> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte >  Kıyametle İlgili Meseleler 7
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kıyametle İlgili Meseleler 7  (Okunma Sayısı 564 defa)
26 Nisan 2010, 15:46:23
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 26 Nisan 2010, 15:46:23 »



ALTINCI FASIL


KIYAMETTEN ÖNCE BİR ATEŞİN ÇIKMASI




ـ5027 ـ1ـ عن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: َ تَقُومُ السَّاعَةُ حَتّى تَخْرُجَ نَارٌ مِنْ أرْضِ الْحِجَازِ تُضِئُ أعْنَاقَ ا“بِلِ بِبُصْرَى[. أخرجه الشيخان .



1. (5027)- Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Hicaz bölgesinden bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Bu ateş Busra´daki develerin boyunlarını aydınlatacaktır." [Buharî, Fiten 24; Müslim, Fiten 42, (2902).][52]



ـ5028 ـ2ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: تَخْرُجُ نَار مِنْ حَضْرَمَوْتَ، أوْ مِنْ بَحْرِ حَضْرَمَوْتَ قَبْلَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ تَحْشُرُ النَّاسَ. قَالُوا: يَا رَسُولَ اللّهِ فَمَا تَامُرُنَا؟ قَالَ: عَلَيْكُمْ بالشَّامِ[. أخرجه الترمذي .



2. (5028)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Kıyametten önce, Hadramevt´ten -veya Hadramevt denizinden- bir ateş çıkacak, insanları toplayacak" buyurmuşlardı. (Orada bulunanlar):

"Ey Allah´ın Resulü (o güne ulaşırsak) ne yapmamızı emredersiniz?" diye sordular.

"Size Şam(Ôı yani Suriye´ye gitmenizi) tavsiye ederim" buyurdular." [Tirmizî, Fiten 42, (2218).][53]



AÇIKLAMA:



Kaydedilen bu iki hadis, kıyamet alâmetlerinden olarak Hicaz bölgesinden muazzam bir ateşin çıkacağını, bu ateşin çıkardığı aydınlığın Suriye´deki Busra şehrinden görüleceğini ifade ediyor. Hicaz bölgesinden çıkacak bu ateşle ilgili rivayetler farklı tariklerden, ziyade ve noksan ifadelerle gelmiştir. Hz. Ömer´den gelen bir rivayet şöyle: "Hicaz vadilerinden birinde Busra´daki develerin boyunlarını aydınlatacak bir ateş sel olup akmadıkça kıyamet kopmaz."

Huzeyfe İbnu Esid (radıyallahu anh)´in rivayeti şöyle: "Rûman veya Rekûye´den çıkıp Busra´daki develerin boynunu aydınlatacak bir ateş zuhur etmedikçe kıyamet kopmaz."

Şarihler, bu ateş hadislerinin şerhinde tam bir mutabakat sağlayamazlar:

İki ayrı ateş mevzubahis olabilir. Biri, insanların haşrini (toplanmasını) sağlayacak Kıyamet ateşidir; biri de 654 yılında Medine´de volkan patlamasını andıran gürültü ve zelzele ile ortaya çıkıp birkaç gün dehşet saçan bir ateştir. Bu ateş, müşahid müelliflerin ifadesiyle -ki müteakiben kaydedeceğiz- Busra dağlarından da görülmüştür.

Busra, bugünün Şam şehrine üç konak mesafede Havran da denen tarihî bir kasabanın adıdır.

Medine´de çıktığı belirtilen ateş mevzuuna devrin alimleri fazlaca ehemmiyet vererek bir kısmı bizzat müşahedesini, bir kısmı da işittiklerini olmak üzere bize aktarmışlardır. İbnu Hacer bu kaynaklardan iktibaslar yaparak hâdise hakkında geniş bilgi verir. Bazı özetlemeler yapacağız:

"Kurtubî (ki vefatı 671´dir) et-Tezkire nam eserinde der ki: "Hicaz´ın Medine yakınlarında bir ateş çıktı. Bu ateş hicrî 654 yılının Cemadiyelahir ayının üçünde çarşamba gününün gecesinde şiddetli bir zelzele ile başladı. Cuma günü kuşluk vaktine kadar devam etti. Zelzele o vakitler sükun buldu. (Bir volkan patlaması olan) ateş, Kureyza yurdunun Harre tarafındaki düzlükte muazzam bir cesamette zuhur etti.. Kırmızı ve mavi renkte ateşten bir nehir gibi akmaya başladı. Bu ateş tufanı, akarken gök gürültüsü gibi bir kısım sesler ve uğultular çıkarıyor, önüne gelen dağları ve kayaları eritip sürüklüyordu. Böylece akıntı er-Rekbü´l-Irakî mıntıkasına kadar geldi. Selin önünde sürüklenen cisimler orada dağ gibi büyük bir sed meydana getirdi. Ateş Medine yakınlarına kadar da gelmişti. (Ancak Cenab-ı Hak oranın hürmetine binaen daha da ilerlemesini durdurdu). Medine cihetinden esen serin bir rüzgâr, ateşi söndürdü. İnsanlar, bu ateşten tıpkı denizdeki galeyan gibi kaynamalara şahid oldu. Bir dostum: "Ben bu ateşin beş gün kadar yer ve göğe yükseldiğini müşahede ettim" dedi. Yine işittim ki, ateş Mekke´den ve Busra dağlarından da görülmüş."

Nevevî der ki: "Bu ateşin çıkışı bütün Suriye ahalisi nezdinde tevatüren şüyû bulmuş."

Ebu Şâmme -ki Şamlıdır ve 665 yılında vefat etmiştir- Zeylü´r-Ravzateyn adlı eserinde şu bilgiyi dermeyan eder: "Medine-i Münevvere´den 654 yılında Şa´ban ayının başlarında bazı mektuplar geldi. Bu mektuplarda Medine´de zuhur eden büyük bir hâdise anlatılıyordu. Bu hadise, Sahiheyn´de kaydedilmiş olan bir hadis-i şerifin ihbarını te´yid eder mahiyette idi." Bu hadisi de kaydeden Ebu Şâmme devamla der ki: "Hâdiseye şahid olanlardan sözüne güvendiğim biri, ateşin saçtığı ışık altında Teymâda mektup yazabildiğini söyledi." Bu mektuplarda Kurtubî´nin kaydettiği durumları andıran tasvirler var. Bu cümleden olarak, birinin yazdığına göre, Cemadiye´l-ahire ayının hafta başlarında Medine´nin doğusunda muazzam bir ateş zuhur etmişti ve ateşle Medine arasında yarım günlük mesafe vardı. Yerden patlayan ateş, bir vadi dolusu akmaya başlamış ve Uhud dağının hizasına kadar gelmiştir.

Bir diğer mektupta yazıldığına göre, "yer, Harre bölgesinde büyük bir ateş püskürtmüş, bu ateşin büyüklüğü Medine´deki Mescid-i Nebevî azametinde olmuştur ve bizzat Medine´den görülmüştür. Bundan hasıl olan ateş vadisinin boyu dört fersaha, genişliği dört mile ulaşmıştır. Bu vadide küçük çukurlar ve tepeler meydana gelmiştir." Bir başka mektupta: "Ateşten öyle bir ziya çıktı ki bunu Mekke´den gördükleri, ateşte uğultular olduğu, tasvirinden aciz kalınan bir mahiyet arzettiği" yazılmıştır. Ebu Şâmme, "Halkın bununla ilgili olarak şiirler inşad ettiğini, bu halin aylarca devam edip sonunda söndüğünü" yazar.

İbnu Hacer, bu açıklamalardan sonra, hadiste geçen ateşin Medine yakınlarında zuhur ettiği belirtilen bu ateş olduğu kanaatini beyan eder. Kurtubî ve birçoklarının da bu kanaatte olduklarını belirtir. Sonra: "İnsanları haşredecek olan ateş bir başka ateştir" der.

Bundan sonra İbnu Hacer, cahiliye devrinde Hicaz bölgesinde, Halid İbnu Sinan zamanında yine Medine civarında çıkmış olan bir ateşten bahseder. Bu ateşle ilgili haber Ebu Ubeyde Ma´mer İbnu´l-Müsenna´nın Kitabu´l-Cemacim adlı eseri ile Hakim´in el-Müstedrek´inde anlatılmıştır.

Teferruatı efsane olan bu hâdise mevzumuzu ilgilendirmez. Ancak, o bölgenin zaman zaman bu çeşit hâdiselere sahne olduğu hususunda bir fikir verir ve kıyamete yakın da böyle bir hâdisenin çıkabileceği meselesinde kanaat hasıl eder. Ancak şu da var ki, hadiste zikredilen ateş, bir volkan patlaması şeklinde değil, bütün insanları ilgilendirip belli bir görüşte toplayacak farklı bir ateş şeklinde de tecelli edebilir.

Her halukârda, İslam uleması 654 yılında Medine civarında zuhur eden ateşte Resulullah´ın bir mucizesini görmüşlerdir. [54]



YEDİNCİ FASIL


MUASIRLARININ ÖMRÜ



ـ5029 ـ1ـ عن أبي الزبير عن جابر رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: مَا مِنْ نَفْسٍ مَنْفُوسَةِ الْيَوْمَ تَأتِي عَلَيْهَا مِائَةُ سَنَةٍ وَهِىَ حَيَّةٌ يَوْمَئِذٍ، يَعْنِى نَقْصَ الْعُمُرِ[. أخرجه مسلم والترمذي .



1. (5029)- Ebu´z-Zübeyr, Hz. Cabir (radıyallahu anh)´den naklediyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Bugün doğmuş (canlı olan) hiçbir nefis yoktur ki, yüz sene sonra ölmemiş olsun." (Ravi der ki): "Bununla ömrün kısalması kastedilmiştir." [Müslim, Fezâilu´s-Sahabe 218, (2538); Tirmizî, Fiten 64, (2251).][55]



AÇIKLAMA:



Hadis muhtelif vecihlerden gelmiştir. Farklı rivayetlerde, hadisi açıklayıcı ziyadeler mevcuttur. Hadis, o gün doğmuş bulunan bir çocuğun yüz yıldan fazla yaşamayacağını ifade eder. Şarihler daha sonra doğanların fazla yaşamasının hadisi nakzetmeyeceğine dikkat çekerler. Esasen istisnaî nadir ferdlerin oluşu da kahir ekseriyet için konan hükmü bozmaz. Bununla ümmetin ömrünün kısa olacağının beyan buyrulduğunu söyleyen şarih de çıkmıştır. Bu hadis, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın vefatından yüzlerce yıl sonra ortaya çıkıp, sahabelik iddiasından bulunanların iddialarını reddetmede ciddi bir delil olmuştur."[56]

Hadisin Müslim´de gelen bir veçhinde, Aleyhissalâtu vesselâm´ın bu sözü, dar-ı bekaya irtihallerinden bir ay kadar önce söylemiş olduğu tasrih edilir.[57]

ـ5030 ـ2ـ وعن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]سَألَ رَجُلٌ رَسُولَ اللّهِ #، مَتَى السَّاعَةُ؟ فَسَكَتَ هُنَيْهَةً، ثُمّ نَظَرَ الى غَُمٍ بَيْنَ يَدَيْهِ مِنْ أزْدِ شَنُوءَةَ:

فقَالَ: إنَّ عُمُرَ هذَا لَمْ يُدْرِكْهُ الْهَرَمُ حَتّى تَقُومَ سَاعَتُكُمْ. قَالَ أنسٌ رَضِيَ اللّهُ عَنْه: وذلِكَ الْغَُمُ مِنْ أقْرَانِي يَوْمَئِذٍ[. أخرجه مسلم .



2. (5030)- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a: "Kıyamet ne zaman kopacak?" diye sormuştu. Aleyhissalâtu vesselâm bir müddet sükuttan sonra yanında duran Ezd-i Şenûe kabilesine mensup bir çocuğa bakıp:

"Bu delikanlı pir-i fani olmadan önce kıyametiniz kopacaktır!" buyurdular."

Hz. Enes (radıyallahu anh) der ki: "Çocuk o gün benim akranım idi." [Müslim, Fiten 138, (2953).][58]



AÇIKLAMA:



Bu hadiste, Aleyhissalâtu vesselâm, herkesin ölümünü, kendisi için "kıyamet" olarak değerlendirmiş bulunmaktadır. Hadisi, dünyanın eceli olan kıyametten ziyade kendi ecelimiz olan şahsî kıyametimizle ilgilenmeye bir uyarı olarak değerlendirebiliriz. Dünyanın eceli ilm-i İlahîde mahfuzdur, Allah´tan başka kimse bilemez. Ama beşerî ecelimiz, şahsî kıyametimiz, zaman olarak kısmen bellidir. Yarın hususunda bir garanti olmadığına göre, şu veya bu şekilde her an gelebilir. Öyleyse "Kıyamet" hadisesinden insan nefsi bir dehşet alıyor, ibrete meylediyor ise, bu ibreti, her an gelmesi muhtemel olan ecelinden, kopması muhtemel olan şahsî kıyametinden almalıdır. Efendimiz, dünyanın kıyametinden sorulduğu halde şahsî kıyameti zikretmek suretiyle cevap vermekle...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kıyametle İlgili Meseleler 7
« Posted on: 28 Mart 2024, 21:18:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kıyametle İlgili Meseleler 7 rüya tabiri, Kıyametle İlgili Meseleler 7 mekke canlı, Kıyametle İlgili Meseleler 7 kabe canlı yayın, Kıyametle İlgili Meseleler 7 Üç boyutlu kuran oku Kıyametle İlgili Meseleler 7 kuran ı kerim, Kıyametle İlgili Meseleler 7 peygamber kıssaları, Kıyametle İlgili Meseleler 7 ilitam ders soruları, Kıyametle İlgili Meseleler 7önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes