๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Kuranda İnsan Psikolojisi => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 13 Şubat 2011, 22:53:08



Konu Başlığı: Ümmet Kavramının Dinsel Boyutu
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 13 Şubat 2011, 22:53:08
ÜMMET KAVRAMININ DİLSEL BOYUTU

  Ümmet Kelimesinin Etimolojik Yapısı

 Ümmet kelimesinin sözlük ve terim anlamlarına geçmeden önce, onun etimolojik yapısı hakkında söylenenlere bir göz atmak gerekmektedir.

Ümmet (çoğulu ümem) Arapça asıllı bir kelimedir.[6] Bu kelimenin Arapça olduğu konusunda dilcilerin genel bir kabulü olmasına rağmen, Kur'an'da yer alan Arapça asıllı olmayan kelimeler[7] üzerinde bir çalışma yapan ve burada ümmet keli­mesini inceleyen Arthur Jeffery, söz konusu kelimenin aslının İbrânice, Aramca ve Akadca -ki bunların hepsi Sümerce'ye dayanmaktadır- olup, Arapça olmadığına dair iddia edilen tezlerin doğru olabileceğini söylemektedir.[8] Söz konusu kelimenin, adı geçen dillerden erken dönemde Arapça'ya geçerek Arapçalaştığını belirten Jeffery, kullanımlarına bakarak kelime­nin ilk defa Kuzey Arabistan'da ortaya çıktığını söylemektedir.[9] Ümmet kelimesinin İbrânice'de "halk" ve "kabile" gibi anlamla­ra geldiğini belirten W. Montgomery Watt da, bu kelimenin Arapça'daki kullanımına İbrânice'deki kullanımının etkisinin olabileceğini söylemektedir.[10] Bernard Lewis ise bunlardan farklı olarak ümmet kelimesinin İslam öncesi dönemlere ait olduğu­nu, Sâmî dilleri kadar eski olan Arapça'da da bulunduğunu belirtmektedir.[11] İslam Ansiklopedisi'nde ümmet maddesini yazan Nihat Çetin (ö. 1993), ümmet kelimesinin Hz. Peygam­ber tarafından İbrânice veya Aramca'dan alındığını iddia etme­nin maksatlı ve lüzumsuz bir gayret olduğunu söyleyerek, söz konusu kelimenin aslının Arapça olmadığı görüşünü reddetmektedir. Ona göre bu kelime Arapça asıllıdır.[12] Biz de yaptığı­mız araştırmalarda, gerek Kur'an'da arapçalaşmış kelimeler ile ilgili yazılan eserlerde yer alan listelerde ve gerekse lügat kitap­larında, ümmet kelimesinin arapçalaşmış bir kelime olduğuna dâir her hangi bir bilgiye rastlayamadık.[13] Dolayısıyla ümmet kelimesinin arapçalaşmış (muarrebe) bir kelime olduğu şeklin­deki iddia üzerinde bir irtifak söz konusu değildir.

Ümmet kelimesi Arapça'da e-m-m kökünden türemiş bir isimdir.[14] Ancak bazı dilciler bu kelimenin e-m-m kökünden türeyen ve ümmet kelimesi ile aralarında anlam yakınlığı bulu­nan ümm, ümmî ve imâm kelimelerinden türetildiğini söyle­mektedirler.[15] Ümmet kelimesinin, emme fiilinin mastarların­dan biri olan imâmdan türetildiğini söyleyen Elmalılı Hamdi Yazır (ö.1942), konu ile ilgili olarak görüşünü şöyle bir anı içerisinde nakletmektedir: "Emrullah Efendi[16] merhum ümmet kelimesinin ümmî kelimesi ile ilgili olduğunu zannederek nation tabirini millet diye ifade etmeyi tercih etmişti. O zamandan beri ümmet mefhumu zayi edilmiş, istihfaflı (hafife alınan) bir telak­kiye maruz kalmıştır. Istılâhât Encümeni'nde[17] sonradan buluş­tuğumuzda bu kelimenin ümm veya ümmî tabirleri ile değil imâm tabiri ile alakalı bulunduğunu izah eylemiş ve bunu kendisine kabul ettirmiştim. Maatteessüf geçmiş hatasını tashihe fırsat elvermeden Emrullah Efendi vefat etmişti."[18]

Ümmet kelimesini bazıları, immet şeklinde de oku­muşlardır.[19] Ümmetle aynı kökten türeyen immet bazılarına göre; ümmetle eş anlamlı, bazılarına göre ise farklı anlamlıdır.[20] el-Ahfeş (221/835)'e göre ümmet, immet ile eş anlamlıdır. Ona göre ümmet, Temîm, immet ise Hicaz bölgesine ait bir kulla­nımdır.[21] Bu bilgilerden sonra ümmet sözcüğünün sözlük ve terim anlamlarını ele alabiliriz. [22]


[6] el-Ahfeş (221/835), bu kelimenin lafız bakımından rnüfret, anlam bakımın­dan ise cemi (çoğul) olduğunu söylemektedir (bkz. İbn Manzûr, Muhammed b. Mükerrem, Lisânü'l-'arab, Beyrut 1994, XII, 28; Zebidî, Muhammed Murtaza, Tâcü'l-'arûs min cevâhiri'l-kâmûs, Beyrut 1994, XVI, 27).

[7] Alimler Kur'an'da Arap lügati dışında kelime bulunup bulunmadığı konusunda farklı görüşlere sahiptirler. Aralarında İmâm Şafiî (204/819), İbn Cerîr (310/922), Ebû Ubeyde (210/825), İbn Fârîs (395/l005)'in de bulunduğu pek çok ilim adamı, Yûsuf sûresi 2. ve Fussilet sûresi 44. âyetle­re dayanarak Kur'an'da Arap lügati dışında yabancı asıllı hiç bir kelimenin bulunmadığı görüşünü savunurken, diğer bir kısım alimler ise, Arapların gerek ticaret ve gerekse diğer hususlarla ilgili seyahatlerinde yabancılarla görüştükleri, onların dillerinden etkilendiklerini, şiirlerinde ve konuşmala­rında yabancı bir takım kelimeleri kullandıklarını hatta bu kelimelerin daha sonra arapçalaştıklarını söyleyerek Kur'an'da yabancı kelimelerin varlığını kabul etmektedirler (bkz Suyûti, el-İtkân, I, 178-180).

[8] Jeffery, Arthur, The Foreign Vocabulory of the Qur'an, Kahire 1937, s.70.

[9] Jeffery, The Foreign Vocabulary of the Qur'an, s.70.

[10] Watt, W. Montgomery İslam Nedir (trc. Elif Rıza), İstanbul 1993, s.91.

[11] Lewis,  Bernard, İslam'ın Siyasal Dili (trc.Fatih Taşar), Kayseri 1992, s. 53.

[12] Nihat Çetin, "Ümmet" mad., İslam Ansiklopedisi, MEB., İstanbul 1986, XIII, 102.

[13] Bkz. İbn Düreyd, Ebû Bekir Muhammed el-Hasan, Cemheretü'l-lüğa (thk. Remzi Münir Balbekkî), Beyrut 1987, 1,59-61; Suyûtî, Celâleddin, el-Mühezzeb fimâ vaka'a fi'l-Kur'ân mine'l-Mu'arreb, (thk. Muhammed Altuncî), Beyrut 1995; Cevâlîkî, Ebû Mansûr, el-Mu'arrab (thk. F. Abdurrahim), Dımeşk 1990; İbrahim Murad, el-Mustalahu'l-e'cemî, Beyrut 1985; Halil b. Ahmed el-Ferâhîdî, Ebû Abdurrahman, Kitâbul-'Ayn (thk. Mehdi el-Mahzûmî ve İbrahim es-Samirâî), Beyrut 1988, VIII, 426-27; İbn Manzûr, Lisânü'l-'arab, XII,22-28; Zebîdî, Tâcü'l-'arûs, XVI, 26.   

[14] İbn Manzûr, Lisânü'l-'arab, XII,22; Zebîdî, Tâcü'l-'arûs, XVI,26; İbn Âşûr, Muhammed Tâhir, Tefsîrü't-tahrîr ve't-tenvir, yy. ty., I, 721, II, 300.

[15] Bkz. Halil b.  Ahmed,  Kitâbul-'Ayn, VIII, 426-27; Yazır, Muhammed. Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1971,1,508. Ümmî kelimesinin emm kökünden türetildiğini söyleyenler olduğu gibi ümmet kelimesinden de türetildiğini söyleyenler bulunmaktadır (bkz. Cev­heri, İsmail b. Hammâd, es-Sıhâh (thk. Ahmed Abdulğaffar Attâr), Beyrut 1984, V, 1863; İbn Manzûr, Lisânü'l-'arab, XII, 22;  Zebîdî, Tâcü'l-'arûs, XVI, 26).

[16] 1858-1914 yılları arasında yaşamıştır. 1910-1914 yılları arasında Osmanlı Devİeti'nde Maarif Nazırlığı görevinde bulunmuş, eğitime dâir fikirleri ve uygulamalarıyla da tanınmıştır. Eserlerinden bazıları şunlardır:

1- Muhîtü'l-Maârif, İstanbul 1318.

2- Yeni Muhîtü'l-Maârif İstanbul 1328.

3- İzahnâme, İstanbul 1330 (bkz. Kazıcı, Ziya, "Emrullah Efendi", DİA., İstanbul 1995, XI, 165-166).

[17] Adı geçen kuruluş, batı kaynaklı terimlere Türkçe karşılıklar bulmak üzere 1913 yılında dönemin Maarif Nâzırı Emrullah Efendi'nin de teşebbüsleriyle Maarif Nezâreti tarafından İstanbul'da kurulan ve devrin önde gelen ta­nınmış ilim ve fikir adamlarından oluşan ilmî bir cemiyettir. Elmalılı Hamdi Yazır da bu Encümenin üyelerinden birisidir (bkz. Uçman, Abdullah, "Istılâhât-ı İlmiyye Encümeni", DİA., İstanbul 1999, XIX, 207-208.

[18] Yazır, Muhammed Hamdi, "Dibace", (Tahlili Felsefe Tarihi Metâlib ve Mezâhib'ın girişi), İstanbul  1341, s.37.

[19] İbn Abbâd, İsmail, el-Muhît fi'l-lüğa (thk. Muhammed Hasan Âl-i Yasin) Beyrut 1994, X, 460.

[20] İmmet kelimesi sözlükte; saltanat, nimet, din, âdet, yol, hal, durum anlamlarına gelmektedir (bkz. Halil b. Ahmed, Kitâbul-'Ayn, VIII, 428-29 İbn Abbâd, el-Muhît fi'1-lüğa, X, 460; İbn Manzûr, Lisânü'l-'arab, XII, 23-24; Zebîdî, Tâcü'l-'arûs, XV, 26). Bu anlamların bir kısmı aynı zamanda ümmet kelimesinin de anlamları arasında yer almaktadır. Demek ki her iki kelime de müşterek bazı anlamları içermektedir.

[21] el-Ahfeş el-Evsad, Saîd b. Mes'ade el-Belhî el-Mec'aş'î, Me'âni'I-Kur'an , (thk. Abdu'l-Emîr Muhammed Emin el-Verd), Beyrut 1985,1, 419.

[22] Yrd. Doç. Dr. Hasan Keskin, Kur’an’da Ümmet Kavramı, Rağbet Yayınları: 13-16.