> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Kuranı Kerim > Kuranda İnsan Psikolojisi >  Tuzakçı Tavır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tuzakçı Tavır  (Okunma Sayısı 808 defa)
07 Mayıs 2011, 23:54:32
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Mayıs 2011, 23:54:32 »



Tuzakçı Tavır

Kur'an-ı Kerim, tuzakçı tavırlarla ilgili olarak temelde iki ke­lime kullanır. Bunlardan ilki olan (m-k-r) kök harflerin­den türeyen keyd, tuzak, kandırma manasındadır. Bu nedenle “Harp hiledir” denilmiştir. [1014] Bâtıl ya da hak amacıyla planlama yapmak [1015] anlamına da gelir.

İkincisi olan ve (m-k-r) kök harflerinden türeyen mekr ise, birisini amaçladığı bir şeyden hile ile uzaklaştırmak, [1016] giz­lice kurulmuş düzen, fesat için gizli ve nifak dolu çalışmalar yü­rütmek, [1017] gizli bir amacı gerçekleştirmek için karmaşık bir plan yapma anlamına gelir ve iyi ya da kötü bir içeriğe sahip olabilir.

Allah düşmanları sürekli bunu yaparlar. Ama başarı şansı olma­yan kötü kimselere karşı her şey elinde olan Allah'ın da planları vardır. [1018] Kur'an-ı Kerim'in temas ettiği Allah'ın kurduğu tuzak ise, insanların işlediği suçun cezasıdır ve bu cezaya tuzak denilmesi mecazidir. [1019] Kur'an-ı Kerim'de

“Kötülüğün karşılığının kötülük” olarak isimlendirilmesi, [1020] ikincisinin gerçekte kötülük olmamasın­dan ve kelimenin çift yönlü bir anlama sahip oluşundandır.

“Size saldırana siz de saldırın” mealindeki âyette [1021] de ilki zulümken, ikinci­si zulüm olmamasına rağmen cezasının bilinmesi için günahın adıyla anılmıştır. [1022]

Allah inkarcılara yaptıklarını güzel gösterdiği gibi her böl­gede oranın büyüklerini Allah'ın dinine ve peygamberlerine karşı gururlu sözler sarf etsinler, bâtıl işler yapsınlar diye, günahkâr yani müşrik ve Allah'a karşı isyankâr insanlar kılmıştır. Bu, onla­rın bu yönde bir eğilime sahip olmalarındandır. Yoksa Allah on­ların iradelerine müdahale edip de onları şerre yönlendirmiş de­ğildir. Onlar Allah'ın hazırladığı acı azabın farkında değillerdir. Ve onlar Allah'a karşı sapıklıklarında ve kibirli tavırlarında istik­rarlıdır: [1023]

“Böylece biz, her kasabada, oralarda bozgunculuk yapmaları için, günahkârlarını liderler yaptık. Onlar yalnız kendilerini aldatırlar, ama farkında olmazlar. Onlara bir âyet geldiğinde, Allah'ın elçilerine verilenin benzeri bize de verilmedikçe kesinlikle inanmayız, dediler. Al­lah, peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suç işleyenlere, kur­dukları tuzaklara karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir.” [1024] Yani, “Mekke'nin asilzadelerini tuzak kuran kimseler kıldığımız gibi, her toplumda, o toplumun büyüklerini suçlular kıldık. İnkarcılara yaptıklarını süslediğimiz gibi onları da öyle suçlular kıldık.” Çünkü onların yöneticilikleri nedeniyle hainlik etmeye ve tuzak kurmaya ve halkı etkileyecek kötü işler çevir­meye daha fazla güçleri yeter. İnsanın malının ve gücünün çok­luğu insanı bu ikisini korumaya zorlar. Bu koruma da hainlik ve tuzak yalan, gıybet, iftira, yalandan iman etme gibi kötü ahlakın tümüyle sağlanır. [1025] Onların yalanlamaları, tuzak kurma­ları ve hasetleri nedeniyle Allah onlara büyük bir bela, şiddetli bir azap hazırlamıştır. [1026] Allah onları, tuzak kurmaları için serbest bırakmıştır. Özellikle ileri gelenlerin suçluları teşkil etmesi onla­rın genellikle sapıklığı teşvik edici ve insanlara tuzak kurucu kimseler olmalarındandır. Halbuki tuzakları onları kuşatır. Bu bilgi, Rasulullah (s)'a bir tesellidir. [1027] “Suç işleyenlere, yapmakta oldukları hilelere karşılık Allah tarafından aşağılık ve çetin bir azap erişecektir,” sözü Allah'ın peygamberlerine tâbi olmaktan, onların getirdiklerine boyun eğmekten büyüklenenlere şiddetli bir ceza vaadi ve kuvvetli bir tehdittir. Kıyamet Günü onları de­vamlı bir horluk ve zillet beklemektedir. Hile genellikle gizli ol­duğu için buna uygun bir ceza olarak şiddetli bir azap ile karşı­lık göreceklerdir. [1028] Allah yapacağını kendisine karşı gelenlerin arzularına ya da kaprislerine göre değil, kendi iradesi ve planına göre yapar.

Allah'ın evrensel planına yani iradesine müdahale edilemez. Fizikî dünyada olduğu gibi, manevî alemde de adalet, merhamet, lütuf ve ceza konusunda, bildiğimiz kesin olan herhangi bir kanun gibi işleyen yasalar vardır. İnanmayı reddeden kimse her adımıyla daha da aşağı inen ve bu yolda hızı git gide artan bir âsi olacaktır. O neredeyse hiç manevî bir nefes alamayacak ve iyileşmesi göklere tırmanıyormuşçasına zor olacaktır. Öte yandan inanan, hak yolun­da giden kimse her adımını bir öncekinden daha kolay atacaktır. [1029] Tuzakları kendilerine süslü gösterilmiş Mekkeliler örneğinde ol­duğu gibi her toplumda insan cinsi için konmuş olan ilahî sünnete uygun olarak inkarcılara “Hevaya uyarak ve yeryüzünde büyüklenerek peygamberlere düşmanlık ve ıslaha direniş” süslü gösteril­miştir.

Sosyal alandaki ilahî yasa gereği, her şehirde kendilerine peygamber gönderilmiş olsun veya olmasın, ileri gelen günahkâr kimseler peygamberlere ve onların ardından da ıslahatçı kimsele­re tuzak kurarlar. Bu durumu özellikle tamahın ve liderlik sevda­sının arttığı çağlarda görmek mümkündür. Böyle dönemlerde önde gelenler liderliklerini korumak ve konumlarını güçlendir­mek için bireylere ve topluluklara tuzaklar kurarlar. Suçlu önde gelenlerden kasıt ıslah çağrısına karşı duran, ıslahat çabası güden peygamberlere ve onların yolunu sürdürenlere karşı muhalefet eden kimselerdir. Tuzağın ileri gelenlere has kılınması onların bu işe daha fazla güç yetirebilmelerinden ve halkı kendilerine tâbi kılmakta pek zorlanmadıklarındandır. Yoldan çıkmış bozguncu durumlarına bir zarar gelmesin diye hakka ve adalete karşı çıkar­lar. Çünkü kötü amaçlı planların akıbeti hakkındaki ilahî yasa sahiplerinin dünya ve ahirette cezalandırılmasını gerektirmekte­dir. Kur'an'da belirtildiği gibi elçiler zafer kazanır ve karşı çıkan inkarcılar yok edilir. [1030] Hak bâtıla üstün gelir. İlahî sünneti bilmiyor gibi davranmaları kazdıkları kuyuya onları düşürmüş­tür. Ayrıca Mekke'deki tuzakçı önderlere verilecek cezadan bah­sedilmesi, nebi ve müminlere de mükafat vaadi ile bir teselliyi mündemiçtir. [1031]


[1014] İbnu Manzur, a.g.e., III, 383.

[1015] A.g.e., III, 384.

[1016] Rağıb, a.g.e., s. 471.

[1017] Râzî, III, 235.

[1018] Ali, a.g.e., s. 136.

[1019] İbnu Manzur, a.g.e., V, 183.

[1020] Yunus: 10/27.

[1021] Bakara: 2/194.

[1022] İbnu Manzur, a.g.e., V, 183.

[1023] Taberi, V/2, 34.

[1024] Enam: 6/123-124.

[1025] Râzî, V, 135.

[1026] A.g.e., V, 137.

[1027] Zemahşerî, II, 60.

[1028] İbnu Kesîr, III, 326.

[1029] Ali, a.g.e., s. 326.

[1030] Meraği, a.g.e., VIII, 20.

[1031] A.g.e., VIII, 21. Murat Kayacan, Kur’an’da Peygamberler ve Karşı Tavırlar, Ekin Yayınları: 161-164.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tuzakçı Tavır
« Posted on: 26 Nisan 2024, 10:41:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tuzakçı Tavır rüya tabiri, Tuzakçı Tavır mekke canlı, Tuzakçı Tavır kabe canlı yayın, Tuzakçı Tavır Üç boyutlu kuran oku Tuzakçı Tavır kuran ı kerim, Tuzakçı Tavır peygamber kıssaları, Tuzakçı Tavır ilitam ders soruları, Tuzakçı Tavırönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes