> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte > Feraiz
Sayfa: 1 [2] 3 4 5   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Feraiz  (Okunma Sayısı 3198 defa)
13 Nisan 2010, 13:46:00
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #5 : 13 Nisan 2010, 13:46:00 »



* KIZLAR VE KIZKARDEŞLER



ـ4717 ـ1ـ عن ا‘سود بْنِ يزيد قال: ]أتَانَا مُعَاذٌ رَضِيَ اللّهُ عَنْه بِالْيَمَنِ مُعَلِّماً وَأمِيراً. فَسَألْنَآهُ عَنْ رَجُلٍ تُوُفَي وَتَركَ ابْنَةً وأُخْتاً. فَقَضَى ل‘بْنَةِ النِّصْفُ، وَلِ‘ُخْتِ النِّصْفُ، وَرَسُولُ اللّهِ # حَيٌّ[. أخرجه البخاريُّ، وهذا لفظه، وأبو داود .



1. (4717)- Esved İbnu´l-Yezid anlatıyor: "Bize (Yemen´e), Muaz (radıyallahu anh), muallim ve emir olarak geldi. Ona, bir kızla bir kızkardeş bırakarak ölen kimse(nin veraset durumu) hakkında sorduk. O, kız için yarım, kızkardeşi için de yarıma hükmetti. O sırada Aleyhissalâtu vesselâm sağdı." [Buhârî, Ferâiz 6 12; Ebu Davud, Feraiz 4, (2893).][25]



AÇIKLAMA:



Hadiste, Hz. Muaz´ın hükmü belirtildikten sonra, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın hayatta olduğu belirtilir. Bundan maksad Hz. Muaz´ın verdiği hükümlerde Aleyhissalâtu vesselâm´dan bir delile dayandığını; delil olmayan, yeni karşılaştığı meselelerde karar vermeyip, Efendimizden sorduğuna dikkat çekmektir. Böylece bu hükmün Hz. Mu-az´ın şahsî bir fetvası değil, sünnet-i nebeviyeye dayanan bir hüküm olduğu anlaşılır.[26]



ـ4718 ـ2ـ وعن هُزيل بْنِ شُرحبيل قال: ]سُئِلَ أبو مُوسى عَن بِنْتٍ وَبِنْتِ ابْنِ وَأُخْتٍ. فَقَالَ: لِلْبِنْتِ النِّصْفُ، وَلِ‘ُخْتِ النِّصْفُ؛ فَسُئِلَ ابْنُ مَسْعُودٍ، وَأُخْبِرَ بِقَوْلِ أبِي مُوسى؛ فقَالَ ابْنُ مَسْعُودِ رَضِيَ اللّهُ عَنْه: لَقَدْ ضَلَلْتُ إذاً وَمَا أنَا مِنَ الْمُهْتَدِينَ. ثُمَّ قَالَ: أقْضِى فِيهَا بِقَضَاءِ

رَسُولِ اللّهِ # لِ‘بْنَةِ النِّصْفُ، وَ‘بْنَةِ اِبْنِ السُّدُسُ تَكْمِلَةَ الثُّلُثَيْنِ، وَمَا بَقِىَ لِ‘ُخْتِ. فأُخْبِرَ أبُو مُوسى بَقُوْلِ ابْنِ مَسْعُودٍ. فقَالَ: َ تَسْأُلُونِى مَا دَامَ هذَا الْحَبْرُ فيكُمْ[. أخرجه البخاري وأبو داود والترمذي.»الحَبْرُ« بفتح الحاء وكسرها: العالم .



2. (4718)- Hüzeyl İbnu Şurahbil anlatıyor: "Ebu Musa (radıyallahu anh)´ya "Ölenin bir kızıyla kızkardeşinin oğlu ve [anababa bir] kızkardeşinin miras payından soruldu. Dedi ki:

"Kız için yarı, [anne baba bir] kızkardeş için de yarı. [İbni Mes´ud´a gidin, ondan da sorun. O da benim söylediğime muvafakat edecektir!] [Ebu Musa, fetvasında oğlan kardeşin kızına mirastan pay vermemişti.] Bunun üzerine doğru İbnu Mes´ud´a sorulmaya gidildi ve Ebu Musa´nın söylediği de kendisine haber verildi. İbnu Mes´ud (radıyallahu anh) dedi ki: "(Eğer ben onun fetvasına uyarsam) dalalete düşmüş olurum ve hidayetten ayrılanlara katılırım!"

Sonra ilave etti: "Onlar hakkında, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ ın verdiği hükümle hükmedeceğim: "Kız için yarı, oğulun kızı için- üçte ikiyi tamamlamak üzere- altıda bir,[27] geri kalan da kızkardeş içindir!"

Ebu Musa´ya İbnu Mes´ud´un sözü haber verildi. Bunun üzerine:

"Bu derin alim aranızda olduğu müddetçe (müşkillerinizi) bana sormaya gelmeyin!" dedi. [Buhârî, Feraiz 7, 12; Ebu Davud, Feraiz 4, (2890); Tirmizî, Feraiz 4, (2094).][28]



AÇIKLAMA:



1- Hadisin anlaşılmasını sağlayacak bazı ilave ibareleri tercüme zımnında parantez içerisinde dercettiğimiz için onları tekrar etmeyeceğiz.

2- Hadis, İbnu Mes´ud´un, miras meselesini Ebu Musa´dan daha iyi bildiğini, Ebu Musa´nın onun bu faziletini tasdik ve kabul ettiğini göstermektedir.

3- Hadisin Ebu Davud ve Tirmizî´deki veçhinde, soru sadece Ebu Musa´ya değil, Süleyman İbnu Rebia´ya da sorulur. Soru sahibine Ebu Musa ve Süleyman birlikte cevap verirler.

4- İbnu Mes´ud, oğulun kızına altıda bir nisbetinde pay ayırıyor.

5- "Geri kalan, kızkardeş içindir" ifadesinin gerekçesi: "Kızkardeş kızlarla birlikte asabedir" diye açıklanmıştır. Şöyle ki: Normalde kızların hakkı üçte ikidir. Tek olan kız çocuğu, bunun yarısı olan bir hisseyi alınca, geriye kızların hakkında altıda bir kalır. Bunu da oğulun kızı (veya kızları) alır. Terekeden geri kalan ise en yakın asabeye gider. Oğulun kızları "pay sahipleri" arasında yer almıştır. Öyleyse geriye kalan (üçte bir) da kızkardeş içindir.

Ebu Musa´yı, mirasın yarısını kızkardeşe vermeye sevkeden husus ayet-i kerimede: "Bir kimse ölür ve kendisinin çocuğu olmayıp da bir kızkardeşi bulunursa, mirasın yarısı onundur" (Nisa 176) buyrulmuş olmasıdır. Muhtemelen, ayette geçen veled (çocuk) kelimesinin kız-erkek her ikisini de ifade etmesi durumu nazardan kaçmıştır veya veled kelimesinin sadece erkek çocuğa has olduğunu irade etmiştir. Mamafih "kızkardeş için yarısı" hükmünü "pay" manasında değil, ikram manasında söylemiş olabileceği de ifade edilmiştir.

Hattâbî der ki: "Hadiste, kızkardeşlerin kızlarla birlikte asabe olduğu beyan edilmektedir. Bu görüş sahabeden bir cemaatin, tabiinin ve değişik beldelerin fukahasının umumunun görüşüdür. Ancak sahabeden İbnu Abbas bu meselede bütün ashaba muhalefet etmiştir. Ona göre, bir adam ölür ve geride bir kız ve anababa bir bir kızkardeş bırakırsa, mirasın yarısı kıza aittir. Kızkardeşe hiçbir şey düşmez."[29]


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Feraiz
« Posted on: 28 Nisan 2024, 08:37:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Feraiz rüya tabiri,Feraiz mekke canlı, Feraiz kabe canlı yayın, Feraiz Üç boyutlu kuran oku Feraiz kuran ı kerim, Feraiz peygamber kıssaları,Feraiz ilitam ders soruları, Feraizönlisans arapça,
Logged
13 Nisan 2010, 13:46:21
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #6 : 13 Nisan 2010, 13:46:21 »

* ERKEK KARDEŞLER



ـ4719 ـ1ـ عن عليّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]إنَّكُمْ تَقْرَءُونَ هذِهِ اŒية: مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ تُوصُونَ بِهَا اَوْ دَيْنٍ، وإنَّ رَسُولَ اللّهِ # قضَى بِالدَّيْنِ قَبْلَ الْوَصِيَّةِ، وإنَّ أعْيَانَ بَنِي ا‘مِّ يَتَوارَثُونَ دُونَ بَنِي الْعََّتِ. الرَّجُلُ يَرِثُ أخَاهُ بِيهِ وأُمِّهِ دُونَ أخِيهِ “بِيهِ[. أخرجه الترمذي.»اَعْيَانُ« اِخْوَةُ مِنَ اَبِ وَاُمُّ.و»العََّتُ« الذين أبُوهُمْ وَاحد وأمهاتهم شتى .



1. (4719)- Hz. Ali (radıyallahu anh) buyurmuştur ki: "Sizler şu ayeti okuyorsunuz: "...Bu hisseler, onların borçları ödendikten ve vasiyetleri yerine getirildikten sonradır..." (Nisa 12). Bilesiniz ki Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) vasiyyetin yerine getirilmesinden önce borçlarının ödenmesine hükmetti. Annebaba bir kız ve erkek kardeşler, baba bir, anne ayrı kız ve erkek kardeşlerden önce birbirlerine varis olurlar. Erkek, annebaba bir erkek kardeşine, baba bir erkek kardeşinden önce varis olur." [Tirmizî, Feraiz 5, (2095).][30]



AÇIKLAMA:



1- Hz. Ali (radıyallahu anh) "şu ayeti okuyorsunuz, ama manasını, hükmünü yeterince biliyor musunuz?" demek istemiştir. Çünkü ayette önce vasiyet zikrediliyor, sonra da borç zikrediliyor. Halbuki, ehemmiyet yönüyle Resûlullah, borcu öne almıştır. Yani ölen kimsenin önce borçları tesviye edilecek, sonra vasiyetleri yerine getirilecektir.

2- Hz. Ali, ikinci olarak anababa bir kardeşlerle, baba bir-anne ayrı kardeşler mirasta birleşince, anababa bir kardeşler, yakınlık bağlarının daha güçlü olması sebebiyle varis olacaklarını, öbürlerinin varis olamayacağını ifade eder.[31]



* CENİN



ـ4720 ـ1ـ عن أبى هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَضى رَسُولُ اللّهِ #: في جَنِينِ امْرَأةٍ سَقَطَ مَيْتاً بِغُرَّةٍ: عَبْدٍ أوْ أمَةٍ. ثُمَّ تُوُفِّيَتِ الْمَرْأةُ الَّتِي قَضى لَهَا بِالْغُرَّةِ فَقَضى # أنَّ مِيرَاثِهَا لَبَنِيهَا وَزَوْجِهَا، وَأنَّ الْعَقْلَ عَلى عَصَبَتِهَا[. أخرجه الشيخان والترمذي.»الغُرَّةُ« عند العرب العبد أو ا‘مة. وعند الفقهاء ما بلغ ثمنه من العبيد نصف عشر الدّية.و»العقلُ« الدية.و»العاقِلَةُ« أقارب الرجل الذين يؤدون عنه ما يلزمه من الدية .



1. (4720)- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), ölü olarak düşürülen bir cenin için köle veya cariye bir gurreye hükmetti. Sonra lehine bir gurreye hükmedilen kadın ölmüştü. Aleyhissalâtu vesselâm, kadının mirasının oğullarına ve kocasına kalacağına, diyetinin de asabesine kalacağına hükmetti." [Buhârî, Feraiz 11, Tıbb 46, Dyiat 25; Müslim, Kasame, 35, (1681); Tirmizî, Diyat 15, (1410), Ferâiz 19, (2112).][32]



AÇIKLAMA:



1- Hadise muhtelif tariklerde bazı açıklayıcı ziyadelerle rivayet edilmiştir. Buna göre, Hüzeyl´e bağlı Benî Lihyan´dan bir kadın, hamile olan kumasıyla ağız kavgası yapmış, sonra da çadır direği ile vurup önce karnındaki ceninin düşmesine, daha sonra da annenin ölmesine sebep olmuştur. Kavga eden bu kadınlar Hamel İbnu Malik´in hanımlarıdır.

2- Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), düşen cenin için bir gurreye hükmetmiştir. Gurre, köle demektir, kadın da olabilir, erkek de. Düşük yapan kadın da ölünce, öldüren kadının âkilesinin, yani baba tarafındaki akrabalarının diyet ödemelerine hükmetmiştir. Diyetin, cinayeti bizzat işleyene değil de âkilesine hükmetmesi, ortadaki vakanın gerçek bir cinayet olmamasındandır. İslam şeriatine göre, amden öldürme ile şibh-i amd´ın hükmü farklıdır. Amden öldürme, cinayetin öldürme aletiyle vuku bulmasıyla tahakkuk eder; kesici, yaralayıcı silahlarla yapılan öldürmeler bu sınıfa girer. Böyle olmayanlara şibh-i amd denir. Nitekim sadedinde olduğumuz rivayette çadır direğinin vurulması mevzubahistir. Amden öldürme ile şibh-i amd´le öldürmenin müeyyidesi de farklıdır. Ammde kısas esastır, şibh-i amde âkile´ye diyet terettüp eder.

3- Ulema, düşürülen ceninin diyetinin bir gurre olduğunda ittifak eder. Cenin erkek olmuş, kız olmuş, azaları belli olmuş olmamış farketmez, hüküm aynıdır.

Ancak, cenin canlı doğar da sonra ölürse buna gurre değil, normal bir insanın diyeti gerekir. Bu durumda erkek için yüz deve, kız için elli deve vermek icap eder.

Gurreyi cani vermez, âkilesi öder. Hanefiler ve Şafiiler böyle hükmetmiştir. İmam Malik ve Basra ulemasına göre gurreyi cani öder.

İmam A´zam´la İmam Malik´e göre caniye kefaret lazım gelmez ise de, Şafii´ye ve bazı alimlere göre kefaret de lazımdır.[33]



ـ4721 ـ2ـ وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَضَى رَسُولُ اللّهِ #: أنَّ الْمَوْلُودَ إذَا اسْتَهَلَّ ثُمَّ مَاتَ وَرِثَ وَوُرِّثَ. وإذَا لَمْ يَسْتَهِلَّ فََ يَرِثُ وََ يُوَرِّثُ[. أخرجه أبو داود.»استَهَلَّ الْمَوْلُودُ« إذا بكى عند ودته و يكون ذلك إ من حي، وكذا إن وجد منه أمارة تدل على الحياة.



2. (4721)- Yine Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), doğan çocuk ağlar sonra ölürse, varis olur ve ona varis olunur. Ağlamazsa (ölü doğarsa), ne varis olur ne de ona varis olunur." [Ebu Davud, Feraiz 15, (2920).][34]


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Nisan 2010, 13:46:43
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #7 : 13 Nisan 2010, 13:46:43 »

AÇIKLAMA:



Önceki hadiste de geçtiği üzere ölü doğan çocukla, diri doğup ölen çocuk arasında terettüp edecek ahkam yönüyle büyük fark var. Doğan çocuğun ağlaması, onun diri olarak doğmuş olduğunu tesbit eden alametlerden biridir; nefes alması, hapşırması, kımıldaması gibi başka alametler de canlılığa delil kılınabilir. Bir kimsenin vefatı sırasında varisi hamile ise, doğuma kadar miras taksimi yapılmaz. Çünkü ölü mü doğacak, diri mi; kız mı olacak erkek mi? Bunlar miras taksimine müessir olacak amillerdir. Resûlullah´ın ağlamayı zikretmesi, doğum sırasında anneden ayrılır ayrılmaz, çocuklar çoğunlukla ağlarlar. Şu halde ağlama en belirgin canlılık alametidir.[35]



* MÜLÂANE ÇOCUGU



ـ4722 ـ1ـ عن مكحول قال: ]جَعَلَ رَسُولُ اللّهِ # مِيرَاثَ ابْنِ الْمَُعَنَةِ ‘ُمِّهِ ثُمَّ لِوَرَثَتِهَا مِنْ بَعْدِهَا[. أخرجه أبو داود.»اَلْمَُعَنَةُ« التي عنها زوجها وانتفى من ولدها .



1. (4722)- Mekhul anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), mülâane (ile ayrılan karıkocanın) çocuğunun mirasını annesine kıldı, anneden sonra da annenin varislerine kıldı." [Ebu Davud, Ferâiz 9, (2907).][36]



AÇIKLAMA:



Hadis, mülâane ile boşanan ailenin çocuğunu anneye vermekte, mirasını da anneye ve ondan sonra, belli bir tertip ve sıraya göre gelen annenin asabesine havale etmektedir.[37]



ـ4723 ـ2ـ وعن واثلة بن ا‘سقع رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: تَحُوزُ الْمَرْأةُ ثََثَةَ مَوَارِيثَ: عَتِيقََهَا، وَلَقِيطَهَا، وَولَدِهَا الَّذِى َعَنَتْ عَلَيْهِ[. أخرجه أبو داود والترمذي.»اَللَّقيطُ« الطفل الذي يوجد مرميا على الطريق يعرف أبوه

و أمه وهو حرّ وءَ عليه عند أكثر الفقهاء، وذهب بعضهم الى أن وءَ اللقيط لملتقطه، واحتج بهذا الحديث وليس بحجة عند ا‘كثر، و ثابت عند أكثر أهل النقل .



2. (4723)- Vasile İbnu´l-Eska (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kadın üç mirası toplar. Azadlısı(nın mirası), buluntusu(nun mirası), üzerine mülâane bulunduğu çocuğu(nun mirası)." [Ebu Davud, Feraiz 9, (2906); Tirmizî, Feraiz 23, (2116).][38]



AÇIKLAMA:



Bu hadis, kadının üç ayrı mirasa hak sahibi olduğunu belirtir:

* Azadlısının mirası: yani bir kadının azad ettiği köle ölecek olsa, eğer başka varisi yoksa, azad eden kadın, onun mallarına varis olur. Azadlığa rağmen arada vela denen bir bağ devam eder.

* Buluntunun mirası: Bu umumî yerlerde, cami yol, park, dağ gibi yerlerde bulunup büyütülen çocuk, (bunlara lakit de denir). Bunların babaları belli değildir.

* Mülâane çocuğu: Yani kadının mülâane yoluyla kocasından ayrılmasına sebep olan çocuk. Şarihler, "Bu çocuğu baba nefyettiği için çocukla baba arasında nesep yoktur. Dolayısıyla birbirlerine varis olamazlar" derler. Ama anne cihetinden nesebi sabittir. Bu sebeple anneyle çocuk birbirlerine varis olurlar.[39]



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Nisan 2010, 13:47:04
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #8 : 13 Nisan 2010, 13:47:04 »

* MU´TEDDE (İDDET BEKLEYEN KADIN)



ـ4724 ـ1ـ عن محَمّد بْنِ يَحْيى بنِ حِبَّانِ قالَ: ]كَانَ عِنْدَ جَدِّى حِبَّانَ امْرَأتَانِ: هَاشِمِيَّةٌ، وَأنْصَارِيّةٌ، فَطَلَّقَ ا‘نْصَارِيَّةَ، وَهِىَ تُرْضِعُ. فَمَرَّتْ بِهَا سَنَةٌ، ثُمَّ هَلَكَ وَلَمْ تَحِضْ. فقَالَتْ: أنَا أرثُهُ، لَمْ أحِضْ. فَاخْتَصَمُوا الى عُثْمَانَ رَضِيَ اللّهُ عَنْه فقَضى لَهَا بِالْمِيرَاثِ فََمَتْهُ الْهَاشِمِيَّةُ. فقَالَ: هذَا عَمَلُ ابْنِ عَمِّكِ، هُوَ أشَارَ عَلَيْنَا بهذَا. يَعْنِى عَلِيّاً رَضِيَ اللّهُ عَنْه[. أخرجه مالك.



1. (4724)- Muhammed İbnu Yahya İbni Hibban anlatıyor: "Dedem Hibban´ın iki hanımı vardı. Biri Haşimiye, diğeri Ensariye idi. Dedem, Ensariye´yi, çocuğu meme verir halde boşadı. Kadının üzerinden bir yıl geçti, sonra dedem öldü, kadın hala hayız olmadı. Bunun üzerine:

"Ben kocama varis olurum, çünkü hayız olmadım!" dedi. Dava Hz. Osman (radıyallahu anh)´a intikal etti. Hz. Osman kadının mirasa iştirak etmesine hükmetti. Haşimiye kadın, bu kararı sebebiyle Hz. Osman´ı levmetti. Hz. Osman:

"Bu, senin amcaoğlunun işidir. Böyle hükmetmemize o işaret etti!" dedi. "Amcaoğlun" sözüyle Hz.Ali (radıyallahu anh)´yi kasdetmişti." [Muvatta, Talak 43, (2, 572).][40]



AÇIKLAMA:



1- Hadis, boşanan bir kadının, aradan bir yıl geçmesine rağmen hayız görmediğini belirtir. Bu hal, kadının çocuğunu emzirmesinden ileri gelmiş olmalıdır. Hz. Osman, bu kadının, ölen kocasına varis olacağına hükmeder.

Hz. Osman: "Amcaoğlun" tabiriyle Hz. Ali´yi kasdetmiştir. Haşimi kadının Hz. Osman´ın kararından memnuniyetsizlik izhar etmesi üzerine Hz. Osman´ın "Bu senin amcaoğlunun işi" demesi, bu hükmü Hz.Ali´nin vermiş olduğunu gösterir. Bilindiği üzere Hz. Ali, halifelere hep kadılık yapmıştır.

2- Hz. Osman´ın kadına: "Bu senin amcaoğlunun işi" demekle, kadını yatıştırmayı, gönlünü almayı düşünmüş olmalıdır.[41]



ـ4725 ـ2ـ وعن عبدالرَّحمنِ بْنِ هُرْمُزُ ا‘عْرَجِ: ]أنَّ عُثْمَانَ بْنِ عَفَّانِ رَضِيَ اللّهُ عَنْه وَرَّثَ نِسَاءَ ابْنِ مُكَمِّلٍ مِنْهُ، وَكَانَ طَلَقَّهُنَّ وَهُوَ مَرِيضٌ[. أخرجه مالك .



2. (4725)- Abdurrahman İbnu Hürmüz el-A´rac anlatıyor: "Osman İbnu Affan (radıyallahu anh) İbnu Mükemmil´in hanımlarını kendisine varis kıldı. İbnu Mükemmil hasta iken hanımlarını boşamıştı." [Muvatta, Talak 41, (2, 572).][42]



AÇIKLAMA:



İbnu Mükemmil´in ismi Abdullah´tır. Kaynaklar onun üç hanımı olduğunu, Zühri´nin şeyhi bulunduğunu kaydeder. Abdurrezzak´ın belirttiğine göre, İbnu Mükemmil hasta olduğu halde hanımlarını boşadıktan sonra iki sene daha hayatta kalır. Ölümünden sonra, kadınların iddeti dolar dolmaz, Hz. Osman, kadınları kocalarının malına varis kılar. Hz. Osman´ın varis kılma sebebi, boşama hadisesinin hastalık sırasında yapılmış olmasıdır. Hz. Osman (radıyallahu anh)´ın bu hükmüne ashabtan kimse itiraz etmemiştir.[43]



ـ4726 ـ3ـ وعن ربيعة بن أبى عبد الرحمن قال: ]سَألْتِ امْرأةُ عَبْدِالرَّحْمنِ بْنِ عَوْفٍ رَضِيَ اللّهُ عَنْه الطََّقَ مِنْهُ. فقَالَ: إذَا طَهُرْتِ فآذِنِينِى. فآذَنَتْهُ فَطَلَّقَهَا ألْبَتَّةَ. أوْ تَطْلِقَةً كَانَتْ بَقِيَتْ لَهَا وَهُوَ مَرِيضٌ يَوْمَئِذٍ، فوَرَّثهَا عُثْمَانُ مِنْ زَوْجِهَا مِيرَاثَهَا بَعْدَ انْقِضَاءِ عِدَّتِهَا[. أخرجه مالك .



3. (4726)- Rebîa İbnu Ebi Abdirrahman anlatıyor: "Abdurrahman İbnu Avf´ın hanımı, ondan kendisini boşamasını talep etti. Abdurrahman: "Adetten temizlenince bana haber ver!" dedi. Kadın haber verdi. O da talak-ı bette ile (üç talakla) -veya baki kalan tek bir talakla- boşadı. Ne var ki Abdurrahman o gün hasta idi. Hz. Osman, kadının iddeti tamamlanınca kocasının malına onu da varis kıldı." [Muvatta, Talak 40, (2, 571, 572).][44]



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

13 Nisan 2010, 13:47:26
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #9 : 13 Nisan 2010, 13:47:26 »

AÇIKLAMA:



Bu kadının adı Tümadır Bintu´l-Esbağ el-Kelbiyye´dir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Abdurrahman İbnu Avf´ı Kelb kabilesine gönderir ve: "Davetine icabet ederlerse meliklerinin kızıyla evlen!" emir buyurur. İslamî daveti kabul etmeleri üzerine bir müddet orada ikamet eder ve bu esnada Tümadır ile evlenir. Medine´ye dönüşte, onu beraberinde getirir. Bir Kureyşli ile evlenen ilk Kelbî kadının bu olduğu belirtilir.

Kaynaklarımız, kadının geçimsiz olduğunu, Hz. Abdurrahman´ın onu daha önceden iki talakla boşadığını, tek talak kaldığı halde geçimsiz davranışlarını devam ettirdiğini, Hz. Abdurrahman (radıyallahu anh), hastalanınca böyle bir durumda: "Allah´a yemin olsun. Eğer boşanma istemeye kalkarsan seni boşayacağım" dediğini, kadının da: "vallahi talep edeceğim" dediğini Abdurrahman´ın da: "Öyleyse hayız olup temizlenince bana haber ver!" dediğini kadının durumunu bildirdiğini, Abdurrahman-´ın da onu son defa boşadığını, sadedinde olduğumuz hadiste görüldüğü üzere, Hz. Osman´ın kadını Abdurrahman´a varis kıldığını belirtir.

Hz. Osman´ın varis kılış sebebi, kadını boşadığı sırada Abdurrahman (radıyallahu anh)´ın hasta bulunması ve bu hastalıktan hiç kurtulmadan ölmüş olmasıdır.

Şu halde, ölüme götüren hastalık sırasındaki boşama hadisesi muteber değildir.[45]



* KELÂLE (NE EVLAD NE DE BABA BIRAKMADAN ÖLEN)



ـ4727 ـ1ـ عن زيد بْنِ أسلم قال: ]سَألَ عُمَرُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه رَسُولَ اللّهِ #: عَنِ الْكََلَةِ. فقَالَ لَهُ: تَكْفِيكَ مِنْ ذلِكَ اŒيةُ الَّتِى أُنْزِلَتْ في الصَّيْفِ في آخِرِ سُورَةِ النّسَاءِ.قَالَ راَويه: قُلْتُ ‘بِى إسْحَاقَ: وَهُوَ مَنْ مَاتَ وَلَمْ يَدَعْ وَلَداً وََ وَالِداً؟ قَالَ: كذلِكَ ظَنُّوا[. أخرجه مالك.»آيَةُ الصَّيْفِ« الَّتِى في آخر سورة النساء: يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ اللّهُ يُفْتِيكُمْ في الْكََلَةِ.و»آيةُ الشِّتَاءِ« اŒية الّتِى في أولها: يُوصِيكُمُ اللّهُ في أوَْدِكُمْ اŒية .



1. (4727)- Zeyd İbnu Eslem (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh), Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´a kelâle´(nin miras hissesin)den sormuştu.

"Bu yaz nazil olan, Nisa suresinin sonundaki ayet, bu meselede sana yeterlidir" buyurdular.

Hadisin ravisi der ki: "Ebu İshak´a sordum: "Kelâle, ne çocuk ne de baba bırakmadan ölen kimse değil mi?" Bana: "Böyle zannettiler!" diye cevap verdi." [Muvatta, Feraiz 7, (2, 515); Müslim, Feraiz 9, (1617).]

Yaz mevsiminde indiği için "Yaz ayeti" denen ayet şudur: (Mealen "Senden fetva istiyorlar. De ki: "Varis olarak babası ve çocuğu bulunmayan kimsenin mirası hakkında Allah size hükmünü bildiriyor: Eğer bir kimse ölür ve kendisinin çocuğu olmayıp da bir kızkardeşi bulunursa, mirasın yarısı onundur. Eğer kadın ölür de çocuğu olmayıp geride sadece erkek kardeşi varis olarak bulunursa, mirasın tamamını alır. Varisler iki kızkardeş ise, mirasın üçte ikisi onlara aittir. Eğer varisler hem erkek, hem de kızkardeşler ise, erkeğe iki kız hissesi vardır." Allah şaşırırsınız diye hükümlerini size böylece bildiriyor. Allah herşeyi hakkıyla bilir" (Nisa 176).

Kış mevsiminde indiği için kış ayeti denen ayet de, Nisa suresinin baş tarafındadır:

"Allah, miras taksimini size şöyle emrediyor: Size varis olan çocuklarınızdan erkeğe iki kız hissesi vardır. Çocuklar, hepsi kız olmak üzere ikiden fazla iseler, o zaman mirasın üçte ikisi onlarındır. Eğer çocuk sadece bir kızdan ibaretse ona mirasın yarısı verilir. Eğer ölenin çocuğu varsa, ölenin anne ve babasından herbirine altıda bir hisse vardır. Ölenin çocuğu olmayıp da sadece anne ve babası onun mirasçısı ise, o zaman annenin hakkı üçte birdir. Eğer ölenin kardeşleri de varsa, annenin hakkı yine altıda birdir. Bu hükümler ölünün borçları ödendikten ve usulü dairesinde vasiyeti yerine getirildikten sonra kalan mal içindir. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size menfaatçe daha yakın olduğunu siz bilemezsiniz; bu yüzden de onlar arasındaki miras taksimini size bıraktığımız takdirde adaletsizlik edersiniz. Bu hisseler ise, Allah katından birer hak olarak size emrolunmuştur. Muhakkak ki Allah herşeyi hakkıyla bilir ve her işini hikmetle yerine getirir" (Nisa 11).[46]




[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: 1 [2] 3 4 5   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes