๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kütübü Sitte => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 28 Nisan 2010, 19:27:50



Konu Başlığı: Namazla İlgili Hadisler-2devamı 21
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 28 Nisan 2010, 19:27:50
YATSININ NAFİLESİ



ـ2974 ـ1ـ عن شُرَيح بن هانِئٍ قال: ]سَأَلْتُ عَائِشَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْها عَنْ صََةِ رَسولِ اللّهِ # فَقَالَتْ: مَا صَلّى الْعِشَاءَ قَطُّ فَدَخَلَ عَلَيَّ إَّ صَلّى أرْبَعَ رَكْعَاتٍ أوْسِتَّ رَكَعَاتٍ، وَلَقَدْ مُطِرْنَا مَرَّةً مِنَ اللَّيْلِ فَطَرَحْنَا لَهُ نِطَعاً فَلَكَأنِّى أنْظُرُ إلى ثَقْبٍ فِيهِ يَنْبُعُ مِنْهُ المَاءُ، وَمَا رَأيْتُهُ مُتَّقِياً ا‘رْضَ بِشَىْءٍ مِنَ ثِيَابِهِ قَطُّ[. أخرجه أبو داود .



1. (2974)- Şureyh İbnu Hânî anlatıyor: Hz. Âişe (radıyallahu anhâ)´ ye Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın namazından sordum. Dedi ki:

"Yatsıyı her kılışında yanıma gelince mutlaka dört veya altı rek´at nafile kılardı. Bir gece yağmura yakalandık. Aleyhissalâtu Vesselâm´a bir post yaydık, postta suyun akmakta olduğu bir deliğe hala bakar gibiyim. Efendimizin, elbisesini hiçbir surette yerden sakındığını görmedim.[1158]



AÇIKLAMA:



Başka rivâyetler de gözönüne alınınca yatsıdan sonra Resûlullah, Hz. Âişe´nin yanında 2-6 rek´at arasında değişen miktarda namaz kılmıştır. Aliyyü´l-Kârî, bunu Resûlullah´ın bazan iki, bazan dört ve bazanda altı rekat kılmış olmasıyla izah eder. İlk iki müekkeddir, diğerleri müstehab ve nafiledir der.[1159]



CUMANIN NAFİLELERİ



ـ2975 ـ1ـ عن جابر رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]دَخَلَ رَجُلٌ وَالنَّبىُّ # يَخْطُبُ فَقَالَ لَهُ #: صَلّيْتَ؟ قالَ: َ. قالَ: فَصَلِّ رَكْعَتَيْنِ[.وفي رواية: »قُمْ فَارْكَعْ رَكْعَتَيْنِ«. أخرجه الخمسة .



1. (2975)- Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hutbe verirken bir adam girdi. Resûlullah adama:

"Namaz kıldın mı?" dedi. Adam:

"Hayır!" dedi. Efendimiz:

"Öyleyse iki rek´atini kıl!" diye emretti."[1160]

Bir rivâyette şöyle gelmiştir: "...Kalk, iki rek´at kıl."[1161]



ـ2976 ـ2ـ وعن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قالَ رَسُولُ اللّهِ #: إذَا صَلّى أحَدُكُمْ الجُمُعَةَ فَلْيُصَلِّ بَعْدَهَا أرْبَعاً[ .



2. (2976)- Hz.Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizden biri cumayı kıldı mı, ondan sonra da dört rek´at kılsın"[1162]



AÇIKLAMA:



Bu rivâyet cumadan sonra dört rek´at kılmanın meşruiyyetini göstermektedir. Bazı rivâyetler Resûlullah´ın cumadan sonra eve gelerek iki rek´at kıldığını ifade eder. Sadedinde olduğumuz rivâyetle, evde iki kıldığını haber veren rivâyetin arası şöyle te´lif edilmiştir: Efendimiz cumadan sonra namazı mescidde kılınca dört rek´at kılmıştır, evde kılınca da iki rek´at kılmıştır.

Efendimiz bu namazı bazan evde, bazan mecsidde kıldığına göre, evde de mescidde de kılınabilecektir.[1163]



ـ2977 ـ3ـ وفي رواية: ]فَإنْ عَجِلَ بِكَ شَىْءٌ فَصَلِّ رَكْعَتَيْنِ في المَسْجِدِ وَرَكْعَتَيْنِ إذَا رَجَعْتَ[. أخرجه مسلم وأبو داود والترمذي .



3. (2977)- Bir rivâyette şöyle buyrulmuştur: "Senin acele etmen gereken bir şeyin olursa mescidde hemen iki rek´atı kıl, iki rek´at de dönünce kıl."[1164]



ـ2978 ـ4ـ وعن نافع: ]أنَّ ابنَ عُمَرَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهما رَأى رَجًُ يُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ يَوْمَ الجُمُعَةِ في مُقَامِهِ فَدَفَعَهُ وَقَالَ: أتُصَلِّى الجُمُعَةَ أرْبَعاً؟ وَكانَ يُصَلِّى يَوْمَ الجُمُعَةِ رَكْعَتَيْنِ في بَيْتِهِ وَيَقُولُ: هكذَا فَعَلَ رَسولُ اللّهِ #[. أخرجه الخمسة. واللفظ ‘بى داود .



4. (2978)- Nâfi merhum anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ), cuma günü bir adamın cumayı kılarken durduğu yerden hiç kımıldamaksızın iki rek´at daha kılmaya devam ettiğini görmüştü, adamı bundan menetti.

"Cumayı dört mü kılıyorsun?" dedi. İbnu Ömer, Cuma günü evinde iki rekat kılar ve etrafındakilere:

"Resûlullah böyle kılardı!" dedi.[1165]



ـ2979 ـ5ـ وعن عطاء قال: ]كانَ ابنُ عُمَرَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهما إذَا صَلّى الجُمُعَةَ بِمَكَّةَ تَقَدَّمَ فَصَلّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ يتَقَدَّمَ فَيُصَلِّى أرْبَعاً. فإذَا كَانَ بِالمَدِينَةِ صَلّى الجُمُعَةَ ثُمَّ رَجَعَ إلى بَيْتِهِ. فَصَلّى رَكْعَتَيْنِ وَلَمْ يُصَلِّ في المَسْجِدِ، فَقِيلَ لَهُ؟

فقَالَ: كَانَ النّبىُّ # يَفْعَلُهُ[. أخرجه أبو داود والترمذي .



5. (2979)- Atâ anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) Mekke´de cumayı kıldı mı ilerler iki rek´at daha kılardı; sonra biraz daha ilerler ve dört rekat daha kılardı. Medîne´de olunca da cumayı kılar sonra evine döner, iki rekat daha kılardı, bunu mescidde kılmazdı. Bu durumun sebebi nedir? diye kendisinden sorulmuştu:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle yapardı" dedi."[1166]



AÇIKLAMA:



Bu rivâyet İbnu Ömer´in cumadan sonra Mekke´de farklı, Medine´de farklı şekilde nafile kıldığını ifade ediyor:

1- Mekke´de iki bir, dört de bir olmak üzere altı rek´at kılar; Medine´de iken cumadan sonra evine gidip iki rekat kılardı.

2- İbnu Ömer´den sorulunca, Resûlullah´ın böyle yaptığını haber verir. İbu Ömer´in Resûlullah´a nisbet ettiği kısım Medine´deki tatbikatı olmalıdır. Çünkü, bazı şârihlerin de belirttiği üzere Resûlullah´ın Mekke´ de, İbnu Ömer´in söylediği şekilde cuma kıldığına dair hiçbir bilgi mevcut değildir, bilgiyi bırakalım, bir zanna da yer verilmemiştir. Hatta Resûlullah´ın Mekke´de cuma kıldığı da sahih değildir. Resûlullah´tan bunun Mekke´de vukûu kabul edilme takdirinde, bunun çoğunlukla yaptığı durumu aksettirmediğine, bilakis nadir bir ameli olduğuna hamledilir. Veya şu da söylenebilir: Bazı zamanlarda namazda tahfif Resûlullah´ın hasâisindendir. Şöyle ki: Hutbe veriş tarzı ile gelen tavsifler, hutbe sırasında Aleyhissalâtu Vesselâm´ın gözlerinin kızardığını, öfkesinin arttığını, sesinin yükseldiğini, askerlere hitab eden bir ordu komutanı ciddiyetinde hitabta bulunduğunu ifade eder. Şu halde bu tarzın bazı kereler Efendimizin yorulmasına sebep olması, bu yüzden cum´adan sonra evinde iki rek´atla yetinmesi mümkündür. Ama normalde, Resûlullah cuma´-dan sonra dört rek´at kılınmasını emretmiştir. Ayrıca bu dört rekatin evde veya mescidde olmasını belirtmemiş, mutlak bırakmıştır. Sadedinde olduğumuz hadiste görüldüğü şekilde, Resûlullah´ın bazan iki rekat kılmış olması, dört rek´at kılmanın meşruiyyetine mâni teşkil etmez, zîra aralarında bir teâruz mevcut değildir. Şu halde iki kılmak da dört kılmak da meşrudur. Ancak çoğunlukla dört kılmış olduğu için efdal olan dört kılmaktır.[1167]



İKİNCİ FASIL

VİTİR NAMAZI

UMUMÎ AÇIKLAMA:


Vitr kelime olarak şef´in (çift´in) zıddıdır, yani "tek" demektir. Yatsıdan sonra kılınan bir namazın adıdır. Bu namaz hususunda ulemâ çeşitli meselelerde ihtilaf eder:

1- Vacib mi, değil mi?

2- Kaç rek´at?

3- Niyet şart mı, değil mi?

4- Hususi kıraat var mı?

5- Bundan önceki namaz çift olmalı mı?

6- Son vakti ne zaman?

7- Seferde hayvan üzerinde kılınır mı?

8- Kazası gerekir mi?

9- Kunutu nedir, okunacağı yer neresidir? Kunutta ne söylenecektir, kunut ayrı mı okunur, vasledilerek mi okunur?

10- Vitirden sonra iki rek´at daha kılmak sünnet midir?

11- İlk vakti ne zamandır?

12- En faziletli nafile bu mudur, yoksa revâtibler bundan efdal midir? vs.Müteakiben kaydedilecek hadislerde ihtilafların bir kısmı görülecektir.[1168]



ـ2980 ـ1ـ عن بُريدة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قالَ رَسُولُ اللّهِ #: الْوَتْرُ حَقٌّ. فَمَنْ لَمْ يُوتِرْ فَلَيْسَ مِنَّا. قَالَهَا ثَثاً[. أخرجه أبو داود .



1. (2980)- Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Vitr namazı haktır. Kim bunu kılmazsa bizden değildir." Bunu Efendimiz üç kere tekrar etti."[1169]



AÇIKLAMA:



1- "Vitir haktır" sözü vitir kılmaya teşvik içindir. Bu hususta gelen sahih rivâyetler "hak"la farzın kastedilmediğini gösterir. Sözgelimi Ubâde İbnu Sâmit´e, Ensar´dan Ebû Muhammed´in "Vitir haktır" dediği kulağına gelince: "Ebû Muhammed hata etti" der ve Resûlullah´ın namazların sayısını beş olarak ifade eden hadislerini rivâyet eder. Keza Talha İbnu Ubeydillah da bir Arâbinin sualine verdiği cevapta namazın beş olduğunu belirtir. Enes de Mi´râc hadisinde farz namazın beş olduğunu ifade eder. Hülasa ulemâ vitrin farz olmadığı hususunda icma etmiştir. Sadece Hasan İbnu Ziyad, Ebû Hanîfe´nin farz dediğini rivâyet etmiştir. Ancak imamın ashâbı bunu kabul etmemiştir. Şâyet bu rivâyet sahihse, şunu bilmek gerekir imamdan önce bu meselede icma vâki olmuştur.

2- "Kılmayan bizden değildir" ifadesini, "sünnetten nefret ederek kılmayan bizden değildir" şeklinde anlamak gerekmektedir.[1170]



ـ2981 ـ2ـ وعن علي رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]الْوِتْرُ لَيْسَ بِحَتْمٍ كَالصََّةِ المَكْتُوبَةِ، وَلَكِنَّ رسولَ اللّهِ # قال: إنَّ اللّهَ تَعالى وِتْرٌ يُحِبُّ الوِتْرَ. فَأوْتِرُوا يَا أهْلَ الْقُران[. أخرجه أصحاب السنن .

2. (2981)- Hz. Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Vitir namazı farz namaz gibi kesin değildir. Ancak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Allahu Teâlâ hazretleri tektir, tek´i sever, öyleyse ey ehl-i Kur´an vitri kılın!" buyurmuştur."[1171]



AÇIKLAMA:



1- Hatm, farz ve vacib ma´nâsına gelir. Biz vitr hususundaki mezhebimizin hükmüne uygun düşmek için "kesin" tâbirini tercih ettik.

2- Cumhur vitir namazının vacib olmadığı, sünnet olduğu hususunda icma eder. Ebû Hanîfe merhum bu meselede cumhura muhalefet eder, vacib olduğunu söyler.. "Farzdır" dediği de rivâyet edilmiştir. İbnu Hacer, İmam Muhammed ve İmam Yusuf bu meselede Ebû Hanîfe´ye muhalefet etmiş olsalar da Ebû Hanîfe´nin bu hükmünde yalnız olmadığını, Saîd İbnu Ôl-Müseyyeb, Ebû Ubeyde, Abdillah İbnu Mes´ud ve Dahhâk´ın da vitrin vücubûna hükmettiklerine dair İbnu Ebî Şeybe´nin rivâyet kaydettiğini belirtir.[1172]



ـ2982 ـ3ـ وعن ابن مُحَيْريزٍ: ]أنَّ رَجًُ مِنْ بَنِى كِنَانَةَ يُدْعَى المُخْدِجِىَّ

سَمِعَ رَجًُ بِالشَّامِ يُكَنَّى أبَا مُحَمّدٍ يَقُولُ: الْوَتْرُ وَاجِبٌ. قالَ الْكِنَانِىُّ: فَسَألْتُ عُبَادَةَ بنَ الصَّامِتِ رَضِىَ اللّهُ عَنْه فقَالَ: كَذَبَ أبُو مُحَمّدٍ. سَمِعْتُ رسولَ اللّهِ # يَقُولُ: خَمْسُ صَلَوَاتٍ كَتَبَهُنَّ اللّهُ تَعالى عَلى الْعِبَادِ. فَمَنْ جَاءَ بِهِنَّ وَلَمْ يُضَيِّعْ مِنْهُنَّ شَيْئاً اسْتِخْفَافاً بِحَقِّهِنَّ كَانَ لَهُ عِنْدَ اللّهِ عَهْدٌ أنْ يُدْخِلَهُ الجَنَّةَ، وَمَنْ لَمْ يَأتِ بِهِنَّ فَلَيْسَ لَهُ عِنْدَ اللّهِ عَهْدٌ، إنْ شَاءَ عَذَّبَهُ وَإنْ شَاءَ أدْخَلَهُ الجَنَّةَ[. أخرجه ا‘ربعة إ الترمذي.»أبُو مُحَمّدٍ« هذا من ا‘نصار له صحبة.وقوله عبادة: »كَذَبَ أبُو مُحَمّدٍ« أى أخْطأ، وََ يَجوز أن يكذب في شئ من ا‘خبار عن رسولِ اللّهِ # .



3. (2982)- İbnu Muhayrîz anlatıyor: "Benî Kinâne´den el-Muhdicî denen bir adam, Şam´da Ebû Muhammed diye künyesi olan bir adamın:

"Vitir namazı vacibtir" dediğini işitti. Kinânî dedi ki:

"Ben bunu Ubâde İbnu´s-Sâmit (radıyallâhu anh)´e sordum da:

"Ebû Muhammed hata etmiş. Ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ı dinledim şöyle demişti:

"ALLAH´ın kullar üzerine yazıp farz kıldığı beş namaz mevcuttur. Kim onları eda eder, istihfafla herhangi bir eksikliğe meydan vermeden tam yaparsa ALLAH indinde ona verilmiş bir söz vardır: Onu cennete koyacaktır. Onları kılmayana ise ALLAH´ın bir vaadi yoktur. Dilerse azab eder dilerse cennete koyar" der.[1173]



AÇIKLAMA:



1- Beş vakti ALLAH´ın yazması, farz kılması demektir.

2- Bu hadisten, bazı âlimler vitir namazının vacib olmadığı hükmünü çıkarmışlardır.

3- Hadis "istihfafla (=hafife alarak, ehemmmiyet vermeyerek) demek sûretiyle; unutarak, sehven, kasıtsız olarak yapılan hataları istisna tutmuş olmaktadır.

4- Hadis, namazı terkedenlerin de mü´min olduklarına, bu yüzden tekfir edilemeyeceklerine delildir.

5- "..Dilerse azâb eder" ifadesi "günahı miktarınca azâb çeker" demektir.

6- Hadiste geçen "Ebû Muhammed hatâ etmiş" ifadesinin aslı Ebû Muhammed kizb (yalan) etmiş şeklindedir. Şârihler buradaki kizb kelimesinin dilimizdeki yalan´ı kasdetmediğini, bilakis hata etti demek olduğunu belirtirler. Kizb Arapçada hata ma´nâsına da kullanılmaktadır. Çünkü, hatanın zıddı sıdk´dır. Yalanın zıddı da sıdktır. Şu halde hata da sıdk´ın zıddı olması sebebiyle "kizb" kelimesiyle ifade edilebilir. Bunun örneğine, yani hata etmiş demek için kizb etmiş sözünün kullanılmış olmasına hadislerde sıkca rastlarız. Ashâbın hiçbir şeyde yalan söylemesi mevzubahis değildir. Birbirlerini yalanla da itham vâki olmamıştır.[1174]



ـ2983 ـ4ـ وعن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قال رسولُ اللّهِ: اجْعَلُوا آخِرَ صََتِكُمْ بِاللَّيْلِ وِتْراً[. أخرجه الخمسة إ الترمذي .



4. (2983)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Gece namazının sonu tek olsun."[1175]



ـ2984 ـ5ـ ولمالك عن ابن مسعود: ]اجْعَلُوا آخِرَ صََتِكُمْ مِن اللَّيْلِ وِتْراً[ .



5. (2984)- İmam Mâlik, İbnu Mes´uddan naklediyor: "İbnu Mes´ud demiştir ki: "Geceleyin kılacağınız namazın sonunu tek kılın."[1176]



ـ2985 ـ6ـ وعن أبي أيوب رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسولُ اللّهِ #: الْوِتْرُ حَقٌّ عَلى كُلِّ مُسْلِمٍ، فَمَنْ أحَبَّ أنْ يُوتِرَ بِخَمْسٍ فَلْيَفْعَلْ، وَمَنْ أحَبَّ أنْ يُوتِرَ بِثََثٍ فَلْيَفْعَلْ، ومَنْ أحَبَّ أنْ يُوتِرَ بِوَاحِدَةٍ فَلْيَفْعَلْ[. أخرجه أبو داود، وهذا

لفظه، والنسائى .



6. (2985)- Ebû Eyyûb (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Vitir her müslüman üzerine bir haktır (vazifedir). Kim beş ile vitir kılmayı severse yapsın. Kimde üç ile vitir kılmak isterse yapsın. Kim tek rek´atli vitr kılmayı dilerse kılsın."[1177]



AÇIKLAMA:



1- Hak Şâri´nin örfünde vacib ma´nâsında kullanılmıştır. Vacib de haber-i vahidle sübût bulan demektir. Hak kelimesinin kullanılışı sebebiyle bu hadis vitr namazına vacib diyenlere delildir, ancak cumhur bunun vacib değil; sünnet olduğuna hükmetmiştir. Ebû Hanîfe bu hususta muhaliftir ve vacib olduğunu söylemiştir. İbnu Ömer bir rivâyette, Resûlullah´ın devenin sırtında vitir kıldığını bildirir. Bu rivâyet vitrin vacib olmadığını söyleyenlere delil olmuştur, çünkü Aleyhissalâtu Vesselâm binek üzerinde farz kılmamıştır.

2- Sadedinde olduğumuz hadis, vitrin miktarında da bir muhayyerlik getirmiş bulunmaktadır. Bu husus da onun farz ve vacib olmadığına delil kılınmıştır. Keza Necid taraflarından gelen bir bedevînin Resûlullah´a soru sormasıyla ilgili rivâyet de vitrin sünnet olduğuna delil gösterilmiş, mezkûr rivâyette Resûlullah: "Gece ve gündüzde toplam beş vakit namaz var!" der. Bedevî "daha fazla var mı?" diye tekrar sorar. Resûlullah, "Nafile olarak isteyen kılabilir" der.[1178]



ـ2986 ـ7ـ وعن أم سلمة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كانَ رسُولُ اللّهِ # يُوتِرُ بِثََثَ عَشَرَةَ. فَلَمَّا كَبُرَ وَضَعُفَ أوْتَرَ بِسَبْعٍ[. أخرجه الترمذي والنسائى.وزاد الترمذي فقال: ]وقال إسحاق بن إبراهيم: معنى ما روى أنه كان يُوتر بثث عشرة. أنه كان يصلى من الليل ثث عشرة ركعة مع الوتر، فنسبت صة الليل إلى الوتر .



7. (2986)- Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onüç rek´at kılarak vitir yapardı. İhtiyarlayıp zayıflayınca yedi rek´atte vitir yaptı."[1179]



AÇIKLAMA:



1- Bu hadiste Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın 13 ve 7 rek´at kılarak vitir yaptığı belirtilir. Tirmizî bu rivâyetin sonunda, Resûlullah´ın muhtelif rivâyetlere göre onüç rekatte, onbir rekatte, dokuz, yedi, beş, üç ve tek rekatte vitir yaptığını belirtir.

2- Yine Tirmizî´nin İshak İbnu İbrahim´den kaydettiği bir açıklamaya göre, onüç rekatte vitir kılmasının ma´nâsı şudur: Efendimiz, geceleyin, vitirle birlikte onüç rekat namaz kılardı. Rivâyette geçen namazı "vitr"e nisbet edilmiştir. Şu halde, bu rakamı yatsı namazının buna tevafuk eden rakamlarıyla karıştırmamak gerekir.[1180]



ـ2987 ـ8ـ وعن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قال رَسولُ اللّهِ #: الْوِتْرُ مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ[. أخرجه الستة إ أبا داود، وهذا لفظ مسلم .



8. (2987)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Vitir gecenin sonunda kılınır."[1181]



ـ2988 ـ9ـ وفي رواية للبخارى: ]صََةُ اللَّيْلِ مَثْنىَ مَثْنَى، فإذَا أرَدْتَ أنْ تَنْصَرِفَ فَارْكَعْ رَكْعَةً تُوتِرُ لَكَ مَا قَدْ صَلَّيْتَ[ .



9. (2988)- Buhârî´nin bir rivâyetinde şöyle denmiştir: "Gece namazı ikişer ikişerdir. Gece namazından ayrılacağın zaman, tek rekat daha kıl, bu sana kıldığın namazların tek olmasını sağlar."[1182]



AÇIKLAMA:



Bu iki rivâyette Resûlullah gece namazlarının nasıl kılınacağını ve vitir namazının vaktini beyan ediyor. Buhârî´nin rivâyetinde bu husus bir soruya cevap olarak beyan edilmiştir.

Başta da belirttiğimiz gibi, vitrin zamanı ihtilaflı olduğu gibi, kaç rek´ at kılınacağı, rek´atlerin ikişer ikişer mi kılınacağı, bunların selamla ayrılıp ayrılmayacağı da ihtilaflı hususlardır. Bu rivâyetler vitrin gecenin sonunda olacağını, ikişer ikişer kılınıp selamla fasledileceğini söyleyenlere delildir.

Hanefîler, "ikişer ikişer" tâbirini, "her iki rekatte teşehhüd okunur" diye anlamış, "selam verilir" dememiştir. Ama ekseriyet: "Her iki rekatte selam verilir" diye anlamıştır. İbnu Hacer: "Resûlullah´tan ikişer ikişer ayırarak kıldığı, dörder dörder vaslederek de kıldığı hususunda sahih rivâyetler vardır" der.

Keza Hz. Âişe´den gelen bir rivâyete göre: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatsıdan sonra güneş doğuncaya kadar onbir rekat namaz kılar, her iki rekatte selam verir (son rekati de müstakil kılar)dı."

Diğer taraftan bir kısım hadisler, gece namazının tek rekatle tamamlanmasını emreder.[1183]



ـ2989 ـ10ـ وعن عبدالعزيز جريج قال: ]سَألْنَ عَائِشَةَ رَضِىَ اللّهُ عَنْها. بأىِّ شَىْءٍ كَانَ يُوتِرُ رَسولُ اللّهِ #؟ قالَتْ: كانَ يَقْرَأُ في ا‘ولى بِسَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ ا‘عْلى، وفي الثَّانِيَةِ بِقُلْ يَا أيُّهَا الكَافِرُونَ، وفي الثَّالِثَةِ بِقُلْ هُوَ اللّهُ أحَد وَالمُعَوَّذَتَيْنِ[. أخرجه أصحاب السنن .



10. (2989)- Abdülazîz İbnu Cüreyc anlatıyor: "Hz. Âişe (radıyallahu anhâ)´ya Resûlullah ne ile vitir namazı kılardı? diye sorduk. Dedi ki: "Birinci rek´atte Sebbih isme Rabbike´l-a´lâyı ikinci rek´atte Kulyâ eyyühâ´lkâfirûn sûresini, üçüncü rekatte de Kulhüvallâhü ahad ve Muavvizateyn´i okurdu."[1184]



ـ2990 ـ11ـ وعن خارجة بن حُذافة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قالَ رَسولُ اللّهِ #: أمَدَّكُمُ اللّهُ بِصََةٍ هِىَ خَيْرٌ لَكُمْ مِنْ حُمْرِ النَّعَمِ، وَهِىَ الْوِتْرُ. فَجَعَلَهَا اللّهُ لَكُمْ فِيمَا بَيْنَ الْعِشَاءِ اخِرَةِ إلى طُلُوعِ الْفَجْرِ[. أخرجه أبو داود والترمذي.»حُمْرُ النَّعَمِ« خيار ا“بل وأغها قيمة .



11. (2990)- Hârice İbnu Huzâfe (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "ALLAH size (öyle) bir namazla imdâd etti ki, O sizin için kızıl deve sürülerinden daha hayırlıdır. İşte bu namaz vitirdir. ALLAH onu, sizin için yatsı namazı ile şafağın sökmesi arasına koydu."[1185]



AÇIKLAMA:



Hadiste geçen اَمَدَّ kelimesi ziyade etti, imdad etti (yardım etti) ma´nâlarına gelir. Yani: "ALLAH beş vakte vitri de ziyade etmekle size büyük bir imdadda bulundu, onu kıldınız mı âhiret hazırlığınız daha güçlü olacak" demektir. Hadisin devamı, âhiret için büyük sevaba vesile olacağı için bu namazın "dünya mallarının en kıymetlileri"nden daha hayırlı olacağını belirtmiştir. Humru´nneam, kızıl develer demek ise de en kıymetli mal ma´nâsına deyim olmuştur.[1186]



ـ2991 ـ12ـ وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]مِنْ كُلِّ اللَّيْلِ قَدْ أوْتَرَ رَسولُ اللّهِ # مِنْ أوَّلِ اللَّيْلِ وَأوْسَطِهِ وَآخِرِهِ فَانْتَهَى وِتْرُهُ إلى السَّحْرِ[. أخرجه الخمسة.



12. (2991)- Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) her gece vitir kılardı. Gecenin evvelinde de kıldı, ortasında da kıldı; sonunda da kıldı (ölümü sırasında) gecenin sonunda kıldı."[1187]



AÇIKLAMA:



1- Ebû Dâvud´un rivâyetinde Hz. Âişe bu açıklamayı, Mesrûk´un: "Resûlullah vitri ne zaman kılardı?" sorusu üzerine yapar.

2- Bu rivâyet, Resûlullah´ın vitri, yatsının bitiminden fecrin doğuşuna kadar gecenin her vaktinde kıldığını ifade etmektedir. Ömrünün sonunda her seher vaktinde kılmış olmasından, "Müstehab vakit budur" diye hüküm çıkaran âlim olmuştur.

3- Ebû Dâvud ve Tirmizî´nin rivâyetlerinde "öldüğü zaman" açıklaması vardır. Yani vitri, sadedinde olduğumuz hadiste belirtildiği şekilde kılma işi, Resûlullah´ın ömrünün sonlarında cereyan etmiş olmalıdır. Şu halde, vitrin vaktiyle ilgili ihtilaflar ahvâlin ihtilafından ileri gelmektedir.

4- Seher´i âlimler farklı şekillerde tarif eder:

* Sabahtan az önceki vakittir.

* Maverdî: "Gecenin son altıda biridir" demiştir.

* Başlangıcının ilk fecir (fecr-i kâzib) olduğu da söylenmiştir.[1188]



ـ2992 ـ13ـ وعن جابر رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسُولُ اللّهِ # مَنْ خافَ أنْ َ يَقُومَ مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ فَلْيُوتِرُ أوَّلَهُ، وَمَنْ طَمِعَ أنْ يَقُومَ آخِرَهُ فَلْيُوتِرُ آخِرَ اللَّيْلِ فَإنَّ صََةَ آخِرِ اللَّيْلِ مَشْهُودَةٌ مَحْضُورَةٌ وَذلِكَ أفْضَلُ[. أخرجه مسلم والترمذي .



13. (2992)- Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim gecenin sonunda kalkamamaktan korkarsa vitrini gecenin başında kılsın.Kim gecenin sonunda kalkmayı umuyorsa gecenin sonunda vitrini kılsın. Çünkü gecenin sonunda kılınan namaz (gece ve gündüz meleklerinin huzurlarında ve şehadetleri altında kılındığı için) meşhûd ve mahzûrdur. Bu yüzden (gecenin başında kılınana nazaran) daha faziletlidir."[1189]



AÇIKLAMA:



Gecenin her bölümünde kılınması caiz olan vitir namazını, Resûlullah bu hadislerinde, gecenin sonunda kılmayı tavsiye buyurmakta ve sonda kılmanın efdal olacağını belirtmektedir. Efendimiz sebeb olarak, gecenin sonunda kılınan namazın meşhûd ve mahzûr olduğunu söylemektedir.

Meşhûd, şahidlenmiş, şâhidlerin nazarı altında yapılmış demektir.

Mahzûr da aynen şâhid gibi, huzurda yapılmış şey demektir. Yani gece ve gündüz melekleri namaz kılanın yanında hazır bulunup, namaza şâhid olurlar, böylece namaz meşhûd (şahidlenmiş) ve mahzûr (huzurlanmış) olur demektir.[1190]



ـ2993 ـ14ـ وعن أبى قتادة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رَسُولُ اللّهِ # ‘بِى بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْه: مَتَى تُوَترُ؟ فقَالَ: أُوِترُ مِنْ أوَّلِ اللَّيْلِ. وَقالَ لِعُمَرَ رَضِىَ اللّهُ عَنْه مَتَى تُوتِرُ؟ فقَالَ: أوْتِرُ آخِرَ اللَّيْلِ. فقَالَ ‘بِى بَكْرٍ: أخَذَ هذَا بِالْحَذَرِ، وَأخَذَ هذَا يَعْنِى عُمَرَ بِالْقُوَّةِ[. أخرجه مالك وأبو داود .



14. (2993)- Ebû Katâde (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Hz. Ebû Bekr (radıyallâhu anh)´e:

"Vitri ne zaman kılıyorsun?"diye sordu. Hz. Ebû Bekr:

"Gecenin başında kılıyorum!" dedi. Aynı şekilde:

"Vitri ne zaman kılıyorsun?" diye Hz. Ömer´e de sordu:

"Gecenin sonunda kılıyorum!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalâtu Vesselâm, Hz. Ebû Bekr´e:

"Sen ihtiyatla amel ediyorsun!" dedi. Hz. Ömer´e de:

"Sen de kuvvet(li olan, takvaya uygun olan) ile amel ediyorsun!" buyurdu."[1191]



AÇIKLAMA:



Hz. Ebû Bekr´e, Resûlullah "sen ihtiyatla amel ediyorsun!" demekle şunu kastetmiştir: "Vitir´i gecenin başında, daha uyumadan kılıp garantiye alıyorsun, gecenin sonuna bıraktığın takdirde uyanamama ve kaçırma ihtimali var, önceden kılınca bu ihtimale karşı ihtiyatlı davranmış oluyorsun."

Hz. Ömer´e "Kuvvetle amel ediyorsun!" demekle de, "aslında daha kâvi daha muteber sevabca daha üstün olan gece kıyâmına kalkma azmini ortaya koyan bir amel yapıyorsun" demeyi kastetmiş olmaktadır.

Bu hadiste, gecenin sonunda kılmanın üstünlüğü ifade edilmiş ise de başında kılan da kınanmamıştır. İsteyen istediği şekilde amel eder.[1192]



ـ2994 ـ15ـ وعن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قال رسولُ اللّهِ #: صََةُ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ مَثْنَى مَثْنَى[. أخرجه أصحاب السنن .



15. (2994)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Gece ve gündüz namazları ikişer ikişerdir."[1193]



AÇIKLAMA:



Hadis mutlak ise de ulemâ umumiyetle nafile namazlara hamlederek onların ikişer ikişer kılınmasının efdal olacağını söylemiştir. Şevkânî, Neylü´l-Evtâr´da der ki: "Bu hadis, gece ve gündüz kılınacak tetavvu namazlarını ikişer ikişer kılmanın müstehab olduğuna delâlet eder. Ancak ister ziyade isterse noksan kılınması hususunda istisna edilerek zikredilenler hariç."

Nafilelerin ikişer ikişer kılınacağı hususunda İmam Mâlik, Şâfiî ve Ahmed İbnu Hanbel ittifak ederler. Nitekim Resûlullah Fetih günü sekiz rek´at kuşluk namazı kılmış, ikişer ikişer selam vermiştir. Keza bayram namazı, yağmur namazı -ki hepsi de gündüz kılınır- iki rek´attir.[1194]



ـ2995 ـ16ـ وعن أبى سعيد رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسولُ اللّهِ #: مَنْ نَامَ عَنْ وِتَرِهِ أوْ نَسِيَهُ فَلْيُصَلِّ إذَا ذَكَرَ أوِ اسْتَيْقَظَ[. أخرجه أبو داود والترمذي .



16. (2995)- Ebû Saîd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Vitir namazını kılmadan kim uyur veya unutursa hatırladığı veya uyandığı zaman hemen kılsın."[1195]



AÇIKLAMA:



Bu hadis, vaktinde kılınmadığı takdirde vitrin kaza edilmesinin meşruluğuna delil olduğu gibi vitre vacib diyenlere de bir delil olmaktadır. Ancak, cumhur vitrin kazasına mendub demiştir. Vaktinde kılınmadığı takdirde kaza edilmesine hükmedenler arasında Ashâb´tan Hz. Ali, Sa´d İbnu Ebî Vakkâs, Abdullah İbnu Ömer, Ubâde İbnu´s-Sâmit, Ebû´d-Derdâ, Âmir İbnu Rebî´a, Muaz İbnu Cebel, İbnu Abbâs zikredilebilir. Tâbiînden Amr İbnu Şurahbil, İbrahim Nehâî, Ebû´l-Âliye, Hammâd İbnu Ebî Süleymân; imamlardan Süfyân-ı Sevrî, Ebû Hanîfe, Evzâî, Mâlik, Şâfiî, Ahmed, İshak vs. var. Ancak bunlar ne zaman kaza edileceği hususunda ihtilaf ederler. Sekiz ayrı görüş ortaya çıkmıştır:

* Sabahı kılmazdan önce.

* Güneş doğmazdan önce, sabahı kıldıktan sonra bile olsa.

* Sabah namazından ve güneşin de doğmasından sonra, zevâle kadar vs.[1196]



ـ2996 ـ17ـ وعن أبى جَمْرَةَ قالَ: ]سَأَلْتُ عَائِذَ بنَ عَمْرٍو وَكَانَ مِنَ أصْحَابِ الشَّجَرَةِ رَضِىَ اللّهُ عَنْهم. هَلْ يُنْقَضُ الْوِترُ؟ قَالَ: إذَا أوْتَرِتَ مِنْ أوَّلِهِ فََ تُوتِرْ مِنْ آخِرِهِ[. أخرجه البخارى.وزاد رزين رحمه اللّه قال: رسولُ اللّهِ #: »َ وِتْرَانِ في لَيْلَةٍ« .



17. (2996)- Ebû Cemre anlatıyor: "Ashâb-ı Şecere (radıyallahu anhüm)´den olan Âiz İbnu Amr´a sordum:

"Vitir namazı nakzedilir mi?"

"Eğer, evvelinde vitir kıldıysan âhirinde vitir kılma" dedi."[1197]

Rezîn merhum şunu ilave eder: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: "Bir gecede iki vitir kılınmaz."[1198]



AÇIKLAMA:



Vitir namazının nakzından (bozulmasından) maksad şudur: Kişi vitrini kılıp yatar ve uyur, sonra uyanır ve nafile namaz kılmak ister. Bu durumda adam bir rek´at daha kılıp vitr´i çift yaptıktan sonra dilediği kadar kılar. Sonra "Gecenizin son namazını tek yapın"hadisi mucibince yeniden vitir kılar mı, yoksa bu hususu hiç düşünmeksizin önce kıldığı vitri bozmadan dilediği kadar nafile kılabilir mi?

İşte hadis, ikinci sıfatın tercihi istikametinde soruyu cevaplar: "Gecenin evvelinde vitir kıldıysan (bu yeterlidir), sonunda tekrar vitir yapma."

Ancak bu mesele Selef arasında ihtilaflıdır. İbnu Ömer, bu durumda vitrin nakzedilmesinin gereğine inanır. Şâfiîlere göre, hadiste olduğu üzere, vitir nakzedilmez (bozulmaz) Mâlikîler de bu kanaattedir.[1199]



ـ2997 ـ18ـ وعن نافع قال: ]كُنْتُ مَعَ ابنِ عُمَرَ رَضِىَ اللّهُ عَنْهما بِمَكَّةَ وَالسَّمَاءُ مُغَيِّمَة فَخَشِىَ الصُّبْحَ فَأوْتَرَ

بِوَاحِدَةٍ. ثُمَّ انْكَشَفَ الغَيْمُ فَرَأى أنَّ عَلَيْهِ لَيًْ فَشَفَعَ بِوَاحِدَةٍ ثُمَّ صَلّى رَكْعَتَيْنِ رَكْعَتَيْنِ فَلَمَّا خَشِىَ الصُّبْحَ أوْترَ بِوَاحِدَةٍ[. أخرجه مالك .



18. (2997)- Nâfi anlatıyor: "Ben İbnu Ömer (radıyallâhu anh)´le Mekkedeydim. Hava bulutlu olduğu için sabah namazını kaçırmaktan korkuyordu. Tek rekat kılarak vitir yaptı. Sonra bulutlar açıldı. Gördü ki daha üzerinde gece var. Bir rek´at daha kılarak (önceki tek´i) çiftledi, sonra iki rek´at (bir miktar) namaz kıldı. Sabahın geçmesinden korkunca bir rekat daha kılarak vitir yaptı."[1200]



AÇIKLAMA:



İbnu Ömer (radıyallâhu anh) geceleyin kılınacak namazın tek rek´atle sona ermesi gereğine inananlardandı. Bu sebeple vitirle (tekle) sona erdirdiği nafile namazından sonra, gecenin devam ettiğini görünce, tekrar nafileye devam edebilmek için önceki tek rek´ata müstakil bir rekat daha ilave edip, onu çift kıldıktan sonra bir miktar daha nafile kılıp, en sonda tek kılarak gece namazını bitiriyor.[1201]



ـ2998 ـ19ـ وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كانَ رسولُ اللّهِ # َ يُسَلِّمُ في رَكْعَتَىِ الْوَترِ[. أخرجه النسائى .



19. (2998)- Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) vitrin ilk iki rek´atinde selam vermezdi."[1202]



ـ2999 ـ20ـ وعن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]كانَ رسولُ اللّهِ # يُسَلِّمُ في الرَّكْعَتَيْنِ مِنَ الْوَترِ حَتَّى يَأمُرَ بِبَعْضِ حَاجَتِهِ[. أخرجه البخارى ومالك .



20. (2999)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) vitrin ilk iki rek´atinde selam verirdi, öyle ki (o sırada) bazı ihtiyaçları için emirde bulunurdu."[1203]



AÇIKLAMA:



Bu sonuncu rivâyetin zâhiri, Hz. Peygamber´in üç rek´atini mevsul yani tek selamla kıldığını ifade eder. Çünkü, bir ihtiyacı zuhur edince ikinci rekatte selam verip ihtiyacını söylemekte, geri kalan tek rekati de arkadan tamamlamaktadır. Bu durum, "iki ayrı parça (mevsul) olmadıkça vitir sahih olmaz" diyenlere cevaptır.

Bu hususta gelen farklı rivâyetler vitir namazını ikinci rek´ate bölerek kılmanın da, bölmeksizin sadece teşehhüdde bulunup üçüncü rek´ati de kıldıktan sonra selam vermek sûretiyle kılmanın da caiz olduğunu ifade eder. Nitekim Hanefîler üçünü birlikte kılarken, Şâfiîler iki rek´atte selam verir ve üçüncü rek´ati müstakilen kılarlar.[1204]



ـ3000 ـ21ـ وله في أخرى ]قال رسولُ اللّهِ #: صََةُ المَغْرِبِ وَتْرُ النَّهَارِ[ .



21. (3000)- Muvatta´nın bir rivâyetinde şöyle gelmiştir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Akşam namazı gündüzün vitridir."[1205]



AÇIKLAMA:



Gündüz kılınan namazlar hep çifttir. Akşam namazı üç rek´at olması sebebiyle tektir. Akşam, gündüzleri kılınanlar arasında mütâlaa edilince, gündüz namazlarının vitri (teki) olmuş olur.[1206]



ـ