๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kütübü Sitte => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 23 Nisan 2010, 18:26:17



Konu Başlığı: Gazveler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Nisan 2010, 18:26:17
Gazveler


GAZVELER BÖLÜMÜ
UMUMÎ AÇIKLAMA
BAZI TEKNİK BİLGİLER
İLK SERİYYELER
BEDİR GAZVESİ
BENÎ NADÎR GAZVESİ
BENÎ KAYNUKA
KA´B İBNU EŞREF´İN KATLİ
EBU RAFİ ABDULLAH İBNU EBİ´L-HUKAYK´IN ÖLDÜRÜLMESİ
UHUD GAZVESİ
UHUD HARBİ
Uhud Yenilgisinin Sebebi
Bir başka sebep.
RECİ GAZVESİ
Bİ´R-İ MÂUNA GAZVESİ
FEZARE GAZVESİ
HENDEK GAZVESİ
Kuşku nedir, nasıl sağlanmıştır?
ZÂTU´R-RİKA´ GAZVESİ
BENÎ MÜSTALİK GAZVESİ
ENMÂR GAZVESİ
HUDEYBİYE GAZVESİ
HUDEYBİYE GAZVESİ SEBEPLERİ, NETİCELERİ
Sulh Gerçekleşiyor
Müslümanlar Memnun Degil
Sulh İslam´ın En Büyük Zaferi
Bazı Faideler
Sulhün Bozulması
Hudeybiye Sulhünde Adı Geçenler
Ebu Basîr
Ebu Cendel
Süheyl İbnu Amr
Büdeyl İbnu Verka İbni Amr
Urve İbnu Mes´ud İbnu Muattıb
Hudeybiye Sulhünün En Büyük Meyvesi
Allah´ın Kılıcı Hâlid
UMRETU´L-KAZA
MÛTA GAZVESİ
ÜSÂME İBNU ZEYD´İN, CÜHEYNE´NİN HURUKA´YA GÖNDERİLMESİ
FETİH GAZVESİ
Fetih Hazırlığı
Fetih
Af Dışı Tutulanlar
ERKEKLER
1) İkrime ibnu Ebî Cehl
2) Safvân İbnu Ümeyye
3) Abdullah İbnu Sa´d İbni Ebî Sarh:
4) Abdüluzzâ İbnu Hatal
5) Huveyris İbnu Nukayz
6) Mikyas İbnu Sübâbe
7) Abdullah İbnu´z-Ziba´rî es-Sehmî
8) Vahşî İbnu Harb
KADINLAR
1) Hint Bintu Utbe
2) Sâre Mevlâtu Amr İbni Abdilmuttalib
3-4) Abdullah İbnu Hatal´ın iki şarkıcı cariyesi (Kureyne ve Fertana)

Fetihle İlgili Diger Bazı Notlar
Mekke´ye Af
Mekke´nin Tahrimi
Hatıb İbnu Ebi Belte´a
Mekkelilere Mektup Hadisesi

HUNEYN GAZVESİ
EVTAS GAZVESİ
TAİF GAZVESİ
HÂLİD İBNU VELİD RADIYALLAHU ANH´IN BENİ CEZİME´YE GÖNDERİLMESİ
ABDULLAH İBNU HUZAFE ES-SEHMİ VE ALKAME İBNU MÜCEZZİZ ELMÜDLİCİ SERİYYESİ
HZ. EBU MUSÂ VE MUÂZ´IN YEMEN´E GÖNDERİLMESİ
ALİ İBNU EBÎ TALİB VE HÂLİD İBNU VELİD´İN YEMEN´E GÖNDERİLMESİ
ZÜ´L-HALASA GAZVESİ
ZATÜ´S-SELASİL GAZVESİ
TEBÜK GAZVESİ


GAZVELER BÖLÜMÜ


UMUMÎ AÇIKLAMA


1- Gazve kelimesi, lügat olarak kasdetmek ma´nâsına gelir. Mesela mağza´lkelam demek, kelamdan kasdedilen ma´nâ, maksad demektir. Resulullah´ın siyerine giren bir tabir olarak, Aleyhissalâtu vesselâm´ın şahsen veya tarafından hazırlanmış bir ordu ile küffâra karşı "kasd"ını ifade eder. Cemi olarak gazavât ve meğâzî kelimeleri kullanılır. Megâzî, yine aynı asıldan olan mağza´nın cem´idir.

Gazve ile küffar´ın şahıslarının kastedilmesi, memleketlerinin veya Uhud, Hendek gibi indikleri yerlerin kastedilmesinden daha âmmdır.

2- Müslümanlar, hicretten önce, kâfirlere karşı savaşmaktan men edilmişlerdi. Öyle ki, Kureyş müşriklerinin, işkence, hakaret ve zulümlerinden çok çeken müslümanlar, zaman zaman yapılanlara tahammül edemeyerek, silahla mukabele için Resulullah´tan ısrarlı müsaade istemişler fakat Aleyhissalâtu vesselâm her seferinde talebi reddedip müsaade etmemiş, mesele üzerine gelen âyetler de hep sabır tavsiye etmiştir.[1]

Megâzî müellifleri ve hatta müfessirler, küffârla silahlı mücadeleye izin veren ilk âyetin "Haksızlığa uğratılarak kendilerine savaş açılan kimselerin karşı koyup savaşmasına izin verilmiştir" (Hacc 39) olduğunu söyler.

Burada dikkat edilirse, savaşın izni sınırlı bir izindir. Bütün Müslümanlara değil, "kendilerine savaş açılmış olan ve zulme uğratılanlar"adır; yâni Mekkeli müslümanlara. Bu âyetin Medine´de nâzil olduğu kabul edildiğine göre hicretten sonra savaş izni verilmişse de, izin sadece muhacirleredir. Nitekim, Bedir gazvesine kadar, çıkarılan ilk seriyyelere katılanlar ismen bellidir ve incelendiği zaman hepsinin Mekkeli muhacir oldukları görülür. Gerçi bu hususa siyer ve megâzî müellifleri de dikkat çeker.

Bilahare nâzil olan şu âyet mutlak bir cihad emri vermektedir:

"İsteyen, istemeyen hepiniz savaşa çıkın. Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin. Bilirseniz bu sizin için hayırlıdır" (Tevbe 41).

Bu hususta belli bir tedriçle gelen vahiyleri Hicret bahsinin sonunda göstereceğimiz için burada teferruata girmeyeceğiz.

İbnu Hişam´ın Sire´sine göre Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın Medine´de gerçekleştirdiği ilk gazve, ilk askerî çıkış, Hicretin birinci yılı Safer ayının onikinci gününde yaptığı Veddân seferidir. Kureyşle karşılaşmak için çıkılmışsa da karşılaşma olmadan geri dönülmüştür. Bu sefere çıkarken yerine Sa´d İbnu Ubâde´yi halef bırakmıştır.

Buhârî´nin İbnu İshak´tan kaydettiğine göre ise Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın ilk gazvesi Ebvâ´ya olmuştur. İbnu Hacer, bu iki rivayet arasında ihtilaf olmadığını söyler. "Çünkü der, Ebvâ ile Veddân birbirine yakın olan iki yerdir, ikisi arasında altı veya sekiz millik mesafe var, bu sebeple Sa´d İbnu Cüsâme hadisinde "İlk gazve Ebvâ´ya veya Veddân´a idi" diye gelmiştir." İbnu Hacer, tahliline devamla, Megâzî´l-Ümevî´de: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) şahsen gazveye çıktı ve Veddân´a kadar geldi, burası Ebvâ´dır" dendiğini belirterek, bazı müelliflerin Veddân ile Ebvâ´yı, iki ayrı ismi olan aynı yer olarak anladıklarına dikkat çeker.

Musa İbnu Ukbe gibi başka müelliflerin de Resulullah´ın ilk gazvesinin Ebvâ´ya olduğunu söylediklerini kaydeden İbnu Hacer, İbnu Abbâs´tan rivayet edilen şu açıklamayı kaydeder:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Ebvâ´ya varınca, Ubeyde İbnu´l-Hâris´in komutasında altmış kişiyi gönderdi. Bunlar bir grup Kureyşli ile karşılaştılar. Birbirlerine ok attılar. Bu sırada Sa´d İbnu Ebî Vakkas bir ok attı. Allah yolunda ilk ok atan o idi." İbnu Hacer, Ümevî´nin Megâzî´ sinde ilk ok atanın Hamza İbnu Abdilmuttalib´in olduğunun yazılı bulunduğunu, hatta "Kendisine Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) tarafından ilk sancak verilen kimsenin de Hamza olduğunun" yazıldığını, Musa İbnu Ukbe, Ebu Ma´şer, ve el-Vâkidî gibi diğer megâzî sahiplerinin de bu hususta cezm ettiklerini belirtir. Bu husustaki rivayetleri aynen şöyledir: "Hz. Hamza (radıyallahu anh)´ın sancağını taşıyan Hamza´nın halîfi olan Ebu Mürsed idi. Hadise Hicretin birinci senesi Ramazan ayında cereyan etti. Bu sefere katılanların sayısı otuz kişi idi, gayeleri Kureyş´in ticaret kervanını kesmek idi. Büyük bir kalabalığın [Üçyüz kişi] başında olan Ebu Cehil´le karşılaştılar..."[2]



BAZI TEKNİK BİLGİLER:



* İbnu Sa´d, Tabakât´ında Resulullah´ın bizzat katıldığı gazvelerin 27 olduğunu, gönderdiği seriyyelerin ise 47 olduğunu, Hz. Peygamber´in savaştıklarının bi´l-icma gazve olduğunu; Bedir, Uhud, Müreysi, Hendek, Kureyza, Hayber, Mekke Fethi, Huneyn, Taif, ayrıca Benî Kureyza, Hayber dönüşü Vâdi´il-Kura´da el-Gâbe´de de savaştığının rivayet edildiğini belirtir.[3]



* İLK SERİYYELER:



Bedir gazvesi dahil, çıkarılan ilk askeri seriyyelerin gayesi, siyer kitaplarının belirttiği üzere, her defasında, Şam´a gitmekte veya Şam´dan dönmekte olan Kureyş tüccarlarını karşılamak idi. İbnu Sa´d, Bedir Gazvesine kadar şu seriyyelerin yapıldığını kaydeder:[4]

Hz. Hamza Seriyyesi: Ebu Cehil´in başkanlığında üçyüz kişinin himayesindeki bir kervana karşı yapılmıştı. Her iki tarafa da müttefik olan Mecdî İbnu Amr el-Cühenî araya girer, savaşı önler.

Ubeyde İbnu´l-Hâris Seriyyesi: Hicretin 8. ayında Şevvalde altmış kişilik bir kervana karşı gönderilir. Batn-ı Râbığ´da kılıç çekilmeyen karşılaşmada karşılıklı ok atmalar olur. İlk oku bu seferde Sa´d İbnu Ebî Vakkas atar.

Sa´d İbnu Ebî Vakkâs Seriyyesi: Hicretin 9. ayında 20 kişilik bir grupla iyi bir kervana karşı yapılır.

Ebvâ Gazvesi: Hicretin 12. ayında Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın şahsen katıldığı bir gazvedir.

Buvat Gazvesi: Hicretin 13. ayında Rebiülevvelde Resulullah´ın katıldığı bir gazvedir.

Kürz İbnu Câbir´i Takip Gazvesi: Yine hicretin 13. ayında Rebiül-evvel´de adı geçen kişiyi takip için bizzat Resulullah´ın katıldığı bir seferdir. Bu kâfir, Medine civarında talanda bulunup kaçmıştı.

Zü´l-Uşeyre Gazvesi: Hicretin 16. ayında Cemâdiye´l-Ahire´de Resulullah´ın katıldığı bir gazvedir.

Abdullah İbnu Cahş Seriyyesi: Hicretin 17. ayında Receb ayında 12 kişi ile yapılan bir seriyyedir. Bedir öncesi yapılan seriyyelerin en ehemmiyetlisi budur. Bu seriyyede hem mukatele olmuş, müşrik öldürülmüş, hem de azımsanamayacak miktarda ganimet elde edilmiştir. Bu sefer dahil, Bedir öncesi bütün seferlere sâdece muhâcirler iştirak ettiği halde, bu seferde elde edilen ganimet, Ensârîleri de kendi istekleriyle seriyyelere katılmaya müşevvik olmuş, Bedir seferine çok sayıda Medinelinin katılmasına zemin hazırlamıştır.

* İlk mücahidler: Ensârî´dir. İbnu Sa´d´ın tebarüz ettirdiği bir diğer nokta, Bedir savaşı´na kadarki bütün seriyyelerde yer alan mücâhidlerin muhâcir olmasıdır. İbnu Sa´d: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) der, Ensâr´dan hiç kimseyi Bedir Gazvesi´ne kadar seriyyelere dahil etmedi. Böyle davranışının sebebi, (Hicretten önce, onlarla yaptığı antlaşmada) kendisini, beldelerinde himaye etmeyi şart koşmuş olması, (Mekkelilerle savaşma şartını koşmamış olması) idi."

Resulullah´ın yukarıda kaydedilen ilk seferlerinin gayesi, anlaşılacağı üzere, geçim kaynakları -Kur´an´ın ifadesiyle "Ziraate elverişsiz bir vadi"de (İbrahim 37) yaşadıkları için- ticarete dayanan Mekkelilerin Şam´la olan ticarî bağlarını keserek ekonomik ablukaya almaktı. Bu siyaset gerçekten başarılı olacak ve Kureyş kâfirlerini, -İslam intişar tarihi açısından Feth-i Mübîn sayılan- Hudeybiye antlaşmasını yapmaya hazırlayacaktır.

Resulullah´ın gazveleri, askeri tabya açısından askerî- siyasî gözle tahlil edilmeye ziyadesiyle layık ve gereklidir. Kur´an´ın, Resulullah´ta varlığını haber verdiği en güzel örnek bu sahaya da şâmil olmalıdır: لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِى رَسُولِ اللّهِ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ (Ahzâb 21).[5]



ـ4225 ـ1ـ عن بريدة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]غَزَا رسولُ اللّهِ # سِتَّ عَشْرَةَ غَزْوَةً[. أخرجه الشيخان .



1. (4225)- Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onaltı gazve yapmıştır." [Buhârî, Megâzî 89, 1, 77; Müslim, Hacc 218, (1254), Cihad 147, (1814); Tirmizî, Cihâd 6, (1676).][6]



ـ4226 ـ2ـ وعند مسلم: ]أنَّهُ غَزَا مَعَ النَّبِيِّ # سِتَّ عَشْرَةَ غَزْوَةً[ .



2. (4226)- Müslim´in rivayetinde: "(Büreyde (radıyallahu anh)) Resululluh´la birlikte onaltı gazveye katıldığını söyler." [Müslim, Cihad 146, 147, (1814).] [7]



ـ4227 ـ3ـ وفي رواية له: ]غَزَا # تِسْعَ عَشْرَةَ غَزْوَةً، قَاتَلَ فِي ثَمَانِ مِنْهَا[ .



3. (4227)- Yine Müslim´in bir rivayetinde: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ondokuz gazve yaptı, bunlardan sekizinde savaştı" denmektedir. [Müslim, Cihad 146, (1819); Buhârî, Megâzî 87.][8]



ـ4228 ـ4ـ وعن سلمة بن ا‘كوع رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللّهِ # سَبْعَ غَزَوَاتٍ وخَرَجْتُ فِيمَا بَعَثَ مِنَ الْبُعُوثِ تِسْعَ غَزَواتٍ، مَرَّةً عَلَيْنَا أبُو بَكْرٍ وَمَرَّةً عَلَيْنَا أُسَامَةُ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما[. أخرجه الشيخان .



4. (4228)- Seleme İbnu´l-Ekva´ (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte yedi gazve yaptım. Ayrıca çıkardığı seferlerden de dokuzuna katıldım. Bir defasında başımıza Ebu Bekr (radıyallahu anh) bir defasında da Üsâme İbnu Zeyd (radıyallahu anhümâ) vardı." [Buhârî, Megâzî, 87; Müslim, Cihad 148, (1815).][9]