> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte >  Yiyecekler Bölümü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yiyecekler Bölümü  (Okunma Sayısı 1496 defa)
03 Mayıs 2010, 11:36:40
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 03 Mayıs 2010, 11:36:40 »



Yiyecekler Bölümü





(Bu bölümde beş bab var)
BİRİNCİ BAB
YEME ÂDÂBI
YİYECEK ALETLERİ
BESMELE
YEMEK NE SURETLE YENMELİDİR?
EL VE AGZIN YIKANMASI
ÇOK YEMENİN ZEMMİ
MÜTEFERRİK ÂDÂBLAR
İKİNCİ BAB
MUBAH VE MEKRUH YİYECEKLER
(Bu babta iki fasıl var)
BİRİNCİ FASIL
HAYVANLARDAN MÜBAH VE MEKRUH OLANLAR
Keler
Tavşan
Sırtlan
Kirpi
Toy
Çekirge
At
Pislik Yiyenler (Sadır Hayvanı)
Haşereler
Muzdar
Cizye ve Sadaka Devesi
Et
İKİNCİ FASIL
HAYVANÎ OLMAYAN MEKRUH YİYECEKLER
YABANCILARIN YEMEGİ
ÜÇÜNCÜ BAB
HARAM YİYECEKLER
DÖRDÜNCÜ BAB
HZ. PEYGAMBER VE ASHABININ YEDİKLERİ VE BUNLARIN MEDHİ
BEŞİNCİ BAB
BAZI VESİLELERLE YENEN YEMEKLER
DÜGÜN ZİYAFETİ
AKÎKA
FERE´ VE ATÎRE KURBANLARI


UMUMÎ AÇIKLAMA


İnsanların millî ve dinî şahsiyetlerinin tekevvününde temel teşkil eden kültürel unsurları bazı ana esaslara irca etmek gerekirse bunlardan birini mutfak teşkil eder.[1] Mutfak deyince sadece yeme-içme maddelerini anlamıyoruz. Yenilmesi ve içilmesi helal olanlar, mübah ve mekruh olanlar, haram olanlar, mukaddes olanlar, bunlarla ilgili âdâblar, inançlar, tarzlar vs. hepsi mutfak´a dahildir.

Evet her kültürün, her medeniyetin kendine has bir kıyafeti olduğu gibi bir de mutfağı vardır. Dolayısiyle İslam´ın da hususi bir mutfağı vardır. Müslüman kalmanın şartları arasında, İslam kıyafetinin muhafazası gibi mutfağının da korunması icabeder. Kâmil ma´nâda müslüman olmak için İslam mutfağından yemek şarttır. Başka bir ifade ile gayr-ı müslim mutfaktan beslenerek müslüman kalmak zordur. Veya kendi kendimizi aldatmadır.

Sözgelimi İslam mutfağında şarap, domuz, leş, yırtıcı hayvan eti, besmelesiz kesilmiş hayvan eti, böcek, haşerât yoktur.

Kur´an ve hadis, bu kültürel müesseseye geniş yer verir. Sadece temel meselelerini değil en tabiî meselelerine, en küçük âdâbına varıncaya kadar her şeyini ele alır, kendi hükmünün şeklini eksiksiz verir, bir başka kültürden taklid ve iktibasa gerek bırakmaz. İslam´ın mensublarına, aynen ibadet gibi, inanç meseleleri, kıyafet ölçüleri gibi, bunları da öğrenip tatbik etmek, muhafaza etmek düşer.

Tekrar ediyoruz: İslam medeniyet dinidir. Bütün medenî müesseselere kendi ölçü ve şablonlarını vazeder, mensubunu hiçbir hususta yabana muhtaç etmez.

İşte bu bahiste, İslam mutfağını ana ve ta´li meseleleriyle tanıtan hadisleri göreceğiz.

Hadislere geçmezden önce "mutfak"la ilgili bazı âyetleri kaydedeceğiz. Şimdiden şunu bilmemizde fayda var: Kur´an-ı Kerim´in en uzun surelerinden birinin adı Mâide yani sofra´dır, ve baş tarafı yiyecekle ilgili temel meseleleri vaz eder. Mâide suresinin, Kur´an-ı Kerim´in ilk surelerinden biri oluşu (5. sure) da mevzuumuz açısından ehemmiyet taşır.

"...O peygamber onlara ma´rufu emreder, münkerden nehyeder, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılar..." (A´raf 157).

"Ey insanlar! Yeryüzündeki temiz ve helal şeylerden yiyin!..." (Bakara 168).

"Leş, kan, domuz eti, Allah´tan başkası adına kesilenler, -canları çıkmadan önce kesmemişseniz, boğulmuş, bir yerine vurularak öldürülmüş, düşüp yuvarlanmış, başka bir hayvan tarafından süsülmüş, yırtıcı hayvan tarafından yenmiş olanlar- dikili taşlar üzerine boğazlananlar... size haram kılındı... Açlıktan darda kalan günaha kaymaksızın yiyebilir... (Ey Muhammed!) sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar, de ki: "Size temiz olanlar helal kılındı, Allah´ın size öğrettiği üzere alıştırıp yetiştirerek öğrettiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah´ın adını anın... Bugün, size temiz olanlar helal kılındı. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin yemeğiniz de onlara helaldir." (Maide 3-5).

"Deniz avı ve onu yemek size de, yolculara da geçimlik olarak helal kılınmıştır. İhramlı bulunduğunuz sürece kara avı size haram kılınmıştır..." (Mâide 96).

"Aranızda mallarınızı haksızlıkla yemeyin; bildiğiniz halde günaha girerek insanların mallarından bir kısmını yemek için onu hâkimlere aktarmayın" (Bakara 188).

"Ey iman edenler! Faizi kat kat alarak yemeyin. Allah´tan sakının ki, başarıya eresiniz" (Ali İmrân 130).

"Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda haksızlıkla değil, karşılıklı rıza ile yapılan ticaretle yeyin, haram ile nefsinizi mahvetmeyin" (Nisa 29).

"Elde ettiğiniz ganimetleri temiz ve helal olarak yeyin..." (Enfal 69).

"Allah´ın âyetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah´ın adı anılmış olan şeyden yeyin" (En´am 118).

"Üzerine Allah´ın adının anılmadığı kesilmiş hayvanları yemeyin, bunu yapmak Allah´ın yolundan çıkmaktır" (En´am 121).

"Taze et yemeniz... için denizi size musahhar kılan O´dur" (Nahl 14).

"Ehlî hayvanlarda size ders vardır; onlardan çıkan sütten size içiririz... Onlardan yersiniz" (Mü´minûn 21).

"Ey âdemoğulları!.. Yeyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah müsrifleri sevmez" (A´raf 31).

Mevzumuzu ilgilendiren başka âyetler de var. Bu kadar nümune sunmakla yetiniyoruz.[2]



BİRİNCİ BÂB

YEME ÂDÂBI


* YİYECEK ALETLERİ


ـ3866 ـ1ـ عن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]مَا عَلِمْتُ النَّبىّ # أكَلَ عَلى سُكُرُّجَةٍ قَطُّ، وََ خُبزَ لَهُ مُرَقَّقٌ قَطُّ، وََ أكَلَ عَلى خِوَانٍ قُطُّ، قِيلَ لِقِتَادَةَ: فَعََمَ كَانُوا يَأكُلُونَ؟ قَالَ عَلى السُّفَرِ[. أخرجه البخاري والترمذي.»السُّكُرُّجَةُ«: بضم أوله وثانيه وثالثه وتشديده: إناء صغير يجعل فيه القليل من ا‘دم والكواميخ وهى فارسية .



1. (3866)- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın ne sükürrüce (denilen tahta sofra) üzerinde yemek yediğini, ne ona inceltilmiş (yufka) ekmek[3] yapıldığını ve ne de yemek masası (hıvân) üzerinde yemek yediğini hatırlamıyorum."

Enes´in bu sözünü rivayet eden Katâde´ye "Pekiyi neyin üzerinde yemek yiyorlardı?" diye sorulmuştu, "Sofralar üzerinde" diye cevap verdi."[4] [Buhârî, Et´ime 8, 26, Rikak 17; Tirmizî, Et´ime 1, (1789).][5]



AÇIKLAMA:



Bu hadis, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın yemek yediği sofra hakkında bilgi vermektedir. Buna göre, sükürrüce ve hıvân denen sofraları kullanmamıştır.

Hıvân (huvân da denmektedir), Arapçaya başka dilden girmiş (muarreb) bir kelimedir. Aynî´nin açıklamasına göre; "Altında bitişik vaziyette bakırdan sehpası bulunan boyu bir zira uzunluğunda bakırdan büyük bir tepsidir. Üzerine tereffüh maddeleri konmuş olarak ehl-i keyf zenginin önüne en az iki ve daha fazla kimse tarafından taşınarak konur." Bunun kullanımının aynı zamanda ihtişam, itibar, zenginlik ifadesi olduğu anlaşılmaktadır. Nebevî ahlakın esası olan tevazu ve abdiyete aykırı olduğu izah gerektirmeyecek kadar açıktır.

Sükürrüce: en-Nihâye bunu, "üzerinde az bir katık yenen küçük bir kabtır. İçerisine çoğunlukla iştah açıcı çerezler konur. Farsça bir kelimedir" diye açıklar. Irâkî Şerhut-Tirmizî´de: "Resûlullah bunda yemek yemeyi iki sebeple terketmiş olabilir: Ya o zaman bu Arabistan´da imal edilmiyordu, ya da bunu küçük bulmuştur. Çünkü Muhammed ailesinin âdeti, sofrada bir araya gelip kalabalık halinde yemek yemekti. Yahut da bu, üzerine hazmettirici şeyler koymaya mahsus bir kap olarak biliniyordu. Halbuki Âl-i Muhammed doyuncaya kadar yiyemiyorlardı ve hazmettirici yeme ihtiyacı duymuyorlardı." Dolayısıyla Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın asla bu şekilde yemek yemediği ifade edilmiştir.

Sufer: Sofralar demektir, müfredi sufre´dir. Sufre, kök itibariyle sefer (yolculuk) kelimesinden gelir ve yolcunun beraberinde taşıdığı yiyecek yani azık demektir. Ancak, Araplar zamanla bu isimle, azığın içerisinde taşındığı bohçayı tesmiye etmişler ve azık bohçasına sufre demişlerdir. Âdetlerine göre, bu bohça yuvarlak ve deriden mamul idi. Ne var ki zamanla yemek konan her şeye deriden veya bir başka şeyden mamul olup olmadığına bakılmaksızın sofra demek âdet olmuştur.

Şu halde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) herkes tarafından teşkil edilen sofra tarzı çerçevesinde yemek yer, zengin ve tereffüh ehline mahsus sofra tarzına yer vermezmiş. Bu sebeple, rivayette Aleyhissalâtu vesselâm´ın ne hıvân, ne de sükürrüce´de yemek yemeyip sofrada yediği ifade edilmiştir.

Şu halde, bu rivayet, sadece yiyip içitiğimiz gıda maddelerinin, İslam´ın derpîş ettiği helal ve temiz şeylerden olmasına dikkat etmemizin kafi olmadığı, yiyecek maddelerimizin konduğu sofra malzemesine de dikkat etmemiz gerektiğini ifade etmektedir. Bu gereklilik, muhakkak ki bir vecibe değil, ama ideal budur. İslam´da kemali arayacak mü´minlerin dikkat edecekleri hususlardan biri olmalıdır.[6]



ـ3867 ـ2ـ وعن أبي حازم قال: ]سَألْتُ سَهْلَ بنَ سعْدٍ رَضِيَ اللّهُ

عَنْه: هَلْ أكَلَ النبىُّ # النّقِىَّ؟ فقَالَ: مَا رَأى النبىُّ # النّقِىَّ مُنْذُ ابْتَعَثَهُ اللّهُ تَعالى حَتى قَبَضَهُ فَقُلْتُ: هَلْ كَانَتْ لَكُمْ مَنَاخِلُ؟ فقَالَ: مَا رَأى النبىُّ # مُنْخًِ مِنْ حِينِ ابْتَعَثَهُ اللّهُ تَعالى حَتّى قَبَضَهُ. قُلْتُ: كَيْفَ كُنْتُمْ تَأكُلُونَ الشَّعِيرَ غَيْرَ مَنْخُولٍ؟ قال: كُنَّا نَطْحَنُهُ وَنَنْفُخُهُ فَيَطِيرُ مِنْهُ مَا طَارَ وَمَا بَقِىَ ثَرَيْنَاهُ فَأكَلْنَاهُ[. أخرجه البخاري والترمذي. »النَّقِىُّ«: الطعام ا‘بيض الحوارى .



2. (3867)- Ebu Hazım rahimehullah anlatıyor: "Sehl İbnu Sa´d radıyallahu anh´a sordum: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hiç (kepeksiz has undan yapılmış) beyaz ekmek yedi mi?" Bana şu cevabı verdi: "Hayır! Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Allah´ın O´nu peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kadar hiç beyaz ekmek görmedi." Ben tekrar sordum: "Elekleriniz var mıydı?"

"Hayır! dedi, Aleyhissalâtu vesselâm Allah´ın kendisini peygamber olarak gönderdiği günden ölünceye kadar hiç elek görmemiştir."

"Öyleyse, dedim, siz arpa ununu elemeden nasıl yiyebiliyordunuz?"

"Arpayı öğütüyorduk, sonra üflüyorduk. Üfrüğümüzün tesiriyle uçabilen (kepek) uçuyor geri kalan kısmına su katıp [hamur yapıyor] ve yiyorduk" diye cevap verdi."[7] [Buhârî, Et´ime 22, 10; Tirmizî, Zühd 38, (2365).]

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yiyecekler Bölümü
« Posted on: 29 Mart 2024, 08:09:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yiyecekler Bölümü rüya tabiri, Yiyecekler Bölümü mekke canlı, Yiyecekler Bölümü kabe canlı yayın, Yiyecekler Bölümü Üç boyutlu kuran oku Yiyecekler Bölümü kuran ı kerim, Yiyecekler Bölümü peygamber kıssaları, Yiyecekler Bölümü ilitam ders soruları, Yiyecekler Bölümüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes