> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte > Medh
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Medh  (Okunma Sayısı 577 defa)
27 Nisan 2010, 10:26:18
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 27 Nisan 2010, 10:26:18 »



Medh




UMUMİ AÇIKLAMA



Medih, övmek demektir. Birini övmek, ona kemal sıfatlarından birini veya birkaçını izafe etmekle olur. İslam telakkisinde her çeşit kemalin sahibi, kaynağı Allah´tır. Bu sebeple insanlara kemal nisbet etmek, kişiyi nankörlüğe, şirke atabilecek ciddi bir tehlikedir. Bu sebeple övmek veya övünmek pek hoş karşılanmamıştır. Kişi mazhar olduğu her çeşit nimet, fazilet ve kemali Allah´tan bilmeli, O´na nisbet etmelidir. Bu manada nimetin zikir ve beyanı caizdir, bir nevi şükürdür. "Rabbinin nimetini yadet!" (Duha 11) ayeti bir bakıma nimeti yadetmeyi, söylemeyi emreder. Bu övünme olmuyor, nimet, sahibine nisbet ediliyor. Aksi takdirde nefis "nimet benden" yanılgısına bile düşebilir, Allah´a nisbet ederek zikri, bu vartayı önler.

Resulullah, başkasını övmeyi de hoş karşılamamış, zaruret olmadan kişileri yüzlerine karşı övmeyi yasaklamıştır. "Meddahların yüzüne toprak saçın" buyurmuştur.

Son olarak şunu da belirtelim: Alimler, medih yasağını kişide olmayan şeylerle yapılan mübalağalı medhe hamletmişler, hatta bazan övgünün kişiyi hayırda ilerlemeye başkalarını bu hayırda ona uymaya teşvik olacağından, müstahsen olacağını söylemişlerdir. Bu husus bahsin sonunda açıklanacaktır.[1]



ـ5391 ـ1ـ عن مُطرِفِ بن عبداللّه عن أبيه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]اِنْطَلَقْتُ في وَفْدِ بَنِي عَامِرٍ الى رَسُولِ اللّهِ #، فَقُلْنَا: أنْتَ سَيِّدُنَا. فَقَالَ: الْسَّيِّدُ اللّهُ. قُلْنَا: وَأفْضَلُنَا فَضًْ، وَأعْظَمُنَا طَوًْ. فَقَالَ: قُولُوا بِقَوْلِكُمْ، أوْ بَعْضِ قَوْلِكُمْ، وََ يَسْتَجْرِيَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ[. أخرجه أبو داود.ومعنى الحديث تكلموا بما يحضركم من القول و

تسجعوا كأنما تنطقون على لسان شيطان.وفي قوله: »أو بَعْضِ قَوْلِكُمْ« حذف واختصر، ومعناه دعوا بعض قولكم واتركوه وأراد بذلك اقتصاد في المقال .



1. (5391)- Mutarrif İbnu Abdillah, babası (radıyallahu anh)´tan naklediyor: "Benî Amir heyetiyle Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın yanına gitmiştik.

"Sen bizim efendimizsin!" diye hitap ettik.

"Efendi, Allah´tır!" buyurdular. Biz:

"Fazilette en ileride olanımız, mertlikte en başta gelenimizsin!" dedik. Bize: "Söylediğinizin hepsi bu veya buna yakın bir söz olsun. Şeytan sizi (mübalağalı medihlerde) koşturmasın!" buyurdular." [Ebu Davud, Edeb 10, (4806).][2]



AÇIKLAMA:



1- Hadis, seyyid yani efendi kelimesini hakiki manada insanlara izafe etmeyi yasaklamaktadır. İnsanların alnından tutup, onları gerçek manada idare eden Allah´tır.

Ancak alimler, bunun insanlara, daha hususi manada ferdlere izafe edilerek kullanılmasını caiz görürler. Nitekim Resulullah "Ben ademoğlunun efendisiyim. Bunu söylemem fahr değildir" buyurmuştur. Yani: "Ben bunu övünmek için değil, Allah´ın bana verdiği nimeti tahdisen (zikretmiş olmak için) söylüyorum" demek istemiştir. Nitekim Buhârî´de gelen bir rivayette Hz. Ömer "Ebu Bekr bizim efendimizdir" demiş ve Bilal´i kastederek: "E-fendimizi azad etti" diyerek sözlerini noktalamıştır.

2- Tavl, "dostlara ihsan, düşmanlara yücelik" manasına gelir, mertlik diye çevirdik.

3- "Söylediğinizin hepsi bu.. olsun" diye çevirdiğimiz ibarenin aslı muhtelif manaları ifade edecek mahiyettedir. Bu sebeple şarihler "İki kelimeyle yetinin, mübalağaya yer vermeyin", "Tevazuda mübalağa için, söylediğinizin birini söyleyin", "Buraya ne maksadla geldi iseniz onu söyleyin, sizi ilgilendirmeyen, gayeniz olmayan şeyleri terkedin" gibi manalar anlamışlardır.

4- Hadis, medhi, mübalağalı övgüyü, şeytanın kendi yolunda koşturması olarak tavsif etmektedir. َ يَسْتَجْرِيَنَّكُمْ kelimesinin cür´et kökünden gelme ihtimaline binaen mananın: "Şeytan caiz olmayan şeyleri söylemekte sizi cür´etkâr kılmasın" şeklinde olabileceğine dikkat çekilmiştir.

en-Nihaye´de hadisin, "Şeytan size galebe çalıp, sizi elçi ve vekil kılmasın!" manasına geldiği belirtilir. "Çünkü denir, onlar Resulullah´ı övmüşlerdi. Aleyhissalâtu vesselâm bu davranışlarını beğenmeyerek onları bundan bu suretle men etti." Mirkat´ta hadisin: "Hatırınıza gelen kelimelerle konuşun, şeytanın vekilleri ve elçileri gibi tekellüfe, yapmacıklığa gitmeyin, onun diliyle konuşmayın " demek istediğine dikkat çekilir.[3]



ـ5392 ـ2ـ وعن ابن عبّاسٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]سَمِعْتُ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه يقُولُ: سَمِعْتُ النّبِىَّ # يَقُولُ: َ تُطْرُونِى كَمَا أطْرَتِ النَّصَارَى ابْنَ مَرْيَمَ، فَإنَّمَا أنَا عَبْدٌ. فَقُولُوا: عَبْدُاللّهِ وَرَسُولُهُ[. أخرجه الشيخان.»ا“طْرَاءُ« مجاوزة الحد في المدح والكذب فيه .



2. (5392)- Hz. İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh)´in şöyle söylediğini işittim:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ı dinledim diyordu ki: "Hakkımda, Hıristiyanların Meryem oğlu İsa´ya yaptıkları aşırı övgülerde bulunmayın. Şurası muhakkak ki ben bir kulum. Benim için "Allah´ın kulu ve elçisi" deyin." [Buhârî, Enbiya 44, Teysir bu hadisi Müslim´de rivayet ettiğine işaret eder. Ancak rivayet Müslim´de mevcut değildir.)][4]



AÇIKLAMA:



Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), kendisini medh u sena ederken ümmetinin aşırılığa gitmemesini talep etmektedir. Hıristiyanlar, Hz. İsa´ya uluhiyet nisbet etmişler, Allah´ın oğlu demişler, üç unsurlu tek kabul ettikleri Allah´ın bir unsurunun Hz. İsa olduğunu söylemişlerdir. Şu halde, Müslümanların bu çeşit ifratlara düşmemesi talep edilmiş olmaktadır. Hz. Peygamber abdiyet (kulluk) vasfını, risalet vasfından önce zikretmektedir. Hatta, İslam´ı yeni öğrenenlerin kelime-i şehadeti zikrederken yanlışlıkla bu sırayı ters çevirip "şehadet ederim ki sen Allah´ın elçisi ve kulusun" diyenlere: "Ben önce kul, sonra elçiyim" manasında müdahale edip tashihte bulunmuştur. [5]



ـ5393 ـ3ـ وعن أبي بكرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]أثْنَى رَجُلٌ عَلى رَجُلٍ عِنْدَ النّبِىِّ # فقَالَ: وَيْحَكَ قَطَعْتَ عُنُقَ صَاحِبِكَ، قَالَ لَهُ ثََثاً. ثُمَّ قَالَ: مَنْ كَانَ مَادِحاً أخَاهُ َ مَحَالَةَ، فَلْيَقُلْ أحْسِبُ فَُناً، وَاللّهُ حَسِيبُهُ، وََ اُزَكِّي عَلى اللّهِ أحَداً، أحْسِبُ فُناً كذَا وكَذَا، إنْ كَانَ يَعْلَمُ ذلِكَ مِنْهُ[. أخرجه الشيخان وأبو داود.قوله: »قطعت عنق صاحبك« أي أهلكته با“طراءِ والمدح والتعظيم عند نفسه فإنه يعجب بذلك فيهلك كأنك قد قطعت عنقه .



3. (5393)- Hz. Ebu Bekre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın yanında bir başkasını medh u sena etmişti.

"Yazık sana! Arkadaşının boynunu kestin" buyurdular ve bunu üç kere tekrar ettiler. Sonra da şu açıklamayı yaptılar:

"Bir kimse kardeşini illa da övecekse bari: "Falancayı zannederim, ona Allah kafidir.[6] Ben Allah´a karşı kimseyi tezkiye etmem (çünkü Allah herkesi benden iyi bilir). -Ondan (böyle bir fazilet) biliyorsa- falanca şöyle şöyledir" desin." [Buhârî, Şehadat 16 , Edeb 54, 95; Müslim, Zühd 65, (3000); Ebu Davud, Edeb 10, (4805).][7]



ـ5394 ـ4ـ وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]أمَرَنَا رَسُولُ اللّهِ # أنْ نَحْثُوَ في أفْوَاهِ الْمَدَّاحِىنَ التُّرَابَ[. أخرجه الترمذي.»المدّاحون« هم الذين اتخذوا مدح الناس عادة يستأكلون به الممدوح. فأما من مدح على ا‘مر الحسن والفعل المحمود ترغيباً له في أمثاله وتحريضاً للناس على اقتداء به في أشباهه فليس بمدّاح.والمراد »بالتُّرابِ« عينه، أو يكون مؤوّ بمعنى الخيبة والحرمان.



4. (5394)- Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), meddahların ağzına toprak saçmamızı emretti." [Tirmizî, Zühd 55, (2396).][8]



AÇIKLAMA:



1- Son iki hadis, yüzlerine karşı insanların övülmesini yasaklamaktadır. Birincide, Resulullah, övmeyi "kardeşinin boynunu kesmek"le tavsif buyuruyor. Şarihler bunu: "Övülen kişi, bundan hoşlanır ve ucbe, gurura düşer. Bu ise helake götüren bir durumdur. Resulullah kişinin manevî yıkımını "boynunu kesmek" -diğer bir hadiste geldiği üzere "sırtını kesmek"- şeklinde ifade etmiştir" diye açıklar. İbnu Battal, ucba (yaptığı amelin yeteceği kanaatine) düşen bir kimsenin meddahın ifade ettiği mübalağalı olan makamda olduğu zannına düşüp kendinde bulunmayan bu mevsuf (ve de mevhum) makama güvenerek ameli ve hayrını artırma gayretini terkedeceğini, böyle bir halin o kimse hakkında helak olduğunu söyler. Hz. Ömer "övme kesmedir" demiştir.

2- Bu sadedde gelen bir Buhârî hadisinde "Resulullah bir kimsenin bir başkasını övdüğünü ve "övgüde aşırı gittiğini" işitti. Bunun üzerine: "Adamı helak etiniz -veya sırtını kestiniz-" buyurdu" dendiğini görmekteyiz. 5392 numaralı hadiste de olduğu üzere, bu hadiste de Itrâ kelimesi kullanılmaktadır. Itrâ, "kişiyi, kişide olmayan vasıfları da kullanarak mübalağalı şekilde övmek" manasında bir kelimedir. Şarihler, kelimenin bu manasını hesaba katarak, hadislerde gelen övme yasağını mübalağalı övmeye, övmeyi uzatıp gitmeye hamletmişlerdir. Bu sebeple, ihtiyaç halinde kişiyi, yanında, yüzüne karşı övmenin de caiz olacağına hükmeder. Yeter ki ifrata, mübalağaya yer verilmesin. Bu kanaatte olan Buhârî hazretleri ilgili hadise şöyle bir bab başlığı koymuştur. "Övmede uzatmanın mekruh olduğuna ve (kişinin tezkiyede, bildiğini söylemesi gerektiğine dair bab." Şarihler, Resulullah´ın kişi hakkında, yüzüne karşı kısaca övgü beyan ederek tezkiyede bulunan kimseye müdahale edip ayıplamadığını örneklerle gösterir. Hattâbi bir kimsenin güzel davranışları sebebiyle onu benzeri güzel fiillere özendirmek ve başkalarını, böylesi güzel hareketlerinde ona uymaya teşvik etmek için övmede hiçbir mahzur bulunmadığını, bunun hadiste yasaklanan "medih" olmadığını belirtir.

3- Yeri gelmişken tezkiye hususunda İbnu Hacer´in zikrettiği bir açıklamayı kaydedeceğiz. Der ki: "Selef bir kimsenin tezkiye edilmesinde (yani iyi hal sahibi olduğunu tesbitte) "iki şahid gerekir mi, tek şahid yeterli olmaz mı" meselesinde ih...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Medh
« Posted on: 26 Nisan 2024, 10:35:10 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Medh rüya tabiri,Medh mekke canlı, Medh kabe canlı yayın, Medh Üç boyutlu kuran oku Medh kuran ı kerim, Medh peygamber kıssaları,Medh ilitam ders soruları, Medh önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes