> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte > Zekat 6
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zekat 6  (Okunma Sayısı 1261 defa)
03 Mayıs 2010, 14:12:12
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Mayıs 2010, 14:12:12 »



İKİNCİ BAB

MALDAKİ ZEKÂTLA İLGİLİ HÜKÜMLER

BİRİNCİ FASIL

MÜŞTEREK HADİSLER


ـ1ـ عن مراد رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قال رسول اللّه #: قَدْ عَفَوْتُ لَكُمْ عَنِ الخَيْلِ وَالرَّقِيقِ فَهَاتُوا صَدَقَةً الرِّقَةِ مِنْ كُلِّ أرْبَعِينَ دِرْهَماً دِرْهَمٌ، وَلَيْسَ في تِسْعِينَ وَمِائَةٍ شَىْءٌ. فَإذَا بَلَغَتْ مِائَتَيْنِ فَفِيهِمَا خَمْسَةُ دَرَاهِمَ[. أخرجه أصحاب السنن.»الرِّقَةُ« الدراهم المضروبة .



1. (2014)- Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizi (ticarî olmayan) atın ve kölenin zekâtından affettim. Öyle ise gümüş paralarınızın zekâtını verin. Bunun her kırk dirhemine bir dirhem vereceksiniz. Ancak yüz doksan dirheme zekât düşmez. İkiyüz dirheme ulaştı mı beş dirhem verilecektir." [Tirmizî, Zekât 3, (620); Ebû Dâvud, Zekât 4, (1574); Nesâî, Zekât 18, (5, 37).][30]



AÇIKLAMA:



1- Metinde geçen rika, "varak"tan gelir. İddie ve diyet kelimelerinde olduğu gibi baştaki "v" düşmüş, onun yerine sona yuvarlak "t" gelmiş ve rika olmuş. "Varak" madrûb (basılmış) dirhem demektir. Arapçada dînar altın paranın ismidir, dirhem de gümüş paranın ismi. Şu halde bazı alimlere göre bunların madrûb olanına rika denmektedir. Ancak İbnu Hacer rika´yı, "hâlis gümüştür, madrûb olmuş olmamış farketmez" diye açıklar.

2- Resûlullah, ticarî maksadla olmayıp, binmek, yük taşımak gibi aile ihtiyacını görmek üzere beslenen at ve benzeri hayvanlarla, yine şahsî hizmetlerde istihdâm edilmek üzere bulundurulan köle için zekât alınmayacağını beyân etmektedir.

3- Resûlullah´ın "Affettim" demesi, aslında her şeyin zekâta tâbi olduğuna işaret etmektedir. Yani normalde her mal için zekât verilecektir, zekâtın verilmemesi bir günahtır, amma hizmetinizde kullandığınız at ve kölenin zekâtını vermeme günâhı affedilmiştir mânasında bir ifâde.

4-Hadis 200 dirheme ulaşmayan miktardaki servete zekât düşmeyeceğini ifâde ediyor. 199 yerine 190 rakamının verilişi, küsura yer vermemek içindir. Nitekim "200 dirheme ulaştı mı..." tâbiri hududun 190 değil, 200 olduğunu ifâde etmektedir.

Başka rivâyetler, bu nisaba ulaşan servetin üzerinden bir yıl geçme şartını tasrîh edecektir.[31]



ـ2ـ وعن أنس ]أنَّ أبَا بَكْرٍ الصِّدِّيقَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهُما كَتَبَ لَهُ حِينَ وَجَّهَهُ إلى الْبَحْرَيْنِ هَذَا الْكِتَابَ وَخَتَمَهُ بِخَاتَمِ النَّبىِّ #، وَكَانَ نَقْشُ الخَاتِمِ ثََثَةَ أسْطُر: مُحَمَّدٌ سَطْرٌ، وَرَسُولُ سَطْرٌ، وَاللّهُ سَطْرٌ: بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِىمِ. هذهِ فَرِيضَةُ الصَّدَقَةِ الَّتِى فَرَضَهَا رسولُ اللّهُ # عَلى المُسْلِمِينَ وَالَّتِى أمَرَ اللّهُ تَعالى بِهَا رَسُولَهُ #، فَمَنْ سُئِلَهَا مِنَ المُسْلِمِينَ عَلى وَجْهِهَا فَلْيُعْطِهَا، وَمَنْ سُئِلَ فَوْقَهَا فََ يُعْطِ: في أرْبَعٍ وَعِشْرِينَ مِن ا“بِلِ فَمَا دُونَهَا مِنَ الغَنَمِ في كُلِّ خَمْسٍ شَاة. فإذَا بَلَغَتْ خَمْساً وَعِشْرِينَ إلى خَمْسٍ وَثََثِينَ فَفِيهَا بِنْتُ مَخَاضٍ أُنْثى، فإنْ لَمْ تَكُنِ ابْنَةُ مَخَاضٍ فابْنُ لَبُونٍ. فإذَا بَلَغَتْ سِتّاً وَثََثِينَ إلى خَمْسٍ وَأرْبَعِينَ فَفِيهَا بِنْتُ لَبُونٍ أُنْثى فإذَا بَلَغَتْ سِتّاً وَأرْبَعِينَ إلى سِتِّىنَ فَفِيهَا حِقَّةٌ طُرُوقَةُ الجَمَلِ. فَإذَا بَلَغَتْ وَاحِدَةً وَسِتِّىنَ إلى خَمْسٍ وَسَبْعِينَ فَفِيهَا جَذَعَةٌ. فَإذَا بَلَغَتْ سِتّاً وَسَبْعِينَ إلى تِسْعِينَ فَفِيهاَ بِنْتَا لَبُونِ. فإذَا بَلَغَتْ إحْدَى وَتِسْعِينَ إلى عِشْرِينَ وَمِائَةٍ فَفِيهَا حِقَّتَانِ طَرُوقَتَا الجَمَلِ. وَإذَا زَادَتْ عَلى عِشْرِينَ وَمِائَةٍ فَفِى كُلِّ أرْبَعِينَ بِنْتُ لَبُونٍ. وَفي كُلِّ خَمْسِينَ حِقَّةٌ، وَمَنْ لَمْ يَكُنْ مَعَهُ إَّ أرْبَعٌ مِنَ ا“بِلِ فَلَيْسَتْ فِيهَا صََدَقَةٌ إَّ أنْ يَشَاءَ رَبُّهَا. فإذَا بَلَغَتْ خَمْساً مِنَ ا“بِلِ فَفِيهَا شَاةٌ. وَصَدَقَةُ الْغَنَمِ في سَائِمَتِهَا. فَإذَا بَلَغَتْ أرْبَعِينَ إلى عِشْرِينَ وَمِائَةِ شَاةٍ شَاةٌ، فإذَا زَادَتْ

عَلى عِشْرِينَ وَمِائَةٍ إلى مِائَتَيْنِ فَفِيهَا شَاتَانِ، وَإذَا زَادَتْ عَلى مِائَتَيْنِ إلى ثََثِمَائَةٍ فَفِيهَا ثََثُ شِيَاهٍ. فإذَا زَادَتْ عَلى ثََثِمِائَةٍ فَفِى كُلِّ مِائَةٍ شَاةٌ. فإذَا كَانَتْ سَائِمَةُ الرَّجُلِ نَاقِصَةً عَنْ أرْبَعِينَ شَاةً وَاحِدَةً فَلَيْسَ فِيهَا صَدَقَةٌ إَّ أنْ يَشَاءَ رَبُّهَا. وََ يُجْمَعُ بَيْنَ مُتَفَرِّقٍ وََ يُفَرِّقُ بَيْنَ مُجْتَمِعٍ خَشْيَةَ الصَّدَقَةِ. وَمَا كانَ مِنْ خَلِيطَيْنِ فإنَّهُمَا يَتَراجَعَانِ بَيْنُهُمَا بِالسَّوِيَّةِ، وََ يُخْرَجُ في الصَّدَقَةِ هَرِمَةٌ، وَََذَاتُ عَوَارٍ، وََ تَيْسٌ إَّ أنْ يَشَاءُ المُصَدِّقُ. وفي الرِّقَةِ رُبُعُ الْعُشْرِ، فإنْ لَمْ يَكُنْ إَّ تِسْعِينَ وَمِائَةً فَلَيْسَ فِيهَا صَدَقَةٌ إَّ أنْ يَشَاءَ رَبُّهَا، وَمَنْ بَلََغَتْ عِنْدَهُ مِنَ ا“بِلِ صَدَقَةُ الجَذَعَةِ وَلَيْسَ عِنْدَهُ جَذَعَةٌ وَعِنْدَهُ حِقّةٌ فإنَّها تُقْبَلُ مِنْهُ الحِقّةُ وَيَجْعَلُ مَعَهَا شَاتَيْنِ إنِ اسْتَيْسَرَتَا لَهُ أوْ عِشْرِينَ دِرْهَماً. وَمَنْ بَلَغَتْ عِنْدَهُ صَدَقَةُ الحِقّةِ وَلَيْسَتْ عِنْدَهُ الحِقَّةُ وَعِنْدَهُ الجَذَعَةُ فإنّهَا تُقْبَلُ مِنْهُ الجَذَعَةُ وَيُعْطِيهِ المُصَدِّقُ عِشْرِينَ دِرْهَماً أوْ شَاتَيْنِ. وَمَنْ بَلَغَتْ عِنْدَهُ صَدَقَةُ الحِقّةِ وَلَيْسَتْ عِنْدَهُ وَعِنْدَهُ ابْنَةُ لَبُونٍ فإنَّها تُقْبَلُ مِنْهُ ابْنَةُ لَبُونٍ وَيُعْطى شَاتَيْنِ أوْ عِشْرِينَ دِرْهماً وَمَنْ بَلَغَتْ صَدَقَتُهُ بِنْتَ لَبُونٍ وَلَيْسَتْ عِنْدَهُ وَعِنْدَهُ حِقّةٌ فإنّهَا تُقْبَلُ مِنْهُ الحِقّةُ وَيُعْطِيهِ المُصَدّقُ عِشْرِينَ دِرْهماً أوْ شَاتَيْن، وَمَنْ بَلَغَتْ عِنْدَهُ صَدَقَةُ بِنْتِ لَبُونٍ وَلَيْسَتْ عِنْدَهُ بِنْتُ لَبُونٍ وَعِنْدَهُ بِنْتُ مَخَاضٍ فإنَّهَا تُقْبَلُ مِنْهُ بِنتُ مَخَاضٍ وَيُعْطَى مَعَهَا عِشْرِينَ دِرْهماً أوْ شَاتَيْنِ، وَمَنْ بَلَغَتْ عِنْدَهُ صَدَقَةُ بِنْتِ مَخَاضٍ وَلَيْسَتْ عِنْدَهُ وَعِنْدَهُ بِنْتُ لَبُونٍ فإنّها تُقْبَلُ مِنْهُ بِنْتُ لَبُونٍ وَيُعْطِيهِ المُصَدِّقُ عِشْرينَ دِرْهماً أوْ شَاتَيْنِ. فإنْ لَمْ تَكُنْ عِنْدَهُ بِنْتُ مَخَاضٍ عَلى وجْهِهَا وَعِنْدَهُ ابنُ لَبُونِ فإنَّهُ يُقْبَلُ مِنْهُ،

وَلَيْسَ مَعَهُ شَىْءٌ[. أخرجه البخارى وأبو داود والنسائى.»بِنْتُ المَخاضِ وابنُ المَخَاض« من ا“بل: مَا استكمل السنة ا‘ولى ودخل في الثانية.و»بِنتُ اللَّبُونِ وابنُ اللَّبُونِ« ما استكمل الثانية ودخل في الثالثة.»الحِقّةُ« ما استكمل الثالثة ودخل في الرابعة.»الجَذَعَةُ« ما استكمل الرابعة ودخل في الخامسة.وقوله »طَرُوقَةُ الجمل« أى يطرقها ويركبها.وَ»السَّائِمَةُ« من الغنم: الرعية غير المعلوفة.وقوله »َ يُجْمَعُ بَيْنَ مُتَفَرِّقٍ وََ يُفَرِّقُ بَيْنَ مُجْتَمِعٍ خَشْيَةَ الصَّدَقَةِ« هو أن يكون ثثة نفر مث لكل واحد منهم أربعون شاة وقد وجبت على كل واحد منهم بانفراد شاة فيجمعونها فتكون عليهم شاة فنهوا عن ذلك، هذا في الجمع. وأما التفريق فأن يكون لكل واحد من الخليطين مائة شاة وشاة فيجب عليهم ثث شِيَاهِ، فإذا فرقاها كان على كل واحد منهما شاة، فنهوا عن ذلك إذا فعل حشية الصدقة.و »التَّرَاجُعُ« التقاسط والتعادل.»وَالهَرِمَةُ« الكبيرة الطاعنة في السن.و »العَوَارُ« بفتح العين وقد تضم: هو العيب.و »المُصَدِّقُ« بتخفيف الصاد وتشديد الدال: عامل الصدقة والساعى أيضاً.

.وقوله »إَّ أنْ يَشَاءَ المُصَدِّقُ« يدل على أن

له اجتهاد ‘ن يده كيد المساكين وهو كالوكيل لهم.



2. (2015)- Hz. Enes (radıyallâhu anh)´in anlattığına göre, Hz. Ebû Bekir es-Sıddîk (radıyallâhu anh), kendisini Bahreyn´e gönderdiği zaman, ona şu gelecek talimatı yazılı olarak vermiş ve altını da Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın mührü ile mühürlemişti. Mühüre nakşedilen yazı üç satır halinde idi. Bir satırda Muhammed, bir satırda Resûl, bir satırda da Allah yazılı idi. Mektup şöyle idi: "Bismillâhirrahmânirrahîm. Bu, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın müslümanlara farz kıldığı ve Allah´ın da Resûlüne emretmiş olduğu zekât farîzasıdır. Müslümanlardan her kimden bu, usûlünce taleb edilirse, derhal vermelidir. Kimden de belirtilenden fazlası istenirse vermesin:

1) 24 ve daha aşağı miktardaki deve için koyun olarak vâcib zekât, her beş devede bir koyundur.

2) 25´e ulaştı mı, 35´e kadar, dişi bir bintu mehâz (ikinci seneye basan dişi deve); eğer bintu mehâz yoksa, bir ibnu lebun (ikisine basan erkek deve).

3) 36´ya ulaştı mı 45´e kadar, bir dişi bintu lebun (üç yaşına basan dişi deve).

4) 46´ya ulaştı mı 60´a kadar, erkek devenin aşacağı bir dişi deve Tarûkatu´lfahl).

5) 61´e ulaştı mı 75´e kadar, bir ceza´a (beş yaşına basan bir deve).

6) 71´e ulaştı mı 90´a kadar iki bintu lebun.

7) 91´e ulaştı mı 120´ye kadar, erkek devenin aşacağı iki hıkka (dördüne basan deve).

8) 120´yi aşınca, her kırk için bir bintu lebun.

9) Her 50´de, bir hıkka.

10) Sâdece 4 devesi olana zekât düşmez, sahibi nâfile olarak verirse o başka.

11) 5 devesi olana bir koyun düşer.

12) Koyunun zekâtı sâime olanlardan alınır. (Sâime kırda otlatılan hayvana denir.) Sâime koyun 40´a ulaştı mı 120´ye kadar, bir koyun alınır.

13) 120´yi geçti mi 200´e kadar, iki koyun alınır.

14) 200´ü geçti mi 300´e kadar, üç koyun alınır.

15) 300´ü geçti mi her yüz koyunda bir koyun alınır.

16) Adamın sâime koyunları 40´tan bir eksik olsa ona zekât düşmez. Sahibi (nafile olarak) kendiliğinden verirse o başka.

17) Zekât korkusuyla, müteferriklerin araları birleştirilmez, birleşik olanlar da ayrılmazlar.

18) İki ortağın malından alınan zekâtta her ikisi de ,adalet üzere birbirlerine müracaat ederler.

19) Zekât olarak çok yaşlı, ayıplı ve (koç, teke gibi) döl hayvanı verilmez, zekât memuru kabûl ederse o başka.

20) (İki yüz dirhemlik) gümüşte, onda birin dörtte biri (yani kırkta bir miktarı) zekât vâcibtir.

21) Gümüş miktarı 190 dirhemse, 200 dirhemden az olursa zekât yoktur. Sâhibi verirse o başka.

22) Kimin deve sayısı, zekât olarak bir ceza´a vermeyi gerektiren miktarı bulur ve fakat sürüsünde ceza´a olmaz da hıkka olursa, bu kimseden hıkka kabul edilir ve buna, adama kolay geldiği takdirde iki koyun eklenir veya yirmi dirhem eklenir.

23) Kimin zekât olarak hıkka vermesi gerekir ve fakat sürüsünde hıkka olmaz ceza´a olursa, adamdan ceza´a kabul edilir, zekât memuru ona yirmi dirhem veya iki koyun verir.

24) Kimin zekât olarak hıkka vermesi gerekir, fakat sürüde hıkka değil bintu lebun olursa adamdan bintu lebun kabul edilir, kendisine iki koyun veya yirmi dirhem verilir.

25) Kimin zekât olarak bintu lebun vermesi gerekir, ancak bintu lebun´u yok, hıkka´sı varsa kendisinden hıkka kabul edilir, zekât memuru kendisine ayrıca yirmi dirhem veya iki koyun öder.

26) Kimin zekât olarak bintu lebun ödemesi gerekir, fakat bintu lebûn´u olmaz, bintu mehâz´ı olursa, ondan bintu mehâz kabul edilir, ancak yirmi dirhem veya iki koyun daha verir.

27) Kimin zekât olarak bintu mehâz vermesi gerekir, fakat bintu mehâz´ı olmaz, bintu lebûn´u olursa kendisinden bintu lebûn kabul edilir, zekât memuru yirmi dirhem veya iki koyun verir.

28) Eğer adamın münasip şekilde bintu mehâzı yoksa, ibnu lebûn´u varsa, bu ondan kabûl edilir, beraberinde bir ödeme gerekmez." [Buhârî, Zekât 33, 34, 35, 37, 38, 39, 40, Şirket 2, Hiyel 3; Ebû Dâvud, Zekât 4, (1567); Nesâî, Zekât 5, (5, 18-23).][32]



AÇIKLAMA:



1- Görüldüğü üzere, Hz. Ebû Bekir, zekât toplamak üzere Bahreyn´e musaddık (zekât toplama memuru) olarak gönderdiği Hz. Enes´e yazılı bir vesika veriyor ve altını da resmî mühürle mühürlüyor. Bu rivâyetten hareketle, bütün zekât me´murlarına böyle bir vesikanın verildiği sonucunu çıkarabiliriz. Bu vesika, başlangıç kısmındaki takdîm paragrafından da anlaşılacağı üzere, sadece karışık olan hesaplamada unutma ve iltibası önlemeye mâtuf değil, aynı zamanda halka itminân vermek ve suistimalleri önleme kasdına da yöneliktir. Halk icabında, zekât memurunu kontrol edebilecektir.

2-Hadisi tercüme ederken metni madde madde paragraflara ayırdık ve her paragrafa madde numarası verdik. Bazı maddeler îzaha muhtaçtır. Gerekli açıklamaları, aşağıda sırayla parağraf numaralarının karşısına kaydediyoruz.

3-Sâdece bu hadiste değil, zekât bahsinin müteakip bir kısım hadîslerinde de sıkça geçecek olan deve çeşitleriyle ilgili açıklamaları toptan ve öncelikli olarak veriyoruz:

Bintu Mehâz: Bir yaşını doldurup ikisine basan dişi deve.

İbnu Mehâz: Bir yaşını doldurup ikisine basan erkek deve.

Bintu Lebûn: İki yaşını doldurup üçüne basan dişi deve.

İbnu Lebûn: İki yaşını doldurup üçüne basan erkek deve.

Hıkka: Üç yaşını doldurup dördüne basan dişi deve.

Tarûkatu´l-Fahl: Erkek devenin aşacağı (dölleyeceği) deve demektir. Bir bakıma hıkka´dır. Esâsen hıkka, erkek devenin aşmasına hak kazanmış mânasına gelir.

Ceza´a: Dördünü tamamlayıp beş yaşına basan dişi devedir.

Ceza´: Dördünü tamamlayıp beş yaşına basan erkek devedir.

Sâime: Yemle değil, otlakta beslenen koyun.[33]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zekat 6
« Posted on: 29 Mart 2024, 05:18:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zekat 6 rüya tabiri,Zekat 6 mekke canlı, Zekat 6 kabe canlı yayın, Zekat 6 Üç boyutlu kuran oku Zekat 6 kuran ı kerim, Zekat 6 peygamber kıssaları,Zekat 6 ilitam ders soruları, Zekat 6önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes