> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte >  Hilafet ve İmamet 7
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hilafet ve İmamet 7  (Okunma Sayısı 597 defa)
19 Nisan 2010, 12:10:33
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Nisan 2010, 12:10:33 »



BAZI HÜKÜMLER:







Bu hadisten çıkartılan bazı hükümler şunlardır:

* İlmi ehlinden almak. İlim alınan, alandan yaşça küçük de olsa, kadr u kıymetce düşük de olsa..

* İlim, ehil olmayana öğretilmemeli, anlamayacak olana anlatılmamalı. Anlayışı kıt kimselere, anlamayacağı şey anlatılmamalı...

* Bazı kimselerin cemaate zarar getirebilecek sözlerini sultana ihbar etmek caizdir. Bu, mezmum olan nemîme (koğuculuk) sayılmamıştır. Ancak bunu, mübhem olarak yapıp isim vermemek gerekir, böylece hem tedbir alınır, hem de onu söyleyen kimse gizlenmiş olur: Nitekim Hz. Ömer (radıyallâhu anh), halkı uyarmak, korkutmak suretiyle meselenin üzerine gittiği halde, o sözü kim söyledi diye araştırmamış, sormamış, tecziye cihetine gitmemiştir.

* İmam seçiminde, imamın Kureyş´ten olması esastır, çünkü Araplar bu işi sadece Kureyş´e layık görürler. Ma´ruf, hilafı caiz olmayan şeydir. Ancak, Hz. Ömer bu hadiste esas itibariyle Müslümanlarla istişare etmeden imam seçimine karşı çıkmakta, imamın Kureyş´ten olmasını birinci mesele olarak zikretmektedir.

* Birçok delil, imamın Kureyş´ten olmasını gerektirmektedir. Bunlardan biri, Müslümanların velâyetini ele alanlara "Ensâr´a iyi muâmele" tavsiye etmiş olmasıdır.

* Bu hadisten, kocası ve efendisi olmayan bir kadın hâmile çıkarsa onun recmedileceği de anlaşılmaktadır, yeter ki zorlandığına dair delil olmasın.

* Bir meseleye muttali olan, bunu imama açıklamak istese, daha önce bir başkasına mücmel olarak anlatma yetkisine sahiptir, tâ ki duyduğu zaman, mesele hakkında fikir sahibi bulunsun. Nitekim İbnu Abbâs´la Said İbnu Zeyd arasında bu durum cereyan etmiştir. Said, İbnu Abbâs´ın haberini reddetmiştir, zîra onun nazarında esas olan şudur: Şer´î meseleler istikrarını bulmuştur artık... Bundan böyle her ne vukua gelse öze müteallik olmaz, teferruatta kalır.

* Re´ye giren meselelerde imama itiraz caizdir.

* İlmi eksiksiz ezberleyen ve anlayanlar, onu tebliğ etmelidirler. Anlamayanlar da, tebliğ etmemeye teşvik edilmektedir.[75]



ـ5ـ وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ]أتَتْ فَاطِمَةُ وَالْعَبَّاسُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما أبَا بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ يَلْتَمِسَانِ مِيرَاثَهُمَا مِنْ رَسُولِ اللّهِ #، فقَالَ أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: سَمِعْتُ رَسُولَ اللّهِ # يَقُولُ: َ نُورثُ؛ مَا تَرَكْنَاهُ صَدَقَةٌ، إنَّمَا يَأكُلُ آلُ مَحمدٍ في هذَا الْمَالِ، وَإنِّى وَاللّهِ َ أدَعُ أمْراً رَأيْتُ رَسولَ اللّهِ # يَصْنَعُهُ إَّ صَنَعْتُهُ، إنِّى أخْشى إنْ تَرَكْتُ شَيئاً مِنْ أمْرِهِ أنْ أزِيغَ، فَهَجَرَتْهُ فَاطِمةُ رَضِىَ اللّهُ عَنْها فَلَمْ تُكَلِّمُهُ حَتَّى مَاتَتْ بَعْدَ سِتَّةِ أشْهُرٍ، فَدَفَنَهَا عَلىٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ لَيًْ، ولَمْ يُؤذِنْ بِهَا أبَا بَكْرٍ، وَكَانَ لِعَلىٍّ وَجْهٌ)ـ1( مِنَ النَّاسِ حَيَاةَ فَاطِمة رَضِىَ اللّهُ عَنْها، فَلَمَّا مَاتَتِ انْصَرَفَتْ وُجُوهُ النَّاسِ عَنْهُ، فقَالَ رَجُلٌ لِلزُّهْرِىِّ رَحِمَهُ اللّهُ: وَلَْ يُبَايِعُهُ عَلىٌّ سِتَّةٌ أشْهُرٍ؟ قالَ: َ، وَاللّهِ وََ أحَدٌ مِنْ بَنِى هَاشِمٍ، فَلَمَّا رَأى عَلِىٌّ رَضِىَ اللّهُ

عَنْهُ انْصِرَافَ وُجوُهِ النَاسِ عَنْهُ ضَرَعَ إلى مُصَالَحةِ أبى بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فأرْسَلَ إلَيْهِ أنْ ائْتِنَا وََ يَأتِنَا مَعَكَ أحَدٌ، وَكَرِهَ أنْ يأتِيَهُ عُمَرُ لِمَا عَلِمَ مِنْ شِدَّتِهِ، فَقَالَ عُمَرُ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: َ تأتِهِمْ وَحْدَكَ، فقَالَ أبُو بَكْررَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: وَاللّهِ Œتَينَّهُمْ وَحْدِى مَا عَسى أنْ يَصْنَعُوا بِى؟ فانْطَلَقَ أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فَدَخَلَ عَلى عَلِيٍّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، وَقَدْ جَمَعَ بَنِى هَاشِمٍ عِنْدَهُ، فَقَامَ فَحَمِدَاللّهَ وَأثنى عَلَيْهِ، ثُمَّ قَالَ: أمَّا بَعْدُ، فََلَمْ يَمْنَعْنَا أنْ نُبَايِعَكَ يَا أبَا بَكْرٍ إنْكَارٌ لِفَضِيلَتِكَ، وََ نَفَاسَةٌ عَلَيْكَ، وَلكِنَّا كُنّا نَرَى أنَّ لَنَا في هذَا ا‘مْرِ حَقّاً فاسْتَبْدَدْتُمْ عَلَيْنََا، ثُمَّ ذَكَرَ قَرَابَتَهُ مِنْ رسول اللّه # وَحَقَّهُمْ فَلَمْ يَزَلْ عَلِيٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ يَذْكُرُ حَتَّى بَكى أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فَصَمَتَ عَلِيٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فَتَشَهَّدَ أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ فَحَمِدَ اللّهَ تَعالَى وَأثْنى عَليْهِ، ثُمَّ قالَ: أمَّا بَعْدُ، فَوَاللّهِ لَقَرَابَةُ رسول اللّهِ # أحَبُّ إلىَّ أنْ أصِلَ مِنْ قَرَابَتِى، وَإنِّى وَاللّهِ مَا ألَوْتُ في هذِهِ ا‘مْوَالِ الَّتِى كَانَتْ بَيْنِى وَبَيْنَكُمْ عَنِ الخَيْرِ، وَلكِنِّى سَمِعْتُ رسول اللّهِ # يَقُولُ: َ نُورَثُ مَا تَرَكْنَاهُ صَدَقَةٌ، إنَّمَا يَأكُلُ آلُ مُحَمَّدٍ في هذا المَالِ، وَإنِّى وَاللّهِ َ أدَعُ أمْراً صَنَعَهُ رسولُ اللّهِ # إَّ صَنَعْتُهُ إنْ شَاءَ اللّهُ تَعالى، فقَالَ عَليٌّّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: مَوْعِدُكَ لِلبَيْعَةِ الْعَشِيَّةُ، فَلَمَّا صَلَّى أبُو بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ الظُّهْرَ أقْبَلَ عَلى النَّاسِ يَعْذُرَ عَلِيّاً رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ بِبَعْضِ مَا اعْتَذَرَ بِهِ، ثُمَّ قَامَ عَليٌّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ فَعَظَّمَ حَقَّ أبِى بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، وَذَكَر فَضِيلَتَهُ وَسَابِقَتَهُ، ثُمَّ قَامَ إلى أبِى بَكْرٍ فَبَايَعَهُ، فَأقْبَلَ النَّاسُ عَلى عَلِيٍّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ، فقَالُوا: أصَبْتَ وَأحْسَنْتَ، فَكَانَ النَّاسُ إلى عَلِيٍّ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قَرِيباً حِينَ رَاجَعَ ا‘مْرَ المَعْرُوفَ[. أخرجه الشيخان، واللفظ لمسلم.»ضََرَعَ«: أى خضع، وانقاد »وَالنَّفَاسَةُ«: الحسد، ومعنى »مَا ألَوْتُ« بالقصر: أى ما قصرت.



5. (1739)- Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor:

"Hz. Fâtıma ve Hz. Abbâs (radıyallâhu anhümâ) Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh)´e uğrayıp, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´tan kendilerine kalan mirası sordular. Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh) onlara:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın: "Bize kimse vâris olamaz, bıraktıklarımız hep sadakadır. Ancak Âl-i Muhammed bu maldan (ihtiyacı kadarını) yer" dediğini işittim. Allah´a yemin olsun Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın yaptığını gördüğüm bir şeyi terketmem, mutlaka onu yaparım. Ben O´nun emrinden bir şey terkedecek olsam sapıtmaktan korkarım!" dedi.

Bunun üzerine Hz. Fatıma, Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anhümâ)´e küstü ve altı ay sonra ölünceye kadar onunla konuşmadı. Hz. Ali, onu geceleyin defnetti. Ölümünü Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh)´e haber vermedi.

Hz. Ali, Fatıma (radıyallâhu anhümâ) sağken halk nazarında ayrı bir makama, izzete sahipti. Hz. Fatıma vefat edince, halkın alâkası ondan kesildi.

Bir adam Zührî (rahimehullah)´ye: Ali, (Hz. Ebû Bekir´e) altı ay biat etmedi mi?" diye sordu.

"Hayır, vallahi hayır, Benî Haşim´den hiç kimse geri kalmadı. Ali (radıyallâhu anh), insanların nazarlarının kendinden çevrildiğini görünce Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh)´le musalahaya mecbur kaldı. Ona haber salarak: "Yanında kimse olmadan, yalnız olarak bize gel!" dedi. kendisine Hz. Ömer´in gelmesini istemiyordu, çünkü ondaki şiddet ve hiddet hâlini biliyordu. Hz. Ömer (radıyallâhu anh):

"Onlara tek başına gitme!" dedi. Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh):

"Vallahi tek başıma gideceğim. Bana ne yapabilirler ki?" dedi ve Ebû Bekir (radıyallâhu anh) onlara gitti. Hz. Ali (radıyallâhu anh)´nin yanına girdi. Benî Hâşim, yanında toplanmışlar idi. (Hz. Ebû Bekir´i görünce) kalktı. Allah´a hamd ü senada bulundu. Sonra şunu söyledi:

"Emmâ ba´d! Ey Ebû Bekir, bizim sana biat etmemize mani olan şey senin faziletini inkârımız değildir, sana karşı bir rekâbet düşüncemiz de yok. Ancak, biz, bu "iş"te bizim de bir hakkımız olduğuna inanıyorduk. Bize karşı müstebit davrandınız!"

Sonra Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a olan yakınlığını zikretti. Ali bunları zikrettikçe Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anhümâ) ağlamaktan kendini alamıyordu. Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh) şehâdet getirdi, Allah Teâla´ya hamdetti, senâda bulundu. Sonra şunları söyledi:

"Emmâ ba´d! Allah´a kasem olsun, şurası muhakkak ki, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın akrabaları bana, kendi akrabalarımdan daha yakın, daha sevgili. Ve ben, yeminle söylüyorum, benimle sizin aranızda olan bu mal meselesinde haktan ve hayırdan hiç ayrılmış değilim. Zîra, ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´tan şunu işittim:

"Bize kimse vâris olamaz, bıraktığımız sadakadır. Âl-i Muhammed bu maldan yer." Vallahi ben, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın yaptığını gördüğüm bir işi terketmem, Allah´ın izniyle mutlaka yaparım" dedi. Hz. Ali (radıyallâhu anh):

"Biat için öğleden sonra buluşalım" dedi. Ebû Bekir (radıyallâhu anh) öğleyi kılınca, cemaate yönelip Hz. Ali (radıyallâhu anh)´nin (biatı geciktirmedeki) beyan ettiği özürleri halka anlattı. Sonra da Hz. Ali (radıyallâhu anh) kalkıp, Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh)´in hakkını tazim buyurdu, faziletlerini, İslâm´a sebkat eden hizmetlerini zikretti. Sonra Ebû Bekir (radıyallâhu anh)´e yaklaşıp biat etti. Halk, Hz. Ali (radıyallahu anh)´nin etrafını sarıp:

"İsabet ettin, çok iyi bir davranışta bulundun" diyerek takdir ettiler. Hz. Ali (radıyallâhu anh) bu ma´ruf işe döndüğü zaman halk (tekrar) kendisine yakınlık (ve alâka) gösterdi." [Buhârî, Fedailu´l-Ashab 12; Müslim, Cihad 53, (1759). Metin Müslim´dendir. Hadis Buhârî´de muhtasardır.][76]



AÇIKLAMA:



1- Hadisin, Müslim´de gelen bir diğer vechinin baş kısmı, meseleyi daha açık bir üslubla vaz´etmektedir. Buna göre, Hz. Fatıma (ve Abbas) Hz. Ebû Bekir (radıyallâhu anh)´e bizzat gelmezler. Birisini göndererek, fey malından, Medine, Fedek ve Hayber´de Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın hissesine düşen payın kendilerine miras olarak verilmesini iserler. Ancak Hz. Ebû Bekir onlara şu cevabı verir:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sağken: "Bize kimse varis olamaz, her ne bırakmışsak sadakadır, bu maldan Âl-i Muhammed yer" buyurdu. Ben de, vallahi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın sadakasının sağlığındaki durumu ne idiyse, onu kesinlikle değiştiremem. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlarda nasıl tasarruf etti ise ben de öyle tasarrufta bulunacağı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hilafet ve İmamet 7
« Posted on: 30 Nisan 2024, 03:20:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hilafet ve İmamet 7 rüya tabiri, Hilafet ve İmamet 7 mekke canlı, Hilafet ve İmamet 7 kabe canlı yayın, Hilafet ve İmamet 7 Üç boyutlu kuran oku Hilafet ve İmamet 7 kuran ı kerim, Hilafet ve İmamet 7 peygamber kıssaları, Hilafet ve İmamet 7 ilitam ders soruları, Hilafet ve İmamet 7önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes