๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kütübü Sitte => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Nisan 2010, 11:23:33



Konu Başlığı: Sadaka ve Nafaka
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Nisan 2010, 11:23:33
Sadaka ve Nafaka





SADAKA VE NAFAKA BÖLÜMÜ
UMUMÎ AÇIKLAMA
EN HAYIRLI SADAKA
BİRİNCİ FASIL
SADAKA VE NAFAKANIN FAZİLETİ
NAFAKA
İKİNCİ FASIL
TASADDUK VE İNFAKA TEŞVÎK
ÜÇÜNCÜ FASIL
SADAKANIN AHKÂMI

SADAKA VE NAFAKA BÖLÜMÜ
(Bu bölümde ûç fasıl vardır) .
BİRİNCİ FASIL
SADAKA VE NAFAKANIN FAZİLETLERİ
İKİNCİ FASIL
SADAKA VE NAFAKAYA TEŞVİK
ÜÇÜNCÜ FASIL
SADAKANIN AHKÂMI


UMUMÎ AÇIKLAMA


Sadaka, İslam kitabiyatında birçok mânalarda kullanılan bir kelimedir. Lügat olarak sıdk (doğruluk) kökünden gelir, Allah´a karşı kulluğumuzda sıdk ve sadâkat mânası taşır. Sadaka vermek demek olan "tasadduk" da taharri-i sıdk mânasını tazammun eder.

Sadaka, dinî bir tabir olarak birçok mânada kullanılmıştır: Bir nevi vergi demek olan zekât, sadaka-ı fıtr, nafile olarak yapılan her çeşit maddi bağışlar...

Sadaka, dinî bir tabir olması sebebiyle bir hayır amelinin dinen sadaka sayılabilmesi için üç vasıf beraber olmalıdır:

* Fakr: Yani muhtaç olana verilmelidir.

* Allah için olmalıdır: İnsaniyet, iyi vatandaşlık gibi duygularla yapılan bağışlar dinî sadaka olmaz.

* Temlîk, verilen kimsenin mülkü kılmak demektir. Sadaka ya vacibtir, ya nâfile. Vâcib kısmı zekat, öşür, sadaka-ı fıtr gibi çeşitlere ayrılır.

Kur´an-ı Kerim, farz ve nâfile bütün çeşitlerine şamil olarak, nerelere sadaka verileceğini belirtmiştir. Bunlar cem´an sekiz kısımdır:

"Sadakalar ancak şunlar içindir: Fukara, mesâkin, onun üzerine me´mur olanlar, müellefetülkulub, köleler hakkında, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar... Allah tarafından kat´î olarak böyle farz kılındı. Allah alimdir, hakîmdir" (Tevbe, 60).

Burada dikkatimizi çeken husus, öncelikle farz zekatın kastedildiği, bu âyette sayılan sekiz kısımdan zekat üzerine çalışanlarla müellefe-i kulûb hariç hepsi muhtaç ve fakirleri teşkil etmektedir. Bazı âlimler, İslam devlet gelirlerinin öncelikle bu esasta harcanması gerektiğini söylemiştir. Zekatın fukara ile olan bu akasındandır ki, sadakanın sıhhatinde fakire verme şartı istikrar etmiştir. Bir hadislerinde Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm: "Ben sadakayı zenginlerinizden alıp fakirlerinize vermeye gönderildim" buyurur.

Allah için yapılan her bir hayır amel sadaka olunca, hadislerde farklı şekillerde bu kelimeye yer verildiği görülür. Ebu Zerr hazretleri sadaka yapmaya gücü yetmeyenler hakkında sorunca: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Başkalarına fenalık yapmaktan korun, zira bu, kendi nefsine yaptığın bir sadakadır" buyurur.

Yolculukta dört rekatlık namazın iki rek´ate indirilmesinden hayrete düşen Hz. Ömer´i ikna için Aleyhissalâtu vesselâm: "Bu Allah´ın yaptığı bir sadakadır. O´nun sadakasını kabul edin."

Bir hadiste: "Her ma´ruf (iyi kabul edilen) sadakadır denmiştir.

Şu halde: Pek değişik hayırlar "sadaka" olarak tanıtılmıştır:

İki kişi arasında adalet yapman sadakadır. Bir kimseye hayvanına binmede veya yükünü üzerine koymada yardım etmen sadakadır. Güzel bir söz sadakadır. Namaza giderken attığın her adım sadakadır. Yoldan eza veren şeyi kaldırman sadakadır."

"...Her bir tesbih sadakadır, her bir tekbir sadakadır, her bir tahmîd sadakadır, her bir tehlil sadakadır. Emr-i bi´l-ma´ruf sadakadır, nehy-i ani´l-münker sadakadır."



اِنَّ بِكُلِّ تَسْبِيحَةٍ صَدَقَةٌ وَكُلُّ تَكْبِيرَةٍ صَدَقَةٌ وَكُلُّ تَحْمِيدَةٍ صَدَقَةٌ وَكُلُّ تَهْلِيلَةٍ صَدَقَةٌ وَامْرٌ بِالْمَعْرُوفِ صَدَقَةٌ وَنَهْىٌ عَنْ مُنْكَرٍ صَدَقَةٌ.مَا مِنْ امْرِءٍ تَكُونُ لَهُ صََةٌ بِلَيْلٍ فَغَلَبَهُ عَلَيْهَا نَوْمٌ اَّ كَتَبَ اللّهُ لَهُ اجْرَ صََتِهِ وَكَانَ نَوْمُهُ صَدَقَةً عَلَيْهِ.



"Gece namazı kılan bir kimseye (bir gün) uykusu galib gelir namaza kalkamazsa, Allah namaz sevabını yine de yazar, uykusu da sadaka yerine geçer."