> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Kutul Kulub > Yolcunun Hükmü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yolcunun Hükmü  (Okunma Sayısı 1384 defa)
10 Ocak 2010, 13:44:05
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 10 Ocak 2010, 13:44:05 »



Yolcunun Hükmü Ve Yolculukta Güdülen Gayeler Hakkındadır
Mürid, imkan bulduğunda yolculuğa çıkabilir. Allah Resulü´nün (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Beldeler, Allah´ın belde­leridir, insanlar da O´nun kullarıdır. Rızkını bulduğun yere yerleş ve Allah´a hamdet [93]. Meşhur bir rivayette de şöyle buyrulmakta-dır: "Yolculuk edin ki ganimetler bulun". Ahiret ehlinin ganimetle­ri, ahiret ticaretinden elde edilen kârlardır.

Söz sahiplerinin en doğrusu olan Allah Teala şöyle buyurmuş­tur: "Allah´ın arzı geniş değil miydi? Onda hicret etseydiniz (Ni­sa/97); "De ki: Yer yüzünde yürüyün ve bakın!". (Rum/42); "Muhak­kak ki arzda yakin sahipleri için deliller mevcuttur. Nefslerinizde de deliller mevcuttur, görmüyor musunuz?". (Zariyaty20-21)

Delilleri nefsinin içinde kılman kimse, her şeyi görür ve idrak ederken delilleri ufuklara yerleştirilen kimseler devamlı gezmek durumundadırlar. Allah Teala bu meyanda da şöyle buyurmuştur: "Siz de sabah akşam onların diyarlarına uğrarsınız. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?" (Saffat/137); "Göklerde ve yerde Allah´ın varlığım, birliğini, kudretini gösteren nice deliller vardır ki insan­lar yanlarından geçip gittikleri halde yüz çevirmelerinden dolayı farkına varmazlar". (Yusuf/105)

Yeryüzünü dolaşan kimse, edindiği bilgilerle belli bir basiret sa­hibi olur ve onun sayesinde ibret alıp akledebilir. Kimi insanlar de­lillerin yanlarından geçerken onlara dikkatli baktıkları için Allah Teala´nın lütfuyla Öğüt alır ve O´na yönelirler. Allah Teala, kullanna ´yayılmış beşik´ olarak vasfettiği arz üzerinde dolaşmalarım ve oradan kendileri için çıkarttığı rızıklardan yemelerini emretmiştir. O, bu meyanda şöyle buyurmuştur: "Yeryüzünü size hizmete ha­zır bir , uysal bir binek gibi kılan da O! Haydi öyleyse onun omuz­larında rahatça dolaşın ve O´nun takdir ettiği rızıklardan yiyin". (Mülk/15) Ayetteki ´Menâkıb=Omuzlar" ile kasdedilenin çarşı pa­zarlar, köyler veya dağlar olabileceği söylenmiştir. Bize göre ´ahdâ-bü´l-arz=yeryüzünün sırtları´ ile kasdedilen köyler, ´menâkıb=omuz­lar ile kasdedilen ise dağlar olabilir. Çünkü omuzlar, canlıların yük­sek kısımlarıdır. Bişr-i Hâfı (ra) şöyle derdi: Ey Kur´an okuyucuları, seyahat edin güzellesin!

´Sefer=Yolculuk´ kelimesinin kökeniyle ilgili olarak da şunlar söylenebilir
: Su, bir yerde çoğalmaya başladığı zaman bunu ifade etmede ´sefere´ fiili kullanılır. Bir diğer görüşe göre, yolculuğun ´se­fer olarak isimlendirilmesinin sebebi insanın gerçek ahlakını orta­ya çıkarmasıdır. Çünkü ´Sefere´ fiilinin bir anlamı da açığa çıkart­maktır. Yolculuk, bir anlamdda Allah Teala´nm yeryüzüne yerleş­tirdiği delilleri de ortaya çıkarmaktadır.

Kişi bir yolculuğa niyetlendiği zaman iki rekat istihare namazı kılmalı ve Allah Teala´ya sağlam bir şekilde tevekkül etmelidir. Kendisini gözetmesi ve O´nunla sükunet bulması bakımından Al­lah Teala müslümana yetecektir. Kul, O´na tam olarak güvenmeli ve itimad etmelidir. Halini belli etmemeli ve Rabbinden tam olarak razı olmalıdır. Gidişi ve dönüşünün O´nunla olacağını bilmelidir. Yolculuğu esnasında karşılaşacağı delil ve eserlere bakmaya, üzer­lerinde dikkatlice düşünmeye ve ibretler almaya niyetlenmiş olma­lıdır. Yolculuğu ile Allah´ın lütfunu ummaya da niyetlenmelidir. Bü­tün bunlar, teşvik edilmiş yolculuk sebepleridir.

Konuyla ilgili olarak şöyle denilmiştir
: Allah Teala yola çıkacak kulunu meleklerine havale eder. Bu melekler, kulun yolculuk ni­yetlerini kontrol ederler. Herkese niyetine göre istediğini verirler. Eğer dünyalık peşinde ise dünyalık verip ahiretini eksilterek tasa­sını çoğaltırlar. Böylesi hırs ve arzularla dolu biri olup sürekli dün­ya ile meşgul edilir.

Yolculuk niyöti ahiret ve ahiret ehlini talep etmek olan kula da basiret ve idrak lütfedilir. Niyetiyle orantılı olarak ibret ve öğüt al­ma melekeleri güçlendirilir. Tasası da ahiret üzerinde toplanır. Kanaati sayesinde belli bir dünyalığı olur. Ama onu en çok meşgul eden, hırs değil zühddür. Görevli melekler sürekli onun için dua ve istiğfarda bulunurlar.

Yolcunun niyeti, kalbinin düzelmesi, nefsinin riyazeti, halinin açığa çıkarılması ve sıfatlarının %ınanmasıdır. Çünkü nefs, kendi yurdunda boyun eğme ve teslimiyete daha yatkındır. Muhtemelen yolculukta da kulun isteklerine boyun eğecek ve karşı gelmeyecek­tir. Ama yol halinin doğuracağı meşakkat ve sıkıntılar, ardarda öğ­reneceği hakikatlar nefsi alışmış olduğu mecradan çıkartacak ve gerçek yüzünün ortaya çıkmasına zemin hazırlayacaktır. Bu gibi durumlarda, nefsin bastırılmış istekleri ve dürtüleri de açığa çıka­bilir.

Sonuç itibarıyla yolcu, daha önce karşılaşmadığı ilim ve basiret­lerle donanarak nefsinin gizli kalmış yönlerini bunlar sayesinde öğ­renme fırsatını elde edebilir. Bir anlamda bunlar da, arzın gizlediği hususlar olup Allah Teala tarafından sevdiği kullarına dilediği za­man açılmaktadır. O bu meyanda şöyle buyurmuştur: "Halbuki gök­lerde ve yerde gizli olan herşeyi açığa çıkaran Allah´a..." (Nahl/25)

Kul, ilim Öğrenmek  gayesiyle yola çıkıyorsa Allah Teala´nın şu buyruğunda bahsedilenler zümresine dahil olur: "Se­yahat edenler". (Tevbe/112) Buradaki ´seyahat edenler* ile ilim öğ­renmek için gurbete gidenlerin kasdedildiği bildirihniştir. Said b. el-Müseyyeb (ra), tek bir hadis için günlerce seyahat ederdi. Şa´bî de şöyle demiştir: Bir kimse, kendisine doğru yolu gösterecek tek bir kelime için Şam´dan Yemen´in en uç noktasına seyahat etse, yol­culuğunun boşa gittiğini asla düşünmem!

Cabir b. Abdullah (ra) ve diğer sahabiler, Abdullah b. Enis el-En-sari´den (ra) rivayet edilen tek bir hadisi bizzat ondan dinlemek için Medine´den Mısır´a bir ay süren bir yolculuk yapmışlardır. Ha­disi dinledikten sonra geri dönmüşlerdir. Allah Resulü´nün (sav) devrinden günümüze (Hicri IV. Asır) dek hadis öğrenmek için seya­hat edenler, sayılamayacak kadar çoktur.

Allah Resulü´nün (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "İlim öğrenmek için evinden çıkan kimse, dönünceye kadar Allah yolun­dadır".[94]Bir diğer hadis de şöyledir: "İlim aradığı bir yola giren kimseye Allah Teala da cennete götüren bir yol açar"[95]

İlim için harcanan paranın, Allah yolunda harcanan para gibi ol­duğu ve bir dirhemin yedi yüz dirhem hesap edileceği söylenmiştir. Salihlerle görüşmek üzere seyahat eden kimse de fazilet sahibidir. Sahabe´den bir zatın şöyle dediği rivayet edilmiştir: İnsanlar (sa­lihlerle) buluşmak için haccederlerdi. Hac, yolculukların en hayır-lısıdır. Görüldüğü gibi Sahabe haccı salihlerle buluşma vesilesi ola­rak görmüştür.

Yolculuğa çıkan kimse, dininin selameti bakımından daha fay­dalı olduğu düşüncesiyle taşraya yönelmeye niyetlenirse güzel dav­ranmış olur. Çünkü şehirlerde, dünyaya bağlanmak daha kolaydır. Kul, nefsini ezmek, şöhret fitnesinden kaçmak ve kendini Allah´a adamak için de yollara düşebilir. İnsanlardan uzaklaşarak kalbini düzeltme ve halinde istikamet bulma düşüncesiyle de seyahat ede­bilir. İnsanlardan uzaklaşmak, riyazet şekillerinden biridir.

Kişi, yakini imanı kuvvetleninceye ve kalbi itmi´nan buluncaya kadar yalnız kalma cihetine gidebilir. Bu seviyeye ulaştıktan son­ra, bir yerde ikamet etmesiyle yolculuk etmesi ve insanlardan uzaklaşması onun için farksız olacaktır. Çevresinde insanların bu­lunup bulunmaması ona tesir etmeyecektir. Çünkü tasasını onlar üzerinde yoğunlaştırmayacaktır.

Süfyan-ı Sevri (ra) bu hususta şöyle demiştir
: Öyle kötü bir za­mandayız ki, tanınmayan zelil kul bile güvende değilken meşhur­lar nasıl güvende olabilecektir! Bana göre bu zaman, kulun bir bel­deden diğerine intikal edeceği, tanınmaya başladığı bir yerden baş­ka bir beldeye taşınması gereken bir zamandır!

Ebu Nuaym şöyle demiştir
: Süfyan´ı destisini eline, azık torbası­nı sırtına almış bir halde gördüm. ´Hayırdır, yolculuk nereye ey Ebu Abdullah?´ dediğimde şöyle dedi: Ruhsatların yaşanabildiği bir yer duydum. Orada ikamet etmek istiyorum. ´Gerçekten de yapa­cak mısın?´ diye sorduğumda, ´Evet, bir yerde ruhsatların yaşana­bildiğim işittiğinde oraya yerleş, orası dinin için daha güvenli, ta­sa bakımından da daha azdır!´ dedi.

Seri es-Sekatî (ra) sufilere şöyle derdi: Kış çıkıp bahar girdiğin­de ve ağaçları yaprak sardığında yeryüzüne dağılmak gerekir!

Çıkılan yolculukların en hayırlısı; Allah yolunda cihad için, hac için, sınırlan beklemek için ve Allah Resulü´nün (sav) kabrini ziya­ret etmek için çıkılan yolculuktur. Bundan sonra Sahabe´nin me­zarlarını ziyaret etmek için çıkılan yolculuklar gelir. Bunlarda sırf Allah rızasını kazanmaya çalışmak esastır.

Bir din kardeşini ziyaret etmek için yola çıkmak da müstehap görülmüş ve teşvik edilmiştir. Ehli Beyt kanalıyla şöyle bir haber nakledilmiştir: Tevrat´ta şöyle yazılıdır: Hasta ziyareti için bir mil, cenaze teşyii etmek için iki mil, davete icabet için üç mil ve bir din kardeşini ziyaret etmek için dört mil yürü. Bir başka rivayette ise şöyle denilmiştir:

Adamın biri başka bir yerde ikamet eden din kardeşini ziyarete niyetlenmişti. Allah Teala yolunun ortasına bir meleği gözcü koy­du. Melek, yolda karşısına çıkıp ´Nereye gidiyorsun?´ diye sordu. Adam da, ´Palan yerdeki bir din kardeşimin ziyaretine´ dedi. Melek, ´İkinizin arasında ulaman gereken bir bağ (~sıla-i rahim ilişkis...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yolcunun Hükmü
« Posted on: 16 Nisan 2024, 19:49:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yolcunun Hükmü rüya tabiri,Yolcunun Hükmü mekke canlı, Yolcunun Hükmü kabe canlı yayın, Yolcunun Hükmü Üç boyutlu kuran oku Yolcunun Hükmü kuran ı kerim, Yolcunun Hükmü peygamber kıssaları,Yolcunun Hükmü ilitam ders soruları, Yolcunun Hükmüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes