> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hadis Eserleri > Kütübü Sitte >  Alemin Yaradılışı 6
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Alemin Yaradılışı 6  (Okunma Sayısı 644 defa)
19 Nisan 2010, 12:02:40
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Nisan 2010, 12:02:40 »



AÇIKLAMA:






1- Katâde merhum yıldızlarla ilgili bâtıl inançları reddetme sadedinde, Kur´ân âyetlerinde yıldızların yaratılış maksadlarından zikri geçen üç tanesine temas eder:

1- Semânın zineti (Saffat 6).

2- Şeytana atılan taş (Mülk 5).

3- Geceleri istikamet tayini (En´am 97).

Şüphesiz, yıldızların yaratılış maksadı bu üç şeyle sınırlandırılamaz. Ancak bunlar Kur´an´da zikri geçen, herkesin kolayca anlayıp kabul edeceği, münhasıran insana bakan maslahatlardır.

2- Bu rivayette Katâde merhumun dile getirdiği asıl mesele, yıldızlarla ilgili batıl inançları reddetmektir. Günümüzde olduğu gibi, câhiliye devrinde de yıldızlarla ilgili hurâfelere inanılırdı. Bunlardan bir kısmı ferdi küfre atacak çeşittendi.

İbnu Hacer´in kaydettiği bilgilerden bazı özetlemeler sunuyoruz: "İbnu Kuteybe Kitâbu´l-Enva´da (Yıldızlar Kitabı) yazdığına göre... Araplar, cahiliyye devrinde, yağmurun inmesinin yıldız vâsıtasıyla olduğuna inanırdı. Bunu bazıları yıldızın yaratmasına bağlar, bazıları da yıldızı yağmura alâmet kılardı. Şeriatımız onların bu sözlerini iptal etti ve bunu küfür ilân etti. Bunu söyleyen kimse, yağmurun yağmasında yıldızın bir sun´u (yaratması) olduğuna itikad etse bu küfür, Allah´a eş koşma küfrüdür. Ancak bunu bir tecrübe kabilinden (yani falanca yıldızın görülmesiyle yağmurun da yağdığı devamlı görülmüştür, öyleyse yağmur o yıldızla birlikte gelmektedir şeklinde) söylerse bu şirk olmaz. Ancak bu söze de küfr ıtlâkı caiz olur, küfrân-ı nimet kastedilmiş olur. Çünkü, hadisin farklı tariklerinin hiçbirinde küfürle şükür arasında bir vasıta (üçüncü bir vasıf) gelmemiştir. Böylece, hadiste gelen "küfür" kelimesi -söylenen her iki durumu da içine alması için- iki mânaya hamledilir."

Hadisin geri kalan kısmı açıktır.[38]



ـ15ـ وعن أبى موسى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]سَمِعْتُ النَّبىَّ # يَقُولُ: إنَّ اللّهَ تَعالى خَلقَ آدَمَ عَلَيْهِ السََّمُ مِنْ قَبْضَةٍ قَبَضَهَا مِنْ جَميعِ ا‘رْضِ، فَجَاءَ بَنُو آدَمَ عَلى قَدْرِ ا‘رْضِ، وَمِنْهُمْ: ا‘بْيَضُ، وَا‘حْمَرُ، وَا‘سْوَدُ، وَبَيْنَ ذلِكَ، والسّهلُ وَالحزَنُ، والخَبِيثُ، والطَّيِّبُ[. أخرجه أبو داود والترمذى.



15. (1698)- Ebu Mûsa (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ı dinledim, şunu söyledi: "Allah Teâla hazretleri, Âdem´i, yeryüzünün bütün (cüzler)inden almış olduğu bir avuç topraktan yarattı. Âdem´in oğulları da arzın kısımlarına göre vücuda geldi. Bir kısmı beyazdır, bir kısmı kızıldır, bir kısmı siyahdır. Bunlar arasında orta (renkliler) de var. Ayrıca bir kısmı uysaldır, bir kısmı haşindir, bir kısmı habis (kötü kalbli), bir kısmı iyi kalblidir." [Ebu Dâvud, Sünnet 17, Tirmizî, Tefsir, Bakara, (2948).][39]



AÇIKLAMA:



1- Burada, insan ile, onun yaratıldığı aslî kaynak olan yeryüzü arasında bir irtibat, bir kader birliği kurulmaktadır: Beyaz, siyah, kızıl vs. şekilde farklı renkteki ırklar, rengini topraktan aldığı gibi, uysalhaşin, iyikötü şeklindeki mânevî karakterler de vasıflarını topraktan almaktadırlar. Çünkü toprakta bu çeşitlerin hepsi mevcuttur. Bazı âlimler, Hz. Âdem´in altmış farklı çeşitten ve tabiattan yaratıldığını, evladlarının da, bu sebeple farklı şekillerde geldiğini, bu altmış rakamına uygun olması için kefarette altmış fakir doyurmanın vâcib kılındığını söylemiştir.

2- Bazı şârihler (Münâvî, Tîbî vs.) buradaki kabza (avuç) ile maddî, fiilî bir avuçlama kastedilmediğini, bilakis, Allah´ın şânının yüceliğini tahayyül ettirmek, yaratılış hakkında hissî bir temsil vermek kastedildiğini söylerler. Ancak, bununla hakikî avuçlama kastedilmiş olabileceğini söyleyen de olmuştur. Bunlar, "Ancak, demişlerdir, toprağı avuçlayan ölüm meleği Azrail´dir. Avuçlama işini, Allah´ın emriyle yaptığı için, fiil Allah´a nisbet edilmiştir." Bunlar delil olarak Sâid İbnu Mansur ve Ebu Hâtim´in Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh)´den kaydettikleri bir rivayeti delil gösterirler: "Allah Teâla hazretleri, Âdem (aleyhisselam)´i yaratmak istediği zaman, arşın hamelesinden bir meleği, arzdan toprak getirmek üzere yolladı. Ondan toprak almak üzere eğildiği vakit, arz: "Seni gönderenin adına senden, bugün benden cehenneme bir pay ayrılacak herhangi bir şey almamanı taleb ediyorum" dedi. Azrail aldığını bıraktı. Rabbine döndüğü zaman durumu haber verdi. Rabbi onu tekrar gönderdi. Arz yine aynı şeyi söyledi ise de Azrail: "Beni gönderen, itaate daha lâyıktır, (senin talebine değil, O´nun emrine uyacağım) deyip yeryüzünün iyi kısmından, kötü kısmından... avuçladı..."

3- Ulemâ, arzın habisi deyince, çorak ve tuzlu araziyi, iyisi deyince münbit araziyi anlamıştır. Gerek arzla ve gerek insanla ilgili olan umur-u zâhirîye müteallik -renkleri medar-ı bahs eden- ilk dört vasfı zâhiri üzere bırakıp hakikatına hamletmiş, diğer dört vasfın da anlaşılması için te´vili gerekir demiştir. Çünkü sonuncular ahlak-ı bâtına ile ilgilidir.[40]



ـ16ـ وعن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قال رسول اللّه #: لَمَّا خَلَقَ اللّهُ تَعالى آدَمَ عَلَيْهِ السََّمُ، وَنَفخَ فِيهِ الرُّوحَ عَطَسَ، فقَالَ الحَمْدُللّهِ، فَحَمِدَ تَعالى بِإذْنِهِ، فقَالَ لَهُ رَبُّهُ: يَرْحَمُكَ اللّهُ يَا آدَمُ، اذْهَبْ إلى أولَئِكَ المََئِكَةِ إلى مَ“ مِنْهُمْ جُلُوسٌ فَقُلِ: السََّمُ عَلَيْكُمْ، فقَالُوا: عَلَيْكَ السََّمُ وَرَحْمَةُ اللّهِ وَبَرَكاتُهُ، ثُمَّ رَجَعَ إلى رَبِّهِ فقَالَ: إنَّ هذِهِ تَحِيَّتُكَ وَتَحِيَّةُ بَنِيكَ وَبَيْنَهُمْ، فقَالَ اللّهُ تَعالى: وَيَدَاهُ مَقْبُوضَتَانِ: اخْتَرْ أيَّهُمَا شِئْتَ. قَالَ: أخْتَرْتُ يَمِينَ رَبِّى، وَكِلْتَا يَدَىْ رَبِّى يَمِينٌ مُبَارَكَةٌ فَبَسَطَهَا، فإذَا فِيهَا آدَمُ وَذُريَّتُهُ، فقَالَ: أىْ رَبِّ مَا هؤَُءِ قال هؤَءِ ذُريَّتُكَ، فإذَا كُلُّ إنْسَانٍ مَكْتُوبٌ عُمْرُهُ بَيْنَ عَيْنَيْهِ، وَإذَا فِيهِمْ رَجُلٌ مِنْ أضْوَئِهِمْ، فقَالَ: يَاربّ مَنْ هذَا؟ فقَالَ: ابْنُكَ دَاوُدُ، وَقَدْ كَتَبْتُ لَهُ عُمْراً أرْبَعِينَ سَنَةً. قال: زِدْ في عُمُرِهِ. قالَ: ذَلِكَ الَّذِى كَتَبْتُ لَهُ. قالَ: أىْ رَبِّ، فإنِّى قَدْ جَعَلْتُ لَهُ مِنْ عُمْرِى سِتِّينَ سَنَةً. قَالَ: أنْتَ وذاكَ. قَالَ: ثُمَّ أُسْكِنَ آدَمُ الجَنَّةَ مَاشَاءَ اللّهُ، ثُمَّ أُهْبِطَ مِنْهَا، وَكَانَ آدَمُ عَلَيْهِ السََّمُ يَعُدُّ لِنَفْسِهِ، فَأتَاهُ مَلَكُ المَوْتِ، فقَالَ لَهُ: قَدْ عَجِلْتَ، ألَيْسَ قَدْ كُتِبَ لِى ألْفُ سَنَةٍ؟ قال: بَلَى، وَلَكِنَّكَ جَعَلْتَ بْنِكَ دَاودَ مِنْهَا سِتِّىنَ سَنَةٍ، فَجَحَدَ آدَمُ، فَجَحَدَتْ ذريَّتُهُ، وَنَسِىَ فَنَسِيَتْ ذُريَّتُهُ. قالَ: فَمِنْ يَوْمَئِذٍ أُمِرَ بِالْكِتَابِ وَالشُّهُودِ[. أخرجه الترمذى، وتقدم في تفسير سورة ا‘عراف: بدون هذا .



16. (1699)- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah Teâla, Hz. Âdem (aleyhisselam)´i yarattığı ve ruh üflediği zaman, Âdem hapşırdı ve elhamdülillah diyerek, izni ile Teâla´ya hamdetti. Rabbi de ona:

"Ey Âdem, yerhamukallah (Allah sana rahmet etsin), (mukarreb) meleklerden şu oturan gruba git ve "Esselâmu aleyküm" de!" dedi. (Hz. Âdem öyle yaptı. Hitab ettiği melekler):

"Ve aleyke´sselamu ve rahmetullahi ve berekâtuhu!" diye karşılık verdiler. Sonra Âdem (aleyhisselam) Rabbine döndü. Rabbi ona:

"Bu cümle senin ve evlâdlarının aralarındaki selâmlaşmadır" dedi. Allah Teâla hazretleri, elleri kapalı olduğu halde Âdem´e:

"Dilediğini seç!" dedi. Hz. Âdem:

"Rabbimin sağ elini seçtim! Rabbimin iki eli de sağdır, mübarektir" dedi. Sonra Allahu Teâlâ hazretleri sağ elini açtı. İçinde Hz. Âdem ve onun zürriyeti(nin emsâlleri) vardı. Hz. Âdem (aleyhisselam):

"Ay Rabbim, bunlar nedir?" dedi. Rabb Teâla:

"Bunlar senin zürriyetindir" dedi. Her insanın iki gözünün arasında ömrü yazılıydı. Aralarında biri hepsinden daha parlak, daha nurlu idi. Hz. Âdem:

"Ey Rabbim! Bu kimdir?" dedi. Rabb Telâla hazretleri:

"Bu senin oğlun Dâvud´dur. Ben ona kırk yıllık ömür takdir ettim" dedi. Âdem aleyhisselam:

"Ey Rabbim onun ömrünü uzat!" talebinde bulundu. Rabb Teâla:

"Bu ona takdir edilmiş olandır!" deyince, Âdem:

"Ey Rabbim, ben ona kendi ömrümden altmış senesini verdim" diye ısrar etti. Bunun üzerine Rabb Teâla:

"Sen ve bu (talebin berabersiniz)." buyurdu.

Sonra Âdem cennete yerleştirildi. Allah´ın dilediği kadar orada kaldı. Sonra cennetten (arza) indirildi. Âdem burada kendi ecelini yıl beyıl sayıp hesaplıyordu. Derken ölüm meleği geldi. Hz. Âdem (aleyhisselam) ona:

"Acele ettin, erken geldin. Bana bin yıl ömür takdir edilmişti!" dedi. Melek:

"İyi ama sen oğlun Dâvud´a altmış senesini verdin" dedi. Ne var ki O bunu inkâr etti, zürriyeti de inkâr etti; o unuttu, zürriyeti de unuttu."

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ilâve etti: "O günden itibaren yazma ve şahidlik emredildi." [Tirmizî, Tefsir, Muavvizateyn (3365). Bu hadis A´raf sûresinin tefsirinde (612 numarada) geçti. Orada son cümle yoktur.] [41]



AÇIKLAMA:



1- Şârihler, Hz. Âdem´in, ruh üflendiği zaman hapşırmasının sıhhatine alâmet kılındığını, onun hamdetmesinin de sıhhatli, eksiksiz, kâmil bir yaratılışa sahip olma nimetinin gereği olduğunu, bu nimete ancak Allah´ın lütfu ve tevfiki ile mazhar olunduğunu ifade ettiğini belirtir.

2- Tîbî Hz. Âdem´e Cenab-ı Hakk´ın selamlaşmayı öğretmesiyle ilgili olarak: "Allah, geçmiş nimetlere şükrü öğrettikten, onu kâmil kudretine vâkıf kıldıktan sonra mahlukat ile muâşeret âdâbını öğretti, böylece Hakk´ı tâzimden sonra mahlûka karşı hüsn-i ahlâkda muvaffak oldu" der.

Mahlûkla muâşerete selamla başlanması, selamın, karşılıklı sevgi kapısını açan bir anahtar, kardeşlerin kalplerini te´lif eden bir sır, imana götüren bir nûr olmasındandır.

Burada ayrıca öğreniyoruz ki, selamlaşma en eski sünnetlerden biri, insanlığa Cenab-ı Hakk´ın nimetlerinden ilkidir.

3- Cenab-ı Hak...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Alemin Yaradılışı 6
« Posted on: 26 Nisan 2024, 02:19:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Alemin Yaradılışı 6 rüya tabiri, Alemin Yaradılışı 6 mekke canlı, Alemin Yaradılışı 6 kabe canlı yayın, Alemin Yaradılışı 6 Üç boyutlu kuran oku Alemin Yaradılışı 6 kuran ı kerim, Alemin Yaradılışı 6 peygamber kıssaları, Alemin Yaradılışı 6 ilitam ders soruları, Alemin Yaradılışı 6önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes