๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kütübü Sitte => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Nisan 2010, 13:55:12



Konu Başlığı: Hudud hadler bölümü 8
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Nisan 2010, 13:55:12
AÇIKLAMA:



Hz.Osman (radıyallâhu anh)´ı, evliliğinin altıncı ayında doğum yapan kadın hakkında zinâ hükmünü vermeye sevkeden husus, doğumların normalde dokuz ayda olmasıdır. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın "İlim şehrinin kapısı" olarak tavsif ve takdir buyurduğu Hz. Ali (radıyallahu anh), Kur´ân-ı Kerim âyetlerine olan nafiz ve derin vukufuna dayanarak -pek nadir bile olsa- altı ayda doğum olabileceğini açıklamış ve Hz. Osman (radıyallâhu anh)´ı da bu hususta ikna etmiştir. Ancak bu esnada hüküm kadına infaz edilmiştir.

İbnu Ebî Hatim´in rivâyetinin sonunda, Hz. Ali´nin açıklamasını beğenen Hz. Osman (radıyallâhu anhümâ)´ın: وَاللّهِ مَا فَطَنْتُ لِهَذَا "Vallahi ben bunu kavrayamamıştım" dediği belirtilir.

Abdurrezzak´ın bir rivâyeti, Hz. Osman´dan önce benzer bir hâdisenin Hz. Ömer´e intikal ettiğini ve Hz. Ömer´in meseleyi Ashab´la istişare ettiğini, meseleyi, kaydettiğimiz şekilde Hz. Ali´nin çözdüğünü belirtir.

Bu durum, Hz. Osman´ın önceki yani Hz. Ömer zamanında cereyan etmiş olan vak´ayı hiç işitmediğini gösterir.

Her hâl u kârda bu hâdiseler, Hz. Ali (radıyallâhu anh)´nin Kur´ân-ı Kerim´in inceliklerini kavramada Hz. Ömer ve Hz. Osman gibi Ashab-ı Güzin´in diğer büyükleri arasında nasıl imtiyazlı ve üstün bir yer tuttuğunu göstermesi bakımından da ayrı bir ehemmiyet taşır.[82]



ـ6ـ وعن أبى إسحاق الشيبانى رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]سَألْتُ ابْنَ أبِى أوْفَى هَلْ رَجَمَ رسولُ اللّه #؟ قالَ: نَعَمْ. قُلْتُ: قَبْلَ سُورَةِ النُّورِ، أوْ بَعْدَهَا؟ قالَ: َ أدْرِى[. أخرجه الشيخان.



6. (1610)- Ebû İshâk eş-Şeybânî (rahimehullah) anlatıyor: "İbnu Ebî Evfâ (radıyallâhu anh)´ya:

"- Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) hiç recm tatbik etti mi?" diye sordum. Bana: "Evet!" cevabını verdi. Ben tekrar:

"- Nûr sûresinin nüzûlünden önce mi, sonra mı?" diye sordum. "Bilmiyorum!" dedi." [Buhârî, Hudud, 21, 37; Müslim, Hudud 29, (1702).][83]



AÇIKLAMA:



1- Recm tatbikatının Nur sûresinin nüzûlünden önce olması halinde, bu sûrede, zâniye celde hükmü gelmiş olmakla recmin bununla neshedildiği söylenebilecektir. Recm, Nur sûresinin nüzûlünden sonra tatbik edilmiş olma durumunda, celdenin muhsan hakkında neshedilmiş olduğuna delil çıkarılabilecektir. Böyle bir değerlendirmeye: "Bunda, Kitab´ın sünnetle neshedilme durumu mevzubahistir, bu ise ihtilaflı bir mevzudur" diye itiraz edilebilir ise de şöyle cevap verilmiştir: "Ulemânın kabul etmediği husus, Kitab´ın haber-i vahidle neshidir, haber-i meşhur ile neshine itiraz edilmemiştir. İbnu Hacer burada nesh değil tahsisin mevzubahis olduğunu, âyetteki celde hükmünün muhsan olmayanlara tahsis edildiğini belirtir.

2- İbnu Ebî Evfâ, recm hâdisesinin Nur sûresinden önce mi, sonra mı vukua geldiğini bilmediğini söylemektedir. Ancak Nur sûresinden sonra olduğuna dair delil mevcuttur. Zîra sûrenin nüzûlü ifk hâdisesi sırasında vukua gelmiştir. Gerçi bu hâdise dördüncü hicri yılda mı, beşinci veya altıncı hicrî yılda mı meydana geldi, ihtilaflıdır. Ama recm hâdisesinde Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) de hazır bulunduğuna göre, yedinci yıldan sonra cereyan etmiş olmalıdır, zîra o, yedinci hicrî yılda İslâm´la müşerref olmuştur.

3- İbnu Ebî Evfâ´nın "bilmiyorum" demesi, faziletli, büyük kimselerin "bilmiyorum" diye cevap vermekle faziletlerinden bir şey kaybetmeyeceğine, böyle dediği için ayıplanamayacağına delildir. Bilakis bu cevap onun araştırıcı olduğuna, söyledikleri şeylerde titiz davrandığına delildir, övülmesini gerektiren bir cevaptır.[84]



ـ7ـ وعن الشعبى رَضِىَ اللّهُ عَنْه ]أنَّ عَلِيّاً رَضِىَ اللّهُ عَنْه حِينَ رَجَمَ المَرْأةَ ضَرَبَهَا يَوْمَ الخَمِيسِ، وَرَجَمَهَا يَوْمَ الجُمُعَةِ، وَقَالَ: جَلَدْتُهَا بِكِتَابِ اللّهِ، وَرَجَمْتُهَا بِسُنَّةِ رسولِ اللّهِ #[. أخرجه البخارى.



7. (1611)- Şa´bî (rahimehullah) anlatıyor: "Hz. Ali (radıyallâhu anh), kadını remettiği zaman onu perşembe günü dövdü, cuma günü de recmetti. Ve şunu söyledi: "Ona Kitabullah(ın hükmü) ile celde, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın sünneti ile de recm tatbik ettim." [Buhârî, Hudud 21.][85]