> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte >  Hilafet ve İmamet 3
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hilafet ve İmamet 3  (Okunma Sayısı 635 defa)
19 Nisan 2010, 12:06:46
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Nisan 2010, 12:06:46 »



AÇIKLAMA:






1- İslam dini adâlete çok önem verir. Mü´mine kendi aleyhinde bile olsa, annebâba gibi en yakınlarının aleyhinde bile olsa doğruluktan, adâletten ayrılmamayı emreder (Nisa 135). Çünkü içtimâî hayatın kıvamı, huzuru, terakkisi hep adâlete bağlıdır. Hatta er-Râhman sûresinde semâvatın bile adâletle ifade edilen hassas ölçülerle kıyamda ve nizamda olduğu belirtilmiştir.

2- Bu hadiste Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), dinin son derece ehemmiyet verdiği adâleti uygulayanların mükâfatını haber vermektedir. Allah´ın yanında nurdan, yüksek minberler... Ve bu, Rahman´ın sağında olacak... Cenab-ı Hakk´a olan yakınlığın ikinci sefer te´kid edilmesi ve Allah´ın Rahman sıfatıyla ifade edilmesi ayrı bir incelik ifade eder. Şöyle ki: Rahman, Cenab-ı Hakk´ı rızık veren, ihtiyaçları gideren yönüyle bize tanıttığına göre, Rahmân´a yakınlık, adil olanların Allah´tan daha çok lütfa, ikrama mazhar olacaklarını ifade eder.______________)ـ1( المقسط: هو العادل. والقاسط: الجائر.

3- Adâlete riâyet edenlere vaadedilen bu yüce makam bazı âlimlerce ve mesela Kadı İyaz´a göre hakikat de olabilir, mecaz da. Mecaz olma halinde cennetteki mertebenin yüceliğinden kinayedir. Fakat diğer bazılarına ve mesela şârih Nevevî´ye göre burada hakikat vardır, mecaz değil, "Onlar der, gerçekten nurdan minberler üzerinde olacaklardır, onların menzilleri de yüksektir."

4- Allah´ın sağı tâbiri Cenab-ı Hakk´a keyfiyet, şekil izafe etmeye sebep olmamalıdır. Allah hakkında "benzeri olmamak" لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَىْءٌ prensibi esastır. Kur´ân ve hadiste zaman zaman bu müteşâbih tâbirlere yer verilmiş olması, Allah´a keyfiyet izâfesi için değil, bazı gaybî ve yüce hakikatleri anlamamızda kolaylık içindir. Mamafih selef bu çeşit müteşâbih ifadelerle karşılaştıkça hiçbir te´vil yapmadan "mahiyeti hakkında bir şey söylemeksizin inanırız, ondan gerçek muradı Allah bilir" demişlerdir. Esasen hadiste Allah´a yemin, yani sağ el izafe edildikten sonra "Onun her iki eli de sağdır" denmiş olması, bu tâbirlerin beşerî örfde ifade ettiği uzuv mânasında kullanılmadığına bir tenbihtir.

Şunu da belirtelim ki, müteahhir ulemâ, bu müteşabih ifadeleri, duyulan ihtiyaç üzerine te´vile ve bazı açıklamalara kavuşturmuşlardır. Bilhassa kelamcılar bu hususta daha mukni, daha cesurdurlar. Arapça´da yemîn kelimesi, uğur, bereket mânalarına gelen yümn kelimesinden alınmadır ve örfen, makbul olan hayırlı ve iyi işler hep sağa nisbet edilmiştir. Bu durumdan hareket eden Kadı İyaz yemîn´den iyi hal ve yüksek mertebe kastedilmiş olabileceğini söylemiştir. (Allahu a´lem bi´ssevab.)[25]

ـ4ـ وعن الحسن البصرىّ عن معقل بن يسارٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]سَمِعْتُ رسولَ اللّه # يَقُولُ: مَامِنْ عَبْدٍ يَسْتَرْعِيهِ اللّهُ رَعِيَّةً يَمُوتُ يَوْمَ يَمُوتُ وَهُوَ غَاشٌّ لِرَعِيَّتِهِ إَّ حَرَّمَ اللّهُ عَلَيْهِ الجَنَّةَ[. أخرجه الشيخان.وفي أخرى لمسلم عن الحسن البصرى: ]أنَّ عَائِذَ بنَ عَمْرٍو رَضِىَ اللّهُ عَنْه، وَكَانَ مِنْ أصْحَابِ رسُولِ اللّهِ # دَخَلَ عَلى عُبَيْدِ اللّهِ بنِ زِيَادٍ فَقَالَ: أىْ بُنَىَّ إنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللّهِ # يَقُولُ: إنَّ شَرَّ الرِّعَاءِ الحُطَمَةُ)ـ1(، فإيَّاكَ أنْ تَكُونَ ______________)ـ1( قال في النهاية: هو العنيف برعاية إبل في السوق وإيراد وإصدار، ويلقى بعضها على بعض ويعسفها ضربه.



مِنْهُمْ، فقَالَ: اجْلِسْ إنَّمَا أنْتَ مِنْ نُخَالَةِ أصْحَابِ رسُول اللّهِ # فقَالَ: وَهَلْ كانَ لَهُمْ نُخَالَةٌ؟ إنَّمَا النُّخَالَةُ بَعْدَهُمْ وفي غَيْرِهِمْ[ .



4. (1718)- Hasan el-Basrî, Ma´kıl İbnu Yesâr (radıyallâhu anh)´dan naklediyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ı işittim, demişti ki: "Allah bir kimseyi başkaları üzerine çoban yapmış, o da idaresi altındakilere hile yapmış olarak ölmüş ise, Allah ona cennetini kesinlikle haram eder." [Buhârî, Ahkâm 8, Müslim, İman 227, (142); İmâret 21, (142).][26]

Müslim´in Hasan Basrî´den kaydettiği diğer bir rivâyet şöyledir:

"Âiz İbnu Amr (radıyallâhu anh), Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın Ashâb-ı Güzin´inden biri idi. Ubeydillah İbnu Ziyad´ın yanına girdi ve hemen ona: "Ey oğulcuğum, ben Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın: "Çobanların en kötüsü hutame denen merhametsiz deve sürücüsüdür, sakın onlardan olma" dediğini işittim" dedi. Ubeydullah: "Otur, sen muhakkak ki Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın ashabının kepeğindensin" deyince: "Onların kepeği var mıydı? Kepek onlardan sonra ve onların dışındakiler arasında zuhur etti" diye cevap verdi."



AÇIKLAMA:



1- Ubeydullah İbnu Ziyâd, Hz. Muâviye´nin hilafeti sırasında Basra emîri idi.

2- Birinci rivâyette raiyyete hile yapmak, ikinci rivâyette raiyyete merhametsiz davranmak kötülenmektedir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) âmir durumda olanları hileden de merhametsizlikten de menetmektedir.

Âlimler burada yasaklanan hile için şöyle derler: "Bu, âmirin raiyyetin malını almak, kanını dökmek veya ırzını lekelemek veya haklarını engellemek, dinî ve dünyevî meselelerden öğretmesi vacib olan şeylerin öğretilmesini terketmek, aralarında hududun ikâmesini, müfsidlerin cezalandırılmasını ihmal etmek, halka göstermesi gereken himâyeyi terketmek gibi zulüm kelimesiyle ifade edilebilecek davranışlarıyla hasıl olur."

3- Müslim´de kaydedilen rivâyette tasrih edildiği üzere Basra Valisi Ubeydillah´a, yüce sahabi Âiz İbnu Amr (radıyallâhu anh)´ın nasihati ağır gelmiş, enesine dokunmuş olacak ki, hiç de hoş olmayan bir tavır izhar etmiş, istihfaf etmek istemiştir. Ancak, Âiz (radıyallâhu anh) son derece olgun bir davranışla Ashab´ta kepek olmayıp, hepsinin seçkin kimseler olduğunu, hafiflerin Ashap´tan sonraki nesil içerisinden çıktığını ifade etmiştir. Ehl-i Sünnet ve´l-Cemaat uleması, Ashab arasında hiçbir tefrike yer vermeksizin, hepsinin güvenilir, sıdk ve diyanet sahibi mümtaz kimseler olduğunda ittifak ederler. Hz. Âiz de bunu ifade etmiş olmaktadır.[27]



ـ5ـ وعن عدىّ بن عميرة الكندى رَضِىَ اللّهُ عَنْه قالَ: ]قالَ رسولُ اللّه #: مَنِ اسْتَعْمَلْنَاهُ عَلى عَمَلٍ فَكَتَمَنَا مِخْيَطاً ، فَمَا فَوْقَهُ كَانَ غُلُوً يَأتِى بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، فقَامَ إلَيْهِ رَجُلٌ مِنَ ا‘نْصَارِ فقَالَ: اقْبَلْ عَنَّى عَمَلَكَ يا رسُولَ اللّهِ. قالَ: وَمَالَكَ؟ قالَ: سَمِعْتُكَ تَقُولُ كذَا وَكذَا. قالَ: وَأنَا أقُولُهُ اŒنَ: مَنِ اسْتَعْمَلْنَاهُ مِنْكُمْ عَلى عَمَلٍ فَلْيَجِئُ بِقَلِيلِِهِ وَكَثيرِهِ، فََمَا أُوتِىَ مِنْهُ أخَذَ، وَمَا نُهِىَ عَنْهُ انْتَهى[. أخرجه مسلم .



5. (1719)- Adiyy İbnu Amîre el-Kindî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Bir işe me´mur tayin ettiğimiz kimse, bizden bir iğne veya ondan daha küçük bir şeyi gizlemiş olsa, bu bir hiyanettir (gulûl), kıyamet günü onu getirecektir."

Bunun üzerine, Ensar´dan bir zat kalkarak:

"Ey Allah´ın Resûlü! Vazifeyi benden geri al!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):

"Sana ne oldu?" diye sordu:

"Senin (az önce şunu şunu) söylediğini işittim ya!" deyince Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):

"Ben onu şu anda tekrar ediyorum: "Kimi memur tayin edersek az veya çok ne varsa bize getirsin. Ondan kendisine ne verilirse alır, ne yasaklanırsa onu terkeder." [Müslim, İmâret 30, (1833).][28]



AÇIKLAMA:



1- Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bu hadiste devlet adına vergi toplayan memurun takip edeceği edebi açıklıyor: Memurluk gereği kendisine her ne verilmişse onu getirip hazineye teslim etmelidir. Az veya çok, hiçbir şeyi şu veya bu mülâhaza ile temellük edip, kendine ayırmamalıdır.

2- Hiyânet diye çevirdiğimiz kelimenin aslı gulül´dür. Gulül, esas itibariyle ganimet malından yapılan çalma için kullanılır. Ancak, gerek mahiyet ve gerekse uhrevî mes´uliyetleri yönüyle benzediği için Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) her iki davranışı da gulülle ifade etmiştir.

3- Kıyamet günü, kişinin çaldığı şeyi getirmesi, onun mahşer yerinde hesap vermek üzere toplanan insanların içinde rezilrüsvây edilmesi içindir. Bu ifade memurları dürüstlüğe teşvik etmeye, hiyanetten caydırmaya, ne kadar değersiz olursa olsun devlet malına karşı saygıyı ikame etmeye yöneliktir.

4- Münâvî, hitâbın Müslümanlara olduğunu, çünkü beytü´lmale ait emvâlle ilgili bir hizmete kâfirin memur olarak tayin edilmesinin şer´an yasak olduğunu belirtir.

5- Adamın vazifeden istifası, memurluğun hakkını yerine getiremeyip, vebâle düşmekten korktuğu içindir.[29]



ـ6ـ وعن أبى سعيد رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسولُ اللّه #: أحَبُّ النَّاسِ إلى اللّهِ تَعالى يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَأدْنَاهُمْ مِنْهُ مَجْلِساً إمَامٌ عَادِلٌ، وَأبْغَضُ النَّاسِ إلى اللّهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، وَأبْعَدُهُمْ مِنْهُ مَجْلِساً إمَامٌ جَائِرٌ[. أخرجه الترمذى .



6. (1720)- Ebû Said (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kıyamet günü, insanların Allah´a en sevgili ve mekân olarak en yakın olanı, âdil imamdır. Kıyamet günü, insanların Allah´a en menfuru O´ndan mekân olarak en uzak olanı da zâlim sultandır." [Tirmizî, Ahkâm 4, (1329).] [30]



DÖRDÜNCÜ FASIL

EMİR OLMANIN KÖTÜLÜĞÜ


Umumî Açıklama:


Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), insanlar üzerine âmil olmayı, bir başka ifade ile me´murluğa talib olmayı tavsiye etmez. Şüphesiz bunun çeşitli sebepleri vardır:

* Her şeyden önce memurluk muhâtaralı bir meslektir, pek çok sorumluluklar araya giriyor, kul hakkı araya giriyor, adaletli olmak gibi, mânen son derece ciddi ve tehlikeli mes´uliyetler araya giriyor. Üstelik, mesleğin tabiatı icabı, bîtaraflığı, adâletli olmayı önleyen sebepler çok ve galip...

* Me´murun çoğalması devlete iktisadî bir kısım problemler getirmektedir: İstihsa...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hilafet ve İmamet 3
« Posted on: 23 Nisan 2024, 21:09:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hilafet ve İmamet 3 rüya tabiri, Hilafet ve İmamet 3 mekke canlı, Hilafet ve İmamet 3 kabe canlı yayın, Hilafet ve İmamet 3 Üç boyutlu kuran oku Hilafet ve İmamet 3 kuran ı kerim, Hilafet ve İmamet 3 peygamber kıssaları, Hilafet ve İmamet 3 ilitam ders soruları, Hilafet ve İmamet 3önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes