önlisans
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Diyanet Yeterlilik Sınavına Hazırlık
===> Yeterlilik Sınav Soruları
===> Yeterlilik Sınav Testleri
=> Diyanet İşleri Başkanlığı
===> Personel Hizmetleri
===> Diyanet Duyurular
===> Din Hizmetleri
===> Eğitim Faliyetleri
===> Personel Faaliyetleri
===> Hac ve Umre Hizmetleri
===> Din Görevlileri
=====> Yeterlilik Belgesi
===> Yeterlilik & Mbsts Sınav Soruları
=> Rehberlik Hizmetleri
===> Test Çözüm Teknikleri
===> Sınavlar Rehberi
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler
===> İslamda ve Tarihte Kadın
===> Müslüman Bayanlar İçin Namaz
===> Müsliman Bayanlar İçin Oruç
===> Muslüman Bayanlar için Tesettür
===> Müslüman Bayanlar için Evlilik
===> Müslüman Bayanlar için Özel Haller
===> Sorularımız ve Cevaplarımız
===> Üyelerimizin Paylaşımları (İlmihal)
===> Müslüman Bayanlar İçin Fetvalar
=> Bayanlar için Sağlık Köşesi
===> Bayanlar & Sağlık
===> Lohusalık Dönemi
===> Hamilelik Dönemleri
===> Bayanlar & Diyet
===> Sağlıklı Cilt & Bakım
===> Bayanlar & Cinsel Hayat
===> Üyelerimizin Paylaşımları (Sağlık)
-----------------------------
Ales , Dgs , Kpss Hazırlık Dünyası
-----------------------------
=> Dgs Sınavına Hazırlık
===> Dgs Sözel Mantık Dersleri
===> Dgs Sayısal Mantık Dersleri
===> Dgs Sınavı için Rehberlik
===> Dgs Bilgi Paylaşım Alanı
=> Dgs Sınav Sistemi
===> Dgs Çıkmış Sorular
===> Dgs Dökümanları
===> Dgs Sıkça Sorulanlar
===> Dgs Test Bankası
=> Dgs için Tavsiye Kaynaklar
===> Dgs Kitap Tanıtımları
===> Dgs Görüntülü Eğitim Setleri
===> Dgs Hazırlık Web Siteleri
===> Dgs Online Dersaneler
===> Dgs için Tavsiye Dersaneler
===> Dgs Sınavını Nasıl Kazanırım ?
=> Dgs ve İlahiyat Önlisans
=> Dgs İlitam Yerleştirme Özel Bölüm
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Psikoloji Dünyası
=> Tıp Dünyası
=> Biyoloji Dünyası
===> Biyoloji Bilimcileri
=> Kimya Dünyası
===> Kimya Bilimcileri
=> Fizik Dünyası
===> Fizik Bilimcileri
=> Matematik Dünyası
===> Matematik Bilimcileri
=> Coğrafya Dünyası
===> Coğrafya Bilimcileri
=> Önemli Tarihi Buluşlar
=> Bilim ve Teknolojileri
=> Astronomi ve Uzay Teknolojileri
=> Eğitim Dünyası
-----------------------------
Arapça Kitap Dağıtım
-----------------------------
=> Arapça Dağıtım
===> Arapça Kaynak Kitaplar
===> Arapça Ders Kitapları
=> Bayanlara Özel Arapça Kursu
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Arapça Dil ve Gramer Eğitim Dünyası (yakında) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Arapça Hakkında
=> Arapça Osmanlıca Klavye
-----------------------------
Diyanet Yeterlilik Kitabı
-----------------------------
=> Kitap Kampanya ve Tanıtımları
=> Diyanet Yeterlilik Sınavı 2013
=> Diyanet Yeterlilik
===> Diyanetyeterlik.com
===> Diyanetkitap.com Kampanyalar
===> Din Görevlileri
===> Din Görevlisi Kitabı
=> Diyanet Yeterlik 2013
=> İslami Kitaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> 3D-Boyut Dünyası
=> Çoçukların Dünyası
===> Oyun Dünyası
===> Masal Dünyası
===> Mizah Dünyası
===> Dini Hikayeler
===> Flash Eğlence Dünyası
===> Sevgili Peygamberim
=====> 365 Günde Sevgili Peygamberim
===> Sesli Masal Dünyası
=> Sorular - Cevaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yemek ve Pasta Tarifi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Yemek ve Pasta Tarifleri
===> Çorbalar
===> Sebze Yemekleri
===> Makarnalar
===> Pilavlar
===> Köfteler
===> Börekler
===> Tatlılar
===> Hamur İşleri
===> Kekler
===> Salatalar
===> Sütlü Tatlılar
===> Kurabiyeler
===> Yaş Pastalar
===> İçecekler
===> Balık Yemekleri
===> Et ve Tavuk Yemekleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Resimler
===> İslami Resimler
===> İbretlik Resimler
===> Doğa Resimleri
===> Resimli Konular
-----------------------------
Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
=> Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> ilimdunyasi.com Haberleri
=> Sınav Duyuruları
===> Diyanet Sınav Duyurusu
===> Meb Sınav Duyurusu
===> Ösym Sınav Duyurusu
===> Mesleki Bilgiler Sınav Duyurusu
===> Memurlar Sınav Duyurusu
=> Tarihe Yolculuk
===> Tarihten Başlıklar
===> Çanakkale Zaferi
=> Tarihi Mekanlar
===> Müzeler
===> Saraylar
===> Kaleler
===> Türbeler
===> Camiler
=> Hakikate Erenler Dünyası
===> Müslümanlık Nedir ?
===> Hidayet Dünyası
===> Hidayete Erenler
===> Dünyadan Seçmeler
===> Müslaman Olmak İsiyorum
=> Yıldızname
=> Ölüm ile Yüzleşme
=> Mucizeler Dünyası
=> Yaşamdan Seçmeler
-----------------------------
15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
=> 15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İmam Hatip Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İmam Hatip
=> İmam Hatip Gönül Kalemi
=> Kutlu Doğum Programı
-----------------------------
İlim Dünyası Arşiv Kategorisi
-----------------------------
=> İlim Dünyası Arşiv Konuları
=> İlim Dünyası - İnstagram
TinyPortal v1.0 beta 4 ©
Bloc
|
harita
|
Site Map
|
Sitemap
|
Arşiv
|
Wap
|
Wap2
|
Wap Forum
|
urllist.txt
|
XML
|
urllist.php
|
Rss
|
GoogleTagged
|
|
Sitemap1
|
Sitema2
|
Sitemap3
|
Sitema4
|
Sitema5
|
urllist
|
Yükleniyor...