Konu Başlığı: Ümmet Kavramının Nüzul Sürecinde Kazandığı İçerik Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Şubat 2011, 15:37:54 Ümmet Kavramının Nüzul Sürecinde Kazandığı İçerik Kur'an'da toplam altmış dört yerde geçen ümmet tekil ve çoğul olarak, on dokuz tanesi Mekkî, altı tanesi Medenî olmak üzere toplam yirmi beş sûrede; kırk iki tanesi Mekkî, on beş tanesi ise Medenî olmak üzere toplam elli yedi âyette geçmektedir. Ümmet Kur'an'da geçtiği altmış dört yerden kırk sekizinde Mekkî, on altısında ise Medenîdir. Bu da söz konusu kelimenin yer aldığı âyetlerin dörtte üçünün Mekkî, dörtte birinin ise Medenî olduğunu göstermektedir. Ümmet kelimesinin yer aldığı Mekkî âyetlerde ele alınan konular ile bu kelimenin yer aldığı Medenî âyetlerdeki konuları özetle ifade etmenin, bu âyetlerdeki konulan mukayese açısından faydalı olacağını düşünüyoruz. Yine söz konusu kelimenin hem Mekkî ve hem de Medenî âyetlerdeki kullanımlarına kısaca işaret etmemiz de, bize, ümmetin bu âyetlerdeki kullanımlarını mukayese etme imkanı verecektir. Ümmet kelimesinin yer aldığı Mekkî âyetlerde, her toplumun bir peygamberinin olduğu[449], belirli bir yaşam sürelerinin bulunduğu, bu süreyi hiç bir şekilde değiştiremeyecekleri[450] yaptıklarının süslü gösterildiği[451], hesap gününde onların içinden şahitlerin getirileceği[452], geçmiş bazı toplumların kendilerine gönderilen peygamberleri yalanladıkları[453], bundan dolayı âhirette cezalandırılacakları[454] belirtilmektedir. Yine bu kelimenin yer aldığı âyetlerden bazılarında peygamberlerin tevhit inancında birleşmiş topluluklar olduğu[455], Musa'nın kavminden insanları hak ile doğru yola ileten ve onunla adaletli davranan bir topluluğun (grub) bulunduğu[456], insanların başlangıçta tek bir din üzere oldukları[457], Allah'ın isteseydi insanları aynı inanç üzerinden yaratabileceğini, ancak böyle yapmadığı anlatılmaktadır.[458] Kur'an'da cinler ve değişik tür hayvan toplulukları için ümmet tabirinin kullanıldığı âyetlerin[459] de Mekke'de nazil olduğu görülmektedir. Yine Mekke'de nazil olan ve söz konusu kelimenin geçtiği bazı âyetlerde hayvanlarını sulamakta olan bir grup insan topluluğu[460], güçlü ve zayıf olan bir grup insan topluluğu[461] ümmet kelimesiyle ifade edilmiştir. Aynı şekilde ümmetin bazı ortak özelliklere sahip az ya da çok insanlar topluluğu anlamlarının dışında, 'uyulacak lider'[462], 'yaşam tarzı'[463], 'müddet’[464] gibi anlamlarda kullanıldığı âyetlerin de Mekke'de nazil olduğu görülmektedir. Ümmet kelimesinin yer aldığı Medenî âyetlerden ikisinde bazı peygamberler ile onların mümin olan oğul ve torunlarından ümmet olarak söz ediImektedir.[465] Yine Medine'de nazil olan bir âyette Hz.İbrahim ve Hz.İsmail'in zürriyetlerinden müslüman bir topluluğun oluşmasını Allah'tan istedikleri anlatılmaktadır.[466] İnsanların başlangıçta tek bir din üzere oldukları[467], Allah'ın isteseydi insanları aynı inanç üzerinde yaratabileceğini, ancak böyle yapmadığını[468], her topluma uygulayacakları bir ibadet yönteminin verildiği[469], hesap gününde her toplumun içinden şahitlerin getirileceği[470], ehl-i kitab'ın hepsinin aynı olmadığı, içlerinde gece boyunca Allah'ın âyetlerini okuyan ve secdeye kapanan[471] dosdoğru bir topluluğun (grup)[472] olduğunun ifade edildiği âyetlerin Medine'de nazil olduğunu görmekteyiz. Görüldüğü üzere ümmetin geçtiği Mekkî âyetlerde işlenen konuların bir kısmı Medenî âyetlerde de işlenmiştir. Yine söz konusu kelime yer aldığı hem Mekkî ve hem de Medenî âyetlerde ortak anlamlarda kullanılmıştır. Bununla birlikte burada bazı hususlar dikkatimizi çekmektedir. Bunları kısaca özetleyecek olursak, bu kelimenin yer aldığı Mekki âyetlerde ümmet, insan topluluğu dışındaki anlamlarında da kullanılırken, yine bu kelimenin yer aldığı Medenî âyetlerde ise ümmetin genelde insan topluluğu ile ilgili anlamlarında kullanıldığı görülmektedir. Yine bu kelimenin yer aldığı Mekkî âyetlerde aralarında inanç birliği olmayan insan toplulukları da ümmet ile ifade edilirken, bu kelime Medenî âyetlerde ise daha çok aralarında inanç birliği olan topluluk ve toplumları anlatmaktadır. Bu da söz konusu kelimenin Medine'de daha farklı bir içerik kazandığını düşündürmektedir. Ümmet kelimesi özellikle Medine'de nazil olan âyetlerde genelde aralarında inanç birliği olan dîni grup ve toplumları anlatmakta, söz konusu kelime bu âyetlerde genellikle dînî bir takım sıfatlarla nitelendirilmektedir. Meselâ Âl-i İmrân sûresi 113, ve Mâide sûresi 66. âyetlerinde güzel amelleri ile nitelenen ehl-i kitab'tan bir grup, ümmet ile ifade edilmektedir. A'râf sûresi 164. âyette Allah'ın yasaklarını ihlal eden İsrailoğullarından bir topluluğa öğüt veren bir grup ta, yine aynı kelime ile ifade edilmiştir. Bakara sûresi 134 ve 141. âyetlerde geçen ümmet te aralarında inanç birliği olan mümin topluluğu anlatır. Bakara sûresi 128. âyette geçen ümmet dînî bir sıfat olan müslim kelimesiyle nitelendirilmektedir. Bakara 143. âyette geçen ümmet Hz. Peygamber ve ona inanan insanlar tarafından oluşturulmuş olan dînî bir toplumu (Ümmeti Muhammed) anlatmaktadır. Bu toplum söz konusu âyette hak ve adaletten ayrılmayan dengeli örnek ve önder (vasat) olarak nitelendirilmektedir. Âl-i İmrân sûresi 110. âyette bu toplumun insanlar için çıkarılmış en hayırlı toplum olduğundan; aynı sûrenin 104. âyetinde de bu toplum içerisinden iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir cemaatin bulunmasının gerekliliğinden söz edilmektedir. Bu kelimenin Medine'de genelde dînî bir toplumu ifade edişi, İslam tarihinde gerçekten kesin bir dönüşüm anını işaret etmektedir. O da sosyal ve siyasal oluşumlardaki kan bağına dayalı akrabalık ve buna bağlı kabilecilik anlayışının yerine ortak dînî inanca dayalı yeni bir sosyal birlik anlayışının geliştirilmiş[473] olmasıdır. Sonuç olarak ümmet kelimesin vahiy sürecindeki gelişim seyrine baktığımızda kelimenin Medîne'de daha farklı bir içerik kazanarak burada dînî bir sıfata büründüğü görülmektedir. Bu kelime Medine'de nazil olan âyetlerde genelde aralarında inanç birliği olan dîni grup ve toplumları anlatmakta olup, ümmet bu ayetlerde genellikle dînî bir takım sıfatlarla nitelendirilmektedir. [474] [449] Yûnus:10/47; Nahl: 16/36. [450] A'râf: 7/34; Mü'minûn: 23/43. [451] En'âm: 6/108. [452] Nahl: 16/84. [453] Mü'minûn: 23/44. [454] A'râf: 7/38. [455] Enbiyâ: 21/92; Mü'minûn: 23/52. [456] A'râf: 7/159. [457] Yunus: 10/19. [458] Şûra: 42/8. [459] En'âm: 6/38; A'râf: 7/38. [460] Kasas: 28/23. [461] Nahl: 16/92. [462] Nahl: 16/120. [463] Zuhrûf: 43/22-23. [464] Yusuf: 12/45. [465] Bakara: 2/134, 141. [466] Bakara: 2/128. [467] Bakara: 2/213. [468] Mâide: 5/48. [469] Hac: 22/67. [470] Nisâ: 4/41. [471] Âi-i İmrân: 3/113. [472] Âl-i İmrân: 3/113; Mâide: 5/66. [473] Izutsu,Toshihko, God and Man in The Koran, Tokyo 1964. [474] Yrd. Doç. Dr. Hasan Keskin, Kur’an’da Ümmet Kavramı, Rağbet Yayınları: 104-108. |