> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte > Temizlik Bahsi taharet 35
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Temizlik Bahsi taharet 35  (Okunma Sayısı 832 defa)
02 Mayıs 2010, 12:43:03
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 02 Mayıs 2010, 12:43:03 »



AÇIKLAMA:



Bu rivâyet, teyemmüm yapılacak uzuvlar hakkında İbnu Abbâs´ın farklı bir yorumunu göstermektedir: "Eller, dirseğe kadar değil, bileklere kadar meshedilmelidir. Çünkü, Kur´an´da geçen yed-el kelimesinin, hırsızın cezalandırılması bahsinde, bileğe kadar olan kısım olarak anlaşıldığı görülmektedir." Şu halde İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ), sadece ellerin meshedilmesini teyemmüm için yeterli görmektedir.[400]



ـ3727 ـ14ـ وعن طارق: ]أنَّ رَجًُ أجْنَبَ فَلَمْ يُصَلِّ فَأتَى النبىَّ # فَذَكَرَ لَهُ ذلِكَ فَقَالَ: أصَبْتَ. فَأجْنَبَ آخَرُ فَتَيَمَّمَ وَصَلّى فَأتَاهُ فقَالَ نَحْوَ مَا قَالَ لِŒخَرِ، يَعْنِى أصَبْتَ[. أخرجه النسائي.



14. (3727)- Târık anlatıyor: "Bir adam cünüb oldu ve namaz kılmadı. Sonra Resulullah´a gelerek, durumu O´na arzetti. Aleyhissalâtu vesselâm:

"İsabetli davranmışsın!" buyurdular. Bir diğer zât da cünüb olmuştu, teyemmüm edip namazını kıldı. Sonra o da Resulullah´a gidip durumunu arzetti. Aleyhissalâtu vesselâm ona da aynı şeyi söyledi, yani "isabetli davranmışsın!" dedi."[401]



AÇIKLAMA:



Bu hadis, teyemmüm âyeti nüzûl etmiş olsa bile, henüz yeterince taammüm etmemiş olduğu bir zamanda cereyan eden bir vak´ayı haber vermelidir. Her iki zât da içtihadla hareket ettiği için, her ikisi de isabet etmiş olmaktadır. Gerçi birinci zat, teyemmüm ederek namaz kılma imkânı varken bunu yapmayıp namazı terketmekle isabetsiz bir içtihadda bulunmuştur. Ancak, Resulullah, cevaplarında umûmî şartları gözönüne almış olmalıdır.

Ülemânın rivâyet hakkında yorumu budur.[402]



ـ3728 ـ15ـ وعن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]أصَابَ رَجًُ جُرحٌ عَلى عَهْدِ رسولِ اللّهِ # ثُمَّ احْتَلَمَ. فَأُمِرَ بِاغْتِسَالِ فَاغْتَسَلَ فَمَاتَ. فَبَلَغَ ذلِكَ النّبىَّ # فقَالَ: قَتَلُوهُ، قَتَلَهُمُ اللّهُ. أَّ سَألُوا إذْ لَمْ يَعْلَمُوا؟ فَإنَّمَا شِفَاءُ الْعِىِّ السُّؤَالُ. إنَّمَا يَكْفِيهِ أنْ يَتَيَمَّمَ، وَأنْ يَعْصِبَ عَلى جُرْحِهِ خِرْقَةً ثُمَّ يَمْسَحَ عَلَيْهَا وَيَغْسِلَ سَائِرَ جَسَدِهِ[. أخرجه أبو داود .



15. (3728)- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) zamanında bir adam yaralanmış, sonra da ihtilam olmuştu. Kendisine yıkanması emredildi. Adam yıkandı ve öldü. Onun haberi Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a ulaşmıştı. (Öfke ile) şunları söyledi:

"Onu öldürmüşler, Allah da onların canını alsın! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar? Bilgisizliğin şifası sualdir. Ona, teyemmüm yeterliydi. Yarasına bir bez sarılmalı ve üzerinden meshedilmeli, sonra da bedeninin geri kalan kısmı yıkanmalıydı."[403]



AÇIKLAMA:



1- Ebû Dâvud´da hadisin Hz. Câbir (radıyallahu anh) vechinde şöyle denir: "Bir sefere çıkmıştık, bizden birine taş isabet etti ve başı yarıldı. Adamcağız, bilahere ihtilam oldu. Ne yapacağı hususunda arkadaşlarına:

"Benim için teyemmüm etmeye bir ruhsat buluyor musunuz?" diye sordu.

"Sen suyu kullanmaya muktedirsin, sana ruhsat göremiyoruz" dediler. Adam yıkandı ve öldü. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın yanına gelince, hâdise haber verildi. (Öfkeyle) şunları söyledi:

"Öldürmüşler! Allah da onları öldürsün! Madem bilmiyorlardı, niye sormadılar. Bilgisizliğin şifası sormaktır. Ona, teyemmüm edip yarasının üzerine bir bez sarması, sonra sarığının üzerini meshetmesi, bedeninin geri kalan kısmını da yıkaması yeterliydi." buyurdular."

2- Hattâbî der ki: "Bu hadiste şu hususlar var:

* Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), bilmeden fetva verenleri ayıplamış, ayrıca aleyhlerinde beddua etmiş ve öldürme günahında bulunmuş olmaları vaîdini (tehdid) ifade etmiştir.

* Hadiste, teyemmüm ve vücudun diğer kısımlarını su ile yıkama işi cem edilmiştir. Bunlardan biri tek başına kâfi görülmemektedir. Ashab-ı Re´y der ki: "Kişinin âzâlarından birinin az bir kısmı yaralanırsa su ve teyemmüm cem edilir, çoğunluk kısmı yaralanmışsa sadece teyemmüm yeterli olur." İmam Şâfiî´ye göre yara az da olsa çok da olsa bedenindeki sağlıklı uzuvlar için teyemmüm kâfi gelmez, mutlaka yıkanmalıdır."

3- Şevkâni Neylü´l-Evtâr´da der ki "Câbir hadisi, zarar görmekten korkulduğu takdirde, teyemmüme yönelmenin câiz olduğuna delalet eder. İmam Mâlik, Ebû Hanîfe, iki görüşünden birinde Şâfi´î bu görüştedirler. Ancak Ahmet İbnu Hanbel ve iki görüşünün birinde Şâfi´î, zarar korkusuyla teyemmümün câiz olmayacağına hükmederler." Şevkâni açıklamasına şöyle devam eder: "Hadis, sargılar üzerine meshetmenin vâcib olduğuna da delalet eder. Mamafih bu hükmü te´yid eden daha açık rivayet de gelmiştir. İbnu Mâce, Hz. Ali´den şu hadisi kaydeder: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sargıların üzerine meshetmemi emretti"

Muhaddisler bu hadisi zayıf bulur ise de Ebû Hanîfe ve Yedi Fakihler ve arkadan gelenler, sargıların üzerine meshetmenin vacib olduğuna hükmetmiştir. Şâfiî hazretleri bir şartla buna katılır: Onun temizlik üzere konmuş olması ve sargının altında sadece zaruri olan şey bulunmasıdır.

Bunlara göre, mezkur mesh su ile olur, toprakla değil.

Ebû Hanîfe´den rivayet edildiğine göre, meshe gerek yoktur, helal da değildir, tıpkı zorluk arzeden ibadet gibi sâkıt olur. Çünkü, yaralı uzuv bir başka uzuv gibidir, abdest âyetinin hükmü bu sakat uzva şâmil değildir.

Hz. Câbir ve Hz. Ali (radıyallahu anhümâ) hadîslerinin senedindeki zayıflık sebebiyle amele elverişle olmadığı belirtilmiş ise de Hz. Câbir hadisinin senedlerinin çokluğu onu güçlendirir ve ihticaca elverişli hale getirir. Onu ayrıca Hz. Ali´nin rivayeti de güçlendirir. Ancak Câbir hadisi, gusül, teyemmüm ve meshi birleştirmeye delâlet etmektedir."[404]



ـ3729 ـ16ـ وعن عمرو بن العاص رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]احْتَلَمْتُ في لَيْلَةٍ بَارِدَةٍ في غَزْوَةِ ذَاتِ السََّسِلِ فَأشْفَقْتُ إنِ اغْتَسَلْتُ أنْ أهْلَكَ. فَتَيَمَّمْتُ ثُمَّ صَلَّيْتُ بأصْحَابِى الصُّبْحَ فَذَكَرُوا ذلِكَ لِلنَّبىِّ # فقَالَ: يَا عَمْرُو، صَلَّيْتَ بِأصْحَابِكَ وَأنْتَ جُنُبٌ؟ فَأخْبَرْتُهُ بِالَّذِى مَنَعَنِى عَنْ اغْتِسَالِ، وَقُلْتُ: إنِّى سَمِعْتُ اللّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَقُولُ: وََ تَقْتُلُوا أنْفُسَكُمْ إنَّ اللّهَ كَانَ بِكُمْ رَحِيماً فََضَحِكَ رسولُ اللّهِ # وَلَمْ يَقُلْ شَيْئاً[. أخرجه أبو داود .



16. (3729)- Amr İbnu´l-Âs (radıyallahu anh) anlatıyor: "Zâtu´s-Selâsil Gazvesi´nde, soğuk bir gecede ihtilam oldum. Yıkandığım taktirde helak olacağımdan korktum. Böylece teyemmüm yapıp, arkadaşlarıma sabah namazını kıldırdım.

Bu hadiseyi Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a anlattılar. Bana:

"Ey Amr! Sen cünüb olduğun halde arkadaşlarına namaz mı kıldırdın?" diye sordu. Ben de yıkanmama mâni olan durumu haber verdim ve dedim ki:

"Ben Allah´ın şöyle söylediğini işittim: "Kendinizi öldürmeyin, Allah sizlere karşı rahîmdir" (Nisa 29).

Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) güldüler ve hiçbir şey söylemediler."[405]



AÇIKLAMA:



Bu hadiste, soğuk şiddetli olduğu takdirde, teyemmümün cevazına iki cihetten delil görülmüştür:

1- Resululah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın tebessüm edip memnûniyet izhâr etmesinden.

2- Amr İbni´l-Âs (radıyallahu anh)´ı davranışı sebebiyle tashihte bulunmayışından. Resulullah, yanında yapılan veya söylenen bir meseleye müdahale etmeyip sükût buyurursa, bu Aleyhissalâtu vesselâm´ın kabul etmesine delil sayılmış ve buna "takrîrî sünnet" denilmiştir. Çünkü, Resûlullah´ın bâtılı te´yid ve tasvip edeceği, bâtıl karşısında sükut edip takrir edeceği kabul edilemez bir haldir. Tebessüm ise, cevaz hususunda, sırf sükût etmekten daha sarih, daha kavî bir delil olur. Resulullah´ın gülmesi, Ashabı´nı, gerektiği zaman isabetli içtihad ederek problemini çözecek seviyede görmenin memnuniyetinden olabilir. Bu hal Resulullah´ın da şânını yüceltir. Zira kendi terbiyelerinin eseri olmaktadırlar.

Hattâbî der ki: "Hadiste, Resulullah´ın, suyu kullanma imkânının yokluğunu, suyun yokluğuna denk tuttuğunu, bu imkansızlığı, beraberinde su olduğu halde susuzluktan korkarak, suyu içmek için saklayıp, telef olmak endişesiyle teyemmümle yetinen insan gibi mülâhaza etmiş olduğunu görmekteyiz."

İbnu Raslân der ki: "Suyu ısıtma imkânı olan kimsenin veya tehlikeyi bertaraf edecek şekilde tedricî olarak yıkayabilecek olan kimsenin, -ki bir uzvu yıkar ve onu örter, sonra bir başka uzvu böylece korumalı olarak yıkayıp abdestini tamamlayabilir- teyemmüm etmesi caiz değildir." Ama buna muktedir olamayan kimsenin teyemmüm edip namaz kılabileceği ekseri ülemâca kabul edilmiş bir ruhsattır.

Şunu da kaydedelim ki, Hasan Basrî ve Atâ rahimehumâllah "ölecek de olsa yıkanmalıdır" derler ve soğuğu özür kabul etmezler. Onlar, İbnu Mes´ud´un daha önce kaydettiğimiz (3718. hadis) şu sözüne dayanmış olmalılar: "Bu âyetle onlara (Ashab´a) ruhsat verilseydi, çok geçmeden, sular soğuyunca da toprakla teyemmüm etmeye yeltenirlerdi."[406]



ـ3730 ـ17ـ وعن أبي سعيد رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]خَرَجَ رَجَُنِ في سَفَرٍ فَحَضَرَتِ الصََّةُ وَلَيْسَ مَعَهُمَا مَاءٌ فَتَيَمَّمَا صَعِيداً طَيِّباً فَصَلّيَا. ثُمَّ وَجَدَا المَاءَ في الْوَقْتِ. فَأعَادَ أحَدُهُمَا الصََّةَ وَالْوُضُوءَ وَلَمْ يُعِدِ اŒخَرُ. ثُمَّ أتَيَا رَسُولَ اللّهِ # فَذَكَرَا ذَلِكَ لَهُ فقَالَ لِلَّذِى لَمْ يُعِدْ: أصَبْتَ السُّنَّةَ وَأجْزَأتْكَ صََتُكَ، َوقالَ لِلَّذِى تَوَضَّأ وَأعَادَ: لَكَ ا‘جْرُ مَرَّتَيْنِ[. أخرجه أبو داود والنسائي .



17. (3730)- Ebû Saîd (radıyallahu anh) anlatıyor: "İki kişi bir sefere çıktılar. Derken namaz vakti girdi. Beraberlerinde su olmadığı için temiz toprakla teyemmüm ettiler ve namazlarını kıldılar. Sonra vakti içinde su buldular. Bunlardan biri, abdesti de namazı da iâde etti, diğeri iâde etmedi.

Sonra Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a gelince durumu anlattılar. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), iâde etmeyene:

"Sünnete isabet ettin, namazın sana yeterlidir!" dedi. Abdesti ve namazı iade eden zâta da:

"Sana iki kat ücret var!" ferman buyurdu."[407]



ـ3731 ـ18ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما: ]أنَّهُ أقْبَلَ مِنْ أرْضِهِ بِالجُرُفِ فَحَضَرَتِ الصََّةُ بِمَرْبَدِ النَّعَمِ فَتَيَمَّمَ وَصَلَّى ثُمّ دَخَلَ المَدِينَةَ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌ فَلَمْ يُعِدْ[ .



18. (3731)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)´in anlattığına göre, "Curuf nâm mevkideki tarlasından dönüyordu. Mirbedu´n-Ne´am (denen deve ağılından) geçerken namaz vakti girdi. Hemen teyemmüm edip namazını kıldı. Sonra Medine´ye döndüğünde güneş henüz yüksekteydi (ve namazın vakti çıkmamıştı). Ama namazını iade etmedi."[408]



ـ3732 ـ19ـ وفي رواية عن نافع: ]أنَّهُ أقْبَلَ هُوَ وَابنُ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما مِنَ الْجُرُفِ حَتّى إذَا كَانَا بِالْمَرْبَدِ نَزَلَ عَبْدُاللّهِ فَتَيَمَّمَ صَعِيداً طَيِّباً فَمَسَحَ بِوَجْهِهِ وَيَدَيْهِ إلى الْمِرْفَقَيْنِ ثُمَّ صَلّى[. أخرجه مالك. قلت: وَأخرجه البخارى في ترجمة، واللّه أعلم .



19. (3732)- Bir başka rivayette, (bu hadiseyi) Nâfî rahimehullah şöyle anlatır: "Ben ve İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ), Curuf nâm mevkiden beraber dönüyorduk. Mirbed´e gelince Abdullah devesinden inip, temiz toprakla teyemmüm yaptı, yüzüne dirseklerine kadar ellerine meshetti, sonra namaz kıldı."[409]


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Temizlik Bahsi taharet 35
« Posted on: 16 Nisan 2024, 16:40:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Temizlik Bahsi taharet 35 rüya tabiri,Temizlik Bahsi taharet 35 mekke canlı, Temizlik Bahsi taharet 35 kabe canlı yayın, Temizlik Bahsi taharet 35 Üç boyutlu kuran oku Temizlik Bahsi taharet 35 kuran ı kerim, Temizlik Bahsi taharet 35 peygamber kıssaları,Temizlik Bahsi taharet 35 ilitam ders soruları, Temizlik Bahsi taharet 35önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes