> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte > Sehavet ve Kerem Bölümü
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sehavet ve Kerem Bölümü  (Okunma Sayısı 716 defa)
19 Nisan 2010, 16:25:36
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Nisan 2010, 16:25:36 »




Sehavet ve Kerem Bölümü





ـ1ـ عن أبى هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسول اللّه #: السَّخِىُّ قَرِيبٌ مِنَ اللّهِ، قَرِيبٌ مِنَ النَّاسِ، قَرِيبٌ مِنَ الجَنَّةِ بَعِيدٌ منَ النَّارِ؛ وَالبَخِيلُ بَعِيدٌ مِنَ اللّهِ، بَعِيدٌ مِنَ النَّاسِ، بَعِيدٌ مِنَ الجَنَّةِ، قَرِيبٌ مِنَ النَّارِ؛ وَلَجَاهِلٌ سَخِىٌّ أحَبُّ إلى اللّهِ تَعالى مِنْ عَابِدٍ بَخِيلٍ[. أخرجه الترمذي .


1. (2174)- Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sehâvet sahibi Allah´a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah´tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Câhil sehâvet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."[1]


AÇIKLAMA:


1- Sehâvet, Aynî´nin açıklamasına göre, "Uygun olanı uygun olana vermek, kendi kazancından, herhangi bir karşılık almadan harcamaktır. Bu, güzel ahlaklardan biridir, hatta en başta gelenlerden biridir. Buhl (cimrilik) bunun zıddıdır."

Sehâvet dilimizde cömertlik olarak ifade edilir. Sahî de cömert demektir.

2- Sahî´nin yani cömert kişinin Allah´a yakın olmasından maksad mesafe yönüyle yakınlık değildir. Allah´ın rahmetine ve sevabına yakınlıktır. Zîra Allah´a mekan ve cihet nisbet etmek caiz değildir. İnsanlara yakın olması da onların muhabbeti, sevgi ve hürmet gibi manevi yakınlıklarını ifade eder, burada da mekan yakınlığı maksud değildir. Cennete yakınlık´tan murad mesafe yakınlığı olabilir, bu caizdir. Çünkü, malından Allah rızası için bol bol layık olan yerlerde sarfetmekle cennete götüren yola sülûk etmiş olmaktadır. Hadisler cennet ve cehennemin etrafını mekruhât ve şehevât perdelerinin sardığını belirtir. Kişi ameliyle birinden uzaklaşırken, diğerine yaklaşmaktadır.

Kişinin cennete yaklaşması, cennetle kendi arasındaki perdeleri kaldırması demektir. Ulema, hayırlı amellerin ve hususan Allah rızası için yapılan harcamaların bu perdeleri refedip kaldırdığını beyan etmiştir.

Gazâlî der ki: "Cimrilik, dünyaya bağlanmanın meyvesidir; cömertlik ise zühd´ün yani dünyaya kıymet vermemenin meyvesidir. Meyveye yapılan övgü, muhakkak ki meyveyi veren ağaca yapılmış olur. Cömertlik, gerçek tevhid ve hakikî tevekküle ermenin sonucudur. Yani Allah´ın yaptığı vaade ve rızık hususunda verdiği garantiye samimi olarak inanmaktan neş´et eder. Bunlar ise, hadiste işaret edilen tevhid ağacının meyveleridir. Cimrilik ise şirkten neş´et eder. Bu da sebeplere bağlanıp kalmaktan ve Allah´ın vaadi hususunda düşülen şekk´ten neş´et eder."

3- Tîbî, sahî ve bahîl kelimelerinin harf-i tarifli yani ma´rife olarak gelmesini ahd-i zihnî olarak yorumlar ve: "Burada kastedilen sahî ve bahl´den murad, şeriatça sahî ve bahil addedilen kimsedir (örfçe, insanlarca sahî ve bahil addedilen değil)" der. Bu mütalaayı yaptıktan sonra şu neticeyi beyan eder: "Öyleyse, zekâtını veren Allah´ın emrine uymuş, O´nu tazim etmiş ve mahlûkâtına olan şefkatini ortaya koyup, malından vererek yardım elini uzatmış olmaktadır. Bu kimse Allah´a da yakındır, insanlara da yakındır. Makamı da cennetten başka bir yer olamaz. Böyle yapmayanın durumu da bunun aksidir. İşte bu sebeple, hadiste söylendiği üzere, cahil olan cömerti Allah, âbid olan cimri´den daha çok sever.[2]



ـ2ـ وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسول اللّه #: قالَ اللّهُ عَزَّ وَجَلَّ: أنْفِقْ أُنْفِقْ عَلَيْكَ، وقالَ: يَدُ اللّهِ مَ‘ى َ تُنِيضُهَا نَفَقَةٌ سَحَّاءُ اللَّيْلَ وَالنَّهارَ. أرَأيْتُمْ مَا أنْفَقَ مُنْذُ خَلَقَ السَّمَواتِ وا‘رْضَ فإنَّهُ لَمْ يُغِضْ مَا في يَدِهِ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلى المَاءِ. وَبِيَدِهِ المِيزَانُ يَخْفِضُ وَيَرْفَعُ[. أخرجه الشيخان والترمذي.»َ يُغِضُهَا« أى ينقصها.وقوله »سَحَّاء« أى ينقطع عطاؤها كَسَحِّ المَطر .



2. (2175)- Yine Ebû Hüreyre hazretleri (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir hadis-i kudsîde, Allah Teala hazretlerinin şöyle söylediğini haber verdi: "Sen infak et, ben de sana infak edeyim." Efendimiz devamla dedi ki: "Allah´ın eli (yedullah) doludur. Gece ve gündüz (boyu yapılan) arkası kesilmez infaklar onu azaltmaz. Arz ve semâvâtın yaratılaşından beri Allah´ın infak ettiklerini düşünün! Bunlar, O´nun elindekinden hiçbir şey eksiltmemiştir. O´nun Arş´ı suyun üzerindeydi. Elinde mîzan da var, alçaltır, yükseltir."[3]



AÇIKLAMA:



1- Bu hadisin baş kısmı hadis-i kudsîdir, yani mânası Allah´tan, lafzı Hz. Peygamber´dendir. Bu çeşit hadisler "Rabbim buyuruyor ki" diyerek Resûlullah´ın Allah´tan rivayeti şeklinde başlar. Her ne kadar bütün hadisler "O nefsinden konuşmaz, O´nun konuştuğu vahiyden başka bir şey değildir" (Necm 3-4) ayetiyle ilâhî garantiye mazhar ise de, bazıları nebevî içtihad olabilmektedir. Şu halde içtihad ihtimalinden uzak olmak kudsi hadisin imtiyazlarından biridir.

2- Hadiste geçen, "Allah´ın eli" diye çevirdiğimiz yedullah tabiri bazı tariklerde yeminullah yani Allah´ın sağ eli diye gelmiştir. Ulema bunu nimet, hazineler diye anlamıştır. Öyle ise Allah´ın eli, Allah´ın hazineleri demektir. Hazine diye ifade edilen her çeşit malmülkteki tasarruf sağ elle yapılması sebebiyle, Cenâb-ı Hakk´ın zenginliğini (hazinelerini) ifade için yemînullah (Allah´ın sağ eli) tabiri kullanılmıştır. Dolu olmak´la Allah´ın nihayetsiz olan zenginliği ifade edilir, zîra O´nun nezdinde insan ilminin ihâtâdan aciz kalacağı zenginlikte rızık vardır.

3- Hadiste birdenbire "O´nun arşı suyun üzerindeydi" cümlesinin yer almasını, bazı şârihler, Allah´ın zenginliğinin derecesinin ifade zımnında, Resulullah tarafından Arz ve semâvâtın yaratılışından beri Allah´ın infak ettikleri zikredilince, zihne kendiliğinden gelecek, "Bundan önce ne vardı?" sorusuna cevap olarak açıklarlar. Çünkü, yine Buhârî´de kaydedilen bir hadis arz ve sema´nın yaratılmasından önce Arş´ın su üstünde olduğunu belirtir:

"Allah vardı, O´ndan önce hiçbir şey yoktu. Arş´ı da su üstünde idi. Sonra semâvât ve arzı yarattı." İlk yaratılanın Arş olduğu anlaşılmıştır.

4- "Elinde mîzan vardı" cümlesi rivayetlerde "Diğer elinde mîzan vardı" şeklinde gelmiştir. Müteakip cümle: "Mîzanı kâh alçaltır kâh yükseltir" demektir.

Hattâbî der ki: "Mîzan bir temsildir. Ondan maksad mahlûkât arasında yapılan taksimattır. Nitekim "alçaltır, yükseltir" ibaresi buna işaret eder." Müslim´de gelen bir başka hadis burada kastedileni anlamamızda yardımcıdır: "Mîzan (terazi), Rahmân´ın elindedir. Bazı kavimleri yükseltir, bazı kavimleri de alçaltır."

Şu halde alçalan ve yükselen´in, Allah´ın iradesi altında olmak kaydıyla milletler olduğu anlaşılmaktadır. Mamafih, hadis başkaca anlamlara imkan tanıyacak vecizliktedir.

5- Hadis, Resûlullah´ın ilâhî hakikatleri, insanların anlayacağı bir üsluba dökerek ifade ettiğinin güzel bir örneğini teşkil eder. Bildiğimiz ve gördüğümüz mefhum ve eşyalara benzetme sûretiyle görülmeyen hakikatler, temsiller şekli altında ifadeye dökülmektedir. Bu, hadislerde sıkça görülen bir metoddur.[4]



ـ3ـ وعن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه قالَ: ]كانَ رسولُ اللّهِ # َ يَدَّخِرُ شَيْئاً لَغَدٍ[. أخرجه الترمذي .



3. (2176)- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yarın için hiçbir şey biriktirmezdi."[5]



AÇIKLAMA:




Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın mümtaz vasıflarından biri, yarın endişesi taşımaması idi. Bu sebeple kendisine ganimetlerden ayrılan payları ertesi güne bırakmadan dağıtırdı. Şarihler, Efendimiz´in bu hasletini, O´nun Cenâb-ı Hakk´ın "rezzâk" vasfına olan güveninin tamlığı ile îzah ederler.

Şunu da belirtelim ki, bazı rivayetler ailesi için bir yıllık nafaka ayırdığını haber verir. Şârihler bu iki rivayet arasında tearuz olmadığını belirtirler. Çünkü, Efendimiz, haznedâr ve taksim edici durumundaydı. Eline ganimet vs.´den herhangi bir mal ulaşınca derhal hak sahiplerine dağıtırdı. Bu esnada, başkalarına olduğu şekilde ailesine de haklarını verir idi, zîra fey´de onların da hakları vardı. İbnu Dakîkul-Îd der ki: "Yarın için hiçbir şey biriktirmezdi..." hadisi: "Kendi nefsi için biriktirmezdi.." şeklinde te´vil edilmelidir , "Ehli için bir yıllık yiyeceklerini ayırırdı" hadisi de her ne kadar onlarda iştiraki olsa da başkası için yapılan biriktirmeye hamledilmelidir." Münâvî şu açıklamada bulunur: "Ailesinin de, diğerleri gibi Allah´ın fey olarak verdiğinde hakları vardı. Onların nefisleri, haklarını yanlarında bulundurmadıkça mutmain olmuyordu. Resûlullah da onları, takatları haricinde bir şeye zorlamıyordu."

Yine Münâvî, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ı yiyecek biriktirmekten alıkoyan mahzuru "dağarcıkta olana güvenip Cenâb-ı Hakk´ın feyzinden talepten geri kalmak" olarak açıklar.[6]



ـ4ـ وعن جبير بن مُطْعِمٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قالَ: ]بَيْنَمَا رسولُ اللّهِ # يَسِيرُ قَافًِ مِنْ حُنَيْنِ فَعَلِقَ بِهِ ا‘عْرَابُ يَسْألُونَهُ؟ حَتَّى اضْطَرُّوهُ إلى سَمُرَةٍ فَخَطَفَتْ رِدَاءَهُ فَوَقَفَ. فقَالَ أعْطُونِى رِدَائِى: فَلَوْ كَانَ لى عَدَدُ هَذِهِ العِضَاهِ نَعَماً لَقَسَمْتُهُ بَيْنَكُمْ، ثُمَّ َ تَجِدُونِى بَخِيً وََ كَذَّاباً وََ جَبَاناً[. أخرجه البخارى .



4. (2177)- Cübeyr İbnu Mut´im (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Huneyn dönüşü yol alırken bedevîler ısrarla (ganimetin taksimini) taleb ediyorlardı. Öyle ki bir ara, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ı bir semure ağacına doğru sıkıştırdılar ve ridasını kaptılar. Bunun üzerine durup şunu söyledi: "Ridâmı verin, şu taşlar sayısınca koyun olsa, ben yine de onu aranızda taksim ederdim. Ve sonra görürdünüz ki, ben ne cimriyim, ne y...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sehavet ve Kerem Bölümü
« Posted on: 29 Mart 2024, 17:27:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sehavet ve Kerem Bölümü rüya tabiri,Sehavet ve Kerem Bölümü mekke canlı, Sehavet ve Kerem Bölümü kabe canlı yayın, Sehavet ve Kerem Bölümü Üç boyutlu kuran oku Sehavet ve Kerem Bölümü kuran ı kerim, Sehavet ve Kerem Bölümü peygamber kıssaları,Sehavet ve Kerem Bölümü ilitam ders soruları, Sehavet ve Kerem Bölümüönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes