Konu Başlığı: İhya Edilmesi Müstehap ve Lutfun Umulduğu Geceler Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 26 Aralık 2009, 15:30:58 İhya Edilmesi Müstehap Ve Lutfun Umulduğu Geceler Ve Mübarek Günlerde Evrada Devam Edilmesi Hakkındadır
Bu fasılda ihya edilmesi müstehap olan ve lütfün umulduğu gecelerin nasıl ihya edileceğini ve mübarek günlerde devam edilecek evradı anlatmaya çalışacağız. Sene boyunca ihya edilmesi müstehap olan onbeş gece vardır. Bunlardan beşi Ramazan ayı içerisindedir. Ramazan ayının son on gecesinin vitri bu beş geceyi de ihtiva eder. Ramazan ayının onye-dinci gecesi de mühimdir, çünkü o gecenin sabahı Bedir gazvesinde iki ordunun karşılaştığı *Yevmü´l-Furkân=Ayrım Günü´dür. İbni Zübeyr (ra) bu gecenin, Kadir Gecesi olduğunu düşünürdü. Diğer dokuz mübarek gece ise sırayla şöyledir: Muharrem ayının ilk gecesi; Aşure gecesi; Receb ayının ilk gecesi; Receb ayının ortanca gecesi; Receb ayının yirmi yedinci gecesi ki ALLAH Resulü (sav) bu gece yürütülmüş ve Mi´rac gecesi olarak adlandırılmıştır; Arefe gecesi; Kurban ve Ramazan bayramı geceleri; Şaban ayının ortanca gecesi; Sahabe-i Kiram (ra), bu mübarek gecede her rekatta onbir defa İhlas okuyup toplam bin defa îhlas okuyarak yüz rekat namaz kılarlardı. Onlar bu namazı ´Salatü´l-Hayr=Hayır Namazı´ olarak adlandırırlardı. Bu namazın bereketini bilir ve onu kılmak için biraraya gelerek cemaatle kılarlardı. Şaban ayının ortanca gecesiyle ilgili olarak Hasan el-Basri´den (ra) şu söz rivayet edilmiştir: ALLAH Resulü´nün (sav) ashabından otuz kadarı bana şunu naklettiler: Bu namazı o gece kılan kimseye ALLAH Teala yetmiş kez bakar ve her bakışında kulun yetmiş ihtiyacı giderilir ki bunların en hafifi mağfirettir. Denildi ki: ALLAH Teala´mn "Bütün hikmetli işler kararlaştırılır". (Duhan/4) buyurduğu gece, bu gecedir. O gece yılın bütün işleri kararlaştırılıp bir sonrakine kadar uygulanacak hükümler verilir. Muhakkak ki ALLAH Teala en iyi bilendir. Bize göre sahih olan görüş, bütün bunların Kadir Gecesi´ne mahsus olduğu cihetindedir. Nitekim Kadir gecesi bu isimle anılmıştır. Kur´an da buna şahitlik etmekte ve mezkur ayetin başında da bu husus tesbit edilmektedir: "Biz onu mübarek bir gecede indirdik". (Duhan/3) Bunun hemen ardından, dördüncü ayette o gecenin özelliği anlatılarak ´Her hikmetli iş onda kararlaştırılır" buy-rulmuştur. Kur´an-ı Kerim kesinlikle Kadir Gecesi nazil olmuştur. Dolayısıyla üstteki iki ayet de Kur´an´m nüzuluyla ilgili olması cihetinden "Biz onu Kadir gecesi indirdik" (Kadir/l) ayetine uygun düşmektedir. Mübarek günlerde evrada devam edilmesi hususuna gelince, bu tür günlerin sayısı ondokuzdur. Bu ondokuz günde evrada devam edilmesi ve ibadete ağırlık verilmesi müstehaptır. Bu ondokuz gün şunlardır: Aşure günü; Arefe günü; Receb ayının yirmiyedinci günü; Ramazan ayının yirmiyedinci günü; Şaban ayının ortanca günü; Cuma günü; Bayram günü ve bilinen günler (=Eyyâm-ı Ma´lu-mât) ki bunlar Zilhicce´nin on günüdür. Sayılı günler (=Eyyâm-ı Ma´dudât) ki bunlar Teşrik günleridir. Konuyla ilgili bir rivayette şöyle denilmektedir: "Arefe günü tutulan oruç iki senenin kefaretidir; biri geçmiş senenin, diğeri gelecek senenin. Aşura günü orucu ise bir senenin kefaretidir". Enes b. Malik (ra) ALLAH Resulü´nün (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cuma günü selim olunca diğer günler de selim olur. Ramazan ayı selim olunca, bütün sene selim olur". Alimlerimizden biri de şöyle demiştir: Kim şu beş günde gereken çabayı gösterirse, ahirette çaba göstermez. Bunlar, ALLAH Tea-la´dan lütuf ve ziyade sevap umulan günlerdir. Eğer bu günlerde de heva ve hevesinle uğraşır, dünyalıkla meşgul olursanız, ALLAH´ın lütuf ve fazlını ne zaman umabilirsiniz? Bu zatın kasdettiği beş gün; iki bayram günleri, Cuma günü, Arefe günü ve Aşure günü idi. Bu günler dışında faziletli olan günler, pazartesi ve perşembe günleridir. Bu iki günde de ameller ALLAH Teala´ya yükseltilir. Aylar arasında faziletli olanlar ise, dört haram aydır: Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb. ALLAH Teala bu ayları haksızlık ve saldırıda bulunmayı yasaklayarak tahsis etmiş, onları dokunulmazlığı olan aylar olarak belirlemiştir. Zulüm ve haksızlık yapmanın haram kılındığı bu mübarek aylarda ibadet ve takva işleriyle uğraşmak da çok makbul görülmüştür. Bu aylarda yapılan ameller diğer aylara nisbetle daha faziletli olmakla beraber Zilhicce ayında yapılan ibadetler, en faziletli olarak görülmüştür. Bunu sebebi ise, haccm bu ayda ifa edilmesi, ´Ey-yam-ı Ma´lumât=Bilinen günler1 ve ´Eyyam-ı Ma´dudât=S ayılı günler ile tahsis edilmiş olmasıdır. Daha sonra Zilkade gelir ki o da iki sıfata birden sahip olmakla şereflenmiştir: O, hem Haram aylardan biri, hem de hacc aylarından biridir. Muharrem ve Receb ise hacc ayları değildir. Şevval ise, haram aylardan olmamakla birlikte hacc aylarmdandır. Ay içerisindeki en faziletli günler ilk ve son on gündür. Zilhicce ayının ilk ve son on günü, ardından Muharrem ayının ilk on günü, mübarek günlerdir. Bu günlerde yapılan ameller pek faziletlidir ve diğer aylarınkine göre sevab bakımından daha fazlacadır. ALLAH Resulü´nün (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Kim haram ayda şu üç gün oruç tutarsa, ALLAH Teala onu cehennemden yediyüzyıl uzaklaştırır: Perşembe, Cuma ve Cumartesi". Başka bir hadiste ise şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Haram ayın bir gününde tutulan oruç, diğer ayların otuz gününe denktir". Bütün günler bakımından en faziletli vakitler ise, beş vakit namazın vakitleridir. Allah Resulü´nden (sav) rivayet edildi ki: "Allah Resulü, Ramazan ayının son on günü gelince çarşafını dürer ve elbisesinin alt kısmını bağlardı". Başka bir hadiste ise şöyle denilmektedir: Ramazan´m son on günü girince, kendisi gayrete girer, ev halkını da gayr etlendirir di". Yani ibadet ve amellerle yorulur, onları da yorulmaya teşvik ederdi. Başka bir hadiste ise Allah Resulü´nün (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir: "Amel edilen günler arasında Allah Teala´ya Zilhicce´nin on gününden daha üstün ve daha sevimli geleni yoktur. O günlerden birinde tutulan oruç, bir yıllık oruca bedeldir. O günlerde bir gece ibadete kalkmak, Kadir gecesi kıyam etmeye bedeldir". [42] Denildi ki, ´Allah yolunda cihaddan da´. Başka bir rivayette ise ´Malı ve canıyla Allah yolunda cihada çıkıp da her ikisinden de olan kimsenin dışındakilerin cihadından da üstündür. Hadisin başka bir lafzında ise şöyle rivayet edilmektedir: ´Ancak atı boğazlanan ve kendi kanı dökülen kimseninki dışında..´ Allah Teala, bir kulunu sevdiği zaman, kendisine en üstün sevap ve ecirleri verebilmek için faziletli kıldığı vakitlerde, en faziletli amelleri ifa etmesini nasip eder. Bir kuluna gazap ettiğinde ise, haram aylardaki yasakları çiğnetmek, Allah´ın şiarlarını eksilttirmek ve günahlarını arttırmak için faziletli vakitlerde en kötü ve en çirkin amelleri işlemeye sevkeder. Denildi ki: "Tevfik-i İlahi´nin alâmeti üçtür: Sen kasdetmeksizin salih amellerin sana gelmesi; senin istemene rağmen kötülüklerin senden uzaklaştırılması; varlıkta ve yoklukta Allah Teala´ya muh-taciyet ve iltica kapısının açılması. Yardımsız bırakılmanın alametleri de üçtür: Talep etmene rağmen iyi amellere ulaşmanın zorlaşması; Korkmanıza rağmen kötü işlerin kolay kılınması; her durumda Allah´a muhtariyet ve iltica kapısının kapalı olması. Allah Tea-la´dan hüsn-i tevfik ve güzel tercih nasip etmesini niyaz eder, kaza ve kaderin kötülüğünden de O´na sığınırız. [43] |