> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Tasavvuf Eserleri > Kutul Kulub > Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler
Sayfa: 1 [2]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler  (Okunma Sayısı 3608 defa)
25 Aralık 2009, 19:31:58
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« Yanıtla #5 : 25 Aralık 2009, 19:31:58 »



Bu tür tehire misal olarak Allah Teala´mn şu ayetini de zikrede­biliriz: "Eğer üzerinizde Allah´ın lütuf ve rahmeti olmasaydı şeyta­na uyardınız". (Nisa/83) Bu ayet, Allah Teala´mn "Ancak azınlığı dı­şında" (Nisa/83) buyruğuyla birlikte ele alınır ki bu ibare, "Bunla­rın hüküm çıkarmağa gücü yetenleri elbette onu anlarlardı" (Ni­sa/83) ibaresiyle bitişiktir. Buna göre ayetin takdiri şöyle olmakta­dır: ´Bunların hüküm çıkarmağa gücü yetenleri, pek azı dışında onu elbette anlarlar, Allah´ın üzerinizdeki lütuf ve rahmeti olmasaydı şeytana uyardınız´. Bu ayetle ilgili olarak şöyle bir görüş de belirtil­miştir: ´Pek azı´ ibaresi, "Onlara korku ve güvene dair bir haber gel­diğinde onu yayarlar" (Nisa/83) ibaresinden yapılmış bir müstesna­dır. Buna göre de takdiri anlam şöyle olur: ´Onlara korku ve güvene dair bir haber geldiğinde çok azı dışında onu yayarlar´. Bizce bu gö­rüş biraz uzaktır. Bize daha sağlıklı görünen birinci görüştür.

Ibni Abbas da (ra) bir rivayete göre bu anlamda bir kıraati be­nimseyerek şu ayeti buna uygun olarak okumuştur:
"Allah, kötü sözün açıklanmasını sevmez, ancak zulme uğrayanlar başkadır". (Nisa/148) Bu ayet, bir önceki "Eğer şükreder ve inanırsanız, Allah size niye azap etsin?". (Nisa/147) buyruğuyla bitiştirilmiş ve ´Ancak zulme uğrayanlar başkadır ibaresi bunun sonuna konulmuş, böy­lece iki ayetin sıralaması şöyle olmuştur: ´Eğer şükreder ve inanır­sanız Allah size niye azap etsin? Ancak zulme uğrayanlar başkadır. Çünkü Allah fena sözün açıkça söylenmesini sevmez´. Bu durumda ´Allah fena sözün açıklanmasını sevmez´ibaresi, sözün son kısmı ve iki cümlenin arasını ayırıcı kılınmış olmaktadır.

Bunun bir başka misali de Allah Teala´mn şu buyruğudur:
"İn­kar edenlerin bazıları bazılarının dostlarıdır. Eğer böyle yapmazsa­nız yeryüzünde fitne olur". (Enfal/73) Bu ayet, bir önceki "Bununla beraber dinde yardımınızı isterlerse yardım etmek de üzerinize borçtur". (Enfal/72) ibarenin sılası olarak görülmekte ve takdiri an­lam şöyle verilmektedir:´ Bununla beraber dinde yardımınızı ister­lerse yardım etmek de üzerinize borçtur. Eğer böyle yapmazsanız yeryüzünde fitne olur1.

Buna bir başka misal de Allah Teala´mn şu buyruğudur: "Onlar için mağfiret ve değerli bir rızık vardır". (Enfal/4) Bunu takip eden "Nitekim Rabbin seni evinden hak uğrunda savaş için çıkarmıştı". (Enfal/5) ayetiyle bu ayet arasında bir sıla yani bitişme olmayıp takdim ve ilk ayet ile sadece manada bitişme vardır: "De ki: Gani­metler, Allah´a ve Resulü´ne aittir". (Enfal/1) Buna göre ibarenin takdiri şöyle olmaktadır: ´Ganimetler, Allh ve Resulü´ne aittir. Çün­kü Rabbin seni evinden hak yolunda savaş için çıkarmıştı´. Yani, savaşa çıkmaktan sen razı, onlar ise isteksiz oldukları için elde edi­len ganimetler de elbette senin hakkmdır. Bu iki ibare arasına gi­ren parantezde ise, müminlere takva ve İslah emredümekte, ima­nın ve salih olmanın vasıfları anlatılmaktadır. İşte bu parantez cümleden dolayı ayetlerin bütün olarak anlaşılabilmesi noktasında zorluk doğmuştur.

Bu meyanda Allah Teala´mn şu buyruğunu da misal olarak zik­redebiliriz:
"Ta ki siz yalnız Allah´a inanmcaya kadar. Ancak İbra­him´in, babasına ´Elbette senin için mağfiret dileyeceğim...´ sözü bunun dışındadır". (Mümtehine/4) Ayetin bu kısmı ilk kısmı olan "İbrahim´de ve beraberindekilerde sizin için güzel bir örnek vardır" ifadesiyle bitişiktir. Buna göre de ayetin takdiri şöyle yapılabilir:´ İbrahim´de ve beraberindekilerde sizin için güzel bir örnek vardır. Ancak İbrahim´in, babasına ´Elbette senin için mağfiret dileyece­ğim...´ sözü bunun dışındadır5. Bu istisnanın indiriliş sebebi ise, Mekke müşriklerinin, İbrahim´in (as) bu sözüne dayanarak, Allah Resulü´ne (sav) ´Biz de müşrik olarak ölen atalarımız için istiğfar­da bulunalım´ demeleridir. Onların bu sözleri üzerine ´ibrahim Pey­gamberin (as) örnekliğinde onun bu sözünün müstesna tutulması­nı ihtiva eden bu ayet-i kerime nazil olmuştur. Daha sonra bir ayet daha nazil olarak, İbrahim´in (as) babası için yaptığı istiğfarın, sırf verdiği bir sözü tutması için yapıldığını bildirmiştir. O ayet şöyle­dir: "İbrahim´in, babasıyla ilgili istiğfarı da sırf ona vermiş olduğu bir sözden dolayı idi". (Tevbe/114)

Allah Teala´mn şu buyruğu da bu hususa misal olarak gösteri­lir:
"Ve sizin için din olarak İslâm´dan razı oldum. Her kim dayanıl­maz açlık halinde çaresiz kalırsa, günaha meyil maksadı olmaksı­zın..". (Maide/3) Ayetin bu kısmı ilk kısmı ile bitişiktir. Ayetin ilk kısmı şöyledir: "Size şunlar haram kılındı: Ölü, kan, domuz eti...". Buna göre de ayetin takdiri şöyle yapılabilir: ( Size şunlar haram kılındı: ölü, kan, domuz eti... Dayanılmaz açlık halinde çaresiz ka­lan kimse, günaha meyil maksadı olmaksızın..´

Yukarıda anlatmaya çalıştığımız türden ifade şekillerinin Kur´an-ı Kerinı´de bir çok misalleri vardır. Bunlar, Kur´an ilimlerin­den sadece bir nebzedir. Bu fasılda azı zikrederek çoğa karşı kulun dikkatim çekmek, bir kaç misal ile bir çok hususa rehberlik etmek istedik. Kul, bu misal ve bilgilerden istifade ederek bunları diğer ayetlere de uygulayabilir. Aslında bütün bunlar, Arap Dili´nin ifade şekilleri ve sanatlarından, onların Arapça´yı kullanma yollarından ve onu daha güzel ifade etme istikametindeki çabalarına ışık tut­maktan ibarettir.

Arap dili bilginleri, sözün uzununu beyan, kısasını hıfzetmek için daha uygun görürler. Takdim ve tehiri, ifadeyi güzelleştirmek için kullanırlar. Kur´an da tamamen fasih ve beliğ bir metindir. Çünkü Araplara göre belagatın sıfatı, dağınık ve çok olan sözün kı­sa ve özlü hale getirilmesi, kısa ve özlü olanın ise, açılıp tefsir edil­mesidir. Açıklamaya ihtiyaç varken sözü kısa tutmak, Araplara gö­re bir acizlik iken, kısa ve Özlü ifade edilebilecek bir hususun dal­landırılarak anlatılması ise söz bilmemezliktir. Allah Teala, onla­ra kendi dilleriyle hitab ettiği zaman, onlara akıllarına uygun bir şekilde anlatmış ve yadırgayacakları bir üslup kullanmamıştır. Böylece sözünün, onlar nezdinde güzel bulunmasını, benzerini söylemeleri bakımından ise onlar aleyhinde bir delil olmasını mu-rad etmiştir. Çünkü Allah Teala, katından bir lütuf ve rahmet ola­rak onlara bilebilecekleri ve güzel görecekleri bir Kelam ile hitab etmiştir.

Halkın havas kesimi, ilmi makamları, kendilerine nasip edilen akim üstünlüğü ve sahip oldukları ilmi seviyelere göre Kur´an´m getirdiği bilgileri kavramada değişik seviyelere sahip olurlar. Çün­kü Kur´an-ı Kerim, hem umum hem husus, hem muhkem hem mü-teşabih ve hem zahir hem de batın bir hitaba sahiptir. Buna göre umumu, halkın avamı, hususu halkın havassı, zahiri zahir ehli, ba­tını ise batın ehli için anlaşılır olmaktadır.

Allah Teala ilmiyle her şeyi kuşatacak kadar geniş ve her şeyi bilendir. Allah Teala, inanan kulları ihtilafa düştükleri zaman on­lara hakkı kendi izniyle gösterecektir; kalpler kat´i imanın nuru ile safa bulduğu, akıllar tevfik ve tedbir ile teyid edildiği, halkla ilgili kaygılardan sıyrılıp, sadece Hâlık üzerinde itikaf edildiği ve nefs her türlü hevadan arındırıldığı zaman ruh serbestçe yol alır ve me-lekût-i a7a´da dolaşır. Kalp de, yakini imanın delici nuru ile Arş´m melekûtunu Mevsuf Teala´mn sıfatlarının, Hallak Teala´mn hü­kümlerinin manaları üzerinden kaldırır. Ma´ruf Teala´mn isimleri­nin batınını, Ra´uf ve Rahim Teala´mn ilminin garib yönlerim açı­ğa çıkarır. Mürid, Ma´ruf Teala´mn sıfatlarına mükaşefe yoluyla şa­hit olur ve O´nun şahitliğim tam manasıyla yapar ve Allah Tea­la´mn "Onu hakkıyla okurlar. İşte onlar ona inanırlar" (Baka­ra/121) buyurduğu kimselerden olur.

Kur´an-ı Kerim´i hakkıyla okumak, ancak müminlere mahsus­tur. Çünkü Allah Teala´nm imandan bir hakikat bahşettiği kimseye, bir o kadar da Kur´an´m manasından bahşedilir. Onun madeni, mü­şahededen doğan bir hakikattir. Kur´an´m müşahede ile okunması işte bunu temin eder. Kişinin imanının hakikilik ölçüsü yükseldik­çe, Kur´an´ı müşahede ile anlaması da o kadar artar. Nitekim Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Onlara O´nun ayetleri okunduğu zaman imanlarını arttırır". (Enfal/2) İşte onlar hakiki müminlerdir.

Kur´an okuyan kul
; Kur´an meclisinde hazır bulunup daha son­ra onunla diğerlerini uyaran, imanında artma ve aralarında Kur´an ile müjdeleşme olan kullar gibi sıfatlandırılır: "Onun huzuruna var­dıklarında ´Susun, dinleyin!´ dediler. (Okunması) bitirilince de uya­rıcılar olarak kavimlerine döndüler". (Ahkaf/29); "Her inen sure on­ların imanını arttırmıştır ve onlar birbirleriyle müj deleşmektedir-ler". (Tevbe/124) Yine Kur´an okuyucusu, ilmiyle övülüp ümit ile sena edilen ve Allah korkusu taşıyan kullarının sıfatlarıyla sıfatlan­dırılır; Allah Teala buyurdu ki: "Ahiretten sakınır ve Rabbinin rah­metini ümit eder. De ki: Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olur mu?". (Zümer/9); "Rablerine korku ve umut ile dua ederler". (Secde/16) İş­te bunlar, Allah ehli, O´nun yakınları, sevgilileri ve halis kullarıdır.

Bunlar hakkında Allah Resulü´nden de (sav) şöyle bir hadis ri­vayet edilmiştir:
"Kur´an ehli, Allah ehli ve yarattıkları arasında O´nun en has kullarıdır".[21] İbni Mesud da (ra) şöyle derdi: Sizden bi­ri nefsi hakkında Kur´an´dan başkasını isteyemez; eğer Kur´an´ı se­verse, Allah´ı da sever. Eğer Kur´an´ı sevmiyorsa Allah´ı da sevmi-yordur. Onun bu sözü, halk dilinde dolaşan şu sözü teyid etmekte­dir: Bir konuşmacıyı sevdiğinde, onun konuşmasını da seversin. Ondan hoşlanmadığında konuşmasından da hoşlanmazsın.

Ebu Muhammed Sehl şöyle demiştir: İmanın alame...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler
« Posted on: 28 Mart 2024, 11:04:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler rüya tabiri,Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler mekke canlı, Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler kabe canlı yayın, Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler Üç boyutlu kuran oku Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler kuran ı kerim, Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler peygamber kıssaları,Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadeler ilitam ders soruları, Kur'an'da Mufassal ve Muvassal İfadelerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: 1 [2]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes